Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/159 E. 2020/352 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…
KARAR TARİHİ : 05/03/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE :… (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – T.C NO:… – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … SİGORTA A.Ş. -…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 05/03/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 06/03/2020

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 06/08/2014 tarihinde Konya İli Musalla Bağları Mah. … Caddesi üzerinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunan sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile çift taraflı araç içi yolcusu yaralanmalı trafik kazası yaptığını, meydana gelen kazada yolcu konumunda bulunan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve sürekli olarak sakat kaldığını, maddi gerçeğinin sarsılarak maddi zarara uğradığını, meydana gelen kazanın oluşumunda dava sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakal sayılı araç sürücüsünün %100 olarak kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru sonucu 25.037,00 TL maddi tazminat ödemesinin yapıldığını, bu ödeme miktarının eksik ve yetersiz olduğunu ve açıkladığı nedenlerle ilerde artırılmak üzere, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 50,00 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 50,00 TL, bakıcı gideri tazminatı olarak 50,00 TL ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri 50,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesiyle özetle; müvekkili kuruma davadan önce başvuru yapıldığını, yapılan ödeme ile müvekkili şirketin ibra edildiğini, ek tazminat talebi için ise herhangi bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 27/02/2014-2015 vadeli olarak sigortalı bulunduğunu, poliçe ile kişi başına toplam 268.000,00 TL’lik sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlandığını, müvekkili şirketin bu limitle sınırlı olarak sorumlu bulunduğunu, davacının 03/11/2017 tarihinde müvekkili kurumdan 25.037,00 TL maluliyet tazminatı aldığını ve müvekkili kurumu ibra ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin teminat limitleri ve kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, davacı araçta hatır için taşındığından hatır indirimi yapılması gerektiğini ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/11/2019 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları’nın 02/02/2016 tarihinde yürürlüğe giren C.11 maddesine göre, “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.”
Davalı tarafça sigortalanan aracın ZMMS poliçesinin 27/02/2014 tarihinde tanzim edilmesi ve kazanın da 06/08/2014 tarihinde meydana gelmesi nedeniyle, taraflar arasındaki ihtilafın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları’na değil, 15/08/2003 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları’na tabi olduğu anlaşılmıştır.
15/08/2003 tarihli ZMMS Genel Şartları’nın A.1/1. maddesine göre, “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.”
2918 s. KTK.’nun 90. maddesine göre, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
6098 s. TBK’nun 54. maddesine göre, “Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1.Tedavi giderleri. 2.Kazanç kaybı. 3.Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
Yukarıda yazılı yasal düzenlemelere istinaden, 15/08/2003 tarihli ZMMS Genel Şartları’nın ve 6098 s. TBK’nın uygulandığı dönemde meydana gelen kazalar yönünden, sigortacıların 2918 s. KTK. ve 6098 s. TBK. hükümleri gereğince, zarar görenlerin uğradığı geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararı ile SGK tarafından ödenmeyen ve belgelendirilemeyen tedavi giderleri zararından ve geçici işgöremezlik dönemindeki bakıcı giderleri zararından sorumlu oldukları, işleten ve sürücülerin ayrıca manevi tazminattan da sorumlu oldukları sonucuna varılmıştır.
Davaya konu 06/08/2014 tarihli trafik kazasının oluşumunda sigortalı … plakalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davacının bu araç içerisinde yolcu olduğu ve kaza neticesinde yaralandığı, 01/06/2018 tarihli maluliyet raporu ile davacının yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığının, iyileşme süresinin 4 ay olacağı, iyileşme sürecinde bakıcıya ihtiyaç duyacağı ve bu yaralanma nedeniyle SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılmayan tedavi gideri zararının 2.000,00 TL olacağının tespit edildiği, 28/08/2019 tarihli kusur raporu ile 01/06/2018 tarihli maluliyet raporundaki veriler dikkate alınaak hazırlanan ve hükme esas alınan 04/11/2019 tarihli hesap raporu ile de davacının geçici iş göremezlik zararının 2.996,77 TL ve bakıcı gideri zararının 3.242,84 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı 06/11/2019 tarihli talep artırım dilekçesi ile talebini toplam 8.239,61 TL’ye çıkarmış ve talep artırım dilekçesini harçlandırmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının dava konusu kaza nedeniyle uğradığı toplam zararın 8.239,61 TL olduğu, davadan önce 03/11/2017 tarihinde davacıya 25.037,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, bu bakımdan davacının karşılanmayan bakiye zararının bulunmadığı anlaşılmakla; davanın reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili 23/12/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, maluliyet raporları arasında mübayenetin giderilmediğini, yerel mahkemece itiraz dahi olmayan bir konuda usul ve yasaya aykırı olarak resen karar verildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte fazla ödeme yaptığı sabit olan tarafın fazla ödemeyi talep etme hakkının olduğunu, ancak yerel mahkeme kararı ile müvekkilinin asıl hak sahibi olduğu tazminat ve bedelden mahrum kalacağını, ayrıca davalı tarafından fazla ödeme yapıldığının hiçbir zaman iddia edilmediğini ve iş bu davanın konusu da olmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, istinaf harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle sürekli, geçici iş göremezlik , tedavi ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğuna ilişkin itirazın incelenmesinde:
Mahkemece … Üniversitesinden alınan raporda davacının yaralanmasının kalıcı sakatlığı sebep olmadığı rapor edilmiş , davacı tarafın sigorta şirketine başvurusunda sunduğu ve dosyada delil olarak bulunan Konya … hastanesi Engelli Sağlık Kurulunca düzenlenen raporda %7 oranında çalışma gücünü kaybettiği belirlenmiştir. Mahkemece davacıda oluşan maluliyet oranının … Üniversitesince düzenlenen raporda belirlenen oran olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış ve sonucuna göre hüküm kurulmuştur.
Her iki rapor arasında açıkça bir çelişki bulunduğu ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun olay tarihinde yürürlükte olmayan çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği’ne göre hazırlandığı anlaşıldığından;
Her ne kadar somut olayda 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri uygulanması gerekmekte ise de;
Adli tıp kurumunca düzenlenen raporlarda da belirtildiği üzere;
11 Ekim 2018 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği özellikle trafik kazalarına bağlı olmak üzere tazminat davalarında mahkemelerce bilhassa istenilen ve bu konu ile ilgili değerlendirmelerde tüm bilirkişi kurumlarca kullanılan bir cetveldir. Bu cetvelde vücuttaki her bir sisteme ait hastalık veya arızalar için puanlar yer almakta olup, bu sayede çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybına bağlı bir oran verilebilmektedir.
Malulen emekli olma işlemleri ile ilgili olan 3 Ağustos 2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ise yönetmelikteki tanımıyla kişinin “çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğinin” değerlendirilmesi için düzenlenmiştir. Yönetmelik ekindeki listelerde hangi hastalık veya arızaların bu kapsamda sayılabileceği listelenmiş, kapsama girmeyenler için ise herhangi bir oran belirtilmemiştir. Bu bağlamda belli bir tarihteki bir olaya bağlı çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının değerlendirilmesinde Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin kullanılması teknik olarak mümkün değildir. Zira 2013 tarihli yönetmelik malulen emeklilik ile ilgili baremleri içermekte olup maluliyet oranının tespitine yönelik belgeleri ve cetvelleri içermemektedir.
Bu nedenle, mahkeme tarafından “3 Ağustos 2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı hususu nazara alınarak “11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne göre
Adli Tıp Kurumu 2.ÜST Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan ÇALIŞMA GÜCÜ VE MESLEKTE KAZANMA GÜCÜ KAYBI ORANI TESPİT İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli, davacının maluliyet derecesi ve oranını belirleyen rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
Adli Tıp Kurumu 2.ÜST Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan ÇALIŞMA GÜCÜ VE MESLEKTE KAZANMA GÜCÜ KAYBI ORANI TESPİT İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİ ‘ne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınıp maluliyet oranı tespit edilmeli ve ondan sonra davacının uğradığı gerçek zarar kapsamı belirlenmesi için aktüer bilirkişiden rapor alınmalı ve oluşacak duruma göre davacının talepleri konusunda bir karar verilmesi gerekirken bunların yapılmamış olması nedeniyle davacının itirazı yerindedir.
2-Ödemenin sürekli iş göremezlik tazminatını kapsadığına ilişkin itirazın incelenmesinde :
2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler, belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Somut olay nedeniyle davalı sigorta tarafından davacıya davadan önce 03/11/2017 tarihinde ödeme yapılmış, taraflar arasında ibraname imzalanmıştır. Eldeki davanın 11/12/2017 tarihinde açılmış olmasına göre, KTK’nın 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği görülmektedir.
Bu sürede yetersiz görülen ödemeler varsa dava açılabilir. Bu durumda maluliyet tazminatı öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa, davacı tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, rapor tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarından, davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi sonucunda oluşan duruma göre karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda dosyaya sunulan ibranamede ; ” Bu kaza nedeniyle uğramış olduğumuz bedeni zararımıza karşılık olmak üzere kazaya sebebiyet veren aracın sigortacısı bulunan … Sigorta A.Ş den kusura isabet eden ,tazminat bedeli olarak 25.037,00 TL sını tamamen tahsil etmiş olduğumuz ve bu meblağı tahsil etmekle … Sigorta A.Ş nin iş bu kazadan mütevellit zimmetini her nam ad altında olursa olsun her türlü hak ve dava alacaktan rücu kabil olmamak üzere tamamen,araç sahibi ve sürücüsünün zimmetini almış olduğumuz meblağ kadar ibra ettiğimizi doğmuş doğacak bu hak ve alacaklarımızın tümünden feragat ettiğimizi başkaca bir alacağımızın kalmadığını peşinen itirazsız kabul ve beyan ederiz” ibarelerinin bulunduğu ibranamenin sadece sürekli iş göremezlik tazminatını kapsamadığı tüm talep haklarını kapsadığı anlaşılmakla davacı vekilinin itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05/03/2020


Başkan


Üye


Üye


Katip