Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/273 E. 2020/386 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO :…
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : … Esas …Karar
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

DAVACI : … – TC: …
DAVALI : 1- …SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 2- … – TC: …
: 3- … – TC:…
VEKİLİ : Av. …
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/03/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 11/03/2020
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davalı … ve … vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 29/01/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; 02.05.2017 günü davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı seyir halinde iken davacı müvekkili …’nin idaresindeki motosikletle çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını, her ne kadar müvekkiline de kusur atfedilmiş ise de müvekkilinin yapılacak bilirkişi incelemesinde kusursuz olduğunun ortaya çıkacağını, müvekkilinin bu süre zarfında tedavi giderleri olduğunu, uzun süren tedavi süreci boyunca endişe ve üzüntü duyduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … poliçe numaralı trafik sigortası poliçesi ile davalı …Sigorta A.Ş. şirketine sigortalı bulunduğundan sorumluluğunun bulunduğunu, bu nedenle önce davalı …Sigorta A.Ş.’ne zararların tazmini için başvuruda bulunulduğunu ancak müvekkiline herhangi bir ödemenin yapılmadığını belirterek; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımız sakli kalmak kaydıyla; davalı şahısların tüm taşınır ve taşınmazlarına kararın kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, 6100 sayılı HMK madde 107 uyarınca toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek, davacı lehine şimdilik 100,00-TL iş göremezlik, 100,00-TL tedavi ve bakım giderleri olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın sürücü … ve işleten … yönünden olay tarihinden; sigorta şirketi yönünden sigorta limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsil olarak davalılardan tahsiline, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü … ve …’ den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsil olarak tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesıne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … ve … vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; söz konusu kazada davacının ehliyetsiz olarak trafiğe çıktığını, davacı motosiklet sürücünün ve yolcuların koruyucu tertibat kullanmadığını, davacının sürücü olduğu ve arkasına kız kardeşini, önüne direksiyon kısmına ise yeğenini oturttuğunu, bu şekilde trafiğe çıktığını, yeğeninin ölümüne neden olan kişinin davacının kendisi olduğunu, davacının tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığını, yine aynı şekilde sigortası varsa çalışmadıkları dönem için raporlu olmaları sebebiyle SGK tarafından iş göremezlik maaşının ödeneceğini, tazminat istemlerinin adaletli olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer müvekkillerine sorumluluk yüklenmesi halinde kusur durumlarının dikkate alınması gerektiğini, müvekkilleri yönünden davanın reddini talep ettiklerini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Davalılardan …Sigorta A.Ş vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafın başvuru şartlarını yerine getirmediğini, gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmediğini, kanunda sürenin dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, davacı tarafından son tedavi evraklarının ve özürlü sağlık kurulu raporunun ibraz edilmediği sebebiyle müvekkil şirketin gerekli işlemleri ve ödemeyi yapmasının mümkün olmadığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak, tüm delillerin toplanmasını ve kusur tespitinin yapılması için Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini, davacının maluliyet oranın belirlenmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, sağlıklı bir tazminat hesaplaması için aktüer sıfatına sahip bilirkişinin görevlendirilmesi gerektiğini, davacının Türk vatandaşı olmadığından tazminat hesabına esas olanarak Türkiye asgari ücretinin uygulanmasının kabul edilmeze olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının ve tedavi giderlerinin poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu, kusur halinde kask takmama şartlarının tazminatta indirime gidilmesi gerektiğini, SGK’ya kaza sebebiyle gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulmasını, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2019 tarihli, … esas … karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Davaya konu trafik kazasında kusura ilişkin olarak alınan keşif kararı gereğince 15/05/2018 tarihinde keşfin icra edildiği, buna ilişkin olarak Makine Mühendisi … tarafından düzenlenen raporda ise ; … plaka sayılı araç sürücüsü …’in asli ve % 65 oranında, motosiklet sürücüsü …’nin tali ve %35 oranında kusurlu olduğuna dair rapor düzenlemiştir.
… Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen raporda ise ; Mağdur davacı …’nin 02.05.2017 tarihinde uğradığı trafik kazası neticesinde yaralandığı, nazal fraktürü olduğu, septum sola deviye olduğu ancak muayenesinde deformite görülmediği, şahsın arızasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı anlaşılmakla; Kişinin arızasının 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı özürlülük ölçütü, Sınıflandırması ve özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre; Şahsın arızasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı, 6111 sayılı kanun kapsamında tedavi giderlerinin sgk tarafından karşılandığı, kişide dosya kapsamında fatura edilmiş tedavi masraflarının olmadığını, ancak bu tür bir yaralanmada bir takım fatura edilemeyen masrafların olacağını; bu harcamaların SGK ödeme kapsamı dışında olduğunu, bu tür giderlerin yaralanmanın ağırlık ölçüsü de dikkate alındığında bu tür giderlerin 250,00 TL olarak değerlendirildiği, mevcut arızasının iyileşme süresinin 15 (onbeş) gün bulacağını bu süre zarfında kişinin herhangi bir gelir getirecek işte çalışamayacağını bu sürenin geçici iş görmezlik süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği, şahsın bu süre içerisinde bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı ve bu sürede %100 malül sayılacağı, bu sürede bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı, kişiye verilecek toplam tedavi masraflarının 250,00 TL olduğu ve bu miktara 15 (onbeş) gün boyunca kazanç kaybının ve bakıcı giderlerinin de eklenmesinin uygun olacağı, bu hesaplanan giderin SGK tarafından karşılanmayacağını şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Aktüer Bilirkişisi Av. … düzenlemiş olduğu raporda sonuç olarak; davacının geçici iş göremezlik devresinde uğradığı maddi zararının 456,32 TL, iyileşme döneminde bakıcı giderinden doğan maddi zararının 456,32 TL, kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi zararının ise 162,50 TL olduğuna dair rapor düzenlemiştir.
Davacı vekili 20/05/2019 havale tarihli dilekçesi ile; açmış oldukları maddi tazminat davasını toplamda 1.075,14 TL olarak ıslah ettiği, buna ilişkin harcı da ikmal ettiği anlaşılmıştır.
Dava, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporları, maluliyet raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporları uyarınca davanın kabulü ile; 456,32 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 162,50 TL kaçınılmaz tedavi gideri tazminatı ve 456,32 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 1.075,14 TL tazminatın; davalı sigorta şirketi yönünden olay tarihi itibariyle geçerli ZMSS yaralanma teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 26/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, diğer davalıdan kaza tarihi olan 02/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat davacının manevi tazminat isteminden davalı sürücü ve işletenin sorumlu olduğu anlaşılmakla, tarafların sosyal ekonomik durumları, kazanın oluşum şekli ve kusur durumu dikkate alınarak davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve davanın kabulü ile; 456,32 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 162,50 TL kaçınılmaz tedavi gideri tazminatı ve 456,32 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 1.075,14 TL tazminatın; davalı sigorta şirketi yönünden olay tarihi itibariyle geçerli ZMSS yaralanma teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 26/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, diğer davalıdan kaza tarihi olan 02/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü … ile davalı işleten … ten kaza tarihi olan 02/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu iki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şekilde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılardan … ve … vekilinin sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin yapılan tahkikat ve bilirkişi incelemesi sonunda maddi zararının toplamda 1075,14 TL olduğunu, maddi tazminatı aşar şekilde 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, olayın tamamen taksirle gerçekleştiğini ve davacının yaralanmasında müterafik kusurunun olduğunu, motora normalden fazla insan aldığını, hızlı kullandığını ve kask takmadığını, kusurlu olan tarafın davacı taraf olduğunu, böyle bir olayda davacının manevi zararın oluşmasından söz edilemeyeceğini savunarak manevi tazminat yönünden kararın kaldırılması gerektiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davacının manevi tazminat talebinin reddini, bu mümkün olmadığı takdirde maddi tazminat miktarını aşmayacak şekilde yeniden hüküm kurulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Manevi tazminatın çok taktir edildiği istinafı yönünden;
İlk derece mahkemesinin alınan raporda davacının kaza nedeniyle yaralanmasına bağlı malulliyetinin olmadığı, 15 günlük geçici iş göremezliğe uğradığı,olayda davalıların % 65 kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacının kaza nedeniyle yaralandığı sabit olup eylemin manevi tazminatı gerektirdiği açıktır.Buna yönelen itiraz yersizdir
Ne var ki Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri,davacının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna, yaralanma durumu gözetilip olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın çok olduğu, manevi tazminatın 1.500 TL üzerinden kısmen kabulünün gerektiğinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı bu itibarla davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olduğu, anlaşılmıştır.
HMK’nin 355. maddesinde, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek manevi tazminatın 1.500,00 TL olarak belirlenip, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda manevi tazminat açısından kabulüne, incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı … ve … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
1-DAVANIN KABULÜ ile; 456,32 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 162,50 TL kaçınılmaz tedavi gideri tazminatı ve 456,32 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 1.075,14 TL tazminatın; davalı sigorta şirketi yönünden olay tarihi itibariyle geçerli ZMSS yaralanma teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 26/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, diğer davalıdan kaza tarihi olan 02/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 1.500,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü … ile davalı işleten … ten kaza tarihi olan 02/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu iki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 212,56 TL harç giderinin (88,63 TL’sinden davalı sigorta şirketinin diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulmasına) davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 308,80 TL keşif harç ve yol gideri, 706,00 TL Meram Tıp Fakültesi rapor ücret gideri, 950,00 TL bilirkişi ücret gideri, 327,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.192,80 TL yargılama giderinden kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 109,64 TL’nin (45,71 TL’sinden davalı sigorta şirketi sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Maddi tazminat davası bakımından davacı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 1.075,14 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Manevi tazminat davası bakımından davacı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Manevi tazminat davasında davalılar … ve … vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu DAVALILARA VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
10-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalı … ve …’e iadesine,
11-İstinafa başvuran davalılar tarafından yapılan 297,20 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’e verilmesine,
12-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (72,070,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 10/03/2020

… …. … …

Başkan Üye Üye Katip