Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/448 E. 2020/627 K. 03.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO :…
KARAR TARİHİ : 03/09/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …’e (TC:…) vesayeten … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … SİGORTA A.Ş – …
VEKİLİ : Av. … – …
İHBAR OLUNAN : … – …
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 03/09/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 04/09/2020
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin davalı vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 05/07/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, 30/03/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı komyonet sürücüsü …’ın seyir halindeyken müvekkili …’ın kullanmış olduğu bisiklete arkadan çarpması sonucunda müvekkilinin bisikletten düştüğünü; bisikletinin 50 metre kamyonetin altında sürüklendiğini; kamyonet sürücüsü …’ın kaza sonucunda olay yerinden kaçtığını; olay anında alkollü olduğunu sonradan kabul ettiğini, ancak kaçmış olduğu için alkol testi yapılamadığını; kazada müvekkilinin yaşamını tehlikeye düşürecek şekilde yaralandığını; müvekkilinin halen rahatsızlığının devam ettiğini; bakıma muhtaç olduğunu; ailesi ve vasisi tarafından bakımlarının yapıldığını; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde sürücü, araç maliki ve sigorta şirketine karşı açmış oldukları tazminat davasında tazminat taleplerine ilişkin bilirkişi raporu alındığını, ancak sigorta yönünden davadan önce başvuru yapılmamış olması nedeniyle davanın ıslah edilemediğini; bu nedenle sigorta şirketi yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, 1.250,00 TL. işgücü kaybı ve 150,00 TL. tedavi gideri olmaküzere 1.400,00 TL.’nin diğer davalılar … ve …’dan tahsiline karar verildiğini beyanla Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuyla tespit edilen tazminat tutarlarından anılan dosyada hüküm altına alınan tazminat tutarları düşüldükten sonra 10.597,14 TL. geçici iş göremezlik, 15.586,53 TL. sürekli iş göremezlik, 14.823,00 TL. bakıcı gideri ve 5.250,00 TL. kaçınılmaz tedavi giderleri olmak üzere toplam 46.256,67 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili 10/09/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, … plakalı aracın 21/06/2016 başlangıç tarihli ZMSS poliçesi ile müvekkili sigorta şirketince sigortalı olduğunu; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte ölüm ve sakatlık hallerinde müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve zarar nispetinde olmak üzere 310.000,00 TL.’lık poliçe limiti ile sınırlı olduğunu; kusur durumunun net ve kesin olarak mahkememizce tespit edilmesi gerektiğini; davacı tarafın müvekkili şirkete başvurusundan sonra açılan hasar dosyası kapsamında yapılan aktüer hesabına göre 23/01/2017 tarihinde davacıya 125.384,10 TL. ödeme yapıldığını; yapılan ödeme ile müvekkilinin sigorta poliçesinden doğan tazminat ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve davacının maluliyet zararının tamamen giderildiğini; bu nedenle davacının maluliyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini; kaza tarihi dikkate alındığında yeni poliçe genel şartlarının geçerli olduğunu ve buna göre geçici iş göremezlik zararı, bakıcı ve tedavi giderlerinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu husustaki sorumluluğun SGK’da olduğunu; mahkememizce aksine karar verilecek olması halinde davacının maluliyet oranının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca tespiti gerektiğini; faize hükmedilecek olması halinde, davacının başvurusu üzerine hesaplanan zararının daha önce müvekkili şirketçe karşılanmış olması nedeniyle temerrütten bahsedilemeyeceğinden ve zarar haksız fiilden kaynaklanmış olduğundan, hükmedilecek faizin de dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini ve ayrıca davanın sigortalı araç maliki …’a ihbarını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen 03/10/2019 tarih … esas … karar sayılı gerekçeli kararı ile; “Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile dosya kapsamındaki tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; 30/03/2016 günü saat 04:15 sıralarında sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile Fetih Caddesi istikametinden Karakayış Caddesi’ni takiben seyrederken olay mahaline geldiğinde önünde aynı yönde yolun sağında seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki bisiklete arkadan çarpması sonucunda dava konusu yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiği; kazada sürücü …’ın 2918 sayılı K.T.K.’nun 56. maddesi düzenlenen “önde giden aracı güvenli ve yeterli mesafeden izlemediği ve arkadan çarpma” kuralını ihlal ettiği ve olayda %100 kusurlu olduğu; bisiklet sürücüsü davacı …’ın ise herhangi bir kural ihlalinin olmadığı; kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından 08/03/2016 – 08/03/2017 tarihleri arasında … numaralı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığı; kaza sonucu …’ın % 73 oranında kalıcı sakatlığa maruz kaldığı ve iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği; davalı sigorta şirketinin davacıya 23/01/2017 tarihinde 125.384,10 TL. tazminat ödemesi yaptığı; ayrıca Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 1.250,00 TL. işgücü kaybı ve 150,00 TL. tedavi gideri olmak üzere toplam 1.400,00 TL.’nin hüküm altına alındığı; sigorta şirketince yapılan ödemenin güncellenmiş değeri ile diğer davalılar tarafından karşılanan zararların mahsubu sonucunda davacının kazadan kaynaklanan ve henüz karşılanmamış olan geçici iş göremezlik dönemi zararının 10.597,50 TL., sürekli iş göremezlik zararının 32.081,13 TL., bakıcı gideri zararının 14.823,00 TL. ve SGK tarafından karşılanmayan zorunlu tedavi giderleri zararının 5.250 TL. olduğu; davalı şirketin eksik ödemede bulunduğu 23/01/2017 tarihinde yukarıda belirtilen tazminatlar yönünden temerrüde düştüğü ve kazaya karışan sigortalı aracın ticari işlerde kullanılan kamyonet olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın kabulü ile; 10.597,50 TL geçici iş göremezlik, 32.081,13 TL sürekli iş göremezlik, 14.823,00 TL bakıcı gideri ve 5.250,00 TL SGK tarafından karşılanmayan zorunlu tedavi gideri olmak üzere toplam 62.751,63 TL maddi tazminatın temerrüd tarihi olan 23/01/2017 den itibaren hesap edilecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi harcamalarının teminat kapsamında olmadığını, taraflarınca akdedilen ZMMS poliçesinin 08/03/2016 tanzim tarihli olduğunu ve yeni genel şartlara tabi olduğunu, bu nedenle tedavi giderlerinden ve bakıcı ihtiyaçlarından SGK’nın sorumlu olacağını ve Yerel Mahkemece aldırılan bilirkişi hesap raporunda fatura edilmeyen masraflara yer verilmesinin ve fatura edilmeyen varsayımlara dayalı masraflardan müvekkili şirketinin sorumlu tutulmasının kabul edilebilir yanının bulunmadığını, davacının emekli olduğunu ve geçici iş göremezliğinin bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının yeni genel şartlar uyarınca teminat dışı olduğundan bahisle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun olmayacağını, gerekçeli kararın dayanaksız ve eksik inceleme ürünü olduğunu, sundukları itirazların incelenmediğini ve tartışma konusu dahi yapılmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik,tedavi ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davalı vekilinin sürekli / geçici iş göremezliğin,bakıcı gideri ve tedavi giderlerinin teminat dışı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde:
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder. (Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 08/03/2016 tanzim tarihli Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekilinin geçici işgörmezlik ve bakıcı giderlerinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf itirazları yerine değildir.
2- Davalı vekilinin Faturalandırılmayan Tedavi giderleri ilişkin yapılan istinaf incelemesinde:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil ancak söz konusu madde kapsamında kalan belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Kanunun 98. maddesi kapsamında olmayan tedavi giderleri yönünden ise işleten ve işleten hukuki sorumluluğunu yüklenen sigortacının sorumluluğu devam etmektedir.
TBK 50 maddesi gereğince zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Sağlık kuruluşunda yapılan sağlık hizmeti harcamaları rahatlıkla fatura ve benzeri belgeler ile ispatlanabilir. Ancak bazı giderler var ki her zaman belge temin edilmesi mümkün değildir. Bu gibi durumlardaTBK 50/2 maddesi gereği uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyecektir.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 11 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Bu nedenle kişinin haksız eylemden zarar gördüğünün ve bedensel zarara uğradığının ispatlanması yeterli olup ayrıca iyileşme harcamaları için fatura ve makbuz gibi belgeler bulunup getirilmesi şart değildir. Hiç bir belge sunulmasa bile ,hakim ,görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür. (HGK .26/04/1995 ,1995/11-122 E 1995/430 K)
Davaya konu kazadaki yaralanması nedeniyle, davacının kalıcı maluliyetinin %73 ,9 ay olduğu ,bu tedavi sürecinde yapılan tüm giderlerin belgeye bağlanması mümkün olmadığı gibi, hayatın olağan akışına göre de davacı taraftan bu yönde bir belgelemenin beklenmesi hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. Tedavi sürecinde yapılması muhtemel yol ve ulaşım giderleri, belgeye bağlanamamış tıbbi malzeme, ilaç vs. giderleri olması kaçınılmazdır.
Bu nedenle davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
3- Davacının emekli olması nedeni ile geçici iş göremezlik ödenemeyeceği itirazının incelenmesinde :
Davacının işgücü kaybından kaynaklanan zararının hesabında, hesaba esas alınacak gelirinin belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa kalan sürenin de pasif çalışma devresini oluşturduğu; işgücü kaybı nedeniyle tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerektiği, Yargıtay 17 HD nin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Davacının olay tarihi itibariyle 62 yaşında olup aktif yaşam süresini doldurduğu ve pasif yaşam döneminde olduğu anlaşılmaktadır. Davacının emekli olduktan sonra aynı geliri elde edemeyeceği, bu nedenle pasif dönem için varsayımsal olarak asgari ücret düzeyinde gelir elde edebileceği gözetilerek hesaplama yapılması gerekir.
Davacının aktif devresine ilişkin hesapta, AGİ dahil edilmiş asgari ücrete denk gelen gelirin esas alınması, Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanmasında dikkate alınmaması gerekir.
Açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre mahkemece; davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5/ç ve Ek Cetvel 2/3 ve 4 maddelerine göre davacıların zararının hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosunun ve 1,8 teknik faizin (iskonto oranının) esas alınması, Tazminat hesabının genel şartlar ekindeki yönteme göre ax,n formülü ile hesaplanıp , Tazminat hesaplanırken “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant” formülü esas alınarak bu ilkelere göre uygun hazırladığından hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 4.286,56 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 1.072,00 TL nin mahsubu ile bakiye 3.214,56 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (72,070,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.04/09/2020


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı