Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1196 E. 2021/203 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 16/02/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 16/02/2021

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 20/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; 26/04/2016 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araçla karışmış olduğu trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, karşı taraf sürücüsünün kaza yerinden kaçtığını, … C. Başsavcılığınca açılan soruşturma da daimi arama kararı verildiğini, müvekkilinin vücudunda kırıklar ve zedelenmeler olduğunu, uzun tedavi süreci yaşadığını, aradan geçen uzun zamana rağmen müvekkilinde oluşan kalıcı sakatlık nedeniyle sigorta şirketinden tazminat talep etme gereğinin hasıl olduğunu, dava açılmadan önce davalı Güvence Hesabına yapmış oldukları başvurularının yönetmeliğe uymadığından bahisle reddedildiğini daha sonra alının sağlık kurulu raporu ile yapılan başvuru ile %10 üzerinden yapılan hesaplama ile 44.895,00TL ve sonrasında revize edilerek 30.039,00TL ödeme yapıldığını, ancak alınan raporda kalıcı sakatlık oranının %10’dan fazla olduğunu beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla ileride mahkememizce tespit edilecek bedelleri arttırmak üzere şimdilik 25,00TL geçici iş göremezlik, 25,00TL daimi iş göremezlik, 25,00 TL bakıcı gideri, 25,00TL belgelendirilemeyen tedavi gideri ve 1.827,00TL ATK rapor masrafı olmak üzere toplam 1.927,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 18/12/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin … Mahkemeleri olduğunu, öncelikle yetkisizlik kararı verilerek davanın yetkili ve görevli … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, esasa ilişkin beyanlarında müvekkili kurumun yapılan hesaplama ile davacıya ödeme yaptığını, davacının başkaca hak ve alacağının kalmadığını, yapılan ödemenin aktüeryacıya hesap yaptırılarak yapıldığını, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığını, maluliyet raporu alınması için yapılan masraflardan müvekkili kurumun sorumlu tutulamayacağını beyanla müvekkili tarafından kazaya ilişkin ödemelerin yapıldığını bunun dışında sorumluluklarının olmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/09/2020 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK’nın haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde HMK’nın 7/1-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözkonusu değildir. Haksız fiil halinde HMK’nın 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olduğu gözönüne alındığında, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 15/2 maddesinde can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Her ne kadar can sigortaları için kesin yetki kuralı bulunsa da; taraflar arasında sigorta sözleşmesi mevcut olmadığı gibi davacılar ve davalı mevcut bir can sigorta sözleşmesinin tarafı da değildir. Can Sigortalarına ilişkin yetki kuralı; sigorta şirketi ile sigorta ettiren arasındaki uyuşmazlıklar için geçerlidir. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/9229 esas, 2017/7837 karar sayılı ilamı)
Somut olayda, haksız fiil … ilinde meydana gelmiş olup dava dilekçesine eklenen evraklardan davacının yerleşim yerinin de … olduğu görülmüştür. Davalı güvence hesabı vekilince süresinde yetki itirazında bulunulmuş ve yetkili mahkeme olarak … Asliye Ticaret Mahkemesi gösterilmiş olduğundan uyuşmazlığın, … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizin yetkisizliğine dair ; 1-Mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşılmakla DAVANIN USULDEN REDDİNE, 2-HMK 20/1 maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili Aydın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; maddi tazminat taleplerinin bedensel zarar bağlı sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ile geçici iş göremezlik dönemindeki bakıcı giderleri, tedavi giderleri ve müvekkilinin maluliyetine ilişkin alınmış olan rapor ücretlerini kapsadığını, kurulan hükmün usul ve yasalara aykırı olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasında yetki kurallarının dışında seçimlik yetkinin de geçerli olduğunu, HMK nun amir hükmüne göre davanın olayın gerçekleştiği yer olan … ilinde veya davalı kurumun merkezinin olduğu … ilinde veyahut müvekkili davacının yerleşim yeri olan Konya ilinde huzura getirme hakları olduğunu, müvekkilinin yerleşim yerinin dava tarihinde ve duruşma tarihinde … ili olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkemenin yetkisizlik kararının kaldırılmasına yerel mahkemenin dosyaya bakmaya yetkili mahkeme olduğuna karar verilmesini ve esas incelemeye geçilmesi için mahkemesine iade edilmesine,. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davada yetkili mahkemenin neresi olduğu konusundadır.
6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “7. maddesinde de,” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. Maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.
HMK 16. madde hükmü, HUMK.’daki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak, HMK.’nda kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu,27.05.2015 tarih,ESAS NO: 2013/11-2359,KARAR NO: 2015/1443)
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/12505 Esas, 2016/9815 Karar)
Adres Kayıt Yönetmeliğinin 13. Maddesinde, “Yerleşim yeri ve diğer adreslerin tutulmasında kişilerin adres beyan formundaki yazılı beyanı esas alınır. Bildirim nüfus müdürlüklerine, kurumlara ve dış temsilciliklere şahsen yapılır. Adres beyan formundaki bildirimler aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir….” hükmünü getirmiştir.
Yerleşim yerinin neresi olduğuna baktığımızda, TMK 19. m. si “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz . Bu kural ticari ve sınai kuruluşlar hakkında uygulanmaz.” demektedir.
Somut olayda, davacının Uyap mernis adresi sorgulamasında, 26/04/2018 tarihinde …adresine kaydını aldığı, bundan sonra da kayıtta adresi değiştirmediği, davayı ise 20.09.2019 tarihinde açtığı görülmüştür. Dava trafik kazasından kaynaklanmakta olup, trafik kazası netice itibari ile bir haksız fiildir. Davaya konu trafik kazası … İlinde meydana gelmiştir. Davalının yerleşim yeri … İli, davacının yerleşim yerinin ise yukarıda açıklandığı üzere … İlindi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf HMK 16.maddesi gereğince seçimlik hakkını kullanarak kendi ikametgahı (zarar gören ikametgahı) olarak … mahkemesinde dava açmıştır. Bu durumda mahkemece, mernis adresinin aksi iddia ve ispat edilmediği takdirde, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde gerekli araştırma yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı biçimde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtildiği biçimde hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmiş olması karşısında, davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince dairemizce verilen istinaf başvurusunu kabul ve kaldırma kararında belirtilen esaslar doğrultusunda, tarafların delilleri toplanarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan, başvuru harcı dışında kalan, istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği, harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/02/2021

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.