Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/896 E. 2020/1003 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 23/06/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 05/11/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 05/11/2020

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin davacı vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Müvekkili davacının idaresindeki … plaka sayılı otomobili seyir halinde iken yerleşim yeri dışı olan mahalde büyükbaş bir hayvanın yola aniden çıkması nedeni ile direksiyon hakimiyetini kaybedip yoldan çıkması ve takla atması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkilinin ağır şekilde yaralanarak malul kaldığını, müvekkili hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan Ankara .. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında açılan kamu davası sonuçlanarak kesinleştiğini, … plaka sayılı otomobilin, davalı …. tarafından 11.11.2011 başlangıç ve 11.11.2012 bitiş tarihli olarak düzenlenmiş … nolu Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Malî Sorumluluk ( Trafik ) Sigorta Poliçesi 1le sigortalandığından, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sıfatı ile davalının sorumluluğuna gidildiğini, 28.11.1983 doğumlu olan müvekkilinin kaza tarihinde ve halen şirkette müdür olarak çalışarak kazanç elde ettiğini, müvekkilin tedavileri, beklenen sonucu vermediğini ve kazadan önceki gibi yürüyemez koşamaz, koşamaz, oturup kalkamaz, eğilemez ve doğrulamaz, boynunu her yöne rahat çeviremez; günlük işlerini ve mesleğini gerektiği gibi yapamaz hale geldiğini, kazanın gece vakti, aydınlatma ve trafik işaret levhası bulunmayan yerleşim yeri dışı olan mahalde, büyükbaş bir hayvanın yola aniden çıkması nedeni ile direksiyon hâkimiyetinin kaybedilmesi sonucu meydana geldiğinin kabulde hukuki ve fiilî zorunluluk bulunduğunu, davacı sigortacının geçici iş göremezlik süresinde uğranılan kazanç kaybı ile çalışma gücünün azalmasından doğan maddi zararını tazmin etme sorumluluğunun bulunduğunu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında sigortacı, 2918 sayılı KTK’nın 91/1 maddesi ile işletenin aynı Yasanın 85/1 maddesinde öngörülen hukuki sorumluluğunu üzerine almış bulunmadığını, anılan maddeye göre bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa, işletenin bu zarardan sorumlu olacağı hükme bağlanacağını, sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı Yasanın 92. Maddesinde, araç sürücünün bu kapsamın dışında kaldığına ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, olay tarihinde yürürlükte olan sigorta poliçesi genel şartlarında da bu yolda bir sınırlamanın getirilmediğini, davalı sigortacının, hak sahibi sürücünün kendi kusuruna denk gelen zarardan sorumlu olmayacağını, ancak hak sahibi sürücünün üzerinde kalmayan kusura isabet eden zarardan ise teselsül hükümlerine göre sorumlu olacağının kabul edilmesinde hukuki zorunluluğun bulunduğunu, müvekkilinin 17.06.2016 tarihinde davalı sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunduğunu, ancak 15 günlük yasal süre içerisinde yazılı olarak cevap verilmediğini belirterek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10,00 TL geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özet olarak; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, iş bu poliçeden sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda şahıs başına azami 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, poliçe limitin bildirmelerinin davayı ve iddiaları kabul anlamına gelmediğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere söz konusu sürücünün kendi kusuru ile yaralandığını, sürücünün kazanın meydana gelmesinde ve kendi maluliyetinin gerçekleşmesinde tamamen kusurlu olduğunu, kendi kusuruyla kazaya sebep olup malul kaldıktan sonra maluliyet tazminatının sigorta şirketi tarafından ödenmesinin sözkonusu olamayacağını, ZMMS nin müşterek ve müteselsil sorumluluk ilkesi içinde olan araç işleticisi ve araç sürücüsünün üçüncü kişilere ödemek zorunda kalacağı maddi tazminattan dolayı malvarlığında meydana gelecek eksilmeyi güvence altına alan bir sigorta türü olduğunu, araç işleteninin bu sigorta sayesinde zarar gerçekleştiği zaman, daha önce ödediği primler karşılığında zarar görenin zararını kendisi değil sigortacının karşılamakta olduğunu, tüm bu nedenlerle sigortalının kendi kusuru ile kendine verdiği zarardan sorumlulukları bulunmadığından iş bu davanın reddine, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/06/2020 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Dava, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davasıdır. Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının idaresindeki … plaka sayılı otomobili seyir halinde iken bir hayvanın yola aniden çıkması nedeni ile direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralanarak malul kaldığından bahisle işbu davanın ikame edildiği, davalı sigorta şirketi ise söz konusu trafik kazasının davacının kendi kusurlu hareketi sonucu meydana geldiğini, bu nedenle herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığından davanın reddini talep ettiği, kazaya karışan …. plakalı aracın davalı sigorta şirketine 11.11.2011/2012 tarihleri arasında geçerli … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olup, davalının sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında bedeni zararlarda şahıs başına azami 225.000,00-TL ile sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatları, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde ödemekle yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde yer almaktadır.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası motorlu bir aracın işletilmesi ile oluşan bir trafik kazası sonucunda üçüncü şahısların ekonomik değeri olan mal varlığında doğrudan azalma olmasına veya bir kimsenin vücut bütünlüğünde eksilmeye, sürekli sakatlığa veya ölüme sebebiyet verilmesi nedeniyle ilgililerin uğradıkları maddi kayıpları ödemekle sorumlu olduğu, söz konusu kaza olayında davacının üçüncü kişi olmayıp aracın sürücüsü ve işleteni olduğu, bu nedenle davacı taleplerinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında olmadığından davacının davasının reddine ” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu kazada araç sürücüsü olan müvekkilinin trafik tescil kaydı ile sigorta sözleşmesine nazaran üçüncü kişi konumunda olduğunu, davalı sigortacının üçüncü kişi konumundaki müvekkilinin geçici iş göremezlik süresinde uğradığı kazanç kaybı zararı ile çalışma gücünün azalmasından doğan maddi zararını tazmin etme sorumluluğu bulunduğunu, davalı sigortacının üçüncü kişi konumundaki hak sahibi sürücünün kendi kusuruna denk gelen zarardan sorumlu olmayacağı, ancak hak sahibi sürücünün üzerinde kalmayan kusura isabet eden zarardan ise teselsül hükümlerine göre sorumlu olacağının kabul edilmesinde hukuki zorunluluk olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/11/2019 tarih 2009/8309 esas 2009/11345 Karar sayılı ilamında müteselsil sorumluluk esasına göre açılan davada hak sahibinin malik(işleten) olmayan sürücünün kusuru dışında kalan kusura isabet eden maddi zararı talep etme hakkının bulunduğunun belirtildiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; davacıların talebinin trafik sigortası kapsamında olmadığını, davacının müvekkili sigorta şirketi karşısında zarar gören 3.kişi konumunda olmadığını, bilakis davacının müvekkili sigorta şirketi ile birlikte haksız fiil faili olarak davaya konu kazadan dolayı zarar görecek 3.kişilere karşı müşterek ve müteselsil sorumlulardan biri olduğunu, davacının kendisine karşı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılacak bir kişi olmadığını, sigorta şirketi ile birlikte ödeme yapması gereken haksız fiil faili olduğunu, tüm bu nedenlerle davacının hukuki mesnetten yoksun istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davacı ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf ve tespit edilecek diğer kamu düzeni sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirkete Zorunlu Trafik Sigortası ile sigortalı araçta sürücü olarak bulunan davacının yaralanmasından dolayı tazminat isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, KTK’nun 91’inci maddesi ile işletenlerin aynı Yasa’nın 85/1’inci maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere Trafik Sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiş bulunmaktadır. Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartları’nın sigortanın kapsamını düzenleyen 1’inci maddesinde “sigortacı, bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı KTK’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği” öngörülmüş ve yine KTK’nun 92’nci maddesinde de, anılan sigortanın kapsamı dışında kalan hususlar belirtilmiştir.
Bütün bu düzenlemelerden bu tür sigortalarda, sigorta teminatı altına alınan zararların üçüncü kişilerin beden ve mallarında meydana gelen zararlar olduğu tartışmasız bir husustur. Dava konusu olayda davacı … sürücüsü olduğu aracın karıştığı çift taraflı olarak gerçekleşen kazada yaralanmıştır. Davacı (sürücü), yukarıda belirtilen hükümler uyarınca davalı Sigorta Şirketi karşısında üçüncü kişi durumunda olmayıp, kazaya (zarara) bizzat sebep olan kişi olduğundan ve kendisi dışında iddia ettiği kusur kapsamında sorumlu kişi ve kurumlara karşı bir talepte bulunmadığına ve KTK’nun 92/a maddesine göre, işletenin eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişilere karşı yöneltebileceği istekler Zorunlu Sorumluluk Sigortası kapsamı dışında tutulduğundan ve tazminat isteminde haklı bulunmadığından, mahkemece, davacı (sürücü)nün davasının reddine karar verilmesi isabetlidir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, sürücünün kendi kusurundan yararlanmaması gerektiğidir.
Buna göre, davacının yalnızca karşı kusurlu olanın veya onun trafik sigortasından ancak karşı aracın (veya kişinin) kusuru oranında talepte bulunacak olmasına göre, davalı sigorta A.Ş. yönünden davanın reddine dair karar verilmesi yerinde olduğundan davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. (Bkz. Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/6416 Esas, 2019/2178 Karar; 2016/12512 ESAS, 2018/4288 KARAR; 2015/6266 ESAS,2017/12041 KARAR;2014/25140 ESAS, 2017/5461 KARAR sayılı ilamları)
Anlatılan nedenlerle, davanın reddine dair karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.05/11/2020

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.