Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/336 E. 2020/744 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 19/12/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- … – T.C NO:…
2- … – T.C NO: …
3- … – T.C NO:…
4- … – T.C NO:…
5- … -T.C NO:…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1- … SİGORTA A.Ş – …
VEKİLİ : Av. … – …
: 2- … -…
VEKİLİ : Av. … – ….
: 3- … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 17/09/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 17/09/2020

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 27/12/2017 tarihinde saat 23:00 sıralarında Konya Kadınhanı 23.km’sinde meydana gelen kaza sebebi ile müvekkilleri … ve …’in oğulları, diğer müvekkillerin abileri olan …’ün ağır yaralandığını ve hastanede hayatını kaybettiğini, kaza tespit tutanağı ile … plakalı çekici ve çekiciye bağlı … plakalı yarı römorku kullanan …’ın tam kusurlu olduğunu, müvekkillerinin evlat ve abileri olan …’ün yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın kusursuz olduğunun tespit edildiğini, kaza sonrası davalı sigorta şirketine yapılan başvuru sonucu herhangi bir ödeme yapılmadığını ve açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkili … için şimdilik 40.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze, defin masrafı ve müteveffanın yoğun bakım döneminde yapılmak zorunda kalınan belgelenemeyen masraflar toplamı için şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın, müvekkili … için şimdilik 40.000,00 TL maddi tazminatın, müvekkilleri …, …, … için şimdilik ayrı ayrı 500,00 TL destekten yoksun kalma tazmiatının davalılar … Nak. Tur. İnş. Mad. San. Tic. Ltd. Şti ve …’tan kaza tarihinden itibaren olmazsa ölüm tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden ise başvuru veya temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz avansı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle özetle davacıların dava dilekçesinde yer alan talepleri ve iddialarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu meydana gelen kazada müvekkilinin kendisi için ayrılan yol hakkını kullanarak dönüş yaptığını hiçbir kural ihlali yapmadığını karşı tarafdan gelen aracın hızının yüksek olmasını öngörememesinin olağan bir durum olduğunu, kazanın oluşumunda müvekkiline atfedilecek kusur bulunmaması nedeniyle tazminat talebi şartlarının oluşmadığını ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacının müracaatı üzerine tazminat bedelinin hesaplandığını davacıların sulh teklifini kabul etmemeleri üzerine ödeme yapılamadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısını kusuru oranında olduğunu somut olayda müterafik kusur incelemesinin yapılması gerektiğini davacı kardeşlerin destekten yoksun kalmak, tazminat haklarının bulunmadığını, zorunlu defin giderlerini belediyeler tarafından karşılandığını, hastene masraflarının trafik poliçesi teminatı dışında bulunduğunu ve açıkladığı nedenlerle kusur oranlarının tespiti için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmasını, müterafik incelemesini yapılarak tazminat tutarında indirim yapılmasını ve her halükarda tazminat hesabının ZMSS Genel şartları A.5/ç maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/12/2019 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Anılan yasal düzenlemeler ve Konya BAM 3. HD’nin emsal nitelikteki 2019/354 E. 2019/391 K sayılı içtihadı birlikte değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketinin, sürücünün ve işletenin SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri, defin masrafları ve destek zararlarından sorumlu oldukları sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu 27/12/2017 tarihli trafik kazası neticesinde … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan destek …’ün yaralandığı ve 08/01/2018 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır.
Kaza tespit tutanağı ve ceza yargılması esnasında aldırılan kusur raporu ile uyumlu olan 30/04/2019 tarihli kusur raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu tespit edilşmiştir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 02/09/2019 tarihli hesap raporu ile ; davacı …’ün destek zararının 97.386,03 TL, davacı …’ün destek zararının ise 97.928,55 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu rapor doğrultusunda davacı … ile davacı …’ün destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacılar …, … ve … de destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlarsa da bu davacılar ile destek arasında desteklik ilişkisi bulunduğu usulünce ispatlanamadığından bu davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı … desteğin tedavi gördüğü sürece ilişkin olarak tedavi gideri zararının da tahsilini istemiştir. 21/03/2019 tarihli rapor ile kaçınılmaz tedavi gideri zararının 1.500,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı, desteğin babası olup, aynı zamanda 1/2 oranında miras hissesine sahiptir. Her ne kadar davacı kaçınılmaz tedavi gideri zararının kendisine verilmesini talep etmiş ise de toplam tedavi gideri zararının 1/2 sini talep edebileceği kabul edilerek davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı … aynı zamanda defin gideri zararının da tahsilini talep etmiştir. Bu kapsamda ilgili belediyeye müzekkere yazılmış, yazı cevabı ile desteğin ölüm tarihi itibariyle defin masrafının 1.500,00-2.000,00 TL arasında olabileceği belirtilmiştir. Ancak bu belirleme Mahkememizce yeterli görülmediğinden HMK’nın 31. Maddesi uyarınca davacının defin gideri yapıldığına dair kayıtları sunması istenmiştir. Davacı tarafından mezar taşı faturası ile yemek faturası sunularak bu masrafların tahsili talep edilmiş ise de bu masraflar defin için zorunlu masraflar olmadığından, davacı tarafça defin için masraf yapıldığı usulünce ispatlanamadığından davacı …’ün defin gideri zararının tazminine ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve 1-Davacı …’ün MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 97.928,55 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 750,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 98.678,55 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden olay tarihi itibariyle geçerli ZMMS ölüm teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 22/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte diğer davalılar … Ltd. Şti. İle … yönünden ise kaza tarihi olan 27/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, davacının fazlaya ilişkin kaçınılmaz tedavi gideri zararı ile defin gideri zararına ilişkin taleplerinin reddine, 2-Davacı …’ün DAVASININ KABULÜ ile 97.386,03 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş. yönünden olay tarihi itibariyle geçerli ZMMS ölüm teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 22/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte diğer davalılar … Ltd. Şti. İle … yönünden ise kaza tarihi olan 27/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, 3-Davacılar …, … ve …’ün DAVALARININ AYRI AYRI REDDİNE, ” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; 21/03/2019 tarihli raporda tespit edilen tazminatın yarısına hükmederek yarısının reddinde usul ve yasaya uygunluk olmadığını, söz konusu raporda tespit edilen zararın da düşük tespit edildiğini, gerçek zararın giderilmesi ilkesi mevcut olduğunu öncelikle mezar taşı defin giderleri içeresinde Yargıtay ın belirttiği üzere karşılanması gereken masraflardan olduğunu, hesaplama raporuna itirazlarının nazara alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilleri aleyhinde vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün olmadığı gibi davalılara müştereken ve müteselsilen ödenmesinin de mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının müvekkilleri lehine olmak üzere redde ilişkin kısımlar yönünden kaldırılarak müvekkillerinin tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; istinafa konu kararda hatalı tazminat tutarına kaza tarihinden avans faiz işletildiğini, poliçe teminatında yer almayan kalemlere hükmedildiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması incelemesi yapılmaksızın hüküm kurulduğunu, kararda hatalı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, somut olayda malul kişinin müterafik kusuru bulunup bulunmadığı tespit edilmeden hüküm verilmesinin hatalı olduğunu, tedavi giderlerinin trafik poliçesi teminatı dışında olduğunu, kararda kaza tarihinden itibaren avans faize hükmedilmesinin mevzuata aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve uyuşmazlık hakkında yeniden inceleme yapılmasını beyan ve talep etmiştir.
Davalı … vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamında davacıların dava dilekçesi incelendiğinde … için tedavi giderleri zararlarının talep kalemlerinde yer almadığının açık olduğunu, müteveffaya yapılan tedavide SGK kapsamı dışında bir gider yapılmadığını, özel bakıcı, başka şehirde tedavi, fizik tedavi uzmanı vb olgular tedavi sırasında gerçekleşmemiş iken bu giderlerde hesaba katılarak fahiş bir rakam belirlendiğini, taleplerin reddinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece verilen kısmen kabul kararı davacılar ve davalı Sigorta vekili tarafından aşağıda incelenen sebeplerle istinaf edilmiştir.
1-Reddedilen Maddi Tazminatın (davacı … için) kesinlik sınırının altında kaldığına dair;
Mahkemece davacılardan …’ün maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine, bu kapsamda tedavi giderinden olarak 750 TL’nin ve cenaze defin gideri olarak 1700-TL olmak üzere toplam 2.450-TL tazminata dair kısmın reddine karar verilmiş olup bu kısım maddi tazminat miktarı için davacılardan … istinaf başvurusunda bulunmuştur.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığı altında düzenlenen 341. Maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
(2) Miktar veya değeri 4.400 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 4.400 Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz” denilmektedir.
Talep artırım dilekçesi ile belirlenen alacak miktarı gözetilerek reddedilen miktarın HMK’nın 341/2. maddesi gereğince, karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (4.400,00 TL) altına kaldığından, reddedilen miktar açısından davacı … yönünden karar kesin olduğundan, kararın kesin olması halinde ilk derece mahkemesince bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarih 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararının kıyasen uygulanması yoluyla Dairemizce de karar verilebileceğinden, HMK nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda davacı … vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Davanın esasının incelenmesinde;
A- Davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma tazminatı talepleri hakkında;
Kardeşlerin birbiriner karşı kural olarak bakım görevi yoktur. Ancak, bir kardeşin diğer kardeşe eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılır. Bu halde, davacı kardeşin refah halinde bulunması şartı aranmaz. Kardeşler arasında gerçek bakım ilişkisi bulunduğundan, hayatta kalan kardeş destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunabilir.
TMK.nun 364. maddesine göre, herkes, yardım etmediği taktirde yoksulluğa düşecek olan kardeşlerine nafkaa vermekle yükümlü olmaları nedeniyle desteğin refah içinde, destek tazminatı talep eden kardeşin de yardım edilmediğinde yoksulluğa düşeceği ispat edilmesi durumunda destek tazminatı talep edebilir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/644 Esas, 2018/5742 Karar)
Dosya kapsamına göre muris küçük …’ün küçük yaşta öğrenci olduğu, murisin kardeşi olan davacıların eylemli ve düzenli olarak destek gördükleri ispat edilmemiş olduğu, dosya kapsamından da bu şekilde bir desteklik ilişkisinin de olmadığı, farazi desteklik durumunun da bulunmaması nedeniyle davacı kardeşler yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmamakla buna yönelik bir kısım davacıların itirazının yerinde olmadığı görülmüştür.
B- Aktüer raporuna itirazı bakımından;
27.12.2017 kaza, 06.06.2017 poliçe başlangıç tarihi itibariyle uygulanması gereken, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekindeki Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplamasına ilişkin usullere ilişkin Ek 2 nolu cetvel gereğince;
“3) Hesaplamalarda ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosu dikkate alınır. Tablonun belirli periyodlarla güncellenmesi halinde tazminat tutarı, kaza tarihi itibariyle güncel versiyona göre hesaplanır.
9) Tazminat, ax,n formülü ile hesaplanır. Tazminat hesaplanırken “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant” formülü esas alınır. Bu formülde kullanılacak yaş parametresi (x) hesap yapılacak mağdurun yaşını, destek süresi parametresi (n) ise mağdur ile ölenin muhtemel yaşam sürelerinin kesiştiği ve desteğin devam ettiği süreyi göstermektedir.”
Bu halde Mahkemece 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5/ç ve Ek Cetvel 2/3 ve 4 maddelerine göre davacıların zararının hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosunun ve 1,8 teknik faizin (iskonto oranının) esas alınması, Tazminat hesabının genel şartlar ekindeki yönteme göre ax,n formülü ile hesaplanıp , Tazminat hesaplanırken “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant” formülü esas alınarak, kullanılacak yaş parametresi (x) hesap yapılacak vefat edenin ve hak sahiplerinin yaşını, destek süresi parametresi (n) ise mağdurun yaşam süresi dikkate alınmak sureti ile talep edebileceği tazminatın hesaplanarak bilinen (geçmiş) aktif dönem olarak bilinen asgari ücretin esas alınması bakımından yıl sonu olan 31.12.2019 tarihinin baz alınmasında da bir isabetsizlik bulunmamakla ayrıntılı, denetime açık, gerekçeli bilirkişi raporunun mahkemece hükme esas alınması yerinde olup buna dair davalı sigortanın itirazı reddedilmiştir.
C- Davalı Sigorta Şirketinin faturasız tedavi giderinin teminat dışı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde;
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde “Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Ayrıca, 06.06.2017 poliçe başlangıç tarihli Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki Genel Şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekilinin belgesiz tedavi giderlerinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf itirazları yerine değildir.
D- Davalı sigortanın müterafik kusur konusundaki itirazının incelenmesinde;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır.
Buna göre, zarar görenin zarar katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418)
Davacının, emniyet kemeri takmaması ile ilgili olarak ise,
“İndirilmesi” başlıklı 6098 sayılı TBK 52. maddesinde; “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir” şeklinde belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamından, trafik tespit tutanağında destek …’in emniyet kemeri takıp takmadığının belirsiz olarak işaretlenmesi, gerek mahkeme gerek ceza dosyasından desteğin emniyet emniyet kemeri takmadığına dair herhangi bir delilin dosya kapsamında bulunmadığı da dikkate alındığında, ispatlanmayan emniyet kemeri takılmaması hususunun müterafik kusur olarak indirim yapılmayışında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. (Bkz aynı yönde emsal YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2015/13040 ESAS, 2018/6915 KARAR; 2016/1348 ESAS, 2018/12009 KARAR; 2018/3897 ESAS,2019/1577 KARAR sayılı ilamları)
E-Davalı sigorta vekilinin faiz başlangıcının yanlış belirlendiği istinaf itirazları yönünden,
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir.
Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Davacının dava açmadan önce davalı sigortacıya başvuruda bulunduğuna, davalı sigortanın itirazının aksine hükümde sigorta için kaza tarihinden değil yukarıda sözü edilen biçimde başvuruya göre temerrüdün belirlenmiş olmasına göre itiraz yerinde değildir. (Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/25016 Esas 2017/5136 Karar sayılı ilamları)
F- Davalı sigorta yasal faiz işletilmesi gerektiği istinafı yönünden;
Trafik kazasına konu davalı sigortanın sigortalısı araç ve çekicisi araç, tescil kaydına göre ticari kullanım niteliğinde olduğu, ruhsatında ticari kaydı olmasına ve şirket adına kayıtlı bulunmasına göre uygulanabilecek faiz oranı avans (ticari) faiz olmasına göre yasal faiz işletilmesi gerektiğine dair itirazın yerinde olmadığı görülmüştür.
G-Davacı vekilinin davalıya vekalet ücreti takdir edilmemesine yönelik itirazında;
Davanın tamamen veya kısmen reddi durumunda HMK ve Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi mucibince vekalet ücretine hükmedilmesi tabi olup davacı vekilinin davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğine yönelik itirazına itibar edilmemiştir.
Anlatılan nedenlerle, kısmen kabul kararına karşı davacılar ve davalı sigorta tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı sigorta şirketinden alınması gereken 13.393,17-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 3.444,53-TL harcın mahsubu ile kalan 9.948,64-TL eksik harcın davalı sigortadan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan harcın yeterli olduğundan bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda davacılar …,… ve … ile davalı sigorta yönünden HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde Yargıtay 17. HD Başkanlığı’na TEMYİZ yolu açık olmak üzere, diğerleri yönünden ise istinaf edilen alacak kalemlerinin toplam miktarı itibariyle HMK 362/1-a gereği KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.17/09/2020


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı