Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/316 E. 2020/1018 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 31/10/2019
NUMARASI : Esas Karar

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – … …
4- … – … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … –
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 05/11/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 05/11/2020

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davalı …’in 10/05/2018 günü sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … İli … Caddesi üzerinden… Caddesi istikametine seyir halinde iken hatalı ve tam kusurlu olarak müvekkillerinin murisi …’a çarptığını ve ölümüne sebep olduğunu, … plakalı aracın davalı … tarafından sigortalı olduğunu, bu nedenle poliçe limiti dahilinde sigorta şirketinin de sorumluluğunun bulunduğunu, davalı … şirketine yapılan başvuru sonucu ödeme yapılamayacağının bildirildiğini, müvekkillerinin murislerini kaybetmeleri nedeniyle çok büyük maddi ve manevi kayba uğradıklarını ve açıkladığı nedenlerle müvekkillerinin uğramış olduğu manevi zararın telafisi açısından her bir müvekkili için 15.000’er TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihi olan 10/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın ise kaza tarihi olan 10/05/2018’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesiyle özetle; çocuklar için destek süresinin normal şartlarda erkek çocuğu için 18, kız çocuğu için 22 yaşına kadar hesaplandığını, yüksek öğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların ise 25 yaşına kadar destek alacağı dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, vefat edenin çocukları olan …, … ve …’ın yaşları itibariyle vefat eden babalarının desteğinden yoksun kaldıklarını söylemenin mümkün olmayacağını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ölüm/sakatlanma halinde sigorta şirketinin sorumluluğunun 360.000,00 TL olarak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, olayda müteveffanın söz konusu kazada kusurunun olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini ve açıkladığı nedenlerle davacıların davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle özetle; meydana gelen kazada müvekkilinin bir kusuru bulunmadığı kaza ile ölüm arasında bir illiyet bağının bulunmadığını, kazanın 89 yaşında olan müteveffanın yaya geçidi olmayan ve ışık bulunmayan kısımda araç yoluna aniden çıkması sebebiyle meydana geldiğini, müvekkilinin aracının hızının ve çarpma şiddetinin oldukça hafif olduğunu, böyle bir çarpışmanın ölümle sonuçlanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kazada vefat eden …’ın davacıların desteği konumunda bulunmadığını, aralarında destek ilişkisi ve yaş şartlarının bulunmadığını, istenen manevi tazminatı talebinin fahiş olduğunu ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/10/2019 tarih …. Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” 2918 s. KTK.nun 90. maddesinde yapılan ve 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren değişikliğe göre, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları’nın C.11 maddesine göre, “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” Davalı tarafa sigortalı aracın ZMMS poliçesinin, ZMMS Genel Şartları’nın yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden sonra tanzim edilmesi ve kazanın da 2918 s. KTK.nin 90. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 26/04/2016 tarihinden sonra meydana gelmesi nedeniyle, sigorta şirketinin, sigorta şirketinin teminatı kapsamında işleten ve sürücünün sorumluluğunun 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları’na göre belirlenmesinin gerektiği anlaşılmıştır. ZMMS Genel Şartları’nın A.5. maddesine göre de;ç) Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı: Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde ölen kişi esas alınır. Sigortalı aracın ZMMS poliçesinin Genel Şartların yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden sonra tanzim edilmesi ve kazanın da 26/04/2016 tarihinden sonra meydana gelmesi nedeniyle; davalı … şirketinin ve davalı … şirketinin sigortalısı olan işleten ile sigortalı aracı kullanan sürücülerin:Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı kapsamında; desteğin vefatı sebebiyle, destek kaybına uğrayan kişilerin destek zararından sorumlu oldukları belirlenmiştir. 21/02/2019 tarihli ATK raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşumunda desteğin % 70 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, bu belirleme dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınmıştır. Anılan kusur raporundaki veriler dikkate alınarak düzenlenen 21/08/2019 tarihli hesap raporu ile de davacı …ın destekten yoksun kalma zararının 5.561,53 TL olduğu tespit edildiğinden davacının talebiyle bağlı kalınarak maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar davacı … da destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmuş ise de; bu davacının desteğin torunu olduğu, destek ile davacı arasında desteklik ilişkisinin bulunduğunun davacı tarafça ispatının gerektiği ancak bu hususun ispatına yarayan bir delil sunulmadığı anlaşıldığından bu davacının maddi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacılar aynı zamanda manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ) Somut olayda, tarafların sosyal ekonomik durumları, davalı sürücünün kazanın oluşumdaki kusur oranı ve davacıların desteğe yakınlık dereceleri dikkate alınarak davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve 1-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,2-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 2.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,3-Davacı …’in (mirasçıları … ve …) manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacı … mirasçıları … ve …’e miras hisseleri oranında verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,4-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,5-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat davasının reddine,6-Davacı …’ın destekten yoksun kalma maddi tazminat davasının kabulü ile 2.500,00 TL tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 10/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; davalı…. Yönünden olay tarihi itibariyle geçerli ZMMS ölüm teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 07/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili 16/12/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının davalının aracın hızını yol ve hava durumuna göre ayarlanmamış olması ve hiçbir fren izi bulunmaması sebebiyle müvekkillerinin aile büyüğünün vefat etmesine yol açtığının dikkate alınmadığını ve düşük manevi tazminat takdir edildiğini, davalı lehine takdir edilen vekalet ücretlerinin de avukatlık asgari ücret tarifesine uygun olmadığını, tarifenin 10/2, 10/4 ve 13/2 hükümleri dikkate alınmadan karar verildiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; kaza anında müvekkilinin hız sınırlarının çok altında seyrettiğinin, maktülün ise olay anında orta refüjde olduğu yola kontrolsüz olarak çıktığı, kaza olur olmaz müvekkilinin yaşına göre fevkalade bir refleks göstererek derhal durduğunun kamera kayıtlarında açıkça görüldüğünü, müvekkilinin kazayı önleme şansı olmadığını, tamamen kusursuz olduğunu, kazazedenin yaşı ve sağlık durumunun kazanın sonucu ağırlaştırdığını ve kazada kazazedenin dikkatsizliği nedeniyle gerçekleştiğinden takdir edilen manevi tazminatın fazla olduğunu, bilirkişi raporuna göre davacı …’in maddi zararının bulunmadığı rapor edilmesine rağmen bu davacı yönünden maddi tazminat takdir edilmesinin de hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine, müvekkilinin başvurusunun kabulüne, açılan davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte olur ise manevi tazminat miktarlarında indirim yapılmasına, maddi tazminat taleplerinin tümden reddine, yargılama giderlerinin davacılara yüklenilmesine, her bir davacı yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdirine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava ölümlü trafik kazası nedeniyle mirasçıların tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemenin kararı davacı ve davalı … tarafından manevi tazminat miktarı ile ayrıca davacı yanca davalıya verilen vekalet, davalı … tarafından ise kusur ve maddi tazminat miktarına ilişkin sebeplerle istinaf edilmiştir.
1-Davalı … vekilinin maddi tazminatın kesinlik sınırının altında kaldığına dair;
Mahkemece davacılardan … için 2.500 TL maddi tazminata hükmedilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığı altında düzenlenen 341. Maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
(2) Miktar veya değeri 4.400 TL’yi (mahkeme karar tarihi itibariyle) geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 4.400 Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz” denilmektedir.
Mahkemece davacılardan … için 2.500 TL maddi tazminata hükmedilmiş olup, HMK’nın 341/2. maddesi gereğince, karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (4.400,00 TL) altına kaldığından, miktar açısından her iki taraf yönünden de karar kesin olduğundan, kararın kesin olması halinde ilk derece mahkemesince bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarih 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararının kıyasen uygulanması yoluyla Dairemizce de karar verilebileceğinden, HMK nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin maddi tazminat yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yönünden;
Olay sonrası olarak düzenlenen Trafik Tespit Tutanağında, davacıların desteği muris …’ın yaya olarak yolu geçişi sırasında dikkatsizliği ve tedbirsizliği nedeniyle, davalı araç sürücüsü …’e ise seyir hızı nedeniyle kusur verildiği;
Mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu raporunda da, kazaya ilişkin kamera görüntülerin bulunduğu ve bunun da dikkate alındığı belirtilerek tutanakla benzer şekilde davacıların murisine asli nitelikte % 70, davalı sürücüye ise hızı ve fren tedbirindeki gecikmesi nedeniyle % 30 oranında kusur verildiği, dosya kapsamında olaya ilişkin ceza soruşturması sırasında alınan bir raporun bulunduğu iddia ve ispat edilmediği görülmüştür.
Olayla Trafik Tespit Tutanağı ile yine olayla ilgili hukuk mahkemesinden aldırılan raporun söz konusu kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun olduğu sonucuna varılarak hüküm verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durumun olmadığı, hem Kaza Tespit Tutanağı hem de hukuk mahkemesinde aldırılan raporların birbirini teyit ettiği ve örtüştüğü anlaşılmakla davalının herhangi bir delile dayanmayan soyut nitelikteki kusura yönelik itirazının yerinde bulunmadığı görülmüştür.
3- Davacı vekilinin davalı tarafa fazla vekalet ücreti taktir edildiğine yönelik istinafı incelendiğinde;
Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi’nin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. Maddesinde;
(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarife’nin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.
(4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir” ;
Yazılı düzenlemelerden hareketle somut olayda, manevi tazminatın kısmen reddine karar verildiğine göre aleyhlerine tazminat istenilen ve kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa mahkeme kararında yazılı şekilde AAÜT’nin 10/2 maddesine göre usul ve yasaya uygun şekilde vekalet ücreti takdir edildiği görülmekle davacı vekilinin buna yönelik dayanaksız itirazının reddine karar verilmiştir.
4- Tarafların Manevi tazminata yönelik itirazında;
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut dosyamızda; davacıların murisi mütevaffanın % 70, davalının % 30 kusurlu olması, yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, trafik kazası sonucu davacılar desteğinin vefat etmesi nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; 2018 tarihinde meydana gelen olayda, kusur oranları, müteveffanın ve davacı mirasçılarının yaşı, yakınlık durumları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacı çocuklar ve torunlar için belirlenen manevi tazminatın yeterli olduğu, bu itibarla davacıların ve davalının miktara yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.

Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde yapılan inceleme kapsamında, dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ayrı ayrı esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …’in maddi tazminata yönelik istinaf başvuru dilekçesinin, karar karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (4.400,00 TL) altına kaldığından, kabul edilen maddi tazminat miktarı açısından karar kesin olduğundan HMK nın 352.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin maddi tazminat bakımından REDDİNE,
2-Yerel Mahkeme kararın usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacılar ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1.maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
3-Davalı …’in istinaf talebi yönünden karar ve ilam harcı olarak 956,34TL alınması gerektiğinden peşin olarak yatırılan 240,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 716,34 TL istinaf karar harcının kendisinden alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davacıların istinaf talebi yönünden alınan harca göre başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince herbir davacının talep ve kabul edilen tazminat miktarları dikkate alınarak KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.05/11/2020


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.