Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/735 E. 2020/1001 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 13/02/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACILAR :

VEKİLİ :
DAVALILAR :

VEKİLLERİ :
:

VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNANLAR :
VEKİLİ :
:
DAVA : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 05/11/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 05/11/2020

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin davalı vekillerinin ayrı ayrı istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili 01/07/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; müvekkillerinin oğlu …. ‘ın 13/09/2003 tarihinde evinden ayrılarak bir daha evine dönmediğini, müvekkillerinin bu nedenle müracaatı nedeniyle oğul … hakkında … Asliye Hukuk Mahkemesi .. Esas ve … Karar sayılı kararı ile gaiplik kararı verildiğini, Konya ..Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.11.2009 tarih … Esas, … Karar sayılı karan ile müvekkilinin, gaip …’ın mirasçıları olduğuna dair mirasçılık belgesi verildiğini, gaip …’ın, Akbank Konya Şubesinde bulunan … numaralı hesabında 2005 tarihi itibariyle 45.414,42 tutarında EURO mevduatının bulunduğunu, gaip tarafından …’a verilen vekaletname uyarınca hesaptaki paranın çekildiğini ve hesabın kapandığını öğrenen müvekkillerinin oğullarının gaip olması nedeniyle bu durumdan şüphelendiklerini, hesabın kapanmasına paranın çekilmesine neden olan, … Noterliği tarafından 01 Kasım 2005 tarih ve .. yevmiye numarasıyla düzenlen vekaletname, sahte nüfus cüzdanına istinaden düzenlendiğini, nüfus cüzdanın kendisi ve cüzdandaki foroğrafın müvekkilinin oğlu …’a ait olmadığını, nufus cüzdanındaki fotoğraf ve ilgili vekaletname de bulunan fotoğrafın, müvekkillerin köylüsü …’a ait olduğunu, vekaletname ile vekil olarak atanan kişinin …’ın ise müvekkilleri tarafıından tanınmadığını, müvekkilin oğlu …’in 2005 yılında gaip olduğu halde adına sahte nüfus cüzdanı tanzim edilmek suretiyle vekaletname tanzim düzenlenerek Konya Akbank Şubesindeki 45.414,42 EURO tutarındaki, hesaptaki paranın, Akbank …. Şubesinden, … tarafından, 07.11.2005 tarihinde 43.000. EURO ve 39.11.3005 tarihinde 2.414,42 EURO çekilmek suretiyle hesabın kapatıldığını, müvekkillerinin, bu nedenle bu olaya sebep olan sorumluları öğrenmek için suç duyurusunda bulunduklarını, sorumlalar hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının …. sayılı dosyasından soruşturmanın açılarak sahte olarak düzenlenen vekaletnameye istinaden, … Sulh Ceza Mahkemesinde … Noterliği Başkatibi … hakkında görevi kötüye Kullanma suçundan dolayı …. Esas sayı ile kamu davasının açıldığını, bu dosyadan aldırılan ekspertiz raporunda davaya konu vekaletnamedeki imzanın müvekkilinin oğlu gaip ….’e ait olmadığını, ayrıca vekaletnamede fotoğrafı bulunan kişi ….’a da ait olmadığının tespit edildiğini, 19/04/20111 tarihli vekaletnamedeki imzalar ilişkin raporun davaya konu vekaletnamenin tamamen sahte olarar düzenlendiğinin ortaya çıktığını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma dosyasında bilirkişi incelemesinde tetkik konusu …’a ait, 07.11.2005 tarihli 43.000 Euro, 29.11.2005 tarihli 2.414.42 Euro değerinde dekont, 43.000 Euro tutarın ödenmesi talebiyle ilgili vadeli mevduat kısmi ödeme talebinin … Noterliğince ….’ın …’ı vekil tayin ettiğine dair düzenlenen 01/11/2005 tarih, … yevmiye numaralı vekaletnamedeki imzaların … ve …’ın elinden çıkmış olduğunu gösterir nitelikte müşterekliğe rastlanamadığının tespit edildiğini, bir güven müessesesi olan davalı bankanın, akdi ilişki gereğince, mudiinden aldığı parayı güvenle saklamak ve koşulları oluştuğunda yine mudiine iade etmekle yükümlü olduğunu, bankaların mevduatları, sahtecilere karşı özenle korumak zorunda olup bu konuda objektif özen borcunun gereği olarak, hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları için, hiçbir gerekçe ve bahane ile yararlandıkları mevduatı, mudilerine iadeden kaçınamayacakrını, müvekkillerinin murisi gaip …’e ait hesaptaki tüm paranın başka şubeden çekildiği bu olayda, davalı bankanın sahte vekalete istinaden bilinmeyen şahıslara ödeme yaparak, provizyon karşılığı ödeme kuralları konusunda gerekli dikkat ve öteni göstermeyerek tam kusurlu olduğu açık bir şekilde belirli olduğunu, bu nedenle sahte evraklarla bilinmeyen şahıslara ilgili hesaptan para ödenmesi bankanın tamamen kusurundan kaynaklanmakta olup davalı bankanın zarardan sorumlu olduğunu, gerekli dikkat ve özen gösterilmeden sahte vekaletnameye istinaden bilinmeyen kişilere ödeme yapan banka çalışanı Davalı …’in tamamen ve ağır kusurlu olduğunu, davalı …’ın davaya konu vekaletnamenin hazırlandığı tarihde vekaletnameyi hazırlayan Katip …y’ın noteri olduğunu, Noter ….’ın Noterlik Kanun’un 162 maddesi uyarınca hatalı veya eksik olarak işin yapılmasından dolayı müvekkillerinin zararından sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.414,42 Euroya, 07/11/2005 tarihi itibariyle işlemiş va işleyecek yıllık bankaların uyguladığı Euroya ödediği en yüksek banka döviz mevduat faiziyle birlikte 45.414,42 TL Euro’nun aynen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …. ve … vekili 22/07/2017 tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; Öncelikle davanın ….’ne, Türkiye Noterler Birliği’ne ihbar edilmesine, davacılar tarafından açılan tazminat davasında müvekkilleri davalıların hiçbir alakalarının bulunmadığını, çünkü diğer davalı banka tarafından provizyon yoluyla yapılan ödemenin davaya konu vekaletnameye dayanarak yapılmadığını, davacıların varsa zararı ile müvekkillerince düzenlenen vekalet nedeni ile oluşmdağı için davalı müvekkilerle davanın ilgili ve dolayısıyla illiyet bağının da bulunmadığını, zararın noterlikçe düzenlenen vekalet sebebiyle oluşmadığından müvekkilerin dava ile ilgileri ve sorumluluklarının da bulunmadığını, … Noterliği tarafından düzenlenen vekaletname ile zarar arasında 3. kişilerin hukuka aykırı ve suç teşkil eden eylemleri nedeniyle illiyet bağı kesildiğinden davalı müvekkileri hakkında açılan davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkillerinin tacir olmaması nedeniyle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesinin gerektiğini, istenilen faize ve faiz oranlarına itiraz ettiklerini, davacıların çocukları gaip …. imzasına konu olan vekaletname aslının celbi ile yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının gerektiğini, davacıların zararı ve failine ıttıla öğrenme tarihinden itibaren bir yıl geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, Ankara Cumhuriyet Başsacılığının …. sayılı soruşturma dosyasının, … Sulh Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dava dosyasının, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/1822 sayılı soruşturma dosyalarının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, vekaletname düzenlenmesi için ibraz edilen nüfus cazdanının iğfal kabiliyetine haiz olduğunun açıkta anlaşıldığından davalıların vekaletnanin düzenlenmesinde herhangi bir kastı, ihmali ve kusurunun bulunmadığını, ayrıntılı bilirkişi incelemesi yaptırıldığında bu hususun ortaya çıkacağını, 3.kişilerin hukuka aykırı suç teşkil eden ve ağır kusurları neticesinde ve düzenlenen vekaletnamedeki vekil dışında başka bir kişiye ödemede bulunan banka ve görevlilerinin de ağır kusuru oluşturan eylemleri olduğunu belirterek; davalı müvekkillerinin davaya konu vekaletname düzenlenmesinde 01/11/2005 tarihinde yürürlükte bulunan yasa ve genelgelere göre hukuka aykırı bir işlem ve kusurları bulunmadığından ve ayrıca davacıların iddia ettiği zararının meydana gelmesi olayı arasında da uygun illiyet bağı bulunmaması, illiyet bağının 3. Kişilerin hukuka aykırı eylemleri ve suç teşkil eden eylemleri ile özellikle itimat ve güven kurumu olan banka banka ve görevlilerinin ağır kusurları neticesinde ve vekaletnamedik vekil … dışında kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilere ödeme yapılmış olması ve provizyon için onay verilmesi nedenlerinden dolayı illiyet bağının kesilmiş olması nedeniyle , davalı müvekkileri aleyhine açılan haksız mesnetsiz davanın redddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalılar ….. ve … vekili 12/09/2011 havale tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkili bankanın tacir sıfatına haiz olsa da somut olayda gerçekleştirilmiş olan işlemin ticari bir iş ile ilgili olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesinin gerektiğini, açılan davanın davacıların dava konusu zararı öğrenme tarihi itibarı ile bir yıl geçtikten sonra açılması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, müvekkili banka tarafından dava konusu ödemenin noterlikçe düzenlenen 01/11/2005 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname gereğince Bankacılık Kanunun 61. maddesi gereğince gerçekleştirildiğini, resmi vekaletname ibraz eden hesap sahibi vekiline ödeme yapılmamasının bankanın cezai sorumluluğunu gerektireceğini, bu nedenle söz konusu ödemenin kanunen zorunlu olarak yapıldığını, davacıların vekaletnamenin sahte olarar düzenlenmesinden zarar görmüş ise bu zararını ilgili noter olan diğer davalıdan talep edebileceğini, müvekkili bankanın işlemlerinde usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığını, davacılarca müvekkileri aleyhine 45.414,42 Euro’nun 07.11.2005 tarihinden bu yana bankaların Euro’ya işlettiği en yüksek döviz mevduat faizi ile birlikte tahsili için rş bu dava açıldığını, davacıların müvekkilleri aleyhine açmış olduğu davanın yasal dayanaktan yoksun, haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu olay ile müvekkili banka ve banka şube personeli ….’in hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacıların oğullarına ait olan Akbank Konya Şubesi … nolu hesap bulunan paranın, …. Noterligince düzenlenmiş olan 01.11.2005 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname ile müvekkili banka şubesinden çekilmiş ve çekilen bu paranın sahtecilik iddiası ile tahsili için davanın açıldığını, davacıların oğlu …’ın … Noterliğince düzenlenene 01.11.2005 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi gereğince vekil tayin edilen …l’ın banka şubesine başvuruda bulunması üzeine vekaletnamedeki bilgilerin birbirini tutması üzerine vekaletnamenin ilgili noterlikten şifahi teyidi alınmak suretiyle, vekil …l’ın talebi doğrultusunda işlemlerin yerine getirilerek hesapta bulunan paranın vekil olarak atanan dava dışı …’a 07.11.2003 tarihinde 43.000,00 Euro, 29.11.2005 tarihinde de 2.414,42 Euro olmak üzere hukuka uygun olarak ödemenin yapıldığını, zira resmi kurum tarafından verilen vekaletname uyarınca müvekkili bankanın işlem yapmamasının söz konusu olamaycağını, paranın ödenmemesinin müşterinin talebine ve resmi belgeler aykırılık teşkil edeceğini, müvekkili bankanın müştekinin taleplerini ve işlemlerini hukuka uygun şekilde yapma yükümlülüğü altında olduğunu, her iki işlemde de müvekkili … tarafından … Noterliğince düzenlenen 01.11.2005 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamenin bir suretinin, …’ın nüfus cüzdan fotokopisi ve Konya Şubesinden de onay alınmak suretiyle işlemlerin yapıldığını, yapılan tüm işlemlerin onay mercii olan resmî kurum niteliğine haiz olan vekaletname gereğince yerine getirildiğini, kaldı ki vekaletnamede … Noterliğinin soğuk mührünün de bulundığını, gerek müvekkili banka ve gerekse de diğer müvekkili ….’in herhangi bir kusurunun bulunmadığını, vealetnamenin sahte nüfus cüzdanına dayanılarak verilmesinin de müvekkili bankanın sorumluluğunu etkilememekte olduğunu, zira müvekkili bankanın vekaletnamenin dayanağı nüfus cüzdanının sahte olup olmadığını inceleme yükümlülüğünün bulunmadığını, kaldı ki gaiplik talebinde bulunmuş olan mirasçılar tarafından bankada bu kadar yüklü miktarda mebliğ olmasına rağmen davacıların müvekkili bankaya bu güne kadar herhangi bir başvuruda bulunulmdğını, ortada ticari bir İş olmadığı gibi diğer davalıların tacir olmaması nedeniyle istenilen faiz miktarının çok yüksek olduğundan istenilen faiz ve faiz oranlarına itiraz ettiklerini, ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsacılığının … sayılı soruşturma dosyasının, … Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyalarının sonucunun beklenilmesinin gerektiğini belirterek usul ve esasa ilişkin itirazlarının kabulü ile haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/02/2020 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli karar ile; ” …Anılan emsal nitelikteki içtihatlar, konuya ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda verilen kararlar, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamında bulunan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacıların murisi ….’a ait banka hesabında bulunan paranın … Noterliği’ne ait 01/11/2005 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname ile çekildiği, ilgili vekaletnamede yer alan fotoğraf ile kimlik belgesinde yer alan fotğrafın dava dışı …’a ait olduğu, ancak vekaletnamede yer alan imzaların …’a ait olmadığı, bu bakımdan vekaletnameyi imzalayan kişi ile nüfus cüzdanında yer alan kişinin farklı kişiler olduğunun noter katibi tarafından farkedilmesi gerekirken bu konuda denetleme yapmaksızın vekaletnamenin düzenlendiği, bu nedenle oluşan zaradan noter …. ile Noter Katibi …’ın sorumlu olduğu, paranın çekilmesi esnasında vekil …’a ait nüfus cüzdanı fotokopisinin alındığı, para çekme esnasında kullanılan nüfus cüzdanı ile …’a ait gerçek nüfus cüzdanı arasında farklılıklar olduğu, T.C kimlik numaralarının birbiriyle örtüşmediği, banka personeli tarafından T.C kimlik numarası üzerinden yapılacak kısa bir araştırma ile para çekme esnasında kullanılan nüfus cüzdanının sahte olduğunun anlaşılabileceği, her ne kadar bilirkişi raporunda paranın çekildiği tarihte T.C. Kimlik numarası ile sorgulama yapılmasına elverişli sistemin bulunup bulunmadığının önemli olduğu belirtilmiş ise de yukarıda da belirtildiği üzere bankalar güven kurumu olup her türlü önlemi almak zorunda oldukları, bu sistemin bulunmamasının hesap sahiplerinin aleyhine yorumlanmasının mümkün olmadığı, bu bakımdan banka ile banka çalışanının da zarardan sorumlu oldukları kabul edilerek davanın kabulüne dair ; 1-DAVANIN KABULÜ ile toplam 45.414,42 Euro’nun 43.000,00 Euro’luk kısmının 07.11.2005 tarihinden itibaren, 2.414,12 Euro’luk kısmının ise 29/11/2005 tarihinden itibaren işleyecek 3095 s. Kanun’un 4/a maddesi gereğince Devlet bankalarınca 1 yıl vadeli Euro cinsinden açılan hesaplara uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, görev yönünden yaptıkları itirazlarının dikkate alınmadığını, somut uyuşmazlıkta müvekkilinin banka ve banka çalışan bulunan diğer bir müvekkili …’in sorumlu tutulabilmelerini gerektirebilecek herhangi bir yükümlülüklerini ihlal etmediklerini, tamamen yasaya ve hukuka uygun davrandıklarının dosya münderecatı ile sabit olduğunu, dava konusu ödeme müvekkili banka tarafından noterlikçe düzenlenmiş olan 01/11/2005 tarih … yevmiye numaralı vekaletnameye istinaden resmi senet niteliğinde bulunan iş bu vekaletnamenin ibrazı karşılığında yapıldığını, vekaletnamenin noterlikçe tanzim edildiğini, resmi senetlerin yalnızca sahteliğinin ileri sürülebileceğini ki ilgili vekaletnamede bulunan imzanın, damganın ve sair hususların sahte olduğuna dair somut uyuşmazlıkta herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, yapılan tüm işlemlerin onay mercii olan ve resmi kurum niteliğini haiz bulunan … Noterliğince tanzim edilmiş olan vekaletname gereğince yapıldığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, icranın tehirine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; vekaletname ekinde kimliğin iğfal kabiliyetinin tespiti için Adli Tıp İhtisas Genel Kurulundan rapor alınmaksızın kurulan hükmün eksik incelemeye dayandığını, ibraz edilen kimliğin müvekkilinin incelemesi ile sahte olduğunun anlaşılmasının mümkün olmadığı biçimde yüksek bir iğfal kabiliyetine sahip olduğunu, dava konusu olayda müvekkilinin yüksek iğfal kabiliyetine sahip bir belge ile yanıltıldığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, olayın üçüncü kişinin ağır kusuru ve suç teşkil eden eylemi sebebiyle gerçekleştiğinin müvekkilleri yönünden illiyet bağının üçüncü kişinin suç teşkil eden eylemi ve ağır kusur sebebiyle kesildiğini dolayısıyla müvekkillerinin hukuki sorumluluğunun doğmayacağının açık olduğunu, müvekkillerinden … hakkında kurulan mahkumiyet kararının Yargıtayca bozularak ortadan kaldırıldığını, hakkında davanın düşmesine kesin olarak karar verildiğini, bilirkişi raporlarına binaen hüküm kurulduğunu, davacıların zararının diğer davalı banka ve banka görevlisinin tam kusurlu davranışlarından kaynaklandığını, tüm bu nedenlerle evvele, atiye ve fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle icranın tehirine, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, Adli Tıp Kurumu İhtisas Genel Kurulundan rapor alınmasına, müvekkilleri yönünden davanın tümüyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; davalı vekilinin faiz ve faiz oranlarına ilişkin itirazının yerinde olmadığını, faize ilişkin itirazları kabul etmediklerini, yerel mahkeme kararının davalılar … ve … yönünden onanmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Davanın, davalılardan bankaya yönelik talebin bankacılık işleminden kaynaklanıyor olmasına, buna yönelik davanın asliye ticaret mahkemesinin görevinde bulunmasına, dava konusu olayın dolandırıcılık kapsamında suç teşkil edip suçun 01/11/2005 tarihinde gerçekleşmiş, davanın ise 01/07/2011 tarihinde açılmış olmasına göre sekiz yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı gibi davacıların olayı ve faili öğrendikleri tarihten itibaren bir yıllık haksız fiil zamanaşımı süresinin de tamamlanmamış bulunmasına göre davalıların zamanaşımı ve göreve ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.
Noterlerin sorumluluğu noktasında;
1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 162.maddesine göre, ”Noterler bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar”. Bu maddeye göre noterlerin sorumluluğu Kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumlulukta ise, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur, aksine kusursuz sorumlu olan davalının (noterin) olayla zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.
Sorumluluk Hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur.
Diğer taraftan Noterlik Yasası’nın 72.maddesi gereğince noter; iş yaptıracak kişilerin kimlik ve adresleri ile gerçek isteklerini tam öğrenmekle yükümlüdür. Noterin sahte belgeler ile işlem yapması ve gerçek maliki iyi tespit edememesi, hatalı ve eksik bir işlemdir. (YARGITAY3. HUKUK DAİRESİ 2015/10767 ESAS, 2015/15833 KARAR; aynı daire 2017/16087 ESAS, 2017/15924 KARAR sayılı ilamları)
Tüm soruşturma dosyaları kapsamı ve burada alınan bilirkişi raporları ile sabit olduğu üzere davacıların murisi …a ait banka hesabında bulunan paranın … Noterliği’ne ait 01/11/2005 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname ile çekildiği, ilgili vekaletnamede yer alan fotoğraf ile kimlik belgesinde yer alan fotğrafın dava dışı …’a ait olduğu, ancak vekaletnamede yer alan imzaların …’a ait olmadığı, bu bakımdan vekaletnameyi imzalayan kişi ile nüfus cüzdanında yer alan kişinin farklı kişiler olduğunun noter katibi tarafından farkedilmesi gerektiği, vekaletnamenin içeriğine göre doğacak sonuçlar da göz önünde bulundurularak gerektiğinde nüfuz cüzdanı dışında ehliyet vs. gibi başkaca resmi belgeler ile de gerçek kimliğin tespit edilmesi ile yukarıda anılan kanun metninde yer aldığı gibi “iş yaptıracak kişilerin kimlik ve adresleri ile gerçek isteklerinin tam öğrenilmesi” görevinin ve özen borcunun yerine getirilmemiş bulunması nedeniyle nedensellik bağının kesildiğinin davalı noterce ispatlanamamış bulunduğundan itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.
Bankanın sorumluluğu noktasında;
Bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar. Bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir (Battal, Ahmet; Güven Kurumu Nitelendirmesi Işığında Bankaların Hukuki Sorumluluğu, Ankara, 2001, s. 106). O hâlde, bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Ayrıca, bu sorumluluğu kaldırmaya yönelik sözleşmeler de geçerli değildir. Zira sorumsuzluk sözleşmesi hükümlerine sınırlama getiren ve somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı BK) 99/2’nci ve 100/3’üncü (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı TBK) 115/3’üncü ve 116/3’üncü) maddeleri gereğince, özel yasa ile kuruldukları ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanındığı için bankaların, hafif kusurlarından dolayı ortaya çıkan sorumluluğunu kaldıran sözleşme hükümleri geçersiz olacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-129 ESAS, 2019/961 KARAR sayılı ilamı)
Somut olayda, dosya kapsamından sabit olduğu üzere, ….a ait kimlik, buna dayanılarak oluşturulan vekaletname ve vekil olarak gözüken dava dışı …’ın bankaya ibraz edilen kimliklerinin sahte olduğu, kimlikler üzerindeki fotoğrafların sonradan yapıştırıldığı, dolayısıyla kimlikteki fotoğraflar ile vekilin görünümü arasındaki farkı tespit edemeyen, bankaya ibraz edilen nüfuz cüzdanının sorgulamasını yerine getirmeyen, sahteciliği önlemek için en basit tedbirlere dahi başvurmayan ve basiretli bir tacir gibi davranmayan davalı bankanın objektif özen görevini açıkça kötüye kullandığının anlaşılmış bulunmasına, bu nedenle objektif özen yükümlülüğüne açıkça aykırı davranan davalı bankanın davacının oluşan zararından sorumlu olduğunun kabulü gerekmekte olduğundan banka ve çalışanın buna yönelik itirazlarının da yerinde olmadığı görülmüştür.
Bu sebeple, Mahkemece yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalıların istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle davanın kabulüne dair karara karşı davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalıların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 7.285,53 TL karar ve ilam harcından taraflarca ayrı ayrı peşin yatırılan 1.821,40 ar TL harcın mahsubu ile kalan 5.464,13 er‬ TL eksik harcın bu davalılardan AYRI AYRI alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.05/11/2020

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.