Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1371 E. 2021/1202 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO : 2021/1202
KARAR TARİHİ : 08/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/09/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 09/09/2021
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili Konya .. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketi ile arasında … plakalı traktörüne ilişkin kasko sigorta ilişkisi bulunduğunu, aracın giderken ön ağırlığın kopması sonucu hasara uğradığını, kaza nedeniyle müvekkilinin aracında ağır hasar oluştuğunu, davalı şirket tarafından eskper görevlendirildiğini ve hasarın tespit edildiğini, davalı şirkete 03/07/2019 tarihinde yazılı müracaatta bulunulduğunu, cevap verilmediğini, telefon ile alınan bilgiye göre hasarın ödenmeyeceğinin müvekkiline bildirildiğini, arabulculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını, aracının hasar gördüğünü, davalının hasar bedelini ödememekte olduğunu belirterek kasko poliçesine dayalı olarak 12.456,50 TL nin temerrüt tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hasarın sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışında olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının talep ettiği tazminat miktarının fahiş olduğunu kabul edilemeyeceğini, zira kabul anlamına gelmemek kaydıyla kasko sigorta poliçesinde tanımlanan aracında davacının talep ettiği tutarda kazaya bağlı olarak meydana gelen herhangi bir zarar olmadığını, hasarın sigorta poliçesi kapsamı dışında olduğunu davanın reddinin gerektiğini, davayı kabul etmediklerini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya. .Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/04/2021 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davalı sigorta şirketi ile arasında … plakalı traktörüne ilişkin kasko sigorta ilişkisi bulunduğunu, aracının hasar gördüğünü, davalının hasar bedelini ödememekte olduğunu belirterek 12.456,50 TL nin reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Konunun 6098 sayılı TBK.49.maddesi ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar……………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği, davacının Davalı sigorta şirketi ile arasında … plakalı traktörüne ilişkin kasko sigorta ilişkisi bulunduğunu, mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporunda traktörde meydana gelen ön ağırlık hasarının; ani ve harici bir hareket neticesinde meydana gelmemesi ve kasko sigorta poliçesinde ek sözleşme ile teminat altına alınmadığı için teminat kapsamında olmadığını, ibraz edilen faturalara göre ön ağırlık hasar miktarının 3.074,98 TL olduğunu, traktörde meydana gelen motor bölümü alt takımları, yağ kutusu ve arka sağ lastik jantı hasarının; hareketsiz harici bir cismin çarpması neticesinde vuku bulduğu için kasko poliçesinin teminatı kapsamında olduğunu, mahkeme dosyasına sunulan faturalara göre motor bölümü, alt takımları, yağ kutusu ve arka sağ lastik jantı hasar bedelinin 9.381,52 TL olduğu, iş bu 9.381,52 TL hasar bedelinin davalı sigorta şirketi tarafından davacı sigortalı …’e ödenmesi gerektiğinin bildirildiği görülmekle mahkememiz dosyasına alınan bilirkişi raporunun hukuka ve oluşa uygun olduğu değerlendirilerek yine davaya konu aracın hususi olması nedeniyle yasal faiz uygulanmış olup, ayrıca bu konuda davacı vekilinin mahkememizin 28/04/2021 tarihli beyanı ” Rapora yönelik itirazlarımızı tekrar ederiz, eksik hususlar giderilsin, ayrıca her ne kadar dava dilekçemizde temerrüt tarihinden itibaren faiz istemiş ise de dava tarihini temerrüt tarihi olarak kabul ediyoruz, yeniden rapor alınması talebimiz yoktur.” da dikkate alındığında davacının davalı aleyhine açtığı tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 9.381,52 TL nin temerrüt tarihi olan 06/12/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre ;Davacının davalı aleyhine açtığı tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1- 9.381,52 TL nin temerrüt tarihi olan 06/12/2019 Tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili 10/06/2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; vekil edene ait ve davalı şirket tarafından kaskosu yapılan …. plakalı aracın hareket halindeyken yoldaki çukur nedeniyle aracın ön bölününde bulunan 600 kg ağırlığındaki ağırlığın kırılıp koptuğunu, dolayısıyla ön ağırlık hasarının illetten mücerret olarak yani bir sebebe bağlanmadan kırılıp koptuğunun kabulünün imkansız olduğunu, aracın önündeki ağırlığın kendiliğinden kopmadığını, traktör hareket halindeyken ağırlığın kopması sonucu hasarın meydana geldiğini, aracı kullananın iradesi dışında aracın ön ağırlıklarının yoldaki çukurun ani ve harici etkisi neticesinde kopup çarpması nedeniyle hasar meydana geldiğini, vekil edenin aracını hasara uğratan durumun teminat kapsamında olduğunu, bilirkişi raporunun netice kısmının 2 nolu bendinde yer alan tespitin hukuki ve ilmi dayanaklardan yoksun olduğunun aşikar olduğunu, yerel mahkemenin davanın kabul edilen kısmına herhangi bir itirazları olmamakla birlikte kabul edilen kısma reeskont faiz yerine yasal faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihinin belirlendiğini, müvekkilinin davalı sigorta şirketine ilk olarak 03/07/2019 tarihinde müracaat ettiğini, herhangi bir sonuç alamaması nedeniyle üç defa müracaat edildiğini, ayrıca 28/08/2019 tarihinde arabuluculuk başvurusu da yapıldığını, sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihinin müracaatın tebliğ tarihi olan 04/07/2019 olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kısmen redde ilişkin kısmının lehlerine kaldırılmasına, tüm zarar bedeli olan 12.456,50 TL nin temerrüt tarihi olan 04/07/2019 tarihinden itibaren uygulanacak reeskont faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukukî işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada; davanın konusu, davacı ve davalı sigorta şirketi arasında davacıya ait aracın ticari nitelikte (traktör) bir araç olup kasko sigortası ile davalı şirket nezdinde sigortalanması itibariyle sigortalı araçta meydana gelen hasar bedelinin kasko sigortası kapsamında davalı sigorta şirketinden tahsili talebidir. Mutlak ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması yerindedir
BU KAPSAMDA Davanın esasını ilişkin değerlendirmede
Davacı aracının kasko poliçesi ile davalı şirkete kasko sigortası yaptırıldığı ve kaskolu araçtaki hasarın poliçe yürürlük süresi içinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigorta poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1.maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya araç kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan TTK uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.
Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlaşılan şekilde olmakla birlikte sigortalı Kasko Sigortası Genel Şartlarının 1.5 maddesi ve TTK’nun 1146.maddesi uyarınca, rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfesi sigortalıya geçer.
Kasko Sigortası Poliçesi ile Kasko Teminatı Altına alınan haller ;
‘sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan aracından doğan menfaatin aşağıda belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları, aşağıda yazılı özel şartlar ve klozlar çerçevesince teminat altına alır.
a) Aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması,
b) Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar,
c) Üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler, ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar,
d) Aracın yanması,
e) Aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi
şeklinde belirlenmiştir.
Bu kapsamda dosyaya sunulan bilirkişi raporunda traktörde meydana gelen ön ağırlık hasarının; ani ve harici bir hareket neticesinde meydana gelmemesi ve kasko sigorta poliçesinde ek sözleşme ile teminat altına alınmadığı için teminat kapsamında olmadığını, ibraz edilen faturalara göre ön ağırlık hasar miktarının 3.074,98 TL olduğunu, traktörde meydana gelen motor bölümü alt takımları, yağ kutusu ve arka sağ lastik jantı hasarının; hareketsiz harici bir cismin çarpması neticesinde vuku bulduğu için kasko poliçesinin teminatı kapsamında olduğunu, mahkeme dosyasına sunulan faturalara göre motor bölümü, alt takımları, yağ kutusu ve arka sağ lastik jantı hasar bedelinin 9.381,52 TL olduğu, iş bu 9.381,52 TL hasar bedelinin davalı sigorta şirketi tarafından davacı sigortalı …’e ödenmesi gerektiğinin bildirildiği görülmekle mahkeme dosyasına alınan bilirkişi raporunun hukuka ve oluşa uygun olduğu değerlendirilerek karar verilmesi doğru olup itiraz yersizdir
Her ne kadar davacı taraf temerrüt tarihinden faiz isteminde bulunmuş ise de;
Bu konuda davacı vekilinin mahkemedeki 28/04/2021 tarihli beyanı ” Rapora yönelik itirazlarımızı tekrar ederiz, eksik hususlar giderilsin, ayrıca her ne kadar dava dilekçemizde temerrüt tarihinden itibaren faiz istemiş ise de dava tarihini temerrüt tarihi olarak kabul ediyoruz, yeniden rapor alınması talebimiz yoktur.” da dikkate alındığında davacının talebi ile bağlı kalınarak dava tarihi olan 06/12/2019 tarihinden itibaren faiz kararı da doğrudur.
Ne var ki davanın konusu, davacı ve davalı sigorta şirketi arasında davacıya ait aracın ticari nitelikte (traktör) bir araç olup kasko sigortası ile davalı şirket nezdinde sigortalanması itibariyle sigortalı araçta meydana gelen hasar bedelinin kasko sigortası kapsamında davalı sigorta şirketinden tahsili talebidir. Mutlak ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta ticari faize hükmedilmesi gerekirken yasal faiz karar yanlış olup buna yönelen itiraz yerindedir.
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek yasal faiz yerine ticari faiz olarak karar düzeltilip davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
Davacının davalı aleyhine açtığı tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1- 9.381,52 TL nin temerrüt tarihi olan 06/12/2019 Tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 640,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 212,73 TL nin mahsubu ile bakiye 428,12 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
3-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 263,53 TL ilk yargılama harcı, 1.222,10 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.485,63 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ne göre hesaplanan 3.074,98 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından dava başında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince 994,148 TL sinin davalıdan, geri kalan kısmının ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
8-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
9-Davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru gideri ile 16,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 178,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 09/09/2021

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.