Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1375 E. 2021/2270 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : ….
KARAR TARİHİ : 31/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE : …
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/05/2021
NUMARASI : …

DAVACI : …
..
VEKİLİ : Av…
..
DAVALI :…

VEKİLİ : Av….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 31/12/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 03/01/2022

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 17.02.2020 tarihinde Konya İli … İlçesi … Sokak üzerinde meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkile ait … plaka sayılı Ford marka Focus 2007 model araç ile davalıya alt …. plaka sayılı Seat marka Leon 2017 model araçta maddi hasar meydana geldiğini, davalı sigorta şirketine müracaat edildiğini, herhangi bir cevap verilmediğini, arabulucu görüşmesinin anlaşmazlık ile sonuçlandığını, olay yerinde tutulan kaza yeri tespit tutanağına belirlenen kusur oran ve tariflerine kesin olarak itiraz ettiklerini, sadece kazaya kanşan araçlann değil keşifte görüleceği üzere yol yapısının da kazanın meydana gelmesinde büyük etkisi olduğunu, köşe ve kör nokta olarak görüşe ve harekete trafiğin güvenli seyrine engel vaziyette olduğunu, her ne kadar 5 metre geride dur levhası mevcut ise de araçlann harekete devam edebilmesi için en yakın görüş açısını sağlayıncaya kadar köşeye yaklaşması gerekmekte olup bu durumda ise zaten aracın ister istemez yola çıkmakta ve beyaz yol çizgisini aşmakta olduğunu, meydana gelen kazada müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığı gibi çarpan aracın (davalının aracının) hem aşın hızlı olması (fren mesafesi ve kaza sonrası çarpan aracın durabildiği yere bakılırsa anlaşılacakbr) hem yol çizgisine aşırı yaklaşarak hareket etmesi hem de yoldaki trafiğin seyrine uygun olmayan yapısal bozukluk neticesi bu kaza meydana geldiğini, öncelikle tedbiren mahallinde kusur tespitine yönelik keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak 15.730.00 TL maddi tazminatın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak ve kaza tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, 1.600.00 TL.araç mahrumiyetinden doğan zararın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline, 1000.00 TLdelil tespih masrafının tespit tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, 5.000.00 TL manevi tazminat kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği Konya ili … İlçesi … Sokağın belediyenin sorumluluğunda olmadığını belediyenin sorumluluğunda olmayan bir yolda yapılan kazadan dolayı kendilerine dava yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/05/2021 tarih… Esas…. Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Davacı tarafından her ne kadar iş bu tazminat davası açılmış ise de; davacının 26/04/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
HMK’nun 307. maddesinde “(1)Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” hükmünü amirdir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 HMK.sayılı kanunun 311.maddesi gereği davadan feragat, kesin hükmün yasal sonuçlarını doğuran ve davayı sonuçlandıran taraf işlemi olup, bu durumlar karşısında davacının davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine ilişkin; Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; dava konusu kazanın meydana geldiği kör nokta diye tabir edilen yolun görüşe müsait olmaması, trafik ve seyrüsefere engel olması nedeni ile yolun yapım ve düzeninden sorumlu olduğu gerekçesiyle davalılar arasında belediyenin gösterildiğini, cevap dilekçesinde kazanın meydana geldiği yolun sorumluluğunun büyükşehir belediyesinde değil Meram ilçe Belediye Başkanlığında olduğu kurum tarafından belirtildiği için kurum kayıtlarına istinaden mahkemeden Meram Belediyesinin davalı sıfatı ile davaya dahil edilmesinin istenildiğini, talebin mahkemece reddedildiğini ve Büyükşehir Belediyesi açısından davanın tefrik edilmesine yeni esasa kaydedilerek açılacak dosya üzerinden yargılamanın devamına karar verildiğini, feragat dilekçelerini asıl dosyaya sunduklarını o tarih itibariyle dosyanın tefrik edilerek yeni esaslı bir dava oluşturulduğundan henüz bilgileri olmadığını, buna rağmen yerel mahkemenin feragat dilekçesinin tefrik edilmiş dosyaya sunulmuş gibi kabul ederek tefrik kararından başkaca hiçbir işlem yapmasızın ve evrak üzerinden yaptığı değerlendirme ile doğrudan davaya karar verildiğini ve gerekçeli kararın yazıldığını, yerel mahkeme kararının usule, yasaya ve dosya kapsamına uygun olmadığını, hatta bu kararın verilmesinden önce davanın ön duruşmada tefrik edilmesine dair verilen kararın da usul ve yasaya uygun olmadığını, davanın tefriki için taraflarca herhangi bir talepte bulunulmadığını, yargılamaya devam edilerek asıl dava üzerinden verilecek nihai kararla feragat taleplerinin değerlendirilmesi gerektiği halde bu şekilde resen tefrik kararı verilmesi ve yeni açılan davada evrak üzerinden red kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını, bununla birlikte tek dava altında verilecek kararda davalı tarafa tek bir vekalet ücreti verilmesi gerektiği halde tefrik edilen dosyadan davalı lehine ayrıca vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, tefrik kararının iptaline, asıl dava ile birlikte değerlendirilmek üzere dosyanın asıl dava ile birleştirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; davacı tarafın istinaf nedenlerinin istinaf mahkemesince gözönüne alınabilecek nedenler olmadığını, davacı tarafça dava açılmasına sebebiyet verdikleri iddiasıyla vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin beyan edildiğini, arabuluculuk görüşmeleri esnasında bu hususu dile getirmeleri gerektiği yönünde beyanlarda bulunulduğunu, hukukumuzda hakların kullanılıp kullanılmayacağının tarafların özgür iradesine bırakıldığını, davacı tarafın açıkça feragati bulunduğunu, tüm bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen öncesinde tefrik, akabinde feragat nedeniyle ret kararı, davacı yanca istinaf edilmiştir.
Dava, trafik kazasına ilişkin tazminat davasıdır.
Aynı kanunun “Davaların Ayrılması” başlıklı, 167.Maddesinde, “Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder.”, aynı Kanunun 168/1. maddesinde ise; “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna, ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına, bölge adliye mahkemesinde hükmün kaldırılarak esastan incelenme; Yargıtayda ise bozma sebebi teşkil etmez.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
Davadan feragatle ilgili ise, HMK’nun 309/2. Maddesine göre feragatin hüküm ifade etmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine ihtiyaç yoktur. Mahkeme sadece davacının feragat beyanının doğru olup olmadığını ve kanunda öngörülen şekilde yapılıp yapılmadığını araştırır. Davacı, duruşma dışında davasından feragat etmek isterse, mahkemeye vereceği bir dilekçe ile yazılı olarak HMK’nun 309/1. Maddesine göre davasından feragat edebilir. Ayrıca duruşma dışında yapılan feragatte feragat dilekçesi altındaki imzanın davacıya ait olduğu hususu HMK’nun 159/1. Maddesine göre dilekçeye şerh edilir düzenlemeleri mevcuttur.
6100 sayılı HMK nun “yargılama giderlerinin kapsamı” başlığım taşıyan 323. maddesinde yargılama giderlerinin hangi kalemleri kapsadığı tek tek sayılmış, “yargılama giderlerinden sorumluluk” başlığını taşıyan 326. maddede “kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği,” “yargılama giderlerine hükmedilmesi” başlığını taşıyan 332. maddesinde ise “yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği, yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümün hüküm altında gösterileceği,” hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacının da olduğu duruşmada tefrik kararı verildikten sonra davacı tarafça sunulan dilekçe ile davalı Belediye yönünden davadan kayıtsız şartsız feragat edildiğinin belirtildiği; buna göre mahkemece davalı Belediye yönünden tefrik kararı verilerek davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı gibi davacının dava açarken davalı tarafı doğru bir şekilde tahkik edip davasını ona göre açması gerektiğinden, davanın reddi nedeniyle aleyhine vekalet ücretine takdir edilmesinden bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı taraf kendi hareketleri ile sebebiyet verdiğinin anlaşılmasına göre, buna yönelik itirazın yerinde olduğu görülmekle, istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan peşin harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere oybirliği ile karar verildi..31/12/2021


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı
….
Katip
….
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.