Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/177 E. 2020/345 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 05/03/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/11/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – Av. … – …
DAVALILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
: 2- … SİGORTA A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – Av. … – Av…. – ….
DAVALI : 3- … – (T.C. Kimlik No: …) – …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 05/03/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 06/03/2020

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 26/03/2018 tarihli dilekçesiyle; 01/08/2017 günü saat 05:00 sıralarında … karayolu Karadiken mahallesinde, müvekkili şirkete ait olan ve müvekkilinin çalışanı şoför …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı, … model, … marka yolcu otobüsü kendi şeridinde ve yasal hız sınırları içinde seyir halindeyken, davalı … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı aracın şerit ihlali yaparak müvekkili şirketin aracına sürterek maddi hasara yol açtığını, müvekkili şirket şoförü kaza yerinde tutanak tutulması için durduğu halde davalının kaza yerini terk ettiğini, bu sebeple durumun kaza tespit tutanağında kayıt altına alınmadığını ve kolluk tarafından tanzim edilen tutanakta kusur oranının belirlenemediğini, diğer davalı …’ın … plakalı aracın sahibi olduğunu, davalı sigorta şirketinin kazaya karışan aracın sigorta şirketi olduğunu, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, sigorta şirketi yapılan başvuruların kusur dağılım belgesi olmadığı gerekçesiyle reddettiğini beyan ederek, müvekkilinin aracının hasarlı olması sebebiyle serviste geçirdiği süre içerisinde kullanamadığından dolayı mahrumiyet zararını, araçta meydana gelen değer kaybını, kaza yerini terk etmesi, kaza tarihinden itibaren geçen süre hususu da göze alınarak davalı üzerine kayıtlı … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, araçta meydana gelen maddi zarar olan 32.449,37 TL., oluşan değer kaybı olan 500,00 TL. ve aracın kullanılamamasından doğan zarardan dolayı 500,00 TL. olmak üzere toplam 33.449,37 TL.nin kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hesaplanarak davalılardan tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılardan …’ın 10/04/2018 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle ; öncelikle Silifke Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle yetki itirazında bulunmuş, dava konusu kaza nedeniyle bir kusurunun bulunmadığını, kusurun davacı şirketin şoföründe olduğunu, bu sebeple haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı şirket üzerinde bırakılmsaına karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan …’ın 13/04/2018 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle ;dava konusu kazada söz konusu aracı kendisinin kullanmadığını, kaza yerini terk etmiştir iddiasını kabul etmediğini, dosya da kusur oranının olmadığını, aracın sigortasına maşvuru yapılmadığını, söz konusu kazada … plakalı aracın kurusu olmadığını, aracı süren … kısıtlı olarak kaza yerini terk etmediğini ve davacının aracının kaza yerini terk ettiğini, davacının iddia ettiği aracında hasarın olmadığını beyan ederek, davanın reddinie, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekilinin 19/04/2018 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunmuş, söz konusu kazada kusur tespitinin yapılması gerektiğini, aracın kullanılamamış olması sebebiyle ticari anlamda meydana gelen davacı şirketin aktifindeki azalma dolaylı zarar olduğundan poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu ve bu husustaki taleplerin reddi gerektiğini, dava konusu kaza sebebiyle … nolu Karayolları ZMMS dosyasının açıldığını beyan ederek, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/11/2019 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği, 2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince davacının dava açmadan önce başvuruda bulunması nedeniyle dava şartının mevcut olduğu, mahkemece alınan raporun ve ek raporların ayrıntılı ve denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, davacının araç hasarının 32.449,35 TL, değer kaybının 38.890,00 TL. ve araç mahrumiyet zararının ise 14.750,00 TL. olduğu, davalı sigorta şirketinin diğer davalıya ait aracın ZMMS sigortacısı olması nedeniyle poliçe limiti dahilinde araçta oluşan değer kaybından sorumluluğunun bulunduğu, diğer davalının değer kaybından ve ikame araç bedelinden sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş olup; 1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; a)Araçta meydana gelen maddi zarar nedeniyle 32.449,35 TL.nin davalı sigorta şirketi açısından temerrüt tarihi olan 23/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 01/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, b)Dava dilekçesinde bütün davalılardan müştereken müteselsilen talep edilen 500,00 TL.lik değer kaybının sadece 500,00 TL.lik kısmının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kalan bakiye 38.890,00 TL.nin diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan (talebe bağlılık ilkesi gereğince ve sigorta şirketinin limitinin yetmemesi nedeniyle) müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilemsine, c)14.750,00 TL. araç mahrumiyetinden doğan zararlar nedeniyle kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; talep edilen 500,00 TL.nin davalı sigorta şirketi bakımından reddine, ” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı …istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davanın niteliği gereği yazılı yargılama usulü uygulanması gerekirken basit yargılama usulü uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, sözlü yargılama için ayrı bir gün tayin edilmemesi ve davalı müvekkiline tebligat çıkartılmamasının hukuka aykırı olduğunu, deliller toplanmadan karar verildiğini, teknik bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, mahkemece kusur araştırması yapılmadan hüküm kurulduğunu ve bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu, işletenin sorumluluğunun her ne kadar kusursuz sorumluluğa dayansa bile sürücünün kusuru olmadığı durumlarda oluşan zararlardan sorumlu olmayacağına göre işleten için kusursuz sorumluluk halinin doğmayacağını, kusur incelemesi yapılması ve bu konuda rapor alınması gerektiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine, yahut davacı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davanın niteliği gereği yazılı yargılama usulü uygulanması gerekirken basit yargılama usulü uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, gerekçeli mazeret dilekçelerinin kabul edilememesinin savunma haklarını kısıtladığını, sözlü yargılama için ayrı bir gün tayin edilmemesi ve davalı müvekkiline tebligat çıkartılmamasının hukuka aykırı olduğunu, deliller toplanmadan karar verildiğini, teknik bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, mahkemece kusur araştırması yapılmadan hüküm kurulduğunu ve bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte sigorta şirketi ile müvekkili arasındaki sorumluluk oranlarının yanlış değerlendirildiğini, teminat kapsamında sigorta şirketinin karşılaması gereken zararların müvekkiline yüklendiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine, yahut davacı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; mahkemece kusur araştırması yapılmadan hüküm kurulduğunu, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki davanın haksız fiile dayanan bir tazminat davası olduğunu, haksız fiil sebebiyle açılan davalarda davacının hukuka aykırı fiil- zarar-kusur- illiyet bağı hususlarının ispatlanması gerektiğini, işletenin sorumluluğunun da temelde bir haksız fiil sorumluluğu olduğunu, bu nedenle davacı tarafın huzurdaki davada sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ispatlamak zorunda olduğunu, sürücünün kusursuz olduğu durumlarda işleten ve zorunlu trafik sigortacasının oluşacak zararlardan sorumlu olmadığını, kusur araştırması yapılmaksızın sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuru üzerinden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle icranın tehirine, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; maddi hasarlı trafik kazası neden ile hasar, değer kaybı , araç mahrumiyet istemine ilişkindir.
1-Usule ilişkin itirazların incelenmesinde :
7101 sayılı kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan değişiklik ile yüz bin TL’lik parasal sınırın altında kalan uyuşmazlıklar için açılan davaların basit yargılama usulünde görüleceği düzenlenmiştir. Kanunu yürürlük tarihi 15/03/2018 olup eldeki dava bu tarihten sonra açıldığı için basit yargılama usulüne tabidir
Basit yargılama usulünde; dava ve cevap dilekçesi dışında cevaba cevap (replik) ve ikinci cevap (düplik) dilekçeleri verilmez (HMK. 317/3). İddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı dava açılması ve cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesi ile başlar (HMK 319), bu yargılama usulünde; dilekçeler aşaması, ön inceleme, tahkikat ve hüküm aşaması dışında, yazılı yargılamada olduğu gibi tahkikatın tamamlanmasından sonra sözlü yargılama için ayrıca bir aşama öngörülmemiştir (Pekcanıtez /Atalay /Özekes. y.a.g.e, s. 736).
Bu nedenle davalı vekilinin sözlü yargılama için ayrı bir duruşma günü verilmediği itirazı yerinde değildir.
2- Kusura yönelik itirazların incelenmesinde :
6100 sayılı HMK’nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Aynı yasanın 281.maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkemece, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için mahkemenin, gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi/ bilirkişi kurulu aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
HMK 266 madde hükmüne göre çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
Bu nedenle kusura yönelik davalı tanıklarının dinlenerek tüm deliller toplanıp kusur durumu hususunda rapor alınarak kusur durumlarına göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayanarak karar verilmesi yerinde değildir davalı vekillerinin itirazlarının kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalılar vekillerinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalılarca ayrı ayrı yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde yatıranlara iadesine,
4-İstinaf eden davalılarca istinaf aşamasında yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353/1-a-6 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.05/03/2020


Başkan


Üye


Üye


Katip