Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1260 E. 2021/2041 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- – …
2- …
VEKİLİ :…
DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : ….
2- …
VEKİLİ : …
3- …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili … tarihli dilekçesiyle; müvekkili …’ye ait …’ın kullanımında olan ticari minibüsün … tarihinde … yolu üzerinde, davalı sigorta şirketine … nolu poliçe ile sigortalı … plaka nolu çekici ile maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kaza sırasında kendi aralarında taraflar kaza tespit tutanağı tuttuğunu, kaza sonrasında arabası kullanılmaz hale gelen müvekkilinin zararının karşılanması için davalı tarafa talepte bulunduğunu, davalı sigorta kaza tespit tutanağı üzerinden yaptığı inceleme sonucunda tarafları eşit kusurlu bulduğunu ve müvekkilinin aracının yanızca tamir bedeli olan 11.000,00 TL.nin yarısını ödediğini, müvekkilinin gerçekleşen kazada herhangi bir kusuru bulunmadığını, davalı şahıstan ve … Hizmetleri A.Ş.’den aracının tamir süresince çalışmasından kaynaklanan kazanç kaybını, davalı tarafların tamamından ise aracının tamir bedelinin ödenmeyen 5.500,00 TL.sini ve aracın yaşanan kaza sonrasında kaybettiği değer kaybının istendiğini, bu kalemlerin ödenmesi için …. tarihinde davalı sigortaya ihtarname gönderildiğini ancak olumlu ya da olumsuz herhangi bir cevap alınamadığını, müvekkiline ait ticari minibüsün olay günü olan 09 Ocak tarihinden servisten çıkış tarihi olan mart ayına kadar çalışmadığını, söz konusu aracın bir ticari araç olduğunu, çalıştığı her gün için para kazandığını, her günün geliri birbirinden farklı olup, yapılan sabit harcamalar çıktığında minibüsün günlük net kazancı müvekkili tarafından tam olarak bilinemediğinden bilirkişi incelemesi sonucunda rakamın belirlenmesi amacı ile davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını beyan ederek, davanın kabulü ile davalı … ve davalı … Hizmetleri A.Ş.den müvekkilinin kaza nedeni ile çalışmadığı süre boyunca gerçekleşen kazanç kaybı olan asıl değeri bilirkişi incelemesi sonucunda belirtecek olan şimdilik 1.000,00 TL.nin tahsili, davalıların tamamından ise aracın tamir masrafı olan 5.500,00 TL. ile aracın değer kaydı için yine asıl değeri bilirkişi incelemesi sonucunda belirtilecek olan şimdilik 5.000,00 TL.nin tahsili ile davacıya verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … Hizmetleri A.Ş. vekilinin … havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle ; taraflarca beraber tutulan kaza tespit tutanağında minibüs şoförünün ifadesine göre ; dava dilekçesinde minibüsün yeşil ışık yandığında geçmiş olduğuna ve minibüs ana yola çıkmışken çekicinin soldan geldiğini görmüş olduğuna ilişkin beyanları kazanın oluş şekline aykırı düşmekte olduğunu, kaza sonrasında müvekkilice çekilmiş olan fotoğraflarda ve polisler tarafından çizilen taslak resimlerden açık ve net bir şekilde anlaşılacağı üzere, minibüsün ana yola henüz yeni çıkarken kazanın gerçekleşmiş olduğu görüldüğünü, müvekkiline ait çekicideki hasarın meydana geldiği bölge ise yine fotoğraflardaki açıkça görüldüğü üzere aracın arka tarafı ile orta kısmı arasındaki dorse kapağında olduğunu, davacıya it minibüsün müvekkiline ait çekici ana yolda ilerlemeye devam ederken bir anda tali yoldan çıkarken önü ile çekicinin orta kısmında bulunan dorsenin kapak kısmına çarpması şeklinde meydana geldiğini, yani söz konusu çekicinin kendisine ait yolda kavşağı geçmekteyken çekici şoförünün ısrarla korna çalarak minibüs şoförünü uyarmasına rağmen, minibüs şoförünün dikkatsizliği ve kusuru sonucu çekicinin yoluna girerek çekiciye orta kısmından çarpması suretiyle kaza meydana geldiğini, nitekim çekiciyi kullanmakta olan … … tarihli kaza tespit tutanağında yer alan beyanında da kazanın aynen bu şekilde gerçekleştiğini söylediğini, olaya ilişkin kaza tespit tutanaklarında ve müvekkili tarafından çekilen fotoğraflarda görüldüğü üzere müvekkile ait çekici ana yol olan … yolunda seyir halindeyken davacı yana ait minibüsün gitmekte olduğu karayolunun anayol ile kesiştiği noktada dava konusu olay meydana geldiğini, söz konusu olayda minibüs sürücüsünün tali yoldan anayola geçerken bilirkişi raporuyla da tespit edileceği üzere kavşaklarda geçiş önceliğine uymaması nedeniyle tamamen kusurlu olduğunu, …- … tarihleri arasında onarımda olması sebebi ile kullanım dışı olduğu iddia edildiğini, söz konusu bu süre yaklaşık iki aya tekabül etmekte olup kaza sonrası fotoğraflarda görünen hasarın onarımı için makul bir sürenin çok çok üstünde olduğunu, bu sebeple nerede, nasıl ve ne çeşit bir onarımın yapıldığının araştırılmasını ve onarım süresinin makul olup olmaması açısından bilirkişi tespitinin yaptırılması gerektiğini, söz konusu olayda müvekkilinin kusurunun ve sorumluluğunun olmaması nedeniyle davanın reddini, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasını istemiştir.
Davalılardan … A.Ş. vekilinin … havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle ; … plaka sayılı aracın … nolu Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet poliçesi ile sigortalanmış olması, teminatın tamamen ve otomatik olarak ödeneceği anlamına gelmediğini, 2918 sayılı kanuna göre, işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitleri dahilinde teminle mükellef olup, işletenin sorumluluğunun bulunmadığı hallerde, müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilmesin mümkün olmayacağını, kazaya karışan araçların ve şahısların kusur oranlarının tespiti için uzman bilirkişi heyetinden alınacak ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzimi sağlanması gerektiğini, davacılardan …’ın araç sürücüsü olup, mülkiyet hakkına sahip olmadığından mezkur davayı açmaya hak ve yetkisi bulunmadığını, davacı … lehine açılmış olan davanın bu sebeplerle reddi gerektiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasını istemiştir.
Davalılardan ….’e dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı … süresinde davaya cevap vermediği gibi duruşmalara katılmamış, kendisini bir vekil ile de temsil ettirmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile ; ” …Mahkememizin … E. sayılı dosyasından davanın davalılardan …Hizmetleri A.Ş. yönünden usul ekonomisi gereğince ayrılmasına karar verilerek Mahkememizin … E. sayılı sırasına kaydının yapıldığı, davalı … Hizmetleri A.Ş. yönünden beklenen … İflas Müdürlüğü’nün … İflas dosyasında 2. alacaklılar toplantısının yapılmış olduğu, iflas üyelerinin bildirilmiş olduğu ve iflas dosyasının kesinleşmesi üzerine Mahkememizin bu dosyasının daha önce tefrik edilen asıl dosya olan yine Mahkememizin … E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar … tarihinde tefrik kararı alınmış ise de ; tefrik kararından çok kısa bir süre sonra iflas müdürlüğünün tarafımıza göndermiş olduğu ilgili yazıda, … tarihli, 2. alacaklılar toplantısının yapıldığını, iflas idaresi üyeleri olarak .., … ve … iflas idare memuru olarak atanmış olduğu ve bu şahısların mahkememiz dosyasını takip edecekleri bildirildiği, tefrik edilen dosyanın karar aşamasında olduğundan dosyaların ayrı ayrı karar verilmesi yerine, tek elden birleştirilerek tek bir karar verilmesinin daha uygun olacağı kanaatine varılarak tefrik edilen dosyaların tekrardan birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davacı taraf dava açmadan önce süresinde sigorta şirketine başvurması ve davalı tarafından eksik belge yönünden davacıya herhangi bir bildirim yapılmamış olması nedeniyle 2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince dava şartının mevcut olduğu sonucuna varılmıştır.
Dosya tefrik ve birleştirmelerden sonra incelendiğinde, alınan raporlar doğrultusunda talep edilen üç talep sırasıyla incelendiğinde, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda araçta herhangi bir değer kaybının olmadığı anlaşıldığından söz konusu davacının talebinin reddine karar vermek gerektiği, davacının diğer talebi olan kazadan sonra oluşan maddi tazminata ilişkin zararı hesaplandığında öncelikle olarak, dosya içerisindeki belgelerden ve dilekçelerden davacı …’ye … tarihinde 5.500,00 TL. ödeme yapıldığını anlaşıldığı, daha sonra yapılan incelemelerde mevcut araçta oluşan hasarın 11.000,00 TL. Olduğu görülmüş, yapılan hesaplama sonucunda kusur oranı da dikkate alınarak önceki ödeme düşülmüş, davacının talep edebileceği miktarın 3.300,00 TL. Olacağı kanaatine varılmıştır.
Davacının en son talebi olan aracın tamir sırasında uğramış olduğu gelir kaybı hakkında yapılan incelemelerde, kesin veriler dosya içerisinde de anlaşılacağı üzere tam bir tarife bulunamadığından hesaplanamasa da tamir süresi bilirkişilerin belirtmiş olduğu sürelerden mahkememizce takdir edilen tamir süresi ile günlük kazancın çarpılması sonucu hesaplanarak davacının muhtemel gelir kaybının 9.275,00 TL. olarak tespit edilmiştir.
Gelir kaybının yasalar uyarınca sigorta şirketinden istenemeyeceği, ancak diğer davalılardan talep edebileceği mahkememizce belirlendiğinden, davacının talepleri doğrultusunda davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve 1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile ; a)Davacının taleplerinden değer kaybı yönünden davanın reddine, b)Davacının kazadan dolayı uğramış olduğu maddi tazminat olan talep etmiş olduğu 5.500,00 TL.den 3.300,00 TL.nin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacılara verilmesine, (davacı vekilinin dava dilekçesinde faiz talebi bulunmadığından) c)Davacının kaza nedeniyle uğramış olduğu gelir kazanç kaybı olan 9.275,00 TL.nin davalılardan sigorta şirketi hariç diğer davalı … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; açılan davada öncelikle aracın tamir bedeli olan 11.000,00 TL nin sigorta tarafından ödenmeyen 5.500,00 TL sinin talep edildiğini ancak mahkemenin 3.300,00 TL ye kadar verdiğini, öncelikle gerçekleşen kazada müvekkilinin %100 kusursuz olduğunu, adli tıp raporu ile de bu durumun tespit edildiğini, sonrasında yine rapor alındığını, yalnızca bir makine mühendisi tarafından hazırlanmış bu raporda yerlerin buzlu olması müvekkilinin görüş açısını da karla kaplı ağaçlar nedeni ile kapalı olması ve tanık beyanlarının da müvekkilinin kırmızı ışıkta durduktan sonra ışığın yeşile dönmesi ile hareket ettiğini açıkça beyan etmesi göz ardı edilerek müvekkilinin %20 kusurlu bulunduğunu, dosya karara bağlanırken bu raporun göz önünde bulundurulmasının tamamı ile hatalı olduğunu, dosyada adli tıp kurumu raporu var iken sonrasına bir makine mühendisinin hazırladığı raporda müvekkiline gerekli dikkat ve özeni göstermediği gibi ispattan ve kesinlikten uzak bir yargı ile kusur atfedilmiş olmasının kabulünün mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına yeniden talepleri gibi davanın kabulüne , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası nedeniyle hasar ve değer kaybına ilişkin tazminat talebine ilişkin olup mahkemece verilen karar davacı tarafından kusur ve değer kaybı yönünden istinaf edilmiştir.
1-Kusur yönünden;
Mahkemece davalının yüzde seksen, davacının yüzde yirmi kusuru olduğu kabulü ile hüküm verilmiş ise de, dosyada iki ayrı kusur-makine mühendisi bilirkişinin ve ATK raporu arasında çelişkili raporlar bulunmakta olup eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilmiştir. Bu kusur raporları arasında çelişkiler giderilmeksizin hüküm kurulduğu anlaşılmakla; taraf itirazlarını da karşılar biçimde kusur ve aşağıda belirtildiği biçimde değer kaybı konusundaki çelişkileri giderir, … Fen Heyetinden veya … ‘den oluşturulacak 3 kişilik heyetten rapor alınması gerekli olduğundan buna yönelen davacı itirazının kabulüne karar verilmiştir.
Alınacak kusur raporuna göre araç hasar miktarının belirlenmesi yapılacağından şimdilik bu hususun değerlendirilmesine gerek bulunmamaktadır.
2-Değer kaybına ilişkin itirazın incelenmesinde;
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel Şart Kapsamındaki Teminat Türleri A-5.maddesinde, maddi zararlarında sigorta teminatı kapsamında olduğu belirtilmiş ve maddi zararın “Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır.” Şeklindeki düzenleme ile trafik kazası sonucu zarar gören üçüncü kişiye ait araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin zararların, genel şartların ekindeki hesaplama yöntemine ilişkin çizelgeye göre eksper tarafından belirleneceği belirtilmiştir. Genel şartlar Ek-1 de değer kaybının belirlenmesine ilişkin çizelge ve teminatı dışında kalan bazı haller belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinin ayrılmaz eki niteliğinde olan genel şartlarda yapılan düzenlemelerin zarar gören üçüncü şahıslar yönünden bağlayıcı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91 ila 101.maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracın işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, (Trafik Sigortası) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Bu madde gereğince ZMSS yapılması yasal bir zorunluluk olmakla birlikte bu tür sigorta sözleşmeleri, sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulur ve bir sigorta poliçesine bağlanır.Yoksa yasa gereği kendiliğinden oluşan bir sigorta türü değildir. (Işıl Ulaş Uygulamalı Sigorta Hukuk) “KTK’nın 93. maddesinde; (Değişik:17/10/1996-4199/34 md) Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.” hükmü mevcuttur.
Sigorta şirketlerinin sigorta sözleşmeleri kapsamındaki sorumlulukları sigorta poliçelerinin ayrılmaz parçası olan genel şartlarda düzenlenmiştir.
Genel Şartlar: Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından her sigorta branşı için hazırlanmış olan ve sigorta şirketlerinin bunun aksine hareket edemeyecekleri, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını belirten koşullardır.
Genel açıklamalar bu şekilde olmakla birlikte KTK’nun tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller: başlıklı 95.maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmüne göre; Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmeyen, sigortacının zarar görenlere karşı ileri süremediği tazminatın kaldırılması veya miktarının azaltılmasını gerektiren hallerde, ancak sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir. Yani sigorta şirketi KTK’nun da düzenlenmeyen teminat kapsamında olmayan halleri ve rücu koşullarının varlığını zarara uğrayan kişilere karşı ileri süremez, koşullarının varlığı halinde sigorta sözleşmesinin eki olan genel şartlarda düzenlenmiş teminat dışı haller ve rücu halleri mevcut ise sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan akidi sigortalıya rücu edebilir.
Trafik kazaları dayanağını 2918 sayılı KTK’dan alan haksız fiil niteliğinde olaylardır. Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde etken olan hususlarda olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekir.
Bu kapsamda Davalı vekilinin mahkemece aldırılan hasar raporundaki değer kaybına yönelik itirazlarının incelenmesinde; 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden YUKARIDA İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE TARAFI OLMADIĞI ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA ’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR.
Yargıtay 17.HD’nin 2017/1230 E- 2018/2590 K sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmiştir.
Bu halde, kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre, denetime elverişli, ayrıntılı, rayiç fiyatlar da somut örnekleri de gösterilmek suretiyle, araca ilişkin varsa önceki hasarlar da değerlendirilerek rapor düzenlenmesi gerekirken, Genel Şartlar baz alınarak, değer kaybı bulunmadığına dair alınan rapora itibar edilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının buna yönelik istinafı yerindedir.
Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurularının açıklanan nedenlerden ötürü kabulü ile sair yönleri incelenmeyen ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde değerlendirme ve işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan, başvuru harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davacıya iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi.14/12/2021

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.