Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1304 E. 2021/2160 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ********
KARAR NO : ********
KARAR TARİHİ : ********

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :********
ÜYE :********
ÜYE :********
KATİP :********

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA *. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : ********
NUMARASI : ******** Esas ******** Karar

DAVACILAR : 1-Kendisine asaleten …’a ( T.C No: …) velayeten … – T.C No: … …
2-Kendisine asaleten …’a ( T.C No:…) velayeten … – T.C No: … …
3- … – T.C No: … …
4- … – T.C No: … …
5- … – T.C No: … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- ******** SİGORTA A.Ş- …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … –
: 2- … – T.C No: … …
3- ******** SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ – …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : ********
KARARIN YAZILMA TARİHİ : ********

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesiyle özetle; ******** tarihinden saat ******** sıralarında, ******** sevk ve idaresindeki motosiklete, davalılardan … idaresindeki ******** plakalı aracın çarptığını ve müvekkiller murisi ********’ın ölümüne sebebiyet verdiğini, kazada motosiklette bulunan ********’ın ise ağır yaralandığını, Konya *. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ******** Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucu davalı … hakkında 3 yıl 4 ay hapis cezası verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, müteveffanın kaza tarihinde 15 yaşında olduğunu, asgari ücret üzerinden gelir elde ederek ailesinin geçimine destek olduğunu, davalı … tarafından oluşan kaza nedeniyle müvekkili baba …’a 50.594,50TL, diğer müvekkili anne …’a ise 56.550,50 TL olmak üzere toplam 107.145,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin müvekkillerinin durumu, olayın özellikleri düşünüldüğünde yetersiz olduğunu, düzenlenen ibranamenin de geçersiz olduğunu, harici yaptırılan bilirkişi incelemesine göre eksik ödenen toplam tutarın 18.724,07 TL olarak belirlendiğini ve açıkladığı nedenlerle tahsilde tekerrür olmamak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ******** tarihli tazminat makbuzu ve ibraname başlıklı belgenin iptali ile müvekkili anne … için eksik ödenen 12.340,97 TL ve baba … için eksik ödenen 6.383,10 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, anne ******** için 40.000,00 TL, baba ******** için 40.000,00 TL, küçük ******** için 30.000,00 TL, ******** için 30.000,00 TL, ******** için 30.000,00 TL, ******** için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 195.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti’inden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ******** tarihli dilekçesiyle, müvekkili … için talep etmiş olduğu destekten yoksun kalma tazminatını 44.874,39 TL’ye, müvekkili … için talep etmiş olduğu destekten yoksun kalma tazminatını ise 47.530,62 TL’ye ıslah etmiştir.
Davalılar … ve ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesiyle özetle; müvekkilinin aracıyla trafikte seyrederken taksirle davacılar murisine çarptığını, ceza mahkemesinde yapılan yargılamada müvekkili hakkında cezaya hükmedildiğini, ancak davacıların bu ceza mahkemesi kararını hukuk mahkemesinde açmış oldukları somut davada hükme esas teşkil ettirmek istediğini, TBK 74.maddesine göre bu durumun hukuk hakimini bağlamayacağını, sigorta şirketi tarafından destekten yoksun kalma tazminatının ödendiğini, maddi kayıpların eksiksiz olarak karşılandığını, ayrıca manevi tazminat talebinin tamamen zenginleşmek kastı ile istendiğini ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ******** vekili cevap dilekçesiyle özetle; ******** tarihinde davacılara yapılan 107.145,00 TL ödeme ile müvekkili şirketin sorumluluğunun son bulduğunu, kabul manasına gelmemek kaydıyla kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi ve müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması, aksi taktirde asgari ücretin baz alınması gerektiğini, davacı tarafından sigortalının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunun tespiti ile aracın hususi araç olması nedeniyle faizin yasal olması gerektiğini ve açıkladığı nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya *.Asliye Ticaret Mahkemesi ******** tarih, ******** esas ******** karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Somut olayda davacı … ile davacı …, davaya konu trafik kazası sonucunda ölen ********’ın desteğinden yoksun kaldıklarını iddia ederek destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmuştur.
Bu kapsamda öncelikle belirlenmesi gereken tazminat hesabının ne şekilde yapılacağıdır. 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’da bu hususta bir düzenleme bulunmadığından bu boşluğun da içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1989/4-586 Esas, 1990/199 sayılı kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereği, muhtemel yaşam süresinin tespitinde Population Masculine Et– Feminine (PMF 1931) Tablosu dikkate alınmalı ve hesaplamaların progresif rant yöntemi kullanılmalı ve ayrıca bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin ise her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tespiti gerekmektedir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan ******** tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün %85, desteğin ise % 15 oranında kusur olduğu tespit edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/3135 E 2018/11955 K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Görevli kollukça düzenlenen ******** tarihli trafik kazası olay özetinde desteğin kask kullanmadığının belirtilmesi, davalı …’ın kollukta verdiği ifadesinde desteğin kaskının bulunmadığını ifade etmesi, ******** tarihli ölü muayene tutanağında ” cesedin harici muayenesinde, frontal bölgede sağ tarafta, sağ üst göz kapağında ve sağ maksilla üzerinde abrazyonlar olduğu” yönünde belirlemeler yapılması, Konya *. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ******** E ******** K sayılı gerekçeli kararında desteğin kask kullanmadığının belirtilmesi karşısında desteğin kaza esnasında kask takmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Desteğin müterafik kusuru nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma tazminat talepleri yönünden % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekmektedir.
2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler, belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. Bu kapsamda davadan önce yapılan bir ödemenin bulunması halinde öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması gerekmektedir. Yapılan hesaplama neticesinde ortaya çıkan tutar ile yapılan ödemenin tutarı arasında aşırı nispetsizlik olması halinde ise bu sefer güncel verilere göre tazminat hesabı yapılması ve hesaplanan tutardan ödemenin güncellenmiş hali ile birlikte mahsup edilmesi gerekmektedir. (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2017/256 E 2019/8940 K)
Somut olayda, davacıların başvurusu üzerine davalı … tarafından davacı …’a 50.594,50 TL, davacı …’a ise 56.550,50 TL tutarında ödeme yapılmış ve ******** tarihli ibraname düzenlenmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/4127 E 2019/644 K sayılı ilamı; ”Mahkemece yapılacak iş; ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri (ödeme tarihindeki asgari ücret vs. gibi) dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile bu tutar yönünden de müterafik kusur sebebi ile indirim yapılması gerekip gerekmediğinin tartışılarak, indirim yapılması gerekiyorsa bu tutardan gereken indirimler yapıldığında ortaya çıkan miktar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak ödemenin yeterli olup olmadığının araştırılması; ödemenin yeterli bulunması halinde davacının bakiye zararı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi, şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez mahkemece yazılı olduğu şekilde karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmeli, bulunacak tutar yönünden de müterafik kusur sebebi ile indirim yapılması gerekip gerekmediğinin tartışılarak, indirim yapılması gerekiyorsa bu tutardan gereken indirimler yapıldığında ortaya çıkan miktara karar verilmesi gerekmektedir.” şeklindedir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan ******** tarihli bilirkişi raporu ile ödeme tarihi olan ******** tarihi itibariyle davacı …’ın talep edebileceği tazminat tutarının 62.748,74 TL, davacı ********’ın talep edebileceği tazminat tutarının ise 63.786,30 TL olduğu tespit edilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/2229 E 2019/12253 K sayılı ilamı; ”Hayatın olağan akışına göre; trafik kazası sonucu davacıların küçük çocuğu ölmeseydi 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ve ana ve babaya bakacağı muhtemeldir. Tazminat hesabında küçüğün gelir elde etmeye başlayacağı yaşın 18 yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerekmektedir.” şeklindedir.
Yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/575 E 2019/9087 K sayılı İlamı; ”Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre vefat eden çocuklar için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken 18 yaşından itibaren gelir getirmeye başlayacağı varsayılarak hak sahibinin destek süresi boyunca tazminat hesaplanmaktadır.” şeklindedir.
Her ne kadar davacılar vekili desteğin 15 yaşından itibaren davacılara destek olacağının kabul edilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de anılan emsal nitelikteki içtihatlar da dikkate alındığında davacılar vekilinin bu iddiası yerinde görülmemiştir.
Desteğin % 20 oranında müterafik kusurlu olduğu hususu dikkate alındığında ******** tarihi itibariyle davacı …’ın talep edebileceği tazminat tutarının 51.029,04 TL, davacı …’ın talep edebileceği tazminat tutarının ise 50.199,00 TL olduğu, davalı … tarafından ******** tarihinde yapılan ödeme neticesinde bu davacıların destekten yoksun kalma zararlarının karşılandığı anlaşıldığından destekten yoksun kalma maddi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/2975 E 2018/11904 K sayılı ilamı; ” TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceğinin göz önüne alınması gerekirken, davalı yararına müterafik kusur ve hatır taşıması indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Yargılama gideri yönünden ise davacıların davalarının müterafik kusur indirimi nedeniyle reddine karar verilmesi nedeniyle maddi tazminat davası yönünden davalılar lehine yargılama giderine hükmedilmemiştir.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Davacı …’ın desteğin annesi, davacı …’ın desteğin babası, davacı …, davacı … ve davacı …’ın desteğin kardeşleri, davacı …’ın ise desteğin anneannesi olduğu anlaşılmıştır.
Davacıların manevi tazminat istemleri yönünden yapılan incelemede, tarafların sosyal ekonomik durumları, kazanın oluşumundaki kusur oranları, davacıların yakınlık dereceleri ve paranın alım gücü dikkate alınarak davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve;
Davacı …’ın maddi tazminat davasının REDDİNE,
Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı …’ın maddi tazminat davasının REDDİNE,
Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müterafik kusurdan bahsedilemeyeceğini, müteveffaya yüklenen oransal kusur değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan ******** tarihli ATK raporunda müvekkiller murisi ********’ın kask takmadığı gerekçesiyle %15 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiğini, itirazlarının dikkate alınmadığını, yerel mahkemece bu oransal kusurun yanında birde müteveffanın kask takmaması sebebi ile müterafik kusurunun varlığına kanaat getirdiğini, ********’a atfedilen %15 oransal kusurun fahiş olduğunu, müterafik kusurun ise hakkaniyete aykırı olduğunu, hem oransal kusurun hem de müterafik kusur indiriminin birlikte yapılamayacağını, indirim hesaplamasının yanlış olduğunu, müteveffanın kaza tarihinde 15 yaşında olduğunu, sigortasız olarak sanayide çalıştığını, müteveffanın asgari ücret üzerinden gelir elde ettiğini ve ailesine destek olduğunu, tanıklarının dinlenmediğini, konunun açıklığa kavuşturulmadan tazminat hesaplamasına geçildiğini, yapılan hesaplamalarda küçüğün 18 yaşından itibaren gelir getireceğinin varsayılarak üç yıllık bilinen dönemin hesabının yapılmadığını, manevi tazminat yönünden ise davalı …’ın iki şirket sahibi olduğunu ve yüksek bir gelir elde ettiğini, müvekkillerinin ise maddi durumunun çok zayıf olduğunu, olayın meydana geliş şekline göre davalının ağır kusurlu olduğunu, çocuk yaşta evlatlarının toprağa verildiğini ve bu durumun ailede büyük tramvalar yarattığını, yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı ******** vekili istinafa cevap olarak; yerel mahkemece verilen kararın uygun olduğunu, kararın bozulması yönündeki taleplerin haksız olduğunu ve itirazların hukuki dayanağının olmadığını, karar gerekçesinde de açıklandığı üzere müvekkil şirket tarafından yapılan ödeme ile tazminat sorumluluğunun son bulduğunu, başka bir sorumluluğunun söz konusu olmadığını bu sebeple davanın reddine dair hükmün usul ve yasaya uygun olduğunu, kararın onanmasını talep ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava trafik kazası nedeniyle tazminat talebine ilişkin olup mahkemece verilen karar, davacı ve davalı vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
1- Davacı vekilinin kusura yönelik itirazında;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunun 86/1 maddesinde, “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” denilmektedir.

Birbirini teyit eden nitelikteki kaza tespit tutanağı, ceza mahkemesince alınan ATK’dan kusur raporu ile istinaf incelemesinden de geçerek kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi vakıaya dair kabul ile mahkemece alınan ATK raporuna göre, davacının desteği motosiklet sürücüsü müteveffanın, motosikletinin arka ışık sisteminin bulunmaması nedeniyle tali nitelikte yüzde onbeş, davalı taraf sürücüsünün ise arkadan çarpma nedeniyle asli nitelikte yüzde seksen beş kusurlu olduğunun dosya kapsamınca sabit bulunduğundan, davacı vekilinin buna yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Davalı vekilinin aktüer raporuna yönelik (davacının onsekiz yaşından önce gelir elde ettiği) istinafında;
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 281.maddesinde bilirkişi raporuna itiraz düzenlenmiş olup, madde gerekçesinde; “…Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeyle, tarafların tatmin olmamaları hâlinde, bilirkişi raporuna itirazda bulunabilme olanaklarının varlığı güvence altına alınmıştır. Bu düzenleme çerçevesinde, bilirkişi raporunda bazı hususlarda eksiklikler mevcutsa yahut raporda bazı hususlar belirsizlik arz ediyorsa, taraflar, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik arz eden hususların ise bilirkişiye açıklattırılmasını yahut yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını temin için, raporun kendilerine tebliğinden itibaren onbeş günlük süre içinde, mahkemeye itirazda bulunabilirler. Bilirkişiye yöneltilecek olan sorular, tarafların da görüşü alınmak suretiyle somut olarak belirlenecek olursa, rapora itiraz olasılığı da önemli ölçüde azalır ve bu suretle yargılamanın uzamasının da önüne geçilmiş olur. Burada rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan onbeş günlük süre, kesin süredir; hak düşürücü bir nitelik taşır. Dolayısıyla, taraflar, bu süre içerisinde, itirazlarını dile getirmez ise bilirkişi raporu, onlar bakımından kesinleşir; yani taraflar rapora itiraz olanağını tümüyle kaybederler. Bu durum, zaten Tasarının 100 üncü maddesinde yer alan ve kesin sürelerle ilgili genel bir düzenleme öngören kuralın birinci ve üçüncü fıkralarının işlerlik kazanmasının doğal bir sonucudur…” şekilde düzenlenmiştir.
HMK’nun 280.maddesinde; “Bilirkişi, raporunu varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak Mahkemeye verir, verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” düzenlemesinin, 281/1 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususları, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesinin mevcut olduğu, buradaki amacın tarafların raporu okuyup değerlendirmeleri ve varsa itirazlarını bildirebilmeleri olduğu, bu durumda, yani taraflara raporun tebliğ edilmesi ve sonrasında taraflarca rapora itiraz edilmemesi halinde raporun itiraz etmeyen bakımından kesinleşeceği, artık rapora itiraz etme imkanının ortadan kalkacağı, bu hususun kesin sürelerle ilgili düzenlemelerin bir sonucu olduğu, Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı izahtan varestedir. (Nitekim yargıtay 17. hukuk dairesi 2015/3253 esas, 2017/9419 karar; aynı daire 2015/10058 esas, 2018/4639 karar sayılı ilamları)
Bu bağlamda hükme esas alınan******** tarihli, ikinci ek aktüer raporunun davacı vekiline ******** tarihinde ihtaratlı olarak tebliğine rağmen davacı vekilinin bu rapora yönelik, desteğin onsekiz yaşından önceki gelirine ilişkin olarak, herhangi bir itirazda bulunulmadığı gibi bu rapordaki miktarlara göre davasını ıslah ettiği, böylece bu hususun istinaf aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olmayıp, davalı aleyhine sonuç doğurmamasına, bu hususun kamu düzeninden olup re’sen nazara alınması gereken hususlardan bulunup davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilerek bu nedenle davacı vekilinin buna yönelik istinafı itirazı yerinde görülmemiştir.
Kaldı ki; Yerleşik Yargıtay kararlarına göre desteğin, ayrıca aksi ispatlanmadığı sürece onsekiz yaşından itibaren maddi olarak destek olmaya başlayacağı, davacı vekilince desteğin tamircide sigortasız çalıştığı belirtildiğinden, sadece tanık beyanları ile çalışmasının da ispatının mümkün bulunmamasına göre, bu yönden de itiraz isabetsizdir. (Bkz. aynı yönde emsal Yargıtay 17 HD nin 2018/2229 esas 2019/12253 karar sayılı ilamı)
3-Müterafik kusura yönelik itirazlarında;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda davacı vekili, kask takılmamasının yaralanmada etken olmadığını, dolayısıyla bu sebeple indirim yapılamayacağını savunmuştur.
Olaya ilişkin trafik tespit tutanağı, ölüm muayene tutanağı, soruşturma dosyası ve eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, desteğin motorsiklette kask takmadığının sabit olup esasen aksinin de davacı tarafça iddia edilmemesi, tüm tedavi belgeleri ve raporlara göre desteğin kafa bölgesinden de yaralanmış olduğu görüldüğünden, dolayısıyla kask takmamasının yaralanmada etken olduğu sonucuna ulaşılmış olup, mahkemece bu sebeple indirim yapılmış olması doğrudur.
Bunun dışında, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamalarına göre de, müterafik kusur nedeniyle ancak bir sefer ve yüzde yirmi oranında indirimi yapılabilip mahkemece, sigorta ödeme tarihi itibariyle hesaplanan tazminat miktarından yüzde yirmi oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle, davacı tarafın bakiye destekten yoksun kalma tazminat alacağının bulunmadığı belirlendiğine göre, buna yönelik itirazlar reddedilmiştir.
4- Manevi tazminata yönelik;
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; desteğin yüzde onbeş kusuru, müterafik kusuru, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi (2017), davacının anne babanın, kardeşlerin ve anneannenin, desteğin ölümü ile oluşan derin manevi üzüntü ile yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacılar için hüküm altına alınan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görüldüğünden; anne ve baba ******** ve ******** için ayrı ayrı 30.000 TL; davacı kardeşler ********, ********, ******** için 15.000-TL; ******** için 10.000-TL manevi tazminatın dosya kapsamına uygun düşeceği anlaşıldığından; bu sebeple davacıların itirazının kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE ; Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ******** tarih ******** Esas ******** Karar sayılı ilamının usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunmaması nedeni ile KARARIN KALDIRILMASINA,
HMK 353/1-b.2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
Buna göre;
1-Davacı …’ın maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacı …’ın maddi tazminat davasının REDDİNE,
4-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
6-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
7-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
8-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ******** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
9-Maddi tazminat davası yönünden davacılar tarafından peşin ve ıslah ile yatırılan 323,95 TL harçtan alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 264,65 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
10-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 7.855,65 TL harçtan peşin alınan 666,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.189,62 TL eksik harcın davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
11-Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle mevcut suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin (davanın sadece sigorta şirketi yönünden dava şartı/zorunlu arabuluculuğa tabi olması nedeniyle) davalı ********’den alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
12-Davacılar tarafından yapılan 1.971,36 TL yargılama giderinden, müterafik kusur indirimi nedeniyle davacılar aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinin mümkün olmadığı hususu da dikkate alınarak 1.216,85 TL yargılama giderinin davalı ********’nin sorumluluğunun 633,82 TL ile sınırlı olması kaydıyla tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
13-Davacılar … ve …’ın maddi tazminat davalarının müterafik kusur indirimi nedeniyle reddi nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
14-Davacı … vekili için kabul edilen manevi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
15-Davacı … vekili için kabul edilen manevi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
16-Davacı … vekili için kabul edilen manevi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
17-Davacı … vekili için kabul edilen manevi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
18-Davacı … vekili için kabul edilen manevi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
19-Davacı … vekili için kabul edilen manevi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
20-Davacı …’ın reddedilen manevi tazminat davası yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
21-Davacı …’ın reddedilen manevi tazminat davası yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
22-Davacı ********’ın reddedilen manevi tazminat davası yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
23-Davacı …’ın reddedilen manevi tazminat davası yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
24-Davacı …’ın reddedilen manevi tazminat davası yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
25-Davacı …’ın reddedilen manevi tazminat davası yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar … ile ******** Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
26-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
27-İstinaf eden davacılar tarafından yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
28-İstinaf eden davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan 972,60 TL başvurma harçları gideri ve 60,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.032,60 TL nin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
29-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
30-Karar tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.********


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.