Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1145 E. 2021/1815 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 22/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
NUMARASI : …

DAVACI : … …
VEKİLİ : ….
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVALI :……
VEKİLİ :…
DAVALI :…
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 22/11/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 22/11/2021

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/06/2018 tarihinde davalı sürücü … idaresindeki … plakalı kamyonet ile seyir halindeyken, müvekkilinin makili olduğu ve sürücü Savaş İnkaya idaresindeki … plakalı otomobile arkadan çarptığını, … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, … plakalı aracın davalı … A.Ş. tarafından … poliçe numarası ile sigortalı olduğunu, kaza sonucunda sigorta bilgi ve gözetim merkezine ihbarda bulunulduğunu ve davalı sürücünün %100 kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin davaya konu aracını iki yıl önce aldığını ve aracında çizik dahi olmadığını, kaza tarihinde yaklaşık 8000 km de iken meydana gelen kazada müvekkilinin aracının ön ve arka kısmında hasar meydana geldiğini, dava şartı olan arabulucuya 20/06/2019 tarihinde başvurulduğunu ve görüşmelerin sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin aracında oluşan değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrarlamıştır.
Davalı … . Anonim Şirketi’ne usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İddiaya göre kaza konusu araçta meydana gelen 53.363,13-TL’yi kabul etmediklerini, ekspertiz raporunda davaya konu aracın daha önce kazaya karıştığının tespit edildiğini, söz konusu kazadan önce aracın hasar kaydının bulunduğu ve bu hususu davacının dava dilekçesinde belirtmediğini ve kötü niyetli olduğunu, araçtaki değer kaybının tespiti hususunda bilirkişi raporunun alınması gerektiğini, kaza tespit tutanağı ve ekspertiz raporuna göre hüküm verilmesinin hukuka uygun olmayacağını, dava tarihinden önce … A.Ş.’nin 15/11/2018 tarihinde 17.811,82-TL’yi davalı müvekkili şirketten talep ettiğini ve tüm zararların eksiksiz ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş.’ne usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirkete 13/02/2018-13/02/2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava konusu kaza sebebi ile müvekkili şirkete hasar tazminatını ödeyen …’nın hasar başvurusunun yapıldığını, müvekkili şirket tarafından rücu başvurusu üzerine ççç numaralı hasar dosyasının açıldığını, … plakalı aracın sigorta şirketi olan … A.Ş.’ne 28/11/2018 tarihinde 36.000,00-TL ödendiğini, tüm teminat limitinin ödenmiş olduğunu, başkaca herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, müvekkili şirketçe tazminat sorumluluğunun yerine getirilmesinden sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …asliye Ticaret Mahkemesinin 02/02/2021 tarih … sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Davacı vekili kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybını talep etmiştir. Davaya konu olan kazada davacıya ait araç hasara uğramıştır. Bu durumda sözü edilen aracın onarıldıktan sonra mübadele ( rayiç ) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü araç tamamen onarılmış olsa bile bu aracın tahribatın izlerini taşıyacağı aşikardır. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden daha düşük olacaktır. Bu da aracın cari değerini düşürecektir.
Zararı tazminle yükümlü olan kimse, tazmin borcunu doğuran eylemin meydana gelmesinden önceki durumu iadeye mecburdur. Kural olarak; araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gören kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonraki ikinci el satış değeri arasındaki fark değer kaybını gösterir. Bilirkişi tarafında yapılan inceleme de bu kriterlere göre yapılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; Davacı vekilince davalılar aleyhine açılan işbu davada, 11/06/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle davacıya ait … plakalı aracın hasarlanması sebebiyle, davacı aracında meydana gelen araç değer kaybının davalılardan tazmini talep edilmiş olup, mahkememizce toplanan deliller alınan bilirkişi raporlarına göre davalı araç sürücüsü …’un kazada %100 oranında kusurlu olduğu, ek raporda davacıya ait araçta değer kaybının 12.000,00-TL olduğu tespit edilmiş, mahkememizce işbu raporlar hüküm kurmaya elverişli kabul edilerek davaya konu araçtaki değer kaybı olan 12.000,00-TL’nin sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesi, davalı sigorta şirketinin ise poliçe teminat miktarı olan 36.000,00-TL’yi davaya konu aracın kasko sigorta şirketine ödemesi nedeniyle sorumluluğunun kalmadığı anlaşılmakla bu davalı bakımından ise davanın reddine karar verilmesi gerekmekle; Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-) 12.000,00-TL araç değer kaybının 11/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile … Lojistik ve Plastik San. Tic. A.Ş. ‘den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2-)Davalı … A.Ş. hakkında açılan davanın reddine, ” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yerel mahkemenin davalılar lehine 4.080,00 TL ve davacı lehine 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmettiğini, bu kararın AAÜT ve sair mevzuata aykırı olduğunu, tarifede getirilen değişiklik ile maddi tazminat talepli davalarda hükmedilecek vekalet ücretlerinde manevi tazminat davalarına benzer bir uygulamaya gidildiğini, bu değişiklik ile artık maddi tazminat davalarının kısmen reddi durumunda davalı vekili yararına tarife uyarınca hükmedilecek ücretin davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceğini, davada reddedilen miktarın kabul edilen miktardan çok daha düşük olduğunu, ancak bu durumda dahi yerel mahkemenin davalıya da davacıya da eşit miktarda vekalet ücreti verdiğini, kabul edilen miktarın 12.000,00 TL reddedilen kısmın ise 3.000,00 TL olduğunu, tüm taraflar lehine eşit şekilde vekalet ücretine hükmedilmesinin yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, sadece vekalet ibraz eden fakat duruşmalarda hazır bulunmayan ve müvekkili lehine herhangi bir işlem yapmayan olarak davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının bozularak vekalet ücretlerinin yeniden hesaplanmasını ve davalı … şirketi lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; davacının müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf iddialarının gerçeklikten uzak olduğunu, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 20.000,00 TL talep edildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkemece iş bu dava kapsamında araç değer kaybının 12.000,00 TL olduğunun kabulü ile hüküm kurulduğunu, hal böyleyken davanın reddedilen kısmının 8.000,00 TL olduğunu, mahkemenin de bu miktar üzerinden 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmettiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen hüküm, davacı vekilince vekalet ücreti yönünden istinaf edilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13. Maddesinde;
(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
(3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur” düzenlemesine göre;
Buna göre, dava 20.000 TL üzerinden açılmış, 12.000 TL kabule karar verilmiş bulunduğundan, sözü edilen tarife gereğince taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilip istinaf dilekçesinde belirtildiğinin aksine davalı sigorta şirketi cevap dilekçesi de sunmuş bulunduğundan, buna yönelik istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, tarafların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliğ işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362 maddesi gereğince KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.22/11/2021


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip
.,..
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.