Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/612 E. 2020/815 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 30/09/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – …
DAVALILAR : 2- … – (T.C. Kimlik No: …) …
3- … – (T.C. Kimlik No: …) …
VEKİLİ : Av…. -…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/09/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2020
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davalılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 02/12/2018 tarihli dilekçesiyle; 21/07/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan müvekkili için şimdilik 1.000 TL. Maddi ve 100.000 TL. Manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili dava dileçkesinde davalı siggorta şirketinden sadece maddi tazminat talebinde bulunmuş, bu talebinde ise sigorta poliçesinin teminat limiti dahilinde ve sigortaya başvuru tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunmutur. Diğer davalılardan ise hem maddi hem manevi tazminat talebinde bulunmuş, diğer davalılar için ise kaza tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmuş, fazlaya ilişkin her türlü hak ve istemlerinin saklı tutulmasına, yargılama sırasında daha yüksek bir tazminat çıkması halinde dava değerini bu miktara yükseltme veya ek dava açma hakkını saklı ttulmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile ; müvekkili şirkete yapılan başvuru neticesinde 12/11/2018 tarihinde davacıya 216.837,70 TL. Ödeme yapılarak zararın karşılandığını, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacının maluliyetinin ve kazadaki kusur durumunun suulüne uygun şekilde uzman bilirkişilerce tespit edilmesini, tazminat hesaplamalarının yeni KTK ZMMS Genel şartlarına uygun yapılması gerektiğini ve davacının avans faizi talebinin yerinde olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar vekili 26/12/2018 tarihli cevap dilekçesi ile; meydana gelen kazada müevekkillerinin kusurunun bulunmadığını, bu nedenle kusurun tespiti için uzman bilirkişiden rapor aldırılması gerektiğini, davacının kazadan mütevellit maluliyetinin uzman bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini zira davacıdaki görme kaybının kazadan önce olduğunun açık olduğunu beyan ederek neticeten davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen 13/02/2020 tarihli kararında özetle; “Davalı sigorta şirketince müvekkili şirkete yapılan başvuru neticesinde 12/11/2018 tarihinde davacıya 216.837,70 TL. ödeme yapılarak zararın karşılandığını, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, ödemenin yapıldığı, yapılan bu ödemenin davacıların zararını karşılamadığı ancak bu ödemenin faizinin hesaplanarak davacıların zararından mahsup edildiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi her ne kadar ödeme yapmış olduğunu belirtmiş ise de KTK.ya göre trafik kazasında şahsın zararı her ne kadar temin edilmiş ise de ; zararın giderilmesinden sonra ortaya çıkacak olayla ilgili mağdurların uğramış oldukları zararların 2 yıl içerisinde KTK.ya göre sorumluluklarından talep edilebileceği dikkate alındığından, davacının uğramış olduğu zararın ilk ödeme tarihinden sonra meydana gelebileceği dikkate alınarak, yeni bir maluliyet raporu ve akabinde hesap incelemesine tabi tutulmuştur. Hesaplanan yeni zarar miktarı önceki ödemeden bağımsız olarak tespit edilmiştir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesinin 3. Hukuk Dairesinin 2018/60-2019/3 ve Konya 3. Hukuk Dairesinin 2019/54 E. 2019/91 K. sayılı dosyalarında da belirtmiş olduğu üzere bakıcı giderleri ve faturalandırılamayan tedavi giderleri yönünden davalı sigorta şirketinin de sorumlu olacağı kabul edildiği dikkate alınarak, mahkemece alınan raporların ayrıntılı ve denetime açık olması nedeniyle hükme esas alındığı ve davacı vekilinin tazminat miktarlarını raporlara uygun şekilde ıslah ettiği görülmekle davacının maddi tazminat taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede ise ; kazanın meydana geldiği tarih, tarafların kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile manevi tazminatın amacı göz önünde bulundurularak, davacının manevi tazminat talebinin de dava tarihinden itibaren kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile ; maddi tazminat açısından davacının uğramış olduğu maddi zarar olarak 63.796,79 TL.nin davalı sigorta şirketi açısından (sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüt tarihi olan 12/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 21/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken müteselsilen (tekkerüre esas olmamak üzere) tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davacının uğramış olduğu manevi tazminat açısından 40.000 TL.nin sigorta şirketi hariç diğer davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının belirsiz alacak davası olarak ikame ettiği davasının maddi tazminat miktarının belirlenebilir durumda olduğunu, bu nedenle de davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, ayrıca 17/01/2020 tarihli kusur raporunda hüküm kurmaya elverişli bir rapor olmamasına rağmen hükme esas alındığını, raporda davalı sigorta şirketinin yaptığı ödemenin güncelleştirilmesi hesabının hatalı olduğunu, ödeme tarihine göre yapılan hesaplamadaki AGİ’li ücretin ödeme tarihi olan 2018 yılına değil 2019 yılına ait olduğunu, geçici iş göremezlik dönemine ilişkin hesaplanan tazminatın sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini, davacı tarafın bakıcı için ödeme yaptıklarına ilişkin somut delil sunamadıklarını, bilirkişi raporunda bakıcı giderinin de hesaplandığını ve bu durumun da sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığını, davacıların başkaca bakiye alacakları kalmadığından davanın reddinin gerektiğini, sırf asgari ücret değişikliğinden meydana gelen bakiye tazminat hesabının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, ödeme tarihindeki verilere göre zararın karşılanıp karşılanmadığının teyit eder nitelikte hesap raporu alınmadan güncel verilerle hesap yapılarak asgari ücret artışından kaynaklanan bakiye alacağa hükmedilmesinin kabul edilemez olduğunu, bakıcı giderinin yeni genel şartlar uyarınca teminat dışı olduğunu, bu nedenle de müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davalı sigorta vekilinin ve diğer davalılar vekilinin davacının zararlarının karşılandığı ve yanlış hesaplama yapıldığı istinafı yönünden;
Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır.
Somut olay nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından TRH 2010 esas alınarak, davacıya davadan önce ödeme yapılmış,ibraname imzalanmıştır. Eldeki davada KTK’nın 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği görülmektedir.
Bu durumda; maluliyet tazminatı hesabında öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa, davacı tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, rapor tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarından, davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi sonucunda oluşan duruma göre (davalı lehine oluşan kazanılmış haklar gözetilerek) karar verilmelidir.
Somut olayda düzenlenen 17/01/2020 tarihli bilirkişi hesaplamalarında ödeme tarihi olan 12/11/2018 tarihindeki veriler esas alınarak hesaplama yapılmış, ödeme tarihi itibariyle davacının nihai zararı 272.837,12 TL olarak hesaplanmış olup ödenen miktar olan 216.837,70 TL nin bu zararı karşılamadığı belirlenmiş olup,bilirkişice davacının işleyen dönemi için ödeme yapıldığı tarih olan 2018 verileri kullanılmış,işleyecek aktif ve pasif dönem zararının ise 2019 yılından başlayacak olması nedeniyle işleyecek dönem için bu verilerin kullanılmasında usule aykırılık olmayı itirazlar yersizdir
Davalı … vekilinin bakıcı giderlerinin ve geçici işgörmezlik zararının istenemeyeceğine ilişkin istinaf itirazları yönünden;
İDM tarafından maluliyetin belirlenmesi için rapor alınmış olup, sunulan raporda davacının kaza nedeniyle 2 aylık geçici iş göremezlik süresinde %100 malul kabul edilerek bakıcı giderine hükmedilmesinde bu süre içerisinde davacının bir başkasının bakımına muhtaç olduğu ve kişiye bu süre zarfında bakıcı gideri ve geçici işgörmezlik zararının oluşmasının açık olmasına ve raporunun dosya kapsamına uygun olunmasına göre
davalı vekilinin buna ilişkin istinafı yerinde görülmemiştir.
Davalı sigorta vekilinin bakıcı giderinin teminat kapsam dışında olduğuna ve bu nedenle bu alacak kaleminin reddedilmesinin gerektiğine ilişkin yapılan istinaf incelemesinde;
2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Genel olarak sağlık hizmeti giderleri, fatura ile ispat edilmelidir. Ancak bazı giderlerin belge ile ispatlanması zordur. Biz bunlara faturalandırılmayan giderler olarak adlandırıyoruz. Örneğin yol giderleri gibi. Bu gibi giderler için hakimin belgelendirilmediği gerekçesi ile reddedilmesi doğru değildir. Çünkü TBK 50/2 maddesi gereği uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyecektir. Bu nedenle kişinin haksız eylemden zarar gördüğünün ve bedensel zarara uğradığının ispatlaması yeterli olup, ayrıca iyileşme harcamaları için fatura ve makbuz gibi belgeler bulup getirmesi şart değildir. Hiçbir belge sunulmasa bile, hakim, görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür. (HGK.26.04.1995, E. 1995/11-122 K.1995/430)
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 24/03/2016 başlangıç tarihli Zorunlu Sigorta Mali/Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekilinin bakıcı giderlerinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğuna ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
(Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/6818 esas 2018/217 karar sayılı ilamı)
Davalı … ve … vekilinin Davanın belirsiz alacak olarak açılmasının mümkün olmadığı istinafı
6100 sayılı HMK.’nun belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olaya baktığımızda, davacı taarf davalı sigortadan bir miktar ödeme almış ancak bu ödemenin yetiriz olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Ödemenin yetersizliği ve net alacak miktarı ancak mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesiyle anlaşılabileceğinden ve halde dava açmakta hukuki yarara bulunduğundan itiraz yersizdir.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … tarafından alınması gereken 7.090,35 TL harçtan peşin alınan 1.772,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.317,76 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı … tarafından alınması gereken 7.090,35 TL harçtan peşin alınan 1.772,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.317,76 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından alınması gereken 4.357,95 TL harçtan peşin alınan 1.090,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.267,95 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (72,070,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 30/09/2020

… … … …
Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza