Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/375 E. 2020/600 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas

İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ EDEN
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3- … – …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : 4- …
VEKİLİ : Av. …
TALEP : İhtiyati Tedbire İtiraz
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 03/09/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; 21/02/2018 tarihinde meydana gelen zincirleme trafik kazasında iki araç arasında araç içerisinde sıkışan müvekkilinin ağır yaralandığını, kazaya sebebiyet veren araçların malikleri ile KTK zorunlu mali sorumluluk sigortası gereği sigorta şirketleri olduğunu, davaya konu kazada müvekkiline atfedilebilecek bir kusur olmadığını, davaya konu kaza nedeniyle müvekkilinin ağır yaralandığını maddi ve manevi olarak mağdur olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinde 44 yaşında olduğunu, … AŞ de pazarlamacı olarak çalışmakta ve 3.500,00 TL aylık maaşı ve üç ayda 5.000,00 TL prim karşılığı ve diğer ek ödemelerle çalıştığını, kaza nedeniyle müvekkilinin mesleğini kaybedeceğini, halen iyileşemediğini, müvekkili ve ailesinin başkaca maddi geliri olmadığını, olaya ilişkin ceza dosyasının halen derdest olduğunu, dava konusu kazanın davalıların müterafik kusurları ile meydana geldiğinin sabit olduğunu, dava konusu kazaya sebebiyet veren … ve … plakalı araçlar üzerine ihtiyati hacze kabil olmak üzere ihtiyati tedbir konulmasını, tüm bu nedenlerle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili için 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili için 80.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar …, … ve … Ltd Şti den müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava konusu kazaya karışan araçları üzerine ihtiyati hacze kabil olmak üzere ihtiyati tedbir konulmasına, ihtarname masrafının yargılama gideri olarak eklenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ şirketi vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacının maddi tazminat talebinin açık ve anlaşılır olmadığını ve talep ettiği tazminatı açıklığa kavuşturması gerektiğini, başvuru şartının yerine getirilmediğini, davacıların başvuru dilekçesinin ekler bölümünde istenilen bazı belgelerin sunulmadığını, davacı delillerinin tebliğ edilmediğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve manevi taleplerden sorumlu olmadığını, kusur incelemesinin adli tıp kurumu nezdinde yapılmasını, kaza tespit tutanağındaki kusuru kabul etmediklerini, dava dilekçesinde gelir ile ilgili hiçbir delile dayanılmadığını, tazminat hesabımın Hazine Müsteşarlığına kayıtlı uzmanlarca yapılmasını, maluliyet yönünden de Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, SGK dan ve Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığından gelir sağlanıp sağlanmadığının tespit edilmesini, hatır taşıması indirimi yapılmasını, tüm bu nedenlerle dava şartı yerine getirilmediğinden davanın dava şartı sebebiyle reddine, esas incelemesine geçilmesi halinde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirkete ait araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini, kusuru, maddi tazminat taleplerini kabul etmediklerini, maluliyet ile ilgili alınacak raporlara karşı itiraz haklarını saklı tuttuklarını, manevi tazminat talebini de kabul etmediklerini, ihtarname masrafının müvekkilinden istenilmesinin yersiz olduğunu, tüm bu nedenlerle yersiz ve dayanaksız davanın talepleri yönünden reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özet olarak; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, ZMMS bir meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları ayın zamanda ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusur ile sınırlı olduğunu, müvekkiline sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil bir kusur bulunmadığını, davacı delillerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, davacı taraftan hangi vakıanın hangi delille ispat edileceğinin ve tazminat taleplerinin hukuki sebeplerini içerir beyan alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle müvekkilinin sigortalısının kusuru ve poliçe limitleri ile sınırlı sorumluluğu olacağını, SGK dan rücuya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının sorulması gerektiğini, tüm bu nedenlerle açılmış olan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, delillerin toplanmasına, kusur durumu ve zarar tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/02/2020 tarih … Esas sayılı ara kararı ile; ” Mahkememizin 13/09/2018 tarihinde davalılar … Ltd. Şti. adına kayıtlı … plakalı araç ve … adına kayıtlı … plaka sayılı araçların trafik kaydı üzerine maliklerin tasarruf yetkisinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkememizin ihtiyati tedbire hükmettiği ara karar tarihinden sonra dosya kapsamında tedbir hususunda değişiklik yapılmasını gerektirir bir durum ve/veya delilin söz konusu olmadığı anlaşıldığından; davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin bu aşamada reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı …’ın İhtiyati tedbire itirazının REDDİNE, ” şeklinde ara karar kurulduğu anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili 14/02/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkiline ait … plakalı aracın trafik kaydı üzerine tasarruf yetkisinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulduğunu, verilen tedbire 19/12/2019 tarihinde itiraz ettiklerini, yaptıkları itirazın 04/02/2020 tarihli hadise duruşmasında gerekçesiz ve hukuka aykırı bir şekilde reddedildiğini, verilen ara kararın usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkiline ait aracın uyuşmazlık konusu ile ilgisi olmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına, yeniden inceleme yapılarak talepleri doğrultusunda ihtiyati tedbir kararına itirazlarının kabulüne ve müvekkiline ait … plakalı araç üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava konusu uyuşmazlık, trafik kazası sonucu zarara uğrayan davacının açtığı maddi ve manevi tazminat davasında davalılar … Şti. İle …’a ait araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulması kararına karşı davalı … tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurulmasından kaynaklanmaktadır.
Dava dilekçesi ile davalılar … Şti.’ne ve … adına kayıtlı araçlar üzerine “ihtiyati hacze kabil olmak üzere ihtiyati tedbir” talep edilmesi üzerine mahkemenin 13/09/2018 tarihli ara kararı ile söz konusu araçlar üzerine tedbir konulmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda bir uyuşmazlıkta hem ihtiyati tedbir hem ihtiyati haciz istenmesine yasal bir engel yoktur.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK’da 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklanmıştır.
Trafik kazasında davalıların malvarlığının HMK 389. maddesi kapsamında dava konusu uyuşmazlığı oluşturduğunun kabulü mümkün değildir. Dava konusu uyuşmazlıktan kasıt malvarlığının mülkiyetinin taraflar arasında çekişmeli olmasıdır. Davacının amacı trafik kazasından kaynaklanan tazminat alacağını güvence altına almak olduğuna göre, bu talebin niteliği itibariyle ihtiyati haciz istemi olarak ileri sürülmesi gerekir. Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda “ihtiyati tedbir” kararı verilmesi hatalı olup buna yönelik talebin reddi gerekmektedir.
Bir başka geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz ise İİK’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
İİK’nun 257. maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir.
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında maucceliyet kesbeder.
İİK’nun 259. maddesinde de teminat hususu düzenlenmiştir. Madde de “İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 87. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur.
Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz.
Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata luzum olup olmadığını takdir eder.Bu açıklamalara göre ihtiyati haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır.
İhtiyati haciz talep eden davacılar tarafından dava konusu yapılan fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 2.000 TL maddi, 80.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 82.000-TL olduğu belirtilen maddi ve manevi tazminat alacağını teminen de talebin yapılış biçimine göre, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep edilmiş ihtiyati haciz talebi konusunda bir değerlendirme yapılmadan doğrudan mahkemece teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine açılan 04/02/2020 tarihli duruşma sonunda davalının itirazının reddine karar verilmiş ve … tarihli gerekçeli kararla redde ilişkin karar yazılmıştır.
Dava dosyası kapsamından, alınan ATK raporunda davalılara ait araçların meydana gelen kazada kusurlu oldukları, davacının bu kazada yaralanmış bulunduğu anlaşılmış bulunmasına göre HMK’nun 390. maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşulunun sağlanmış bulunduğu görülmüştür.
Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Yukarıda belirtilen belgeler de nazara alındığında davacının maddi ve manevi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Haksız fiil tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir.İhtiyati haciz talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. Zaten davacı vekili de fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açmıştır. Açıklanan nedenlerle, İİK-257-264. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2016/18144 E,2017/11201 K;aynı daire 2016/9800 E,2017/8052 K)
Tüm bu açıklamalarla yaklaşık ispat koşulları gerçekleşmiş olup, dosyadaki belgelere göre bir miktar tazminat alacağının doğduğunun kabulü ihtimal ve ispat dahilindedir. Bu nedenlerle davacının taleplerinden ihtiyati haciz talebin kabulüne, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup buna ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmemiştir. Kararın bu nedenle kaldırılıp aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’ın istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 05/02/2019 tarihli kararının “davalı … yönünden” KALDIRILMASINA, onun yönünden YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (diğer davalılar için ara karar kesinleşmiş olmakla);
2-Davalı …’ın itirazının KISMEN KABULÜNE,
3-a)Davacı tarafın maddi ve manevi tazminat için davalı …’dan talep ettiği İhtiyati Tedbir isteminin REDDİNE,
b) Davacının maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davacının İ.İ.K.’nın 257/1.maddesindeki koşullara uygun ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000.00-TL Maddi ve 80.000.00-TL Manevi olmak üzere Toplam :82.000,00TL’lik alacağın tahsili için, borçlular/davalılar … adına kayıtlı olması halinde, davacının talebi göz önünde bulundurularak … plakalı araç üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
4-İ.İ.K.’nın 259/1.maddesi gereğince alacak miktarı olan 82.000 TL üzerinden %15’i oranında HMK’nun 87.maddesine göre nakdi teminat veya süresiz banka teminat mektubu alınmasına,
5-İhtiyati haciz kararının talep halinde 2004 Sayılı İİK’nun 261. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi’nin yargı çevresi içerisinde bulunan icra dairesine ibrazla yerine getirilmesine,
6-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan peşin ve karar ilam harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
7-İstinaf giderlerinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate alınmasına,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Karar tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-(f) gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi….


Başkan


Üye


Üye


Katip