Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/227 E. 2020/357 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO :…
KARAR TARİHİ : 05/03/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2019
NUMARASI : … Esas… Karar

DAVACILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …)
2- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …) -…
VEKİLİ : Av. … – …
2- …SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. … –
3- … – (T.C. Kimlik No:…) -…
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 05/03/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 06/03/2020
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davalı … vekili ile davalı… vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 11/07/2018 tarihli dilekçesiyle; 06/01/2017 tarihinde sürücü…’in sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsün saat 07:50 sıralarında Konya İli … İlçesi Konya-Ankara Karayolu üzerinde öğrenci taşımak suretiyle seyir halinde iken sürücünün yolda gizli buzlanma olması ve aracın hızını yol durumuna göre ayarlamaması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek aracı devirmesi sonucu 2 kişinin ölümü ve 42 kişinin de yaralanmasına neden olan tek taraflı elim trafik kazası meydana geldiğini, kazada yolcu konumunda bulunan müvekkillerinin kızı olan lise son sınıf öğrencisi …’un vefat ettiğini, olaya ilişkin … CBS’nın … soruşturma sayılı dosyasının başlatıldığını, soruşturmanın halen devam ettiğini, kaza nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi amacıyla davalı sigorta şirketine 06/11/2017 tarihinde başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketince 24/11/2017 tarihinde müvekkilleri için toplamda 47.298,11 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapıldığını ancak, bu ödemenin çok az miktarda olduğunu ve mevcut zararı karşılamadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ayrı ayrı 500,00’er TL. olmak üzere toplam 1.000,00 TL.nin davalılardan …Sigorta açısından (poliçede belirtilen azami limitle sınırlı olmak kaydıyla) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi, diğer davalılar… ve …’den ise kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile beraber müştereken ve müteselsilen tahsilini, her bir davacı müvekkili için ayrı ayrı 100.000,00 TL. olmak üzere toplam 200.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan… ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsilini, ayrıca kazaya karışan … plakalı otobüs ile… ve …’e ait varsa başkaca araçlara ve olması halinde taşınmazların kaydına dava sonu verilecek karar kesinleşinceye kadar 3. kişilere devir ve temlikini engellemek için ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılardan … vekilinin 07/09/2018 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle ; müvekkiline ait … plakalı aracın sürücüsü olan diğer davalı…’in kusurlu olmadığını, dava konusu kazanın oluşumunda Karayolları Genel Müdürlüğü ve ihtimal dahilinde … Belediyesinin de kusurlu olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın müvekkili açısında reddini, davanın açılmasına müvekkili sebep olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin reddini, yargılama giderler ve vekalet ücreti davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesin istemiştir.
Davalılardan …Sigorta A.Ş. vekilinin 19/09/2018 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle ; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkette 25/11/2016-25/11/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, müvekkili şirketin davacıların zararını karşılamak için 24/11/2017 tarihinde 47.298,11 TL. tutarında bir ödeme yapılarak davacıların zararının karşılandığını ve davanın reddinin gerektiğini, davacıların temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi talebinin reddini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen 14/11/2019 tarihli kararı ile; “Somut olayda ; Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan Adli Tıp Kusur raporuna göre; dava konusu kazada davalı…’in % 80 oranında kusurlu olduğu, yol üzerindeki gizli buzlanmanın oluş üzerine % 20 oranında etken olduğu olduğu belirlenmiştir.
Tazminat bilirkişisinin 02/10/2019 havale tarihli raporuna göre ise ; Anne …’un destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 71.449,76 TL. olduğu, baba …’un destekten yoksun kalma tazminatı tutarının ise 29.872,15 TL. olduğu belirlenmiş, davacılar vekilinin rapora uygun olarak taleplerini artırdıklarından maddi tazminat taleplerinin davalılardan… ve … yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin sigorta şirketi yönündeki taleplerinden feragat ettiğini bildirdiği, davadan feragatın 6100 sayılı HMK.307 ve devam eden maddelerinde düzenlendiği, 6100 sayılı HMK.nun 310.maddesi gereğince davadan feragatın hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, HMK.309/2. maddesi gereğince davadan feragatın hüküm ifade etmesi için karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığından sigorta şirketi yönündeki taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede ise ; kazanın meydana geldiği tarih, tarafların kusur oranı, davacıların destekten yoksun kalması, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile manevi tazminatın amacı göz önünden bulundurularak davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile ; maddi tazminat açısından; davacılardan … yönünden uğramış olduğu destekten yoksun kalma tazminatı olarak taleple bağlılık ilkesi gereğince 18.531,79 TL.nin kaza tarihi olan 06/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak tahsili ile davacılardan …’a verilmesine, davacılardan … yönünden uğramış olduğu destekten yoksun kalma tazminatı olarak taleple bağlılık ilkesi gereğince 60.109,40 TL.nin kaza tarihi olan 06/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak tahsili ile davacılardan …’a verilmesine, manevi tazminat yönünden; davacılardan … yönünden 60.000,00 TL. Manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalılardan… ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılardan …’a verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacılardan … yönünden 60.000,00 TL. Manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalılardan… ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılardan …’a verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacının sigorta şirketi yönündeki davasının feragat nedeniyle reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddi tazminatın hesap edilirken ve hüküm altına alınırken sigorta şirketinden alınan meblağların düşülmediğini, davadan sonra sigorta şirketi yönünden feragat edildiğini ve müvekkilinin yalnız bırakıldığını, dava aşamasında karşı tarafın davacılara ödeme yapan sigorta şirketinin karşı tarafın talebinin hukuki olduğunu ve ödeme konusundaki zaruretini kabul ettiğini, bu ahvalda bakiye maddi tazminattan da limitleri dolana kadar sorumlu olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın maddi tazminat yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin maddi tazminatın belirlenmesi yönünden kriterlerinin hatalı olduğunu ve çok yüksek maddi tazminata hükmedildiğini, bilirkişi raporunun da hatalı olduğunu, davacıların sigorta şirketi ile anlaştıklarını ve tazminatlarını sigorta şirketinden tahsil ettiklerini ancak bu tahsil ettikleri bedellerin Yerel Mahkeme kararında yer almadığını ve hükmedilen maddi tazminattan düşülmediğini, sigorta şirketinin maddi tazminatın tamamını ödemesi gerekirken kısmi bir ödeme yapmasını kabul etmediklerini, sigorta şirketinin maddi tamzinatın tamamından sorumlu olması gerektiğini, davacıların sigorta şirketine karşı açtıkları davadan feragat ettiklerini, sigorta şirketinin dava dışında bırakılmasının hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiğini ve bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, çok yoğun bir buz kütlesinin olması nedeniyle davaya konu kazanın meydana geldiğini, emniyet kemerinin takılmış olsa idi yaralnma veya ölümün de söz konusu olmayacağını, kazanın oluşumunda müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, kuusr oranlarının dikkate alınmadığını ve tazminat hesabından düşülmediğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın maddi tazminat yönünden ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Feragatın davalıya sirayetine yönelik itirazlarının incelemesinde :
Feragat, 6100 sayılı HMK m. 307 belirtildiği üzere iki taraftan birinin (davacının) talep sonucundan vazgeçmesidir. Davasından feragat eden davacı, bununla, dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu, haktan kısmen veya tamamen vazgeçmektedir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yaptığı tek taraflı bir irade beyanı ile olur ve tamamlanır. Feragatin geçerliliği için, bunun davalı tarafından kabul edilmesine veya feragate muvafakat etmesine gerek yoktur. Feragat sözlü yapılabileceği gibi yazılı olarak da yapılabilir. Ancak feragat beyanının açık olması ve davacının beyanından onun gerçek amacının davadan feragat etmek olduğunun açıkça anlaşılması gerekir.
Somut olayda davacı yan davalılar sigorta şirketi hakkındaki tazminat taleplerinden feragat etmiş, bu davalı yönünden feragat nedeni ile red kararı verilmiştir.
Zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve ZMSS 6098 sayılı TBK. md. 61 gereğince maddi zarardan müteselsilen sorumlu olup, davada davacı tarafından talep olunan maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiştir. Davacı yan vekilinin müteselsil borçlulardan birisi hakkındaki davadan ve alacak haklarından feragat etmiş olmasının, 6098 sayılı TBK’nın 166 vd. maddeleri çerçevesinde diğer müteselsil borçlu davalıya da sirayet edip etmeyeceği, feragat beyanının bu davalıyı da kapsayıp kapsamadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmekte olup, davalı sürücü hakkındaki davadan feragate ve bu feragatin diğer davalı Ümit Sırıtaş bakımından da sonuç doğurup doğurmayacağına ilişkin değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesini gerekmektedir. (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2016/12907 E 2019/5954 K ,2016/5887 E 2019/1576 K,2016/10095 E 2019/4892 K)
2-Davalı vekilinin Müterafik kusura ilişkin itirazı yönünden :
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Davacılarının müteveffa çocuğunun ölümünde emniyet kemeri takmamasının etkili olup olmadığı araştırılarak , müteveffanın müterafik kusurunun tespiti halinde BK nun 44. Maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması hususunun tartışılmaması da doğru görülmemiştir .
3- Kusur ve sorumluluk itirazı yönünden;
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında kazanın 06/01/2017 tarihinde meydana geldiği, kazada 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52/1-A (Aracının hızını kavşaklara dönemeçlere, virajlara yaya geçitlerine, dar köprü tünellerine yaklaşırken azaltmamak) maddesini ihlal eden araç sürüsünün kusurlu olup, kazanın oluşumunda yoldaki gizli buzlanmanın etkisinin de bulunduğu, tek taraflı meydana gelen kazada başkaca kusurlu tarafın bulunduğuna dair başkaca bir tespit olmadığı gibi davacıların desteğinin araçta yolcu olması ve davalının müteselsil sorumluluğu gereğince aracın ZMMS olan davalının ortaya çıkan zarardan tam olarak sorumlu da olduğundan, kazanın oluş şekli ve tüm deliller çerçevesinden somut dosya çerçevesinde ayrıca bir rapor almaya gerek de bulunmadığından davalı vekilinin kusura yönelik itirazının yerinde olmadığı görülmüştür. (Aynı yönde emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/12126 Esas, 2018/8114 Karar sayılı ilamı)
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı vekillerinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafça peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/03/2020


Başkan


Üye


Üye


Katip