Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/138 E. 2020/247 K. 14.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI :… – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA TÜRÜ : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara ilişkin davalı … vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 19/12/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, dava dışı …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 30/05/2017 tarihinde Konya ilinden Akören istikametine doğru seyir halindeyken tek taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına neden olduğunu; aracın davalı … şirketi tarafından ZMSS ile sigortalı olduğunu; kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında araç sürücüsü …’un kusurlu olduğunun tespit edildiğini; kaza sonucunda müvekkilinin yaralandığını, ameliyat olduğunu, yaklaşık bir ay hastanede yattığını, taburcu olduktan sonra da kendisine toplam 62 gün iş göremezlik raporları verildiğini; sigortalı çalışan olan müvekkilinin bu süre içerisinde çalışamadığını ve mağdur olduğunu; müvekkilinin zararlarının ve mağduriyetinin giderilmesi hususunda davalı … şirketine başvuru yaptıklarını, şirket tarafından istenen belgeleri gönderdiklerini, ancak davalı … şirketi tarafından davalının sürekli sakatlığı olmadığının gerekçe gösterilerek tazminat taleplerinin reddedildiğini ve herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL. geçici iş göremezlik, 100,00 TL. sürekli iş göremezlik, 100,00 TL. kaçınılmaz tedavi gideri ve 100,00 TL. bakıcı gideri olmak üzere toplam 400,00 TL. maddi tazminatın davalı … şirketinin temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi vekili 08/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan … plaka sayılı aracın 07/09/2016 başlangıç tarihli ZMSS poliçesi ile müvekkili sigorta şirketince sigortalı olduğunu; müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla araç sürücüsünün kusur oranı ve zarar nispetinde olduğunu; araç sürücüsünün kusur durumunun net ve kesin olarak mahkememizce tespit edilmesi gerektiğini; davacının kalıcı sakatlığının söz konusu olmadığının Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 24/10/2017 tarihli raporu ile sabit olduğunu; bu nedenle davanın reddi gerektiğini; bu hususta mahkememizce rapor alınacak olması halinde meslekte kazanma gücü kaybı oranının değil ilgili yönetmelik uyarınca özürlülük oranının dikkate alınması gerektiğini; 2918 sayılı KTK’nun 92. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle davacının geçici iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderleri taleplerinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu husustaki sorumluluğun artık SGK’da olduğunu; kaza anında davacının sigortalı araçta yolcu olması nedeniyle hatır taşıması olup olmadığının mahkememizce araştırılarak tespiti halinde hükmedilecek tazminattan TBK 51 ve 52. maddeleri uyarınca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin tazminat ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini; zira KTK’nun 99. maddesi uyarınca tazminat ödeme yükümlülüğünün tüm belgelerin eksiksiz olarak sigorta şirketine ibrazından 15 gün sonra, böyle bir başvuru olmazsa dava tarihinden itibaren başlayacağını; davacının başvurusunun da sunulan belgelere göre kalıcı sakaltlığı bulunmadığından reddedildiğini; bu durumda mahkememizce davanın kabulüne karar verilecek olması halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile dosya kapsamındaki tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, 30/05/2017 tarihinde Konya – Akören karayolu üzerinde seyir halinde olan davadışı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucunda davacının % 6 oranında sürekli sakatlığa maruz kalacak ve toplam 121 gün süreyle de iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığı; kazaya karışan aracın kaza tarihi itibariyle geçerli ZMSS poliçesinin davalı … şirketince düzenlenmiş olduğu; söz konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu; davacının bu nedenle uğradığı geçici işgöremezlik zararının 3.982,03 TL., sürekli işgöremezlik zararının 39.679,26 TL., zorunlu tedavi giderlerinin 4.000,00 TL. ve bakıcı giderinin ise 1.981,03 TL. olduğu; geçici işgöremezlik zararının 3.016,70 TL.’lık kısmının SGK tarafından davacıya ödendiği; davacının ödenmeyen zararlarından davalı … şirketinin de 2918 sayılı K.T.K.’nun 99. maddesi uyarınca sorumlu olduğu; davacının dava öncesinde davalı … şirketine başvuru yapmış ve sonrasında davalı … şirketince belirtilen eksik belgeleri de sunmuş olmasına rağmen 15 günlük yasal süresi içerisinde davalı … şirketince davacıya herhangi bir ödemede bulunulmadığı anlaşılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve 1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile 965,33 TL. geçici iş göremezlik tazminatı, 39.679,26 TL. sürekli işgöremezlik tazminatı, 4.000,00 TL. faturalandırılamayan zorunlu tedavi giderleri ve 1.981,03 TL. bakıcı gideri olmak üzere toplam 46.625,62 TL. maddi tazminatın, davalı … şirketi poliçe teminat limiti ile sorumlu olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 13/11/2017 tarihinden itibaren hesabedilecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, karara dayanak kusur raporunda müvekkili şirkette sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsüne %100 kusur atfedilmesinin kabul edilemeyeceğini, raporun somut verilere dayanmayan, denetime açık olmayan bir rapor olduğunu, kaza tespit tutanağında da araç sürücüsü ve davacının kusur oranlarının ret olmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya neden olan olayda öncelikle kusur durumunun net olarak tespitinin gerektiğini, davacının müvekkili şirket nezdinde sigortalı araç sürücülerine raci kusur ve zararı kanıtlaması gerektiğini, zarar kanıtlanamadığında müvekkili şirketin sorumluluğu olmayacağını, bilirkişi raporunda da varsayımlar üzerine hesap raporu hazırlandığını, maluliyete ilişkin raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, hesaplama ve karara esas alınan maluliyet raporunun özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik hükümlerine uygun olmadığını, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinin SGK nun sorumluluğunda olduğunu, hatır taşıması ve müterafik kusur durumunun da dikkate alınması gerektiğini, davacının kaza sırasında sigortalı araç içerisinde yolcu olarak bulunduğunu, yerel mahkeme kararında faiz başlangıç tarihinin 13/11/2017 olarak tespit edilmesinin hatalı olduğunu, hiçbir surette davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihi olan 19/12/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu, tüm bu nedenlerle icranın tehirine, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece verilen davanın kabulü kararına karşı davalı … vekilinin istinaf itirazları doğrultusunda kararın ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle geçici, sürekli iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Sigorta şirketine davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığı istinafı:
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde, 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde, 97.maddenin eski metninde, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi, dava açabilme hakkı mevcut iken 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda madde hükmü “Zarar görenin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 Sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” denilmiştir.
Yukarıda maddede yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMMS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacaklardır. Öncelikle sigortacıya tazminatın ödenmesi için genel şartlarda belirtilen belgeler ile yazılı olarak başvuracaklar ve yazılı başvurudan itibaren 15 gün içinde kendilerine cevap verilmez ya da verilen cevap hak sahibinin talebini karşılamaz ise, hak sahibi tazminat için dava açabileceği gibi tahkime de başvurabileceklerdir. Bu hali ile trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanlar sigortaya davadan açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvuruda bulunmak zorundadırlar. Dava açabilmeleri için yazılı başvurudan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerekmektedir. Bu sebeplerle davadan önce yazılı başvuruda bulunmak ve başvurudan itibaren 15 günlük sürenin geçmesi ZMMS sigortacısına tazminat davası açılmasının ön şartıdır. Bu husus anılan maddenin değişiklik gerekçesinde vurgulanmıştır.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114.maddesinin 2.fıkrasındaki düzenlemeye göre “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır”.
HMK 115. maddenin 1.fıkrasında ise, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” denilmiş,
2.fıkrada ise, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” düzenlemesi mevcut olup
6407 sayılı Kanunla değişik 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araç nedeniyle meydana gelen trafik kazasın nedeniyle davacıların, dava tarihinden önce davalı … şirketine belgeler ile birlikte 01/11/2017 tarihli başvuru dilekçesi ile başvurdukları, sigorta şirketinin … nolu hasar dosyası açtığı ve 13/11/2017 tarihinde sürekli sakatlık bulunmadığından ödeme yapılmayacağına ilişkin dilekçe yazıldığı davalı vekili cevap dilekçesi ile de sabit bulunduğu, bilahare eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı sigortanın istediği belgeler Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde belirtilen belgelerden ise de KTK’nın 96. maddesi ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2. maddesinde geçen bu belgeler sigorta şirketinin ödeme tarihine(temerrüde) ilişkin olup dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmasına dair adı geçen yasanın 97. maddesinde bu belgelere yer verilmediği gibi davacının başvuru dilekçesinde eklenmesi gereken diğer tüm belgeleri ekleyerek başvuru yaptığı,davalı sigortanın cevabi ile dava tarihi arasında geçen süre de gözetildiğinde davalı sigortanın davacıya verdiği cevabın talebi karşılamadığı dolayısıyla davacının dava açmadan önce yasada öngörülen sigortaya başvuru koşulunu yerine getirdiği sonucuna ulaşıldığı,bu halde yasada belirtilen başvuruya ilişkin ön koşulun yerine getirildiği de açıktır. Davalı vekilinin itirazı yerinde değildir.
2-Kusur raporuna ilişkin itirazın incelenmesinde :
Dosya kapsamından davacının … plakalı araçta yolcu olarak bulunmakta iken dava dışı sürücü … ‘ın sürücüsü olduğu söz konusu aracın tek taraflı kaza yapması neticesi yaralandığı, davalı … şirketinin kaza yapan aracın ZMMS şirketi olduğu, davacının da söz konusu araçta yolcu olduğu dikkate alındığında olayda herhangi bir kusuru olduğundan bahsedilemeyeceği bu halde kusur raporunun alınmasının gerekmediği,idm tarafından alının kusur raporu ve kaza tespit tutanağının birbirini teyit eder nitelikte olduğu anlaşılmakla davalı tarafın buna yönelik istinafı itirazları yerinde değildir.
3-Maluliyet raporuna ilişkin itirazların incelenmesinde :
“Bedensel zarar” başlığı altında düzenlenen BK.’nın 54.maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup, çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlar tarafından (çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak) uzmanlık alanlarına göre, HMK’nun 275 inci maddesi gereğince oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan çalışma gücü ve maluliyet oranının belirlenmesine ilişkin mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda İDM tarafından Selçuk Üniversitesi Üniversite hastanesinden rapor alınmış davacının hastaneye sevkinin yapıldığı ve üç kişilik bilirkişi heyetindeki bilirkişilerin uzmanlık alanının Adli tıp uzman oldukları bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca;
Maluliyete ilişkin alınacak raporlarolay tarihinde yürürlükte olan ÖZÜRLÜLÜK ÖLÇÜTÜ,SINIFLANDIRMASI VE ÖZÜRLÜLERE VERİLECEK SAĞLIK KURULU RAPORLARI HAKKINDAKİ YÖNETMELİĞİ ne uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut olayda 15.07.2014 tarihli Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen Engelli Sağlık Kurulu Raporu ile davacının sürekli sakatlığının bulunmadığı,06/07/2018 tarihli Selçuk Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından ÖZÜRLÜLÜK ÖLÇÜTÜ,SINIFLANDIRMASI VE ÖZÜRLÜLERE VERİLECEK SAĞLIK KURULU RAPORLARI HAKKINDAKİ YÖNETMELİĞİ’ne göre düzenlenen raporda da davacının, genel vücut çalışma kayıp oranının %6 ve iyileşme süresinin 2 ay olduğu belirlenmiştir.. Mahkemece, 06/07/2018 tarihli Selçuk Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda belirlenen %6 maluliyet oranına göre yapılan zarar hesabı hükme esas alınmıştir.
Yapılacak iş, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olanÖZÜRLÜLÜK ÖLÇÜTÜ,SINIFLANDIRMASI VE ÖZÜRLÜLERE VERİLECEK SAĞLIK KURULU RAPORLARI HAKKINDAKİ YÖNETMELİĞİ’ne uygun, davacıya ait önceki raporlar da değerlendirilmek suretiyle, çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin itirazı yerindedir.
4-Faiz başlangıç tarihine ilişkin istinaf itirazları yönünden;
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte trafik sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. 2918 sayılı KTK’nın 99/I. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartları uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır.
Dava konusu olayda davacı tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşılmakla davalı … şirketinin 13/11/2017 temerrüde düştüğü anlaşılmakla davalı vekilinin itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
5-Davalı vekilinin Tedavi , Bakıcı gideri ve Geçici işgöremezliğin teminat dışı olduğuna , Sgk nın sorumlu olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde:
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder. (Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 07/09/2016 tanzim tarihli Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekilinin geçici işgörmezlik tedavi ve bakıcı giderlerinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf itirazları yerine değildir.
6- Hatır taşıması indirimi yapılmasına ilişkin itirazın incelenmesinde :
Davacı tarafın hatır taşımasına yönelik de itirazı bulunmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 87. Maddesine göre “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir.” esası kabul edilmiştir. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada, taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda BK.nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Dosya kapsamına göre davacı ile davalı sigortalı aracın sürücüsünün ve araçta bulunan diğer yolcuların iş arkadaşı olup iş çıkışı sırasında kaza meydana gelmiştir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından bu gibi taşımalarda BK’nın 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarınca benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Bu itibarla öncelikle bu savunma üzerinde durularak taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, iş çıkışı taşıma sebebi ile bunun bir ücret veya araç yakıtına katkı vb. şekilde yapılıp yapılmadığı, hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı, yani olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırılmalı, hatır taşımasının olduğunun anlaşılması halinde indirime gidilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilesi doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin itirazı yerindedir.(YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2014/6479 E 2016/373 K)
7- Müterefik kusur itirazının incelenmesinde :
Davalı vekili tarafından davacının emniyet kemeri takmadığı bu nedenle müterafik kusuru olduğu iddasinda bulunmuştur. Mahkemece davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığı, takılı değil ise bu durumun davacının yaralanmasında etkili olup olmadığı araştırılarak ,davacının müterafik kusurunun tespiti halinde BK nun 44. Maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması hususunun tartışılmaması da doğru görülmemiştir
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna davalı tarafça peşin olarak yatırılan başvuru harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde davalı tarafa iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi….


Başkan


Üye


Üye


Katip