Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1289 E. 2020/1383 K. 31.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 31/12/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 31/12/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 04/01/2021

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/10/2014 tarihinde dava dışı sigortalı araç sürücüsü …’in idaresindeki, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plaka sayılı kiralık otomobil ile … ili istikametinden … ilçesi istikametine seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybetmesine bağlı olarak meydana gelen trafik kazasında araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkil …’in ağır şekilde yaralandığını ve çalışma gücünün azaldığını, kaza tespit tutanağını göre … plaka sayılı otomobil sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı sigortacının tedavi ve iyileşme sürecinde uğranılan bakıcı gideri zararı ile SGK tarafından karşılanmayan ve fatura edilemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi zararı tazmin etme sorumluluğunun bulunduğunu belirterek, tedavi ve iyileşme sürecinde bakıcı giderinden doğan 10,00-TL, kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan 10,00-TL maddi tazminatların kaza tarihinde geçerli tedavi gideri teminatı klozu kişi başı poliçe limiti ile sınırlı olarak dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı sigorta şirketine yükletilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; plakalı aracın müvekkil şirkete 22/08/2014-22/08/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere poliçe numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketi tarafından yapılan ödeme ile ödeme tarihindeki zararın karşılandığını, zorunlu mali mesuliyet sigortacısının maddi hasarda veya ölüm halinde ancak gerçek zarar tutarından sorumlu olduğunu, müvekkil şirketi tarafından davacı tarafın zararını karşılamak amacıyla 22/07/2016 tarihinde 3.433,45-TL, 25/07/2016 tarihinde 308.108,88-TL ve 07/03/2017 tarihinde 3.071,52-TL tutarında bir ödeme yaptığını, ayrıca sigortacının sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu belirterek davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/09/2020 tarih Esas Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sorumludur. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin emsal ilamlarında da aynı hususta benzer mahiyette değerlendirmelerde bulunulmuştur. Dolayısı ile davalı belgelenemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinden ve de bilirkişi hekim raporu ile bakıcıya ihtiyaç olduğunun belirlenmesi neticesi bakıcıya ödenmesi gereken bedellerden sorumlu olacaktır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; Davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada, 11/10/2014 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kaza sebebiyle müvekkilinin tedavi ve iyileşme süresinde uğradığı bakıcı gideri zararı ile SGK tarafından karşılanmayın ve fatura edilemeyen kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararının tazmini talep edilmiş olup, mahkememizce toplanan deliller alınan bilirkişi hekim raporuna göre tedavi masraflarının 5.000,00-TL, aktüerya bilirkişisi raporuna göre bakıcı giderinin ise 10.662,62-TL olduğunun tespit edildiği, davalı sigorta şirketine sigortalı aracın kullanım şekli hususi olduğundan dolayı yasal faize hükmedilmesi gerektiği anlaşıldığından, davacı vekilinin talep artırım dilekçesi de nazara alınmak suretiyle davacının davasının kabulüne dair ; Davacının davasının talep arttırım dilekçeside nazara alınmak suretiyle KABULÜ İLE; 1-) 10.662,62-TL bakıcı gideri, 5.000,00-TL kaçınılmaz tedavi gideri olmak üzere toplam 15.662,62-TL tazminatın davalının sorumluluğu kaza tarihinde geçerli tedavi gideri teminatı klozu kişi başı poliçe limiti ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ile dava tarihi olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı .. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirketin kişi başı teminat limitinin tüketilmiş olduğunu müvekkili şirketin tek teminat limiti bulunmadığını, geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri ve tedavi giderinin müvekkili şirketin teminatında olmadığını, davacının yaşam boyu bakıma muhtaç olmadığını, davacı yanın bakıcı ihtiyacı süresine ilişkin olarak mahkemece yeterli inceleme yapılmadığını, gerekçeli kararın dayanaksız ve eksik inceleme ürünü olduğunu, gerekçeli kararda hukuki dayanağın gösterilmediğini, yalnızca bilirkişi raporlarına atıfla yetinildiğini teminat limitleri dahi belirlenmeden tek teminat üzerinde sorumlu oldukları gözetilmeksizin limitlerin üzerinde hüküm kurulduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, icranın tehirine, haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, faturalandırılmayan tedavi gideri ve bakıcı gideri zararından oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde:
6098 sayılı TBK md. 54 gereğince vücut bütünlüğünün ihlali sonucu ortaya çıkan zararlardan olan geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan faturasız tedavi giderleri ihlâlin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktığından zorunlu mali sorumluluk sigortası teminat kapsamında olmasına, 6111 sayılı kanunla Karayolları Trafik Kanunun 98. Maddesinde değişiklik yapan düzenlemenin faturalı SGK tarafından karşılanan tedavi giderlerine ilişkin olmasına, olayda bakıcı giderinin ve faturalandırılmayan tedavi giderlerinin diğer ‘iyileşme giderleri’ kapsamında bulunmasına ve klozların farklı olması ne deniyle bu zararlardan da davalı ZMMS’nın sorumlu olmasına göre bu itirazın yerinde olmadığı görülmüştür.
2-Davalı vekilinin Faturalandırılmayan Tedavi giderleri ilişkin yapılan istinaf incelemesinde:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil ancak söz konusu madde kapsamında kalan belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Kanunun 98. maddesi kapsamında olmayan tedavi giderleri yönünden ise işleten ve işleten hukuki sorumluluğunu yüklenen sigortacının sorumluluğu devam etmektedir.
TBK 50 maddesi gereğince zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Sağlık kuruluşunda yapılan sağlık hizmeti harcamaları rahatlıkla fatura ve benzeri belgeler ile ispatlanabilir. Ancak bazı giderler var ki her zaman belge temin edilmesi mümkün değildir. Bu gibi durumlardaTBK 50/2 maddesi gereği uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyecektir.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 11 ,Yargıtay üyesi: …)
Bu nedenle kişinin haksız eylemden zarar gördüğünün ve bedensel zarara uğradığının ispatlanması yeterli olup ayrıca iyileşme harcamaları için fatura ve makbuz gibi belgeler bulunup getirilmesi şart değildir. Hiç bir belge sunulmasa bile ,hakim ,görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür. (HGK .26/04/1995 ,1995/11-122 E 1995/430 K)
Davaya konu kazadaki yaralanması nedeniyle, davacının %34 oranında kalıcı maluliyetinin bulunduğu ve iyileşme süresinin 9 ay olduğ saptanmış olup,bu tedavi sürecinde yapılan tüm giderlerin belgeye bağlanması mümkün olmadığı gibi, hayatın olağan akışına göre de davacı taraftan bu yönde bir belgelemenin beklenmesi hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. Tedavi sürecinde yapılması muhtemel yol ve ulaşım giderleri, belgeye bağlanamamış tıbbi malzeme, ilaç vs. giderleri olması kaçınılmazdır.
3-Maluliyet raporuna yönelik istinaf itirazının incelenmesinde:
Mahkemece, davacının maluliyet oranına ilişkin rapor alınmaksızın, aynı kazaya ilişkin olarak aynı davacı tarafından davalıya karşı açılan kesin delil olan KONYA . Asliye Hukuk Mahkemesinin … E … K sayılı dosyasından alınan maluliyet oranı ve kusur oranları raporları esas alınarak gerçek zarar miktarı hususunda konusunda uzman bilirkişiden alınan bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. KONYA .. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E … K sayılı dosyası yargıtay denetiminden geçerek 15/03/2018 tarihinde kesinleşmiş olup bu dosya için kesin delil niteliğinde bulunduğundan bu dosyadaki maluliyet raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır .Bu nedenle raporda çelişki bulunduğu ve yeniden rapor alınması itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Bu nedenle davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazının reddi gerekmektedir.
4- Bakıcı giderinin ispat edilmesi gerektiğine yönelik itirazlar incelendiğinde :
Davalı vekilinin davacıya bakıcı tutulduğunun ispat edilmesi aksi halde aile içinde bakıldığının kabul edilmesi gerektiğine talebi değerlendirildiğinde; aile bireylerine böyle bir yükümlülük yüklenemeyeceği gibi, dışarıdan bir bakıcı tutulmuş olsa idi ne kadar zararının olduğu belirlenerek hüküm verilmesi gerekmektedir. Buna göre; olayda 6098 sayılı TBK md. 52 gereğince hakkaniyet indirimi şartları bulunmamaktadır.(17. Hukuk Dairesi 2017/1726 E 2017/11442 K )
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı vekilinin bakıcı giderlerine yönelik istinaf itirazları yerinde değildir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 1.069,91 TL karar ve ilam harcından yatırılan 267,50 TL nin mahsubu ile bakiye 802,41 TL eksik harcın davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4-istinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m362 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.31/12/2020

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.