Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1461 E. 2021/1308 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2020
NUMARASI : …. Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
İFLAS İDARE MEMURU :
DAVA : Kayıt Kabul
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/09/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 23/09/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Davacının Temmuz 2016 yılında davalı yanında işe başladığını ve iş akdinin fesih tarihi olan 12/12/2017 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, yemek molasında çalışma arkadaşı ….’un davacıya şaka yaptığını ve aralarına şakalaştıklarını daha sonra davalı işvcerence davacının çağrılarak hiçbir neden belirtmeden istifa yazını yaz biz seninle çalışmak istemiyoruz, diyerek davacının iş akdinin feshini ortaya koyduğunu, davacının istifa yazısı yazmayı kabul etmediğini, yapılan haksız fesih nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davalı işyerinin halka açık bir alışveriş merkezi olup bu alışveriş merkezinde davacının arkadaşı ….’a herkesin içinde “Orp…ço….” şeklinde ve devamında ağır bir şekilde küfür ettiğini, bu durumun yöneticilerin görgüye dayalı şahitliğinde gerçekleştiğini, davacıdan savunma istendiğini, davacının küfür edilmesinin şakalaşmadan ibaret oldğunu savunduğunu ancak halka açık bir alışveriş merkezinde şakalaşma için dahi olsa bu şekilde küfürleşmenin kabul edilemeyeceğini, davacının işyerine kabul edilmediği hususunun doğru olmadığını, davacının 3 gün mazertesiz olarak işyerine gitmediğini ve bu durumun tutanak altına alındığını, davacının iş akdini haklı nedenle feshedildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Somut olayda: davacının Temmuz 2016 tarihinden işten ayrıldığı 12/12/2017 tarihine kadar çalışmasına dayalı bir dava olup davacının talep hakkı davalı şirketin iflasından sonra doğmuştur. İflasın açılması 29/03/2017 tarihinde gerçekleşmiştir. Yerleşik pek çok Yargıtay kararında açıkça vurgulandığı üzere davacının işbu davaya konu ettiği kıdem tazminatı hakkı iflas alacağı olmayıp (kayıt kabul davası olmayıp) iflas idaresinin masa borcudur. Masa borçları iflas borçlarından/alacaklarından önce ödenir. Müflis şirketin kendisi dava konusu borçtan sorumlu olmayıp iflas idaresi masa olarak borçlu sayılır.
Konya .. İş Mahkemesi görevsizlik kararında davacının iflas masasına kayıt yaptırması gerektiğinden ve davaya kayıt kabul davası olarak mahkememizce bakılması gerektiğinden söz etmiş ise de dava konusu edilen alacak müflisin sorumlu olmadığı iflas kararından sonra doğmuş bir alacak olduğundan mahkemenin bu gerekçesi İİK ‘na ve dosya kapsamına uygun olmadığından mahkememizce itibar edilmemiştir.
Aynı yerdeki farklı mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, mahkemelerce görev hususu resen nazara alınır. HMK nun 114. maddesi gereğince mahkemenin görevli olması hususu dava şartlarındandır. HMK nun 115. maddesi gereğince de mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Mahkemenin görevsizliği halinde de davanın usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmelidir.
İflastan sonra doğmuş alacakların davasına genel görevli mahkeme hangi mahkeme ise (ki olayımızda iş mahkemesidir) davaya o mahkeme bakmakla görevlidir. Tüm bu nedenlerle genel hükümlere tabi masa borcu niteliğindeki kıdem tazminatından kaynaklanan iflastan sonra doğmuş alacakla ilgili işbu davaya bakmaya mahkememiz görevsiz olup iş mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle HMK nun 114/1-c maddesi ve HMK nun 115/2. maddesi gereğince dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi mümkün olmadığından bu konuda davacıya ek süre vs. verilmesine gerek olmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ve daha önceden görevsizlik kararı veren ve görevsizlik kararı yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşen Konya .. İş Mahkemesinin görevli olduğuna ve adı geçen mahkeme ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” şeklinde davacının davasının mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, daha önceden görevsizlik kararı veren Konya .. İş Mahkemesinin görevli olduğuna, olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan iş bu görevsizlik kararının kanun yoluna başvurmadan kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Konya Bam ilgili daire başkanlığına gönderilmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kayıt kabul davası olduğunu ve bu davalarda görevli mahkemenin de iflasa karar veren Ticaret Mahkemesinin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemesi olduğunu, Asliye Ticaret Mahkemesinin de bu anlamda başlangıçta görevli mahkeme olduğunun kabulü ile incelemeler yaptığını ve tanıkların dinlenerek dosyanın bilirkişiye tevdinin sağlanması ile alacakların hesaplandığını, 06/10/2017 tarihinden itibaren 3 yıla yakın süredir tahkikatın yapıldığını, bu süre sonunda dosyanın önceki geldiği yer olan İş Mahkemesine tevdi ile haksız görevsizlik kararı verilmesi sonucunda dosyanın sürüncemede kaldığını, davalının iflas masası olduğu ve şirketin tüzel kişiliğinin olmadığının da dikkate alındığında aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İflas hali görev kurallarını değiştirebilmektedir. İflas, tacir kişinin veya şirketlerin tüm mal varlığının tasfiyesini ve bu şekilde alacaklıların alacaklarına kavuşmasını hedefleyen hukuksal bir kurumdur.
İflas ile tacir – işverenin tüm hak ve yetkileri iflas masasına geçer. İflas eden işverenin tüm mal, hak ve borçları iflas masası tarafından toplanır. İflas idaresi oluşana kadar her türlü önlem ve işlemleri iflas idaresi yerine getirir. İflasın açılmasından sonra iflas eden işveren aleyhine dava açılamayacaktır. İşverenin iflası halinde, iflas eden borçlu işverenin herhangi bir davada davaya devam ehliyeti kalmaz. Vekili varsa vekalet ilişkisi sona erer. (818. s. BK. m. 397/1, 6098 s. T.B.K. m. 513/1) İflasın açılmasından sonra tüm yetki, temsil, hak ve yükümlülükler iflas idaresine geçer. İflas idaresi ile işçi arasındaki alacak davalarının İş Mahkemelerinde bakılacağına dair yasalarda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. İşte bu noktada, İcra Ve İflas Kanunu özel bir yöntemin izlenmesini şart koşmuştur. Buna göre, müflisten alacaklı olduğunu iddia eden işçi iflas dairesine başvurarak, alacaklı olduğunun kabulünü ve alacağının iflas masasına kaydının yapılmasını talep eder. İflas dairesi bu talebi uygun görürse işçi için sorun bu aşamada dava açmaya gerek kalmadan çözümlenmiş olacaktır. Ancak işçinin alacaklılık iddiası masa tarafından kabul edilmez ise, işçi TTK’ nun 235/1. maddesi uyarınca Ticaret Mahkemesinde 7 gün içinde sıra cetveline kabul davası açmak zorunda kalacaktır. Yasadanda açıkça anlaşıldığı gibi, iflas hali söz konusu olduğunda, işçinin işverenine karşı alacaklarından ötürü davasını (kayıt kabul davası) Ticaret Mahkemesinde açmak zorundadır.
Usul kurallarına göre, mahkemelerin görevi kamu düzenindendir.
Yargıtay 9.H.D. 30/09/2010 gün ve 2009/44751E., 2010/26566K, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/15518E, 2014/17588 K., Yargıtay (kapatılan) 7. HD. 12/05/2014,2014/3359 E., 2014/10477 K. sayılı kararlarında da görüldüğü üzere Yargıtay İş Daireleri çoğunluk kararlarında, işçi alacağı doğmadan önce şirket iflas ettiği takdirde artık davanın İİK’ nun 235. maddesindeki prosedür uyarınca kayıt kabul davası şeklinde Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Davalı şirketin 29/03/2017 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği, dava konusu alacağın ise iş sözleşmesinin devam ettiği ve sonlandırıldığı temmuz 2016 ile 12/12/2017 tarihleri arasında yani iflas tarihinden önce doğmuş olması nedeniyle müflisin kendi borçlarından olduğu ve davanın da iflas tarihinden sonra 25/12/2017 tarihinde açıldığı sabit olmakla 2004 sayılı İİK.’nun 235.maddesi uyarınca görevli mahkeme iflasa karar verilen yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesidir. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Nitekim Yargıtay 13 HD nin 2019/5213 esas 2019/11823 karar, 21. Hukuk Dairesi’nin 2016/5155 esas 2017/7491 karar sayılı ilamı
Mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle görevsizlik kararının kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere İDM ye iadesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafça peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. 23/09/2021

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.