Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1395 E. 2021/2152 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI :…. Esas … Karar

DAVACI : GÜVENCE HESABI –
VEKİLİ : …
DAVALILAR : 1- …
2- …
3- …
4-…
5- …
6- …
7- …
8- …
9- …
10- …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ :…
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde …’un sahibi olduğu ve … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile … Caddesi’nden … istikametine seyreden sürücü …. sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüs ile çarpışması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, motosiklet sürücüsü …’ın vefat ettiğini, kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşumuna … plaka sayılı araç sürücüsünün kusurlu olduğu ve motosikletin ZMMS nin bulunmadığının tespit edildiği, kazada hayatını kaybeden … mirasçıları tarafından …’na dava açıldığını, …nun … E, … K. Sayılı ilamı ile hükmedilen tazminat miktarının 61.842,03 TL olarak … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına ödendiğini, daha sonra … plakalı motosikletin vefat eden işleteninin ve sürücüsünün mirasçıları olan davalılardan tahsil amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borçluları tarafından … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından borca itiraz edilerek icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olarak durdurulduğunu, müvekkili tarafından yapılan takibe karşı yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle iş bu davayı açtıklarını, davanın kabulünü talep ettikleri görülmüştür.
Davalıların yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … tarih, … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili … tarihinde …’un sahibi olduğu ve … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile … Caddesi’nden … istikametine seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüs ile çarpışması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, motosiklet sürücüsü …’ın vefat ettiğini, kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşumuna … plaka sayılı araç sürücüsünün kusurlu olduğu ve motosikletin ZMMS nin bulunmadığının tespit edildiği, kazada hayatını kaybeden … mirasçıları tarafından …’na dava açıldığını, … … E, … K. Sayılı ilamı ile hükmedilen tazminat miktarının 61.842,03 TL olarak … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına ödendiğini, daha sonra … plakalı motosikletin vefat eden işleteninin ve sürücüsünün mirasçıları olan davalılardan tahsil amacıyla… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borçluları tarafından … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından borca itiraz edilerek icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olarak durdurulduğunu, müvekkili tarafından yapılan takibe karşı yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle iş bu davayı açtıklarını, açılan davanın kabulünü talep ettikleri görülmüştür.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK.nun 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nun 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 tarih 37 Esas – 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde kabul edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK.4.maddesinde tahdidi olarak sayılan dava türlerinden olmadığı gibi davacının Güvence Hesabı olduğu, davalıların gerçek kişi olduğu, tacir olmadığı, ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan da olmadığı, eldeki davanın haksız fiilden kaynaklı zararın rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine dayalı itirazın iptali davası olduğu davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, Yargıtay 20. HD’nin 2016/13991 Esas, 2017/368 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2016/18999 Esas, 2018/8701 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2016/17475 Esas, 2019/9220 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2017/1132 Esas, 2019/9502 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2016/14913 Esas, 2019/6350 Karar sayılı içtihatları ile; Ankara BAM 26. HD’nin 2020/267 Esas, 2020/633 Karar, İstanbul Bam 37. HD’nin 2018/1501 Esas, 2018/2212 Karar, Antalya BAM 5. HD’nin 2019/810 Esas, 2019/863 Karar, Adana Bam 3. HD’nin 2020/388 Esas, 2020/472 Karar, Gaziantep Bam 17. HD’nin 2019/531 Esas, 2020/997 Karar, Ankara BAM 13. HD’nin 2020/1143 Esas, 2020/1035 Sayılı karaları da; davamız konusu ile aynı mahiyetteki davalarda uyuşmazlık konusu haksız fiilden kaynaklandığı için halefiyet ilkeleri de nazara alınarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna yönelik içtihat ve kararları içermektedir. Yine Yargıtay 11. HD’nin merci tayinine ilişkin olmasa dahi Asliye Hukuk Mahkemelerince görülen davamız ile benzer mahiyetteki davalarda göreve ilişkin herhangi bir bozma kararı verilmemiştir ( Yüksek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi(nin 2018/310 Esas, 2020/2234 Karar, Yargıtay 17. HD’nin 2018/1392 Esas, 2020/754 Karar) yine Yargıtay 20. HD’nin 23/01/2017 tarih ve 2016/11796-2017/343 sayılı; 23/01/2017 tarih ve 2016/13991-2017/368 sayılı; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 29/12/2016 tarih ve 2016/170-2016/12160 sayılı; 20/05/2019 tarih ve 2016/14913-2019/6350 sayılı; 16/10/2019 tarih ve 2017/1132-2019/9502sayılı ve Ankara BAM 26. HD’nin 04/04/2019 tarih ve 2019/934 2019/648 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi dava niteliği itibariyle haksız fiilden kaynaklanmaktadır, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 05/11/2015 tarih ve 2015/9161 Es. 2015/10578 Kar.,Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 tarih ve 2015/14799 Es. 2015/12738 Kar., Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 09/06/2016 tarih ve 2016/5097 Es. 2016/6736 Kar.sayılı ilamlarının da aynı doğrultuda olduğu görülmüştür.
Ayrıca Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilk derece mahkemesi olarak … Esas, … Karar sayılı ilamının … BAM H.D’nin … Esas, … Karar sayılı … tarihli ilamının da benzer şekilde kabul edildiği, TTK.4.5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, (Y. Hgk 10.02.2016, 2014/17-2389 E, 2016/129 Sayılı İlamının da aynı doğrultuda olduğu görülmüş, (özü; Ticaret Mahkemesi’nin görev alanını belirleyen ilam)) Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kanun yoluna başvuru halinde bu başvurunun reddi halinde red kararının veya görevli yargı yerinin belirlenmesi halinde bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurması halinde dava dosyasının … Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, bu süre içerisinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davaya bakmaya görevli olmasına rağmen görevsizlik kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu, uyuşmazlığın temelde
Yüksek Mahkeme uygulaması ışığında TTK md. 1483/1 maddesi düzenlemesi ile zorunlu mali mesuliyet sigortasından kaynaklandığını, hem istinaf hem de yargıtay uygulamasına dikkat edildiğinde davaya konu somut olay hukuki bakımdan ticari iş sayıldığı için davaya bakmakla görevli mahkemenin görevsizlik kararı veren … Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin olduğunu, usule ve yasalara aykırı olan Konya … Ticaret Mahkemesi’nin … tarihli … Esas, … Karar sayılı kararının kaldırılmasını, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin iş bu davada görevli tayin ve tespit edilmesini, davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne gönderilmesine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen görevsizlik kararı, davacı yanca istinaf edilmiştir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı …, Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmektedir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Her ne kadar dairemizin önceki kararlarında; dava haksız fiilden kaynaklanıyor ise de zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan davalının sorumluluğuna ilişkin olup, zorunlu mali mesuliyet sigortasının 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması ve bu nedenle ticaret mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilmekte idi ise de ;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarihli 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar sayılı, “Bölge Adliye Mahkemesi Kesin Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemine Dair”, dairemizin bu yöndeki kararları kapsamında oluşan uyuşmazlıkların giderilmesine ilişkin yeni tarihli kararına göre;
“Uyuşmazlığın giderilmesine konu somut olaylarda, davacı … zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmektedir. TTK nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir ” şeklinde BAM hukuk daireleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi karşısında önceki verilen kararlardan dönülmesi şeklinde görev konusunda uygulama birliğinin sağlanmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir.
Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi yerinde olup, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Nitekim Yargıtay 4 HD nin 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar; 17. Hukuk dairesinin 2020/466 esas 2020/8778 karar sayılı ilamları.
HMK’nun 353/1-a-3. maddesinde mahkemenin görevli veya yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması halinde esasın incelenmeden kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda somut olayda, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi yerinde olup, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362 maddesi gereğince KESİN olmak üzere OYÇOKLUĞU ile karar verildi.23/12/2021

( MUHALİF)

MUHALEFET ŞERHİ:
Dava, trafik kazasında üçüncü şahsa … tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
… zarar görene ödemiş olduğu zararı sigorta yaptırmayan kişiye karşı açtığı dava NİSPİ TİCARİ BİR DAVA MIDIR?
Somut olayda davanın, trafik kazası nedeniyle güvence hesabı tarafından zarar görene ödenen tazminatın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan araç malikinden rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren iki tarafın tacir olması gerekliliği karşısında bu dava NİSPİ TİCARİ DAVA DEĞİLDİR.
Güvence Hesabının zarar görene ödemiş olduğu zararı sigorta yaptırmayan kişiye karşı açtığı dava MUTLAK TİCARİ BİR DAVA MIDIR?
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/1. maddesinde, bu Kanunun 13. maddesi 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak belli koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla …, … Birliği nezdinde …nın oluşturulacağı hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 14/2-a maddesinde ise sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için güvence hesabına başvurulabileceği belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde ise sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş, aynı Kanunun 4/1-a. Maddesinde de her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Kanunun lafzı ve amacı nazara alındığında zorunlu mali mesuliyet sigortalarından doğan uyuşmazlıklarda Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.(YARGITAY 5. Hukuk Dairesi 2020/7592 E 2020/9097 )
KISACA, davanın Türk Ticaret Kanunun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava, haksız fiilden kaynaklanıyor ise de zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan davalının sorumluluğuna ilişkin olup, zorunlu mali mesuliyet sigortasının 6102 Sayılı TTK.nda düzenlenmesine göre, MUTLAK TİCARİ DAVA OLUP ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.(Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/7592 E 2020/9097 K Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 22/01/2018 tarih ve 2017/10924 esas 2018/399 karar sayılı ilamı, Yargıtay17. Hukuk Dairesinin 2016/9691 esas 2019/4056 karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/15604 esas 2014/15989 karar sayılı ilamı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/2830 esas 2019/1603 karar sayılı ilamı )
Açıklamaya çalıştığım nedenlerle Davacı … açtığı davasının Mutlak Ticari Dava olması sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemesinin Görevli olması sebebiyle esasına girilerek istinaf sebepleri gereğince incelenmesi gerekeceğinden sayın Çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılamamaktayım.

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.