Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/731 E. 2020/829 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 30/09/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas … Karar
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

DAVACI : … – T.C NO: …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … SİGORTA A.Ş – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/09/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 01/10/2020
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara ilişkin davalı vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 22/09/2016 günü davalı … nezdinde sigortalı … plaka sayılı minibüsün geri manevra yaptığı sırada davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere dava konusu kaza nedeniyle SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatının poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; … plakalı araç için müvekkili şirketçe 24/07/2016 – 24/07/2017 tarihleri arasında ZMSS poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, her durumda sigortalının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü bulunduğunu, araç sürücüsünün kusurunun ispat edilerek, davacının maluliyetinin kazayla irtibatının belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminat taleplerine ilişkin sorumluluklarının bulunmadığını ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesinİ talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; “Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; 30/07/2018 tarihli kusur raporu uyarınca davaya konu 22/09/2016 tarihli trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün % 100 oranında, kusurlu olduğu, 28/03/2018 tarihli … Meram Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen rapor uyarınca kaza neticesinde yaralanan davacının iyileşme süresinin 18 ay olduğu ve bu süreçte başkasının yardımına muhtaç olduğu, yine davacının SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan tedavi gideri zararının 10.000,00 TL olduğu, dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 21/01/2020 tarihli hesap raporu ile davacının geçici iş göremezlik zararının 23.060,20 TL, bakıcı gideri zararının 23.060,20 TL ve kaçınılmaz tedavi gideri zararının 10.000,00 TL olduğunun tespit edildiği davacının kusurunun bulunmaması nedeniyle zararın tamamından davalının sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davacının davasının kabulü ile, 23.060,27 TL geçici iş göremezlik süresinde uğranılan maddi tazminat, 23.060,27 TL Bakıcı giderinden doğan maddi tazminat, 10.000,00 TL Kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi tazminat olmak üzere 56.120,54 TL sının 22/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olay tarihi itibariyle geçerli ZMSS sakatlık/ölüm klozu teminat limitiyle sınırlı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, araç işletenin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, Yerel Mahkemece alınan bir kusur raporunun mevcut olmadığını, farazi olarak %100 kusur üzerinden yapılan tazminat hesabının taraflarınca mümkün olmadığını, hükme esas alınan raporda davacı için hesaplanan geçici iş göremezlik giderinden, bakıcı giderinden ve tedavi giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, sorumluluğun SGK’na ait olduğunu, hükme esas alınan raporda geçici bakıcı tazminatının da teminat dışı olduğunu ve müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, kanuni başvuru şartlarının da yerine getirilmediğinden temerrütün gerçekleştirilmediğini, temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Konya …Asliye ticaret Mahkemesinin … E, … K sayılı dosyasının incelenmesinde aynı taraflar arasında sürekli işgörmezliğe ilişkin davanın karara bağlandığı, iş bu davamıza konu talepler açısından karar verilmesi yer olmadığına karar verildiği, bu dosyada toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; 30/07/2018 tarihli kusur raporu uyarınca davaya konu 22/09/2016 tarihli trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı,trafik kaza tespit tutanağının da bu hususu teyit ettiği, söz konusu raporun düzenlendiği dosyada kusur raporuna itiraz eden davalı … şirketinin de bu davada taraf olması karşısında ,başka dosyadan alınan kusur raporu olan konya … asliye ticaret mahkemesinin … esas sayılı dosyadaki kusur raporuna göre karar verilmesinde ve usul ekonomisi gereği yeniden kusur raporu aldırılmadan dosyanın neticelendirilmesinde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı ve bu haliyle davalı şirket vekilinin kusura yönelik itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı … vekilinin kabul edilen Bakıcı gideri, kaçınılmaz tedavi gideri ve geçici iş göremezliğin teminat kapsamı dışında olduğuna ve bu nedenle bu alacak kalemlerinin kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde;
2918 sayılı Kanun’un 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Genel olarak sağlık hizmeti giderleri, fatura ile ispat edilmelidir. Ancak bazı giderlerin belge ile ispatlanması zordur. Biz bunlara faturalandırılmayan giderler olarak adlandırıyoruz. Örneğin yol giderleri gibi. Bu gibi giderler için hakimin belgelendirilmediği gerekçesi ile reddedilmesi doğru değildir. Çünkü TBK 50/2 maddesi gereği uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyecektir. Bu nedenle kişinin haksız eylemden zarar gördüğünün ve bedensel zarara uğradığının ispatlaması yeterli olup, ayrıca iyileşme harcamaları için fatura ve makbuz gibi belgeler bulup getirmesi şart değildir. Hiçbir belge sunulmasa bile, hakim, görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür. (HGK.26.04.1995, E. 1995/11-122 K.1995/430)
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 24/07/2016 başlangıç tarihli Zorunlu Sigorta Mali/Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekilinin geçici iş görmezlik, kaçınılmaz tedavi gideri ve bakıcı giderlerinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğuna ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
Davacı vekilinin faiz başlangıcının yanlış belirlendiği temerrüdün gerçekleşmediği istinaf itirazları yönünden,
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir.
Davacının dava açmadan önce davalı sigortacıya başvuruda bulunduğu ve temerrüdün gerçekleştiği görülmekle itiraz yersizdir
(Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/25016 Esas 2017/5136 Karar sayılı ilamları)
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.833,59 TL harçtan peşin alınan 958,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.875,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (72,070,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 01/10/2020

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
E imza E imza E imza E imza