Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/573 E. 2020/671 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO :…
KARAR TARİHİ : 10/09/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2019
NUMARASI : …Esas … Karar

DAVACILAR : 1- … – … (Suriye uyruklu), …
…-… – … (Suriye uyruklu), …
3- … – … (Suriye uyruklu), …
4- … – … (Suriye uyruklu), …
5- … – … (Suriye uyruklu), …
VEKİLLERİ : Av…. – …
DAVALILAR : 1- … -…
VEKİLİ : Av…. – …
2- … -…
3- …SİGORTA A.Ş. …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/09/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2020
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davalı … vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; 05/09/2018 tarihinde davalı … nün sürücüsü, davalı… nün işleteni ve davalı sigorta şirketinin trafik sigortacısı olduğu, … plakalı kamyonetin yaya olarak karşıdan karşıya geçen müvekkilleri… ve … in çocukları diğer müvekkillerinin kardeşi olan … a çarptığını, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Sor. sayılı dosyası üzerinden soruşturma yapılmakta olduğunu, ağır yaralanan müvekkilinin halen bitkisel hayat yaşadığını (ömrünü böyle geçireceğini), tüm müvekkillerinin ağır elem ve ızdırap çektiklerinden bahisle müvekkili … için 500,00 TL iş göremezlik, 500,00 TL bakıcı gideri ve 100,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri olmak üzere toplam 1.100,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı ve kaza tarihinden itibaren uygulanacak avans faizinden sorumlu olması kaydıyla kaza tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, ağır yaralanan müvekkili … için 150.000,00 TL, yaralananın babası… için 75.000,00 TL, yaralananın annesi … için 75.000,00 TL, yaralananın kardeşi … için 50.000,00 TL ve yaralananın diğer kardeşi… için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 400.000,00 TL manevi tazminatın davalılar Salih ve Rafet ten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkiline izafe edilen kusuru ve oranını kabul etmediklerini, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kazanın olmasında yaya olan davacının tam kusurlu olduğunu ve istenen tazminatların fahiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alınan kamyonet sürücüsünün kusursuz olduğunu ve istenen tazminatın fahiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… ‘ye dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği halde cevap dilekçesi vermemiştir. Adı geçen davalıya duruşma günü de tebliğ edildiği halde geçerli bir özür bildirmeksizin duruşmalara da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen 16/12/2019 tarihli kararı ile; “Tarafların sosyo ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü, kazanın meydana gelmesinde davacı … un %90 oranında kusurlu olması, davacılarda manevi dinginlik sağlayacak kadar bir miktar manevi tazminata hükmedilmesinin gerekmesi, manevi tazminatın zenginleşmeye veya yıkıma neden olmaması ve özellikle manevi tazminatı arzu edilir bir seviyeye çıkarılmaması için hakkaniyet gereği davacıların çektikleri manevi elem ve ızdırap karşılığı davacı … için 30.000,00 TL, davacı babası… için 15.000,00 TL, davacı annesi … için 15.000,00 TL, davacı kardeşi … için 7.500,00 TL ve davacı kardeşi… için 7.500,00 TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL manevi tazminatın sürücü ve işleten olan davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği yönünde mahkememizde tam bir kanaat oluştuğundan manevi tazminat taleplerinin bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiş olup davacıların davalarının kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hükümlerin kurulması gerekmiştir.” davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; Davacı … için 30.000,00 TL, davacı… için 15.000,00 TL, Davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 7.500,00 TL ve Davacı… için 7.500,00 TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/09/2018 tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılar … ve… ‘den alınarak davacılara belirtilen miktarlar üzerinden ödenmesine. Davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine. Davacı … için talep edilen maddi tazminat davasının ise yargılama sırasında dava konusu miktar davacı tarafa ödendiğinden ve bu nedenle davanın konusu kalmadığından maddi tazminat talebi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine açılan davada müvekkilinin kusurlu gibi izah edildiğini ancak yapılan yargılama esnasında sunulan bilgi ve belgelerin incelendiğinde müvekkili aleyhine açılan davanın haksız olduğunun görüleceğini, dosya içerisine sundukları kroki ve davaya konu kazanın olduğu yerin karşılaştırıldığında kaza tutanağının gerçeklerden uzak olduğunun görüleceğini, bu nedenle de kaza tutanağının esas alınmasının hukuka aykırı olacağını, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporunun müvekkili açısından olay günü ve olay mahallinden bağımsız olarak değerlendirildiğini, yalnızca küçüğün durumunun ağır olması nedeniyle müvekkiline de kusur atfedilmesi amacıyla değerlendirilmede bulunduğunu ancak bu tutumun hukuki düzende yerinin olmadığını, bilirkişi raporunda havanın açık, zeminin kuru, yolum eğimsiz, kavşağın olmadığı ve yaya geçidinin de mevcut olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine de müvekkiline KTK 52/1-b maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle %10 oranında kusur izafe edildiğini, dosya kapsamında söz konusu maddenin müvekkili açısından ihlal edildiğine dair herhangi bir delil bulunmamasına rağmen müvekkilinin bu madde açısından kusurlu bulunmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca müvekkilinin %10 oranında kusurlu olduğunun kabul gördüğünde de hükmedilen tazminat miktarının zarar oranı ile dengeli olmadığını, bu nedenle de en kötü şartlarda zararın indirilmesi gerektiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davalı vekilinin kusur raporuna itirazı hakkında
Düzenlenen trafik kaz tespit tutanağında küçük çocuğun asli sürücünün tali kusurlu olduğu şeklinde belirlemede bulunulduğu,Mahkemece dava konusu kazanın meydana geldiği yerde trafik uzmanı bilirkişi … ın katılımı ile 26/04/2019 tarihinde keşif yapıldığı,izlemeye elverişli krokili ve resimli 22/05/2019 tarihli kusur raporu kapsamına göre meydana gelen kazada davalının 2918 sy nın 52/1-b maddesini ihlal edip olayda %10 oranında kusurlu ,davacı küçüğün ise % 90 oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla aldırılan raporun söz konusu kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun olduğu sonucuna varılarak hüküm verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durumun olmadığı,aldırılan raporun kaza tespit tutanağı ile de örtüştüğü anlaşılmakla kusura yönelik itiraz yerinde değildir.
Manevi tazminatın çok taktir edildiği istinafı yönünden;
İlk derece mahkemesinin alınan raporda davacı küçüğün kaza nedeniyle yaralanmasına bağlı % 80 oranında malul olması ve ömür boyu bakıcıya ihtiyaç duyacağının rapor edildiği ve olayda davalının % 10 kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri,davacının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna, davacı çocuğun olay tarihi itibariyle 5,5 yaşında olması,olay nedeniyle %80 maluliyetinin bulunup ömür boyu bakıcıya ihtiyaç olacağının belirlenmesine ve kusur durumu gözetilip olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın dosya kapsamına uyumlu olduğu,davalının itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına,tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … tarafından alınması gereken 1.280,81 TL harç peşinen alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (72,070,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 16/09/2020


Başkan

E imza

Üye

E imza

Üye

E imza

Katip

E imza