Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/317 E. 2020/498 K. 19.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin çocuğu olan …’nin … sevk ve idaresindeki … numaralı poliçe ile sigortalanmış … plakalı araçta yolcu olarak seyahat etmekte iken sürücünün yol hakimiyetini kaybederek kaza yapması sonucunda vefat ettiğini, kazanın 05/11/2017 tarihinde Konya ilinden Aksaray iline doğru giden güzergahın 45. Kilometresinde gerçekleştiğini, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda aracın yoldan çıktığını, sonra orta refüje çarpıp takla atarak gidişe göre sol şeride devrildiğini, bu kaza esnasında …’nin hayatını kaybettiğini, …’nin ise yaralandığını, kaza mahalline gelen trafik polis ekipleri tarafından tutulan tutanakta sürücünün 2918 sayılı KTK’nın 56/1-a maddesini ihlal etmesi dolaysıyla kusurlu bulunduğunu, tek taraflı trafik kazasına karışan … plakalı aracın … Sigorta Şirketi’nden Motorlu araçlar ZMSS genel şartları uyarınca sigortasının bulunduğunu, sigorta poliçesinin incelenmesi halinde şahıs başı vefat ve sakatlık halinde 330.000,00 TL teminat sigorta bedelinin bulunduğunu, kaza sonucunda …’nin yaralanıp …’nin ise vefat ettiğini, sigorta kapsamının ise 08/06/2017 ile 08/06/2018 tarihleri arasını kapsadığını, kazanın ise 05/11/2017 tarihinde meydana geldiğini, kızını bu kaza nedeniyle kaybeden müvekkillerinin hem derin bir ıstırap içerisinde bulunduklarını, hem de kızlarının ileriye yönelik maddi desteğinden yoksun kaldıklarını, müvekkillerinin 15/01/2018 tarihi itibariyle … Sigorta A.Ş’ye başvurduklarını, başvuru karşılığı olarak sigorta şirketi yetkililerinin kendilerine 54.129,00 TL teklif verdiğini, ancak söz konusu miktarın çok düşük olduğunu, müvekkillerinin ekonomik durumunun yerinde olmaması nedeniyle adli yardım talebinde bulunduklarını, adli yardım talebinin kabulü ile şimdilik 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 05/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesi ile yapılan yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı yana hükmedilmesini talep ettikleri görülmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili Mahkemede açılmadığını, mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin genel müdürlük adresinin Maslak Sarıyer İstanbul olduğunu ancak davanın yetkisiz Konya Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açıldığını, davaya yetkisizlik verilmesini talep ettikleri, dava konusu kazaya karışan … plakalı … adına kayıtlı aracın … poliçe numarası ile 08.06.2017– 08.06.2018 tarihleri arasında müvekkil şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, söz konusu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 330.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, zorunlu trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmadığını, zarar sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesinin söz konusu olmadığını, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararının tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, her durumda müvekkil şirketin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, davacı tarafından müvekkili şirketin sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesinin gerektiğini, dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce bilirkişi incelemesi yaptırılması için kuruma gönderilmesinin gerektiğini, davacı tarafından destekten yoksun kalma tazminatı istenebilmesi için müteveffanın davacıların desteği olduğunun ispatlanması gerektiğini, aynı zamanda davacıların destekten yoksun kalma tazminatı alabilmesi için müteveffanın davacılara düzenli olarak desteğinin bulunduğunun ispatlanması gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde destekten yoksun kalma tazminat hesabı sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca hazine müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı, lisanslı aktüerler tarafından belirlenmesinin gerektiğini, tazminat verilmesine karar verilmesi halinde ise davacıların dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, müteveffanın Sosyal Güvenlik Kurumu’na tabi olup olmadığının araştırılması gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan dava konusu kaza nedeniyle kurum tarafından davacılara gelir veya aylık bağlanıp bağlanmadığı, bağlanmış ise peşin sermaye değerinin sorulması gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması halinde teminatın paylaştırılmasının gerektiğini, dava konusu tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edilmesi gerektiğini, açılan davanın reddi ile yapılan yargılama giderlerinin de davacı yana hükmedilmesini talep ettikleri görülmektedir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen 10/12/2019 tarihli kararı ile; “Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili beyanında Müvekkillerinin çocuğu olan …’nin … sevk ve idaresindeki … numaralı poliçe ile sigortalanmış … plakalı araçta yolcu olarak seyahat etmekte iken sürücünün yol hakimiyetini kaybederek kaza yapması sonucunda vefat ettiğini, kazanın 05/11/2017 tarihinde Konya ilinden Aksaray iline doğru giden güzergahın 45. Kilometresinde gerçekleştiğini, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda aracın yoldan çıktığını, sonra orta refüje çarpıp takla atarak gidişe göre sol şeride devrildiğini, bu kaza esnasında …’nin hayatını kaybettiğini, …’nin ise yaralandığını, kaza mahalline gelen trafik polis ekipleri tarafından tutulan tutanakta sürücünün 2918 sayılı KTK’nın 56/1-a maddesini ihlal etmesi dolayısıyla kusurlu bulunduğunu, tek taraflı trafik kazasına karışan … plakalı aracın … Sigorta Şirketi’nden Motorlu araçlar ZMSS genel şartları uyarınca sigortasının bulunduğunu, sigorta poliçesinin incelenmesi halinde şahıs başı vefat ve sakatlık halinde 330.000,00 TL teminat sigorta bedelinin bulunduğunu, kaza sonucunda …’nin yaralanıp …’nin ise vefat ettiğini, sigorta kapsamının ise 08/06/2017 ile 08/06/2018 tarihleri arasını kapsadığını, kazanın ise 05/11/2017 tarihinde meydana geldiğini, kızını bu kaza nedeniyle kaybeden müvekkillerinin hem derin bir ıstırap içerisinde bulunduklarını, hem de kızlarının ileriye yönelik maddi desteğinden yoksun kaldıklarını, müvekkillerinin 15/01/2018 tarihi itibariyle … Sigorta A.Ş’ye başvurduklarını, başvuru karşılığı olarak sigorta şirketi yetkililerinin kendilerine 54.129,00 TL teklif verdiğini, ancak söz konusu miktarın çok düşük olduğunu, müvekkillerinin ekonomik durumunun yerinde olmaması nedeniyle adli yardım talebinde bulunduklarını, adli yardım talebinin kabulü ile şimdilik 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 05/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini talep ettiği, davalı yanın yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz ettiği görülmüştür, konunun 6098 sayılı TBK.nun 49.ve devam eden maddelerinde ve KTK. 85.vd.eden maddelerinde düzenlendiği, TBK’nun 49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK’nun 51/1. maddesinde;”Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” şeklinde, TBK. 53.maddesinde;”Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:1. Cenaze giderleri.2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” şeklinde, TBK.55/1.maddesinde;”Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, KTK.85/1.maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, KTK. 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde,KTK.91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK.92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);” Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, ek taraflı trafik kazasına karışan … plakalı aracın … Sigorta Şirketi’nden Motorlu araçlar ZMSS genel şartları uyarınca sigortasının bulunduğunu, sigortalı aracın 05/11/2017 tarihinde Konya ilinden Aksaray iline doğru giden güzergahın 45. Kilometresinde tek taraflı olarak trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında davacıların çocuğu …’nin vefat ettiği, mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın Hasar ve Kusur bilirkişisi Makina Mühendisi …’ya tevdii edildiği, bilirkişinin raporunda; … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında tam kusurlu olduğunun bildirildiği, tazminat hesaplama bilirkişisi Av. …’a tevdii edildiği, bilirkişinin raporunda; …’nin destekten yoksun kalma zararının 35.254,73 TL, …’nin 47.423,20 TL olduğu, …’nin ise destekten yoksun kalma zararının bulunmadığının bildirildiği görülmekle, müteveffa …’nin içinde bulunduğu … plakalı aracın ZMMS ile sigortacısı olan davalı şirketin poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere sorumluluğunun bulunduğu, davacı vekilinin Mahkememizin 27/02/2019 tarihli duruşmasında ” Davamızını bilirkişi raporunda belirtilen miktar üzerinden artırılmasını talep ederiz, bilirkişi raporunu bu hali ile kabul etmekteyiz, güncel rapor alınmasını istemiyoruz, kaldı ki müvekkillerimizi tarafımıza bu yönde bir taleplerinin olmadığı şeklinde beyanda da bulunmuşlardır, beyanın aslını mahkemenize ibraz ediyorum.” dediği, 27/11/2019 tarihindeki beyanında ise; “Biz faiz talebimizi dava tarihi itibariyle dikkate alınmasını talep ediyoruz, zira gelen cevaplardan da biz müraacatımız yapıldığı açıkça belli olduğu halde tebliğ tarihine ilişkin bilgi verilmediği davanın sürünceme de kalmaması için böyle bir talebimiz vardır, gerekirse esas hakkında beyanda da bulunacağız.” dediği görülmüş olup dosya kapsamına alınan bilirkişi raporlarının hukuka ve oluşa uygunluğu da göz önüne alındığında davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı … için 35.254,73 TL, davacı … için 47.423,00 TL destekten yoksun kalma zararlarına bağlı toplam 82.677,93 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş’ den alınarak dava tarihi olan 07/03/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılara verlmesine, davacı … için talep edilen tazminatın reddine, (babaanne …’ye torununun fiilen destek olacağı ispatlanamadığından ve bu konuda da dosyada delil bulunamadığından … bakımından davanın reddine karar verilmiştir) karar verilerek oluşan vicdani kanaatle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı … için 35.254,73 TL, davacı … için 47.423,00 TL destekten yoksun kalma zararlarına bağlı toplam 82.677,93 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş’ den (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) alınarak dava tarihi olan 07/03/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılara verilmesine, davacı … için talep edilen tazminatın reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen maddi tazminatın usul ve yasaya aykırı olduğunu, olayda davacılar …’nin kusuru nedeniyle vefat olayı gerçekleştiği için davanın reddine, en kötü ihtimalle müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmasının dikkate alınmadan karar verildiğini, dosya içeriğinin incelendiğinde kazada vefat eden küçük …’nin ön koltukta annesinin kucağında olduğunun davacı …’nin beyanı ile sabit olduğunu, küçüğün önde annesinin kucağında oturmasının mevzuata aykırı olduğunu, küçüğün kaza anında dışarı fırlayıp ölmesine neden olduğunu, olayda davacı annenin kusuru nedeniyle küçük çocuğun vefat ettiğini, olayda hatır taşımasının söz konusu olduğunu ve hatır taşıması indirimi yapılmamasının yerinde olmadığını, kabule göre de olayda kusur raporunun Adli Tıp Kurumundan alınması gerekirken alınmamasının yerinde olmadığını, tazminat hesabı yapan bilirkişi aktüer bilirkişisi olmadığını, rapor tanziminde ehil olmadığını, aktüer bilirkişiden rapor alınması gerekirken Yerel Mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, ayrıca … için davanın reddedilmesine rağmen vekalet ücreti verilmemesinin de yerinde olmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davalı vekilinin kusur raporuna ve Hesap bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarının incelenmesinde:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/1. maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı izahtan varestedir.(YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2015/3253 ESAS, 2017/9419 KARAR; aynı daire 2015/10058 ESAS, 2018/4639 KARAR)
Kusur raporunun ve Hesap bilirkişi raporunun istinaf eden davalı tarafa ihtaratlı olarak 25/10/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen bilirkişi raporuna yazılı olarak herhangi bir itirazda bulunulmadığından, bu husus kamu düzeninden olup re’sen nazara alınması gereken hususlardan bulunup davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği açıktır.Bu nedenle davalının buna yönelik istinafı itirazı yerinde görülmemiştir.
2-Hatır taşımasına ilişkin ilişkin itirazlarının incelenmesinde:
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.
Mahkemece davacıların desteğinin söz konusu araçta ücret vermeden parasız olarak taşındığı, dolayısıyla hatır taşımacılığı bulunduğundan dolayı hükmedilen tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmamıştır. Kazada ölen davacılar desteğinin araçta hatır için taşındığına ilişkin itirazın yargılama aşamasında ileri sürülmemiş olmasına davalının hatır taşımasına ilişkin savunmasını yargılama boyunca ileri sürmemesi bakımından defi niteliğindeki bu savunmanın resen dikkate alınamayacağından itirazın reddine karar vermek gerekmektedir.Hattı zatında araç sürücüsü müteveffa Sultanın dayısıdır.(YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2016/1982 E 2018/11380 K)
3-Müterafik kusura ilişkin itirazın incelenmesinde :
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin sürücülerin ve yolcuların koruyucu tertibat kullanma mecburiyetine yönelik 150. madde hükmünde “M1, M1G, N1, N1G, N2 ve N3 sınıfı araçlarda 150 cm’den kısa ve 36 kg’ın altındaki çocukların taşınması sırasında çocukların ağırlığına uygun bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan çocuk bağlama sistemlerinin kullanılması zorunludur. Ancak, 135 cm’den uzun çocuklar çocuk bağlama sistemleri yerine ön koltukta oturmamak şartıyla diğer koltuklardaki emniyet kemerlerini kullanabilirler.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda Müteveffa çocuğun ön koltukta davacı annesinin kucağında olduğu esnada kazanın meydana geldiği, ölü muayene ve otopsi tutanağında müteveffanın ölüm nedeninin genel beden travması ve künt kafa travmasına bağlı kafa ve yüz kemiklerinde çok parçalı kırık, beyin doku harabiyeti, kafa içi kanama ve dış kanama olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece BK.nun 44. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir.( YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2016/16809 E 2019/8135 K)
Yargıtay 17 HD yerleşik uygulamasına göre davacı anne yönünden talep edilen tüm tazminatlar yönünden müterafik kusur sebebi ile %20 oranında indirim yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde değildir.Davalı vekilinin itirazı yerindedir.
4-Vekalet ücretine ilişkin itirazın incelenmesinde :
Davalı … yönünden davanın reddedildiği anlaşılmakla bu davalı yönünden davalı tarafa vekalet ücreti verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin itirazının kabulü gerekmiştir.
Bu nedenle , davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-Davacı … için 35.254,73 TL, davacı … için 37.938,40 TL destekten yoksun kalma zararlarına bağlı toplam 73.193,13 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş’ den (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) alınarak dava tarihi olan 07/03/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılara VERİLMESİNE, davacı … yönünden fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Davacı … için talep edilen tazminatın REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Alınması gereken 4.999,82 TL karar ve ilam harcının (poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla) davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Dosyada adli yardım talebinin kabulüne ilişkin karar verildiğinden 450,00 şer TL den iki bilirkişi için toplam 900,00 TL ödenmesine ilişkin yazılan sarf kararı gereği ödenen 900,00 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacıların kendilerini vekille temsil ettirdikleri anlaşıldığından davacılar vekili yararına yürürlükteki AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen ve takdir edilen 10.315,11 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılar … ve …’ye ödenmesine,
6-Davalı sigorta şirketinin kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından davalı vekili yararına reddedilen tazminat üzerinden belirlenen ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacılar … ‘den tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Davacı …’nin reddedilen tazminat davası yönünden davalı vekili yararına 300,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
9-İstinaf eden davalı vekili tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde yatıran davalıya iadesine,
10-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 297,20 TL başvurma harçları ve 11,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 308,20 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya ödenmesine,
11-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.362 uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi….


Başkan


Üye


Üye


Katip