Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/967 E. 2020/1069 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 12/11/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 17/03/2020
NUMARASI : Esas

DAVACILAR :

VEKİLLERİ :
DAVALILAR :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

İSTİNAF KARAR TARİHİ : 12/11/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 12/11/2020
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece ihtiyati haciz kararına dair verilen karara ilişkin davacılar vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 01/01/2010 günü … Mahallesi civarında hız limitinin üzerinde seyreden davalı … sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile karşıdan karşıya geçmek isteyen davacı …’e çarptığını ve ağır yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı …un aracı davalı şirketten kaza tarihinde kiraladığını, davacı …’ın kazanın meydana geldiği tarihte 6 yaşında olduğunu ve 2 ay yoğun bakımda kaldığını, ciddi anlamda bedensel zarara uğradığını, konuşma yeteneğini kaybettiğini, yaşıtları gibi okula gidemediğini ve çocukluğunu yaşayamadığını, %100 oranında engelli kaldığını, müvekkillerinin maddi durumunun kötü olduğunu, dava harç ve masraflarını karşılayacak durumlarının olmadığını ve herhangi bir gelirlerinin olmadığını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması koşuluyla şimdilik bakıcı ve masrafları için 3.000,00 TL maddi tazminat, sürekli iş göremezlik durumu için şimdilik 7.000,00 TL, kaza tarihinden işleyecek yasal faiz ile birlikte 10.000,00 TL maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen, müvekkil …’in kaza nedeniyle uğradığı manevi zarara ilişkin 250.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … Otomotiv ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkil …’in uğradığı manevi zarara ilişkin 200.000,00 TL manevi tazminatın davası sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, asıl taleplerinin dışında ayrıca davalı sigorta şirketleri hariç diğer davalıların mal varlıklarına ihtiyati haciz konulmasını, kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir.
Davalı :.. vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı yönünden itiraz ettiklerini, kaza tarihinin 01/01/2010 olduğunu, davacının arabulucuya başvurduğu tarihin 27/12/2019 olduğunu, kanunda yer alan sürelerin geçtiğini ve davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkil şirketin araç kiralama işini yaptığını, kazaya konu … plakalı aracın 01/01/2010 tarihinde … adlı şahsa kiralandığını, işleten sıfatı olmayan müvekkil şirkete karşı husumet yöneltilmesinin kanuna aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle istenen manevi tazminat miktarlarının da fahiş olduğunu, müvekkil şirketin 20 yıldır araç kiralama işi ile uğraştığını ve adına kayıtlı taşınmazlar ile 50 den fazla aracın yer aldığını, yerleşim yerinin belli ve sabit oludğunu, ihtiyati haciz kararı verilmesinin müvekkilinin kredibilitesine zarar vereceğini, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiklerini, aksi kanaatte olunması halinde söz konusu bedelin mahkeme veznesine depo edebileceklerini beyan ederek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davada kaza tarihinin 01/01/2020 dava tarihinin ise 04/02/2020 olduğunu, açılan davada zaman aşımı süresinin dolduğunu, ATK tarafından müvekkiline tali kusur davacılardan …’e ise asli kusur verildiğini, kusur oranlarına göre ciddi bir indirim yapılması gerektiğini, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının gözetilerek manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, davacıların ne iş yaptıklarını, ekonomik durumlarının tam olarak belli olmadığını ve tespitinin gerektiğini, açılan davanın müvekkil … yönünden öncelikle zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taleplerin 8 yıllık zaman aşımına uğradığını, davacının daha öncesinde müvekkil şirkete başvurusu üzerine müvekkil şirket nezninde … numaralı hasar dosyası açıldığını, tespit ve tayin edilen zarar tutarı olarak 28/01/2011 tarihinde 49.724,00 TL ödeme yapıldığını, davacının ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 2 yıllık süre içerisinde dava açması gerekirken davayı bu süreler geçtikten sonra açmasının zaman aşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi 17/03/2020 tarih … esas numaralı ara kararında özetle;”Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz.
Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder.
Tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür.”
2004 s. İİK.nın 261/1. maddesine göre ise, “Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.”
Yargıtay 17. HD.nin 30/11/2017 gün ve 2016/18144 E. 2017/11201 K. sayılı emsal içtihadına göre de, “dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir… Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Yukarıda belirtilen belgeler de nazara alındığında davacıların destekten yoksunluk ve manevi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Haksız fiil (ölüm) tarihi itibarıyla davacıların maddi (destek) ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. Zaten davacı vekili de fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açmıştır. İİK 257.madde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Açıklanan nedenlerle, İİK-257-264. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir.”
Somut olayda; davacı tarafın ihtiyati tedbir konulmasını istediği malvarlıkları dava konusu olmadığından 6100 s. HMK.nin 389/1. maddesi gereğince tedbir kararı verilemeyeceği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın; ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesi halinde ise, davanın tazminat davası olması, kaza tespit tutanağı içeriği ve mevcut delil durumuna göre davacıların (kaza tarihi itibariyle muaccel olabilecek muhtemel alacaklarının teminat altına alınmasında davacıların hukuki yararlarının bulunması nedeniyle ve yasa gereğince teminat karşılığında, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak;
1) Davacı tarafın İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE,
2) Davacı tarafın 10.000 TL maddi tazminat talebiyle sınırlı olmak kaydıyla ve takdiren TEMİNATSIZ olarak 2004 s. İİK’nın 257. maddesi gereğince İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN KABULÜ ile;
Sadece davalılardan … ile …’nin gerek elindeki gerekse üçüncü kişilerdeki taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının, yukarıda miktarı yazılı tazminata yetecek kadar kısımlarının İHTİYATEN HACZİNE,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda müvekkillerinin zararının haksız eylemden kaynaklandığını, tazminat alacaklarının da haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale geldiğini ve manevi zararlarının da oluştuğunu, bu nedenlerle ihtiyati haciz taleplerinin sadece maddi tazminat yönünden değil manevi tazminatı da kapsar şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, kısmen reddine karar verilmesinin yasaya aykırılık teşkil ettiğini, yerel mahkemece ihtiyati haczin tazminat talepleri yönüyle reddine karar vermesinin hatalı olduğunu ve geçici hukuki koruma müessesesini bertaraf ettiğini, dava tarihinde 16 yaşında olan …’ın mağdur olduğunu, beden ve yüz şeklinin önemli ölçüde değiştiğini ve kendisine olan güvenini yitirdiğini, 6 yaşında konuşma yeteneğini kaybettiğini, hayatı boyunca engelli olarak nitelendirileceğini, anne …’in ise tek başına büyüttüğü oğlunu kaybetme tehlikesi ile yüz yüze geldiğini, tüm zorluklara en yakından şahit olduğunu ve tek başına göğüs germeye çalıştığını, müvekkillerinin ciddi bir zarara uğradığını, müvekkillerinin manevi tazminat alacaklarının muaccel hale geldiğini ve yargılama neticesinde söz konusu alacaklarına kavuşamama tehlikesi de kuvvetle muhtemel olduğundan talepleri doğrultusunda manevi tazminat yönünden de ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, aksinin gerçekleşmesi halinde mağdur olan müvekkillerinin bir kez daha mağduriyet yaşayacağını, yerel mahkemenin 17/03/2020 tarihli ihtiyati haczin manevi yönünden reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafın istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda trafik kazası nedeni ile manevi tazminat için de ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden bahisle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz ise İİK’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
İİK’nun 257. maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir.
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında maucceliyet kesbeder.
İİK’nun 259. maddesinde de teminat hususu düzenlenmiştir. Madde de “İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 87. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur.
Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz.
Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata luzum olup olmadığını takdir eder.Bu açıklamalara göre ihtiyati haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir.
İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından dava konusu yapılan manevi tazminat alacağını teminen de ihtiyati haciz talep edilmiş mahkemece talebin reddine karar verilmiştir
Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır.
Dosyada delil olarak dayanılan Konya Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyası içeriğinden,trafik kaza tespit tutanağındana göre davacıların maddi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Haksız fiil tarihi itibarıyla davacının maddi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir.
Yasal mevzuat uyarınca davacının maddi veya manevi zararları yönünden ihtiyati haciz kararı verilebileceği yönünden bir ayrım yoktur.Bu halde davacı gerek maddi gerekse manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.
Alacağın kesin olarak kanıtlanması gerekmez. Davacının alacağı rehinle de temin edilmediğine göre borçlunun elinde veya üçüncü kişilerde bulunan taşınır ve taşınmaz malları ile alacak ve diğer haklarından uygun miktarının ihtiyaten haczine karar verilmesi gerekir.
(Nitekim Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2016/18144 E,2017/11201 K;aynı daire 2016/9800 E, 2017/8052 K, 2014/22955 esas 2017/3970 karar sayılı ilamları)
(Aynı mahiyette Yargıtay 4. HD nin T.C. 2014/1150 esas 2014/1621 karar sayılı, 2014/9434 esas 2014/13476 karar sayılı ilamları)
Bu durumda mahkemece,soruşturma dosyası,bu dosyada toplanan delililer ile tüm dosya kapsamı ve davanın niteliği nazara alınarak davacının TALEBİ İLE BAĞLI KALINARAK ve dava dilekçisinde belirtilen araç ve taşınmazın davalı adına kayıtlı olması durumunda manevi tazminat yönünden de ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına dair dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İhtiyati haciz isteyen davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat için talep ettiği ihtiyati haciz talebine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile KONYA .. ASLİYE Ticaret MAHKEMESİ’nin 17/03/2020 tarihli … sayılı ara kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
Buna göre;
1-a)Davacının İİK’nun 257.maddesindeki yasal koşullara uygun ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile;
Davacının dava dilekçesinde harçlandırılmış dava değeri olan 460,000,00 TL talebi ile bağlı kalınarak davalılardan … ile ….’nin gerek elindeki gerekse üçüncü kişilerdeki taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının haczi kabil ve borca yeter miktardaki kesiminin İİK nun 257/1. maddesi uyarınca İHTİYATEN HACZİNE,
2-İhtiyati haciz kararının talep halinde 2004 Sayılı İİK’nun 261. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi’nin yargı çevresi içerisinde bulunan icra dairesine ibrazla yerine getirilmesine,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf giderlerinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-(f) gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/11/2020

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.