Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/632 E. 2020/827 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 30/09/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : … Esas … Karar
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

DAVACI : … – TC: … …
VEKİLLERİ : Av. … -…
: Av. … -…
DAVALI : 1- … – TC: … …
VEKİLLERİ : Av. … – …
: Av. … -…
DAVALI : 2- … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 3- … – TC: … …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/09/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 01/10/2020
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 11/11/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; Müvekkili …’nin 27.05.2014 tarihinde saat 23:05 sıralarında meydana gelen trafik kazası sonucunda yaralandığını, kazaya karışan … plakalı aracın davalı … şirketi tarafından sigortalandığını, kazanın davalı sürücünün birinci derecede % 70 oranında, müvekkilin ise % 30 oranında kusurlu olduğunun ortaya çıktığını, müvekkilinin kazada sol bacağını diz eklemi üzerinden kaybettiğini, ameliyet ve tedavisinin … Hastanesi’nde gerçekleştiğini, müvekkilinin meydana gelen kaza neticesinde iş göremezliğinin söz konusu olduğunu, evli ve uç erkek çocuk sahibi olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin ve tüm ailesinin acı ve izdırap dolu günler geçirdiğini, müvekkili ev hanımı olduğunu, müvekkilininin eşi ve çocuklarının ihtiyaçlarını ve ev işlerini artık göremez hale geldiğini, müvekkilinin ancak bir bakıcı sayesinde ihtiyaçlarını giderebileceğini, davalıların kaza sonrasında müvekkilinin hiçbir zararını karşılamadığını, kazaya ilişkin olarak davalı sürucu … hakkında Taksirle Yaralama Suçundan Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından dava açıldığını ve dosyanın halen derdest olduğunu, müvekkilinin geçirdiği kaza ile ilgili olarak, davalı … şirketine tazminat başvurusunda bulunulduğunu ancak herhangi bir ödemede bulunulmadığını belirterek; müvekkilinin sakatlığı nedeniyle meslekte kazanma gücünün kayıp oranı, efor kaybı, hayatı boyunca bir bakıcının yardımına muhtaç hale gelmesi nedeniyle bakıcı giderleri, tedavi giderleri, müvekkilin ileride iktisaden karşrlaşabileceği mağduriyetinden doğabilecek zararları, iş göremeziik ödeneği ve karşılanmayan giderlerin tazminine karşılık olmak üzere fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsllen tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özet olarak; Söz konusu trafik kazasına ilişkin olarak açılan ceza dosyasından alınan raporda müvekkilinin ikinci derecede kusurlu bulunduğu, bu kusuruda kabul etmediklerini, kazanın oluşumuna davacının kendi kusurunun neden olduğunu, davacının söz konusu tedavi ve kalıcı sakatlıığına ilişkin raporları kabul etmediklerini, taleplerinin haksız ve fahiş olduğunu, bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Hiçbir suretle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracı müvekkili … nezdinde … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davacı tarafın tazminat talebi üzerine uzman aktüerlerden alınan aktüer raporu sonucunda davacıya 30.10.2014 tarihinde 40.522.05 TL sakatlık tazminatı ödemesi yapıldığını, müvekkilinin bu ödeme ile sorumluluğu yerine getirdiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin güncelleştirilmesinin gerektiğini, davacı vekilinin davaya konu trafik kazası nedeniyle müvekkilinin vücudunda sürekli sakatlık oluştuğu iddiasının kabulü mümkün olmadığını, bu hususun ayrıca sağlık kurulu raporları da yönetmeliğe uygun olarak düzenlensinin gerektiğini, olay tarihi 27.05.2014 olup , 12 ay sakatlığın kalıcı ve stabil olması şartı saglanmadığını, bu nedenle müvekkilinden maluliyet tazminatı istenemeyeceğini, davacının müvekkili şirketten bakıcı gideri, tedavi gideri ve iş göremezlik tazminatı talep etmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan reddinin gerektiğini, tedavi giderlerinden ve bakıcı giderlerinden, iş göremezlik tazminatından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacının olay tarihinden itibaren ticari faiz talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özet olarak; dava konusu trafik kazasına sebep olanın kendisi olmadığını, kusurun … plaka sayılı motoru satmış olduğu sürücü …’ta olduğunu, kendisine ilişkin tazminat taleplerinin hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; “Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporları, adli tıp raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı …’nin 27/05/2014 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı sol bacağın dizden amputasyonu ve omurga arızaları sebebiyle %60.0 (yüzdealtmışnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) ay olarak tespit edildiği, meydana gelen trafik kazasında hükme esas heyet kusur raporu uyarınca davalı araç sürücü …’ın %70 oranında kusurlu bulunduğu, kazaya karışan … plaka sayılı davalı … şirketi nezdinde… numaralı Trafik Sigorta Poliçesi Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğu anlaşılmakla, ayrıntılı gerekçeli ve hükme esas bilirkişi raporları uyarınca davacının Maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 27/05/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının sürekli iş göremezlikten dolayı 165.594,46 TL, geçici iş göremezlikten dolayı 3.727,38 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden dolayı 29.105,70 TL. ve bakıcı gideri zararından dolayı 4.739,28 TL. olmak üzere toplam 203.166,82 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılardan sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması ve faiz yönünden de dava tarihi olan 11/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olması kaydıyla ) davalılar …, … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile, 20.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde Davacının Maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 27/05/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının sürekli iş göremezlikten dolayı 165.594,46 TL, geçici iş göremezlikten dolayı 3.727,38 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden dolayı 29.105,70 TL. ve bakıcı gideri zararından dolayı 4.739,28 TL. olmak üzere toplam 203.166,82 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılardan sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması ve faiz yönünden de dava tarihi olan 11/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olması kaydıyla ) davalılar …, … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile, 20.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı …Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece maddi meselenin takdirinde hata yapıldığını ve eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bu yönde yaptıkları itirazların da Yerel mahkemece değerlendirilmediğini, dava konusu kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının yeterli inceleme yapılmadan %70 kusurlu kabul edilerek hesaplama yapıldığını, hazırlanan rapor doğrultusunda eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, kusur durumunun tespit edilmeden yapılan hesaplamanın farazi olmaktan öteye gidemediğini, davaya konu kaza nedeniyle şirket nezdinde hasar dosyası açılarak 40.552,05 TL ödeme yapıldığını, davacının ödemenin dava açıldıktan sonra yapıldığını iddia ettiğini ancak yapılan bu ödemeyi ihtiyati kayıt ileri sürmeden kabul ettiğini, yargılama sırasında poliçe genel ve özel şartları doğrultusunda yapılan ve davacı tarafından ihtiyati kayıt düşülmeden kabul edilen bu ödeme ile müvekkili şirketin poliçeden doğan sorumluluğunu yerine getirmiş olduğunu, müvekkili şirketin davacıya karşı başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, dava açıldıktan sonra müvekkili şirketçe yapılan ödemeye fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmaksızın davacılarca da kabul edildiğinden davanın konusuz kaldığını, bu nedenle de davanın reddinin gerektiğini, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunun şirketçe yapılan ödemeyi dikkate alırken ödemenin dava sonrası olması nedeniyle yalnızca ana parayı mahsup etmek gerektiğini belirterek hesaplama yapmasının da hatalı olduğunu, dosyada bulunan maluliyet oranlarına ilişkin raporu da kabul etmediklerini, hukuka ve hakkaniyete aykırı, afaki bir maluliyet oranının belirlendiğini, ayrıca hükme esas alınan raporda belirtilen davacı için hesaplanan geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu konuda sorumluluğun tamamen SGK’na ait olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Katılma yolu ile istinafa başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü yönünde tesis edilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, maddi tazminata ilişkin nispi vekalet ücreti hesaplanırken toplam maddi tazminat üzerinden değil ıslah ile arttırılan değeri üzerinden hesaplama yapılarak vekalet ücretinin eksik hesaplandığını beyan ederek Yerel mahkemece verilen kararın kaldırılması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davadan önce başvuru şartının yerine getirilmediği istinafı
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesi, 26.04.2016 tarih 6074 sayılı Kanunun 5.maddesi ile değiştirilerek zarar görene zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunulması zorunluluğu getirilmiştir. İşbu dava ise 11.11.2014 tarihinde açılmıştır. Dava tarihi itibariyle sigorta şirketine başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. İtiraz yersizdir.
Davalı … vekilinin Kusura yönelik itirazı yönünden;
Davacı tarafından dosyaya sunulan trafik bilirkişi mütalaa raporunda meydana gelen kazada davacı yayalar … ve …’nin %30, davalı motosiklet sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğunun görüş bildirildiği, ceza mahkemesindeki 28/10/2014 tarihli keşfe dayalı bilirkişi raporunda sürücünün ikinci derece ,yayaların birinci derecede kusurlu bulunduğu, 02/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda ise sürücünün %40, yayaların %60 oranında kusurlu olduğu, ceza mahkemesindeki 14/05/2015 tarihli istanbul adli tıp raporunda sürücü ve yayaların eşdeğer kusurlu oldukları, mahkemenin 2014/1242 sayılı dosyasında aldırılan İstanbul ATK’nın 30/03/2016 tarihli raporunda da sürücü ve yayaların %50’şer oranında kusurlu bulunduklarının rapor edildiği, gerek hukuk dosyası, gerekse ceza dosyası raporları arasında bulunan çelişkilerin giderilebilmesi için İTÜ kürsüsünde görev alan bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 10/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda söz konusu kaza nedeniyle sürücü Halil’in %70 oranında asli kusurlu, yayalar Şerife ve Mariye’nin ise %30 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmesi, söz konusu kusur raporunun diğer tüm raporları bağdaştırır nitelikte olup çelişkileri gidermesi karşısında dosyada alınan bağdaştırıcı kusur raporuna göre karar verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı ve bu halde davalı … vekilinin kusura yönelik itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin geçici iş göremezliğe,bakıcı giderine ve faturasız tedavi giderlerine ilişkin taleplerin sigorta teminatı dışı olduğuna yönelik istinafı açısından;
2918 sayılı Kanun’un 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Davalı taraf 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.”hükmü gereği söz konusu zarardan sorumlu olmadığını iddia etmekteyse de bu düzenlemenin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girdiği, somut olaydaki kazanın ise 27/05/2014 tarihinde gerçekleştiği ve poliçe düzenlenme tarihlerinin de 21/04/2014 ile 21/05/2015 tarihleri olduğu gözetildiğinde kazanın yeni genel şartların yürürlük tarihinden önce meydana geldiği, Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sorumlulukları devam etmektedir.
Trafik kazası neticesi yaralanan ve geçici yada sürekli iş göremez hale gelen kişinin giderleri sadece bir sağlık kuruluşunda yapılan tedavi harcamalarından ibaret değildir. Trafik kazası sonucu beden bütünlüğü zarara uğrayan kişi tedavi gördüğü süre ile iyileşeceği süre içinde işlerini göremeyeceği ve bu süre içinde normal hayatını sürdüremeyeceğinden bu dönem içinde tam iş göremez olarak kabul edilip buna göre tazminat hesabı yapılacaktır. Geçici işgöremezlik nedeniyle hükmedilecek tazminatın kusurlu sürücü ve işletenin yanında ZMSS poliçesini düzenleyen şirketin de sorumluluğu kapsamı içerisinde bulunduğu ve bu itibarla davalı … şirketinin buna yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı … vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporun yanlış düzenlendiği istinafı yönünden;
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur.
Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre ,haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği,01.06.2015 tarihinden sonra ise, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A.5 maddesinin (c) bendi ikinci paragrafındaki “Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır” hükmü gereğince 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Kökleşmiş Yargıtay 17. HD uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmemktedir
Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2016/16240 esas 2019/7273 karar 2016/15369 esas 2019/6853 karar sayılı ilamları
Poliçe düzenleme ve başlangıç tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre karar verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar somut olayda 01/09/2013 tarihinden sonra ise ve Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri uygulanması gerekmekte ise de;
Adli tıp kurumunca düzenlenen raporlarda da belirtildiği üzere;
11 Ekim 2018 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği özellikle trafik kazalarına bağlı olmak üzere tazminat davalarında mahkemelerce bilhassa istenilen ve bu konu ile ilgili değerlendirmelerde tüm bilirkişi kurumlarca kullanılan bir cetveldir. Bu cetvelde vücuttaki her bir sisteme ait hastalık veya arızalar için puanlar yer almakta olup, bu sayede çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybına bağlı bir oran verilebilmektedir.
Malulen emekli olma işlemleri ile ilgili olan 3 Ağustos 2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ise yönetmelikteki tanımıyla kişinin “çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğinin” değerlendirilmesi için düzenlenmiştir. Yönetmelik ekindeki listelerde hangi hastalık veya arızaların bu kapsamda sayılabileceği listelenmiş, kapsama girmeyenler için ise herhangi bir oran belirtilmemiştir. Bu bağlamda belli bir tarihteki bir olaya bağlı çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının değerlendirilmesinde Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin kullanılması teknik olarak mümkün değildir. Zira 2013 tarihli yönetmelik malulen emeklilik ile ilgili baremleri içermekte olup maluliyet oranının tespitine yönelik belgeleri ve cetvelleri içermemektedir.
Bu nedenle, mahkeme tarafından “3 Ağustos 2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre rapor düzenlenmesi istenilmişse de, söz konusu yönetmelik yukarıda açıklandığı gibi maluliyet tespiti için uygun olmadığından “11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne göre rapor düzenlenmesinde ve hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı durum olmadığından, istinaflar yersizdir.
Davalı … vekilinin davaya konu zararın ödendiği, sorumluluklarının kalmadığı, hesap yapılırken ödemenin güncellenmesinin yapılması gerektiği,davacı vekilinin de vekalet ücretinin yanlış hesaplandığı istinafı yönünden;
Zorunlu mali sorumluluk sigortası; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesine göre, işletenler motorlu taşıtların kullanılmasından doğan, üçüncü kişilere verdikleri zararları karşılamak üzere zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorundadırlar. Sigorta şirketi, araç sahibinin, gerek müstahdeminin kusurundan ve gerekse, bizzat kendi kusurundan doğacak mali mesuliyetini temin etmektedir. Bu yönden sigorta şirketleri işletenin yada şoförlerinin, kusurları ile neden oldukları olaydan dolayı doğan mali sorumluluklarının belirli limit dahilinde kefili durumundadır. Karayolları Trafik Kanuna göre zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorunlu bulunmakla beraber, bu tür sigorta sözleşmesi de diğer sözleşmeler gibi sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklaması ile sigorta sözleşmesi poliçeye bağlanmak suretiyle kurulur. Sigorta şirketleri, sigortaladığı aracın sürücüsü ile şayet tespit edilmişse araç malikinin kusurlarıyla ve poliçe limitleriyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu tutulabilirler.
Mahkemenin ve tarafların da kabulü olduğu üzere davanın 2014 yılında açılmış,yargılama devam ederken davacı için toplam 40.522 TL ödeme yapıldığı hususu ihtilafsızdır.
Bu halde ortada KTK 111. Madde gereğince güncellenecek bir alacak yoktur.
Zira KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilirken Şayet ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa, davacı tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, rapor tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarından, davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi gerekmektedir.
Ancak somut olayda ödeme davadan önce değil yargılama esnasında yapılmıştır. Bu halde yapılan ödemenin güncellenmesi değil mahsubu sözkonusu olacaktır.
Bu bakımdan Davacılara yapılan bu ödemenin güncelleme yapılmadan hesaplanan tazminattan mahsubu yoluyla tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.hesaplama bu açıdan doğrudur.keza davacı taraf bu ödemeyi ihtirazi kayıtla almış olup dekonttta da bu hususu şerh düşmüştür.Bu halde davalının buna yönelen itirazlar yersizdir.
Ne varki davacı dava dilekçesinde 40.000 TL tazminat talep etmiş,bilirkişi hesaplaması sonucu davacının 206.116,51 TL sürekli işgörmezlik zararının olduğu, dava esnasında yapılan 40.522,05 TLnin mahsubu ile 165.594,46 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı, 3.727,38 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 4.739,28TL bakıcı gideri zararı 29.105,70 TL tedavi gideri hesaplandığı, bu halde toplam alacağın yapılan ödeme düşüldüğünde 203.166,82 TL, bu miktar eklendiğinde meblağın 243.688 TL olduğu anlaşılmış, davacı tarafın 243.688 TL üzerinden dava değeri artırılmış olduğu halde yargılama esnasında ödenen 40.522,05 TL bakımından dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına bakiye alacaklar bakımından ise tahsil kararı verilmesi,dava açılmasına davalılar sebebiyet verdiğinden toplam miktar olan ve artırılan 243.688 TL üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanlış hüküm tesis edildiği görülmektedir.
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı, anlaşılarak davacı vekili ile davalı … vekilinin sorumluluklarının kalmadığına yönelik talepleri kısmi ödeme açısından değerlendirilerek ve bu hususun hüküm fıkrasında belirtilmediği gözetilerek istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekili ile davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
1-Davacının yargılama esnasına ödenen 40.522,05 TL’lik sürekli işgörmezlik zararı bakımından dava konusuz kaldığından bu talep miktarı açısından karar verilmesine yer olmadığına
2-Davacının bakiye Maddi tazminat talebinin tam KABULÜ ile 27/05/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının yargılama esnasında ödenen miktar düşüldükten sonra bakiye sürekli iş göremezlikten dolayı 165.594,46 TL, geçici iş göremezlikten dolayı 3.727,38 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden dolayı 29.105,70 TL. ve bakıcı gideri zararından dolayı 4.739,28 TL. olmak üzere toplam 203.166,82 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılardan sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması ve faiz yönünden de dava tarihi olan 11/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olması kaydıyla) davalılar …, … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile, 20.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …’dan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
4-Alınması gereken 18.012,52 TL harçtan peşin alınan 1.720,34 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.292,18 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (Davalı … şirketinin 15.053,97 TL’den diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulmasına)
5-Davacı tarafından yapılan 1.749,34 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, (Davalı … şirketinin 1.616,39 TL’den diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulmasına)
6-Davacı tarafından yapılan 1.230,00 TL talimat ve bilirkişi ücret gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 783,50 TL adli tıp fatura bedeli, 803,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.517,00 TL yargılama giderinin (3.227,00 TL ‘sinden davalı … şirketi sorumlu tutulmak kaydıyla) tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat davasında davacı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 25.508,16 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat davasında davacı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
10-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
11-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı …ne iadesine,
12-Davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru gideri ile 30,76 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 179,36 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
13-Davalı …Ş. tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru gideri ile 48,74 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 197,34 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
14-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.01/10/2020

… … … ….
Başkan Üye Üye Katip
… … … … …
E imza E imza E imza E imza