Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/574 E. 2020/857 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- … – …, …

2- … – …, …

3- … – …, …
4- … – …, …
VEKİLLERİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1- … – …, …
VEKİLİ : Av. … – …

2- … – …, …
VEKİLİ : Av. … – …
3- … – …
VEKİLİ : Av. … – …
4- … – …, …
VEKİLİ : Av. … – …
5- … – …, …
VEKİLİ : Av. … – …
6- … SİGORTA A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilleri … ve … nin evli olduklarını, bu evlilikten diğer müvekkilleri … ve … in dünyaya geldiklerini, 12/02/2014 tarihinde sürücüsü davalı …, işleteni davalı …, trafik sigortacısı davalı … olan … plakalı otomobil ile sürücüsü davalı …, işleteni davalı …, trafik sigortacısı davalı …. olan … plakalı kamyonetin kazaya karıştıklarını, kaza sırasında otobüs durağında beklemekte olan müvekkili … ya otomobilin çorpması ile ağır surette yaralandığını, 7 kez ameliyat geçirdiğini, yaralanan müvekkilinin anne babası ve kardeşi olan diğer davacılar dahil ailecek büyük elem ve ızdırap çektiklerini, yaralanan müvekkilinin maddi zararlarının olduğunu, Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davalı sürücülerin sanık olarak yargılandıklarını, yaralanan müvekkilinin Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik bölümünde 1. sınıf öğrencisi olduğundan bahisle her türlü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili … için 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 9.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 250,00 TL bakıcı gideri ve 250,00 TL belgelendirilemeyen/kaçınılmaz tedavi gideri olmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı … şirketlerinin poliçe limitleri ile ve dava tarihinden itibaren ticari faizden sorumlu olmaları kaydıyla kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline ve ayrıca müvekkili … için 100.000,00 TL manevi tazminat, müvekkili … için 20.000,00 TL manevi tazminat, müvekkili … için 20.000,00 TL manevi tazminat ve müvekkili … için 15.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 155.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketleri hariç sürücü ve işleten olan diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ‘e dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği halde cevap dilekçesi vermemiştir. Adı geçen davalı duruşma sırasında kendisini vekille temsil ettirerek vekili sözlü beyanları ile kusur ve tazminat taleplerini kabul etmediklerini bildirmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özet olarak; dava dilekçesinde maddi tazminat taleplerinin tam olarak nelerden ibaret olduğunun anlaşılamadığını, öncelikle davacının alacak talebinin hangi kalem alacağa ve ne kadar tutarında olduğunun açıklattırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu ZMMS poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu, zorunlu trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, öncelikle sigortalının kusurunun ispatlanması gerektiğini, maluliyetin olması halinde bu hususta Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, aktüerya hesabının Hazine Müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı lisanslı aktüerler tarafından belirlenmesi gerektiğini, davacının kaza tarihinde öğrenci olduğunu bir geliri olmadığını, asgari ücretin hesaplamada dikkate alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi giderleri kapsamında değerlendirilmesi ile kapsam dışı bırakılıp SGK nun sorumluluğuna alındığını, SGK dan dava konusu kaza nedeniyle davacı yana ödenen rücuya tabi peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığının ve var ise tutarının sorulmasının ve mahsubunun gerektiğini, her durumda müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, tüm bu nedenlerle tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla kusur , maluliyet ve aktüerya hesabının dilekçede belirtildiği şekilde yapılmasına, SGK ya müzekkere yazılmasına, ceza dosyasının celbine, şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; meydana gelen kazada müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının tüm maddi zararlarını gidermenin Allianz Sigorta’nın görev ve sorumluluğunda olduğunu, manevi tazminat hususunda talebin çok yüksek olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkilinin hiçbir sorumluluğu ve pasif husumet ehliyeti bulunmadığından aleyhine açılan yersiz ve mesnetsiz davanın reddine, keşif yapılmasına ve bilirkişi raporu aldırılmasına, dosyanın Adli Tıp kurumuna gönderilmesine, aksi halde istenen miktar fahiş olduğundan bu talebin reddi ile yapılacak yargılama neticesinde sorumlu olunan miktarın belirlenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkiline dava dilekçesin ekinde herhangi bir belge ibraz edilmediğini, davaya karşı cevap ve delil sunma haklarının saklı tutulmasını, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olduğunu, azami 268.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitin bildirmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle bir an için davacının taleplerinin haklı olduğu düşünülse bile müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespit edilebilmesi için öncelikle kusur tespiti ve kalıcı maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik zararlarının tedavi gideri kapsamında olduğunu ve yasa gereği davacının talep hakkı bulunmadığını, müvekkilinin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik taleplerinin tedavi teminatı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, manevi tazminat taleplerinden sorumlu olmadıklarını, tüm bu nedenlerle SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik sebebiyle bağlanan gelirlerin tespitini, maluliyet için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddini, manevi tazminat taleplerinin reddini, davacının davasını ispatı halinde müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmamasını, olmaz ise asıl alacak, yargılama giderleri ve vekalet ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin yasal faiz ve en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçelerinde özet olarak; davacıların davasının müvekkilleri açısından yersiz olduğunu, kazanın oluşumunda davacının yaralanmasında müvekkillerine atfedilebilecek bir kusur olmadığını, olayın tek kusurlu ve sorumlusunun diğer davalı … olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle hükmedilecek tazminatlardan indirim yapılması gerektiğini, istenilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkilleri açısından haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Dosya arasındaki bilirkişi raporları ve dosya kapsamı deliller ile kaza sonrası davacı … 9 ay boyunca %100 malul sayılarak birinin yardımına ihtiyaç duyacak şekilde geçici iş göremezliğe maruz kaldığı ve %14,0 oranında genel maluliyetinin oluştuğu, SGK tarafından karşılanmayan 9.951,00 TL 9 aylık bakıcı gideri zararı ile 7.840,00 TL geçici iş göremezlik zararının ve 6.000,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri zararlarının olduğu, yine davacının emsaline göre asgari ücretin iki katı seviyesinde gelir elde edebilecek bir eğitimden geçmesi de nazara alınarak %14,0 oranında maluliyetinin ve bunun karşılığı olarak 261.829,00 TL sürekli iş göremezlik zararının olduğu ve bu zararlardan davacının talebi gereği tüm davalıların müteselsilen sorumlu oldukları, davalı … şirketlerinin poliçe limitleri sınırlı ve davadan önce temerrüde düşürülmemeleri ve davacının talebi gereği dava tarihinden itibaren işletilecek faizden sorumlu oldukları anlaşılmış ise de davacının talepleri aşılamayacağından 7.840,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 9.951,00 TL bakıcı gideri zararı, 250,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri ve 212.301,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere 230.342,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline ve böylelikle davacının maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Dava konusu yaralanma nedeniyle davacı … nun ve annesi, babası ve kardeşi olan diğer davacıların büyük ızdırap çektikleri ve yakınların çektikleri ızdırap nedeniyle de manevi tazminat haklarının mevcut olduğu, kaza tarihinde 01/01/1994 doğumlu olan davacı … nun 20 yaşında olması ve gençliğinin baharında ağır yaralanıp pek çok ameliyatlara maruz kalıp uzun süre bakıcıya muhtaç olacak şekilde tedavi görmesi ve %14,0 gibi azımsanmayacak bir oranda maluliyete maruz kalması nedeniyle davacıların sürücü ve işleten davalılara yönelik manevi tazminat taleplerinin de kısmen kabul edilmesi gerekmiştir. Tarafların sosyo ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü, kazanın meydana gelmesinde davacı … nun herhangi bir kusurunun olmaması, davacılarda manevi dinginlik sağlayacak kadar bir miktar manevi tazminata hükmedilmesinin gerekmesi, manevi tazminatın zenginleşmeye veya yıkıma neden olmaması ve özellikle manevi tazminatı arzu edilir bir seviyeye çıkarmaması için hakkaniyet gereği davacıların çektikleri manevi elem ve ızdırap karşılığı davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 8.000,00 TL, davacı … için 8.000,00 TL ve davacı … için 4.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın sürücü ve işleten olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği yönünde mahkememizde tam bir kanaat oluştuğundan manevi tazminat taleplerinin bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiş olup davacıların davalarının kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin; 1-Davacı … ‘nun maddi tazminat talebinin KABULÜ ile 7.480,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 9.951,00 TL bakıcı gideri, 250,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri ve 212.301,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere 230.342,00 TL maddi tazminatın (davalılar … ve … SİGORTA A.Ş. poliçe limitleri ile sınırlı sorumlu olmaları ve 12/08/2014 dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizden sorumlu olmaları kadıyla) kaza tarihi olan 12/02/2014 tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan alınarak davacı … ‘ya verilmesine. 2-DAVACILARIN manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ İLE; Davacı … için 40.000,00 TL, Davacı … için 8.000,00 TL, Davacı … için 8.000,00 TL ve Davacı … için 4.000,00 TL Olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/02/2014 tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılar …, …, … VE … ‘dan alınarak davacılara verilmesine. Davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin REDDİNE. ” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Allianz Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; dosyaya sundukları itirazları ve savunmaları dikkate alınmadan eksik incelemeler neticesinde fahiş hesaplamalarla hüküm kurulduğunu, istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Adli Tıp kurumundan rapor alınmaksızın hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, gelir araştırılmasının somut delillerle ispat edilmeksizin fahiş hesaplama yapılması nedeniyle sunulan raporun hükme esas alınmasının bozma nedeni olduğunu, 23/10/2019 tarihli duruşmada davacı vekilince müvekkili davacı …’nun üniversitede öğretim görevlisi olarak işe başladığının beyan edilmiş olunmasına rağmen mahkemece emsal ücret yazısına dayanılarak asgari net ücretin 2 katı üzerinden hesaplanan tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, poliçe teminat kapsamında bulunmayan geçici iş göremezlik, geçici bakıcı ve tedavi giderleri nedeni ile doğan zararlardan müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından yerel mahkeme kararının hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, tedavi masrafı, geçici iş göremezlik ve bakıcı zarar talebinin poliçe teminat kapsamında bulunmadığından SGK nun sorumluluğunda bulunduğundan bu zarar kalemlerine ilişkin müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmaması dikkate alınarak geçici iş göremezlik zarar kaleminden de müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğuna hükmedilmemesi gerektiğini , kusur oranı tenzilinden sonra poliçe teminat limiti oranına göre hesaplama yapılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, istinaf itirazları doğrultusunda davanın reddine, icranın tehirine, istinaf itirazlarının kabulüne ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; … açısından maddi tazminat taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmiş ise eksik ve farazi hesap bilirkişi raporuna istinaden hüküm kurulduğunu, müvekkilinin yargılama aşamasında araştırma görevlisi olarak resmen işe başlamış olduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması noktasında karar verilmemiş olması nedeniyle de ilamın kaldırılmasını, manevi tazminat taleplerinin tümü yönünden özellikle … yönünden hükmedilen miktarların oldukça yetersiz olduğunu, tüm bu nedenlerle haklı istinaf sebeplerinin kabulü ile müvekkili …nun maddi tazminatı açısından farazi hesap bilirkişi raporuna dayalı hüküm fıkrasının kaldırılmasına, tüm müvekkilleri açısından yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarları olaya oluşa tarafların kusur durumlarına dosyaya yansıyan tüm tıbbi bilgi ve belgeler ile tanık beyanlarına istinaden eksik ve yetersiz olması nedeniyle kaldırılmasına ve manevi tazminat taleplerinin tümden kabulüne, ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; 23/10/2019 tarihli duruşmada davacı vekilince müvekkilinin öğretim görevlisi olarak işe başladığının beyan edilmesine rağmen mahkemece emsal ücret yazısına dayanılarak asgari ücretin iki katı üzerinden hesaplanan tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, maluliyet raporunun son derece hatalı olduğunu, rapora yönelik itirazları değerlendirilmeksizin kurulan hükmün eksik incelemeye dayalı, haksız ve hukuka aykırı olduğunu, her durumda poliçe teminat kapsamında bulunmayan geçici iş göremezlik geçici bakıcı ve tedavi giderleri nedeni ile doğan zararlardan müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından yerel mahkeme kararının hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, 27/05/2019 tarihli bilirkişi raporu eksik incelemeye dayalı olup hatalı olup iş bu rapora dayanılarak hüküm kurulmasının yasaya ve usule aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle icranın tehirine ve duruşma taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, itirazlarının kabul edilerek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; davacıların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası nedeniyle maluliyete dayalı, maddi manevi tazminat talebine ilişkin olup davacılar ve davalı … şirketleri yönünden istinaf edilmiştir.
Davalı … vekillerinin bakıcı gideri ve geçici işgöremezliğin, faturasız tedavi giderlerinin teminat dışı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde;
Davalı vekillerince, bakıcı gideri ve geçici iş göremezliğin, faturasız tedavi giderlerinin teminat ve dolayısıyla sorumluluk dışı olduğunu iddia edilmiş ise de, kaza tarihinin 12/02/2014 ve sigorta poliçe başlangıç tarihlerinin de daha önce olmasına göre, BK’nın 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince vücut bütünlüğünün ihlali sonucu ortaya çıkan zararlardan olan geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan faturasız tedavi giderleri ihlâlin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktığından zorunlu mali sorumluluk sigortası teminat kapsamında olmasına, 6111 sayılı kanunla Karayolları Trafik Kanunun 98. Maddesinde değişiklik yapan düzenlemenin faturalı SGK tarafından karşılanan tedavi giderlerine ilişkin olmasına, olayda bakıcı giderinin diğer ‘iyileşme giderleri’ kapsamında bulunmasına, bu zararlardan da davalıların ZMMS’nın sorumlu olmasına göre bu itirazların yerinde olmadığı görülmüştür.
Davacıların ve davalıların sair itirazlarının (aktüer, gelir, maluliyet, sorumluluk) incelenmesinde;
Kaza ve poliçe başlangıç tarihleri esas alınarak doğru yönetmelik hükümlerine uygun şekilde maluliyet raporları arasındaki çelişkileri giderir Adli Tıp Genel Kurul’undan alınan maluliyet raporunun benimsenmesinde, kazada yaralanan davacının yaya olması sebebiyle kusurunun bulunmaması, davalı araç sürücülerinin kusurlu olduğunun sabit olması, esasen kusur durumlarına tarafların bir itirazlarının olmaması, davacıların müteselsil sorumluluğa göre dava açmış olmaları nedeniyle anılan sorumluluk türü gereğince davalı araç sürücü, işleten ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacılarının zararın tamamından sorumlu tutulmalarında, kaza tarihinde üniversite öğrencisi olup buna göre yapılan araştırma sonucunda gelirin belirlenerek davacılar vekilinin ıslah dilekçesinde hemşire olarak gelirin tespiti talebi de nazara alınarak dosya kapsımına göre tazminat miktarını belirleyen ayrıntılı, denetime elverişli, dosya kapsamına uygun uzman aktüer bilirkişi ek raporunun hükme esas alınmasında da bir isabetsizlik görülmemiş olup bu hususlara yönelik tarafların istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmadığı itirazında;
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. Maddesinde, “(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Buna göre eldeki dosyada, mahkeme gerekçesinde alacak miktarını belirlediğine, taleple bağlı kalınarak maddi tazminat miktarına hükmedildiğinin belirtildiğine, hüküm fırkasında da istenilen maddi tazminat miktarı nazara alınarak tam olarak maddi tazminata, kısmen de manevi tazminata hükmedilerek sadece manevi tazminat yönünden fazlaya dair istemin reddine karar verildiğine, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin talepler hakkında karar verildiğine, gerekçede açıklanan ‘talepten fazlaya ilişkin hakların’ saklı tutulduğunun ayrıca hüküm fırkasında belirtilmesinin anılan kanun hükmüne aykırı olduğu gibi hukuki yarar da bulunmadığından davacılar vekilinin buna yönelen istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik itirazında;
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri,tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına, davacının olay nedeniyle uğradığı meslekten kazanma gücü kaybı ve iyileşme süresi, olayın oluş şekli nazara alınarak takdir olunan manevi tazminatların hakkaniyete uygun miktarda olduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin buna yönelen istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu halde mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre, anlatılan nedenlerle kısmen kabul kararına karşı davacılar ve davalı … vekillerince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı … AŞ den alınması gereken 15.734,66 TL harçtan yatırılan toplam 3.934,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.800,26 TL eksik harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalı … AŞ den alınması gereken 15.734,66 TL harçtan yatırılan 4.958,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.776,34 TL eksik harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan harçlar yeterli olduğundan bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
5-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince davacılar yönünden KESİN, davalı … şirketleri yönünden kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.