Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1258 E. 2020/1376 K. 31.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 31/12/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 15/09/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 31/12/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 05/01/2021

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı dava dilekçesinde özetle; 24/01/2018 tarihinde saat 16:40 sıralarında yönetimindeki … plakalı aracı ile … alt geçidinde sağ şeridinde seyir halinde iken … idaresindeki … tır aracı ile sol şeritten sağ şeride geçmek isterken aracının sol tarafına vurmak suretiyle büyük çaplı hasar meydana geldiğini, davalı sürücünün olay yerinden ayrıldığını, tır sürücüsünü durdurduğunu, kendisine sorduğunda farkında olmadığını söylediğini belirterek; kaza sonucunda aracında meydana hasar miktarının ve aracında oluşan değer kaybının tespit edilmesini ve aracında meydana gelen maddi zararın ve değer kaybının davalılardan tahsili ile tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra kendisini vekil ile temsil ettirerek davacı vekili de duruşmada bu beyanları tekrar etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak davalıların cevap dilekçesi sunmadıkları, davalı …. vekili ve Davalı … duruşmalara da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2020 tarih, … esas … karar sayılı gerekçeli kararında özetle;”… mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; Davacı vekilince davalılar aleyhine açılan işbu davada, 24/01/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle davacının yönetimindeki … plakalı aracın hasarlanması sebebiyle, davacının aracında meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybının davalılardan tazmini talep edilmiş olup, mahkememizce toplanan deliller alınan 11/01/2019 havale tarihli bilirkişi raporuna göre meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsü ..’ın tam ve %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı davacı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, kaza sebebiyle davacının aracındaki toplam hasarın 5.145,00-TL olduğu, gerçek piyasa şartlarına göre olan değer kaybının ise 7.000,00-TL olarak tespit edildiği, mahkememizce işbu raporun hüküm kurmaya elverişli olarak kabul edildiği, davacı vekili dava dilekçesinde araç mahrumiyet bedeli talep etmemesine rağmen talep artırım dilekçesinde bilirkişi raporuyla belirlenen 800,00-TL araç mahrumiyet bedelini de talep etmiş, öte yandan bilirkişi raporunda yeni sigorta genel şartlarına göre belirlenen 869,00-TL araç değer kaybı ile gerçek piyasa şartlarına göre belirlenen 7.000,00-TL değer kaybını cem ederek talepte bulunmuş, bu şekildeki mükerrer bir talep ile yine yukarıda bahsi geçen dava dilekçesinde talep edilmeyen bir istemin talep artırım dilekçesi ile talep edilemeyeceği kanaati ile mahkememizce davacının talebinin 5.145,00-TL hasar bedeli, 7.000,00-TL araç değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 12.145,00-TL olarak kısmen kabulüne, işbu bedelin dava tarihinden itibaren davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve;
Davacının araç hasar bedeli olarak 5.145,00-TL, araç değer kaybı olarak ise 7.000,00-TL olmak üzere toplam 12.145,00-TL tazminatın dava tarihi olan 30/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ile) fazlaya ilişkin istemlerin reddine,” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce zorunlu başvurunun yapılmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın davasını ispat edemediğini, yerel mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkil şirket nezninde zorunlu trafik sigortası ile sigortalı aracın kazaya karıştığına dair davacı taraftan hiçbir delilin ibraz edilmediğini, kaporta ustası, tanık gibi kişilerin olay yerine derhal gelmişken bu süreçte polislerin kaza mahalline çağrılmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sigortalının da böyle bir kazayı kabul etmediğini, değer kaybı tazminatı hesaplamasının ZMMS genel şartlarına göre yapılmasının gerektiğini, serbest piyasa rayiçlerine göre yapılan değer kaybı hesaplamasının üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, dava konusu ZMMS poliçesinin tanzim tarihinin 28/09/2017 olduğunu, bu nedenle yeni şartlara tabi olduğunu, bu nedenle belirtilen düzenleme gereği müvekkil şirket açısından değer kaybı tazminatı hesaplanmasının genel şartlar ekinde bulunan formulasyona göre yapılması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve açılan davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile değer kaybı ve hasara ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
Sigorta şirketine davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığı istinafı;
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde, 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde, 97.maddenin eski metninde, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi, dava açabilme hakkı mevcut iken;
26.04.2016 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 6704 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesinde yapılan değişiklik sonucunda, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuruda bulunması ve bu başvurudan itibaren en geç 15 gün içinde başvurunun yazılı olarak cevaplanmaması veya cevabın talebi karşılamadığına dair uyuşmazlık olması durumunda zarar görenin dava açabileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda maddede yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMMS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacakları, öncelikle sigortacıya tazminatın ödenmesi için genel şartlarda belirtilen belgeler ile yazılı olarak başvuracakları ve yazılı başvurudan itibaren 15 gün içinde kendilerine cevap verilmez ya da verilen cevap hak sahibinin talebini karşılamaz ise, hak sahibi tazminat için dava açabileceği gibi tahkime de başvurabileceklerinini düzenlendiği,bu hali ile trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanların sigortaya davadan açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvuruda bulunmak zorunda oldukları anlaşılmaktadır.
Dava açmak için yazılı başvurudan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerekmektedir. Bu sebeplerle davadan önce yazılı başvuruda bulunmak ve başvurudan itibaren 15 günlük sürenin geçmesi ZMMS sigortacısına tazminat davası açılmasının ön şartıdır. Bu husus anılan maddenin değişiklik gerekçesinde de vurgulanmıştır.
6100 Sayılı HMK 114. maddede dava şartları düzenlenmiş olup, 114/2. maddede de diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. Aynı kanunun 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Somut olayda davacı tarafın, davalı sigorta şirketine karşı dava açmadan önce KTK’nın 97.maddesi gereğince değer kaybı ve hasar yönünden davalı sigorta şirketine başvuru dava şartını yerine getirmediği anlaşılmaktadır.Yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca yasada belirtilen başvuruya ilişkin bu dava şartı dava açılmasının hem süre hem esas bakımından ön koşuludur.
KTK’nın 97.maddesine değişiklik sonucu getirilen, dava açılmadan önce sigortaya başvuru şartı noksanlığının, dava açıldıktan sonra giderilebilecek bir dava şartı noksanlığı olup olmadığı hususunun değerlendirilmesinde ise, dava açılmadan önce davadaki talebe ilişkin olarak ilgili birime başvuru yapılmasına ilişkin olarak getirilen düzenlemeler, mahiyeti gereği mutlaka davadan önce yerine getirilmesi gereken bir dava şartıdır. Çünkü bununla amaçlanan dava yoluna başvurmadan uyuşmazlığın çözümünü sağlamak, yargı yolu ile taleplerin karşılanmasının maliyetini azaltmak ve yargıdaki iş yükünü azaltmaya yöneliktir.
Bu yol ile çözüm sağlanamadığı taktirde ancak dava yoluna gidilmelidir. Bu sebepledir ki dava açıldıktan sonra, bu dava şartının tamamlanabileceğinin düşünülmesi halinde kanun maddesinin mahiyetine ve kanunun getiriliş amacına aykırı bir durum söz konusu olacak ve yasanın amaçladığı hususu genişleterek yorumlamak söz konusu yasa maddesinin getirilmesi ile amaçlanan ilkeleri ihlal edeci nitelikte olacaktır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Keza söz konusu değişikliğin madde gerekçesinde;
“2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda değişiklik yapılması suretiyle, trafik kazalarında zarar görenlerin daha hızlı ve eksiksiz tazminat alabilmesi ve yargı üzerinde oluşan yükün hafifletilebilmesini teminen zarar görenlerin sigorta şirketine başvurmasının ardından, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun tahkime ilişkin başvuru şekli ve süresinin dikkate alınmasını öngören bir düzenleme Tasarıya yeni çerçeve 6 ncı madde olarak eklenmiştir.” şeklinde belirtildiği,
KTK nın 97’nci maddenin değiştirilmeyen hâlindeki düzenlemede;
“Zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunulabileceği gibi dava da açabilir.” hükmünün düzenlendiği yapılan değişiklikle sigortası kapsamında dava yoluna gitmeden önce ilgililerin sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğinin emredici bir şekilde düzenlendiği, yani başvuru yapmadan önce dava yoluna gidilemeyeceğinin, daha önce ihtiyari olan hususun bu sefer zorunlu bir başvuru haline dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesinde yapılan değişiklik ile dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurunun zorunlu olduğunun belirtilmesi, zarar görene seçimlik bir hak tanınmamış olması nedeniyle bu hususun HMK’nin 114/2.maddesinde belirtilen diğer kanunlarda düzenlenen dava şartları kapsamında değerlendirilmesi ve yargılama esnasında tamamlanması mümkün olmayan dava şartı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Dava şartına aykırılık, HMK 115/2 madde uyarınca davanın usulden reddini gerektirir. Aksi durumun kabulü 6704 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin ruhuna ve amacına aykırı düşecek niteliktedir.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince davadan önce davalının sigorta şirketine başvurusunun bulunmadığı ve bu itibarla açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermesi gerekirken davalı sigorta şirketi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin itirazı yerindedir.
Davalı vekilinin diğer istinaf itirazları sigorta şirketi yönünden davanın dava şartı yokluğu ile reddine karar verilmesi gerektiğinden incelenmemiştir.
Bu nedenle , davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-)Davacının araç hasar bedeli olarak 5.145,00-TL, araç değer kaybı olarak ise 7.000,00-TL olmak üzere toplam 12.145,00-TL tazminatın dava tarihi olan 30/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … ‘DEN alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2-Davalı … sigortaya ilişkin davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Kararın mahiyeti gereği alınması gereken 829,62 TL karar ve ilam harcından başta peşin ve ıslahla alınan toplam 254,74 TL nin mahsubu ile bakiye 574,88 TL eksik harcın davalılar … ve … ‘dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başta ve ıslahla yapılan 295,84 TL harç masrafının davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 730,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 344,00 TL posta tebligat gideri , 253,80 TL keşif harcı gideri olmak üzere toplam 1.327,80 TL yargılama giderinin 1.167,14 TL sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.669,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
9-Davalı .. Sigorta AŞ kendisini vekille temsil ettirdiğinden bu davalı vekili yararına yürürlükteki AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
10-Artan gider avansı olması halinde HMK m333 hükmü uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
11-İstinaf eden davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde yatırana iadesine,
12-İstinaf eden davalı sigorta şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan 148,60 TL başvurma harcı giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
13-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
14-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m362 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.31/12/2020

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzal

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.