Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1306 E. 2021/202 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 04/02/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … –
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 16/02/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 16/02/2021

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … de metal, plastik üzerine faaliyet gösterdiğini, …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı kayıt sözleşme ile makine parkında kayıtlı bulunan cihazları ….e kiraya verdiğini, ancak davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, … Cumhuriyet Başsavcılığına … soruşturma nolu evrakı üzerinden emniyeti suistimal ve dolandırıcılık suçundan şikayette bulunulduğunu, söz konusu makinenin savcılık makamınca tedbiren müvekkili şirkete iadesine karar verildiğini, kararın … Cumhuriyet Başsavcılığının … talimat evrakından infaz edilerek cihazın müvekkilinin şirket fabrikasına getirildiğini, … . Noterliğinin … yevmiye numarası ile keşide ettiği, feshi ihbar ve ihtar yazısı ile kira sözleşmesini fesh ederek sair birimleri de davalıya iletildiğini belirterek sözleşmenin 2. maddesinde kayıtlı bulunan makinalardan 9. sırada yer alan “…., makinasının davalı tarafça ilimizde faaliyet gösteren … Firmasına sözleşmeye aykırı olarak verildiğini, davaya konu menkul makinenin yediemin olarak davalı uhdesinde durduğunu, davalı yedieminin uhdesinde bulunan … Noterliği’nin … yevmiye numarasında kayıtlı sözleşmenin 2. maddesinde kayıtlı bulunan makinelerden …, … isimli ve … … caddesi … adresinde faaliyet gösteren firmanın yetkilisi …’dan alınarak müvekkili şirkete aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak bedeli karşılığı alacağın alınarak müvekkili şirkete bankalar arası mevduata uygulanan en yüksek faizi ile ödenmesini, davalı yediemin hakkında ceza ve sair hukuki taleplere ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davada tarafların tacir olduğunu, davanın ticari dava olduğunu, … Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olmadığını bu sebeple usul yönünden reddini, davalı müvekkilin yerleşim yerinin … olup yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, yetki yönünden itirazlarının olduğunu, davacının talep ettiği edim ve alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının davayı belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki yararının olmadığını, davacı, dava dilekçesinde kiracısı … ile aralarında düzenlenmiş olan kira sözleşmesi ile davaya konu menkulleri kendi rızası ile bıraktığını bu sebeple kiracı …’in emin sıfatıyla mülk sahibi olduğunu, davacı taraf ile dava dışı kiracı … arasında düzenlenmiş olan kira sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, davacı tarafça kiracı …’in davaya dahil edilmediği, muvazaalı bir sözleşmenin hukuki karşılığının butlan olduğunu, esasa ilişkin beyanları doğrultusunda davanın esastan reddini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/02/2020 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davanın temelinin Türk Medeni Kanunu 988. Madde kapsamında irdelenmesi gerektiği anlaşılmıştır. İlgili kanun maddesi “Bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda belirtilen açıklamalar nazara alındığında; davalı …’ nun davaya konu makinayı, davacı ile dava dışı … arasında akdedilen kira sözleşmesi gereğince …’ e teslim edilen ve makinanın emin sıfatıyla zilyedi olan …’ ten satın aldığı ve iyiniyetle mülkiyet edindiği anlaşılmıştır. Bu haliyle davalının edinimi TMK 988. madde kapsamında koruma altındadır. Davaya konu makinanın davalı elinde de olmadığı dosya kapsamında anlaşıldığından, davalının mülkiyeti edinme için ödediği bedelin davacı tarafından iadesi ile makinanın davacıya teslim edilemeyeceği de ortadadır. Bu nedenle davanın reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; açılan davada … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 05/07/2018 tarih … Esas … Karar sayılı karar ile tahkikata geçildikten sonra görevsizlik kararı verildiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 01/02/2019 tarih … Esas … Karar sayılı karar ile yetkisizlik kararı verildiğini, ..Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise 04/02/2020 tarih … Esas … Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verildiğini ve müvekkili lehine münhasıran davanın esastan reddine yönelik olarak nispi vekalet ücretine hükmedildiğini, yerel mahkeme kararının münhasıran görevsizlik ve yetkisizlik kararları sebebiyle müvekkili lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle istinafa başvurduklarını, bu eksikliğin ayrı bir yargılamayı gerektirmediğini ve görevsizlik ve yetkisizlik kararları sebebiyle ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilerek yerel mahkeme kararının bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu eksik, hatalı ve isabetsiz değerlendirildiğini, kararın istinaf incelemesinde müvekkili şirket lehine kaldırılarak davanın kabulü yönünden hüküm tesisini talep ettiklerini, yerel mahkeme dosyasındaki taleplerinin değerlendirilmeyip deliler de toplanmadan ve nihayet olay ile ilgisi olmayan isabetsiz bir değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, müvekkilinin … ilinde metal, plastik üzerine faaliyet göstermekte olduğunu, …Noterliğinin … yevmiye numarasında kayıtlı sözleşme ile makine parkında bulunan cihazları … isimli şahsa kiraya verdiğini, ancak …’in kira sözleşmesinin yükümlülüklerine yerine getirmeyip kira bedelini tediye etmediği gibi kira sözleşmesinde yer alan cihazlardan 3. Sırada bulunanı müvekkili şirketin rıza ve onayı dışında … isimli ve … ilinde faaliyet gösteren firmaya teslim ettiğini, bu firmanın da ikinci el olarak internet sitesinde satışa çıkardığını, akabinde şikayette bulunulduğunu ve soruşturmada tedbiren makinenin müvekkili şirkete iadesine karar verildiğini, dava konusu makinenin yediemin olarak davalıya teslim edildiğini, dava konusu makinenin yediemin olarak davalı uhdesinde iken müvekkili şirketin şikayeti sonrasında ceza yargılaması sonucunda …’in ceza aldığını, …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı kararı ile müvekkili şirketin taleplerinin kabulüne karar verildiğini, müvekkili şirketin makine parkında ve envanterinde kayıtlı malik olduğu cihazlarının … tarafından sözleşmeye, hukuka aykırı faaliyetleri nedeni ile elinden çıkması sonrasında teslim alamadığından mağdur olduğunu, yapılan bilirkişi incelemesi ve yasal deliller kapsamında değerlendirilecek ticari kayıt ve belgeleri araştırılmadan isabetsiz bir şekilde hüküm kurulduğunu, konuyla ilgili bilgisi olan tanıkları …’ün dinlenmediğini, davalının noter sözleşmesine konu ve iş bu davayı ilgilendiren makineyi …. Sulh Ceza Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasında yaptığı itiraz ile yediemin sıfatı ile talep edip satın aldığını, tüm bu nedenlerle icranın tehirine, yerel mahkeme kararının müvekkili şirket lehine kaldırılarak davanın kabulü yönünde hüküm tesisini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, menkul malın iadesi ya da bedeline ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı yanca davanın esası, davalı tarafça vekalet ücreti yönünden istinaf edilmiştir.
A- Kamu düzeninden olan taraf sıfatına ve ehliyetine dair yapılan incelemede;
Her ne kadar dava dilekçesinde davalı olarak … gösterilmiş ise de, davaya konu menkulün davalı … tarafından, ticaret sicil müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre 26/05/2016 tarihinde …-… işletmesinin yerine geçen ve devralan … yetkilisi olarak devralındığı, buna göre davanın şirket tüzel kişiliği yerine sözü edilen davalıya açıldığı anlaşılmıştır.
Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK 2011/…. E. – 2012/,,,,, K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4. maddesindeki, “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder” denilmektedir.
Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre de, davacı, temsilcideki yanılmayı sonradan düzeltebileceği gibi mahkemece de re’sen gerçek taraf davaya dahil edilebilecektir. Temsilcide yanılmanın hukukî yaptırımı, hasımda yanılmada olduğu gibi, davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz.
Buna göre, davanın niteliğine göre, husumetin sözü edilen şirkete yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan … hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin …. olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın davalı olarak sadece anılan şirkete yöneltildiğinden sözedilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. İlk derece Mahkemesince temsilcide yanılma hali re’sen gözetilerek, davanın anılan şirkete yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi ve bu bağlamda gösterilecek delilerin toplanarak bir sonucu ulaşılması yerine taraf sıfatı bulunmayan davalıya yönelik hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
b- Kabule göre de;
Türk Medeni Kanunu’nun 988. maddesi; bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur hükmünü öngörmektedir. Bir malın zilyedi onu başkasına emanet etmiş olmayıp çaldırma, gasp, unutma gibi bir nedenle elinden çıkarmış bulunuyorsa, üçüncü şahıs böyle bir malı iyi niyetle iktisap etmiş olsa dahi onun iktisabı geçerli değildir. Gerçekten Medeni Kanun’un 989. maddesi bu konuda açık düzenleme içermektedir. Taşınırı çalınan, kaybolan ya da iradesi dışında başka herhangi bir şekilde elinden çıkan zilyed, o şeyi elinde bulunduran herkese karşı beş yıl içinde taşınır davası açabilir.
Görülüyor ki, kanun iyi niyetin korunması hususunda emanet bırakılan mallarla sahibinin elinden rızası olmaksızın çıkan mallar arasında bir ayrım yapmıştır. Bu ayrım şu düşünceye dayanmaktadır; malı başkasına emaneten bırakan kimse az çok risk altına girmiş ve emaneten verdiği şeyin alan tarafından başkasına geçirilmesi tehlikesini göze almış sayılabilir. Oysa bir malı rızası olmadan elinden çıkaran kimsenin böyle bir riske önceden katlandığı söylenemez. Böyle olunca bir malı iyi niyetle iktisap eden üçüncü kişinin menfaati, malı emaneten veren kimsenin menfaatine tercih edilmekte; rızası olmadan malını elinden çıkaran kimsenin menfaatine ise feda edilmemektedir. Sahibinin elinden rızası olmadan çıkan bir şeyi iyi niyetli üçüncü kişi bir açık artırmadan, pazardan veya bu gibi eşyayı satan bir kimseden iktisap ederse asıl mal sahibinin gerek bu şahıs gerekse daha sonraki müktesipler aleyhine açacağı iade davasını kazanabilmesi şöyle bir şarta bağlanmıştır: Böyle hallerde iyi niyetli üçüncü kişinin bu malı iktisap etmesi için verdiği bedel, iadeyi isteyen davacı yani asıl mal sahibi tarafından ona iade edilmelidir. Eğer bu şart yerine getirilmezse mahkeme asıl mal sahibinin açacağı iade davasını kabul edemez. Hukuk Genel Kurulunun 25/09/2002 tarih, 2002/4-608 esas, 2002/643 karar sayılı ilamı da bu yöndedir. (Bkz. YARGITAY 4. Hukuk Dairesinin 2017/2843 ESAS, 2017/7204 KARAR sayılı ilamı)
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 3. maddesinde ‘‘Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.’’ hükmü düzenlenmiştir. Yine aynı kanunun 6. maddesinde ‘‘Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.’’ düzenlemesi mevcuttur.
Yazılı ilke ve yasal düzenlemeler ışığında somut olayda, davalının yetkilisi olduğu şirketin menkul malın alımı sırasında iyiniyetli olması önem arz ettiğinden ve asıl olanın iyiniyet olup davacı tarafın davalı tarafın kötü niyetin varlığını ispat etmesi gerektiğinden bu kapsamda, davalının davaya konu menkul mal niteliğindeki makinanın dava dışı …’ten alımı sırasında iyiniyetli olup olmadığı hususunda, bildirdiği tanıkların dinlenip ticari defterlerinin ve ilgili faturaların incelenerek, faturaların ticari defterlerde gösterilip gösterilmediği, gerçek bir alım olup olmadığı, ne zaman ne bedelle alındığı gibi sair hususlar uzman bilirkişi tarafından incelenip, dosyadaki tüm delil, ceza dosya kapsamı ve tanık ve taraf beyanları birlikte değerlendirilerek davalı tarafın kötü niyetinin varlığı araştırılıp değerlendirilmesi gerekirken, sadece vergi dairesine bildirilen BA, BS formları ile yetinilerek, tanıkla ispat edilebilecek kötü niyet konusunda bildirilen tanık da dinlenilmeden, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup buna yönelik davacı vekilinin istinaf talebi yerindedir.
C- Davalının yargılama gideri yönünden itirazında;
6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesinde “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedileceği…” düzenlenmiştir.
Daha öncesinde, .. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik ve …. Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkisizlik kararları mevcut olup, sözü edilen dosyalarda da davalı vekil marifetiyle temsil edilmiş olup mahkemece görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, yargılamanın devam ettiği Mahkemece davalı lehine HMK 331/2. maddesi gereğince ayrıca vekalet ücreti tayini gerekirken, yetkisizlik ve görevsizlik kararı nedeniyle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da isabetsiz olmuştur. Bu nedenle davalının istinaf talebi kabul edilmiştir. (Bkz. Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/5560 Esas, 2020/1996 Karar; 2019/1197 Esas, 2020/1800 Karar; 2018/5331 Esas, 2020/819 Karar; 2015/10526 Esas, 2016/1790 Karar; 2014/6213 Esas, 2016/1319 Karar; 2018/5331 Esas, 2020/819 Karar; 2015/7307 Esas, 2015/14034 KARAR; 2019/1197 Esas, 2020/1800 Karar sayılı ilamları)
Bu itibarla davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının açıklanan nedenlerden ötürü kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiğine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca davanın esası incelenmeksizin KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde değerlendirme ve işlem yapılmak ve kazanılmış haklara halel gelmemek suretiyle değerlendirmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde yatıran taraflara iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına davacı vekili tarafından yatırılan 4.541,58 TL tutarlı teminatın İİK 36/5 maddesi gereğince talep halinde ilgilisine iadesine,

Dair, HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.

16/02/2021


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.