Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1154 E. 2020/1282 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 07/09/2020
NUMARASI : Esas

İHTİYATİ HACİZ VE TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …
3- …
TALEP : İHTİYATİ HACİZ ve İHTİYATİ TEDBİR
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 22/12/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 23/12/2020

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; dava konusu olayın 04/05/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklandığını, kaza ile birlikte müvekkiline ait araçta maddi hasar meydana geldiğini aracın perte çıktığını ve müvekkilinin de bedensel zarara uğradığını, müvekkilinin madden ve manen yıkıma uğradığını tedavisinin halen devam etmekte olduğunu, kazaya karışan aracın davalı … tarafından sigortalanmış olduğunu ve … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkili adına arabulucuya başvurulduğunu ancak görüşmelerden bir sonuç alınamadığını, sigorta şirketinin sorumluluğundan dolayı dava şartı olan başvurunun yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını, müvekkilinin dava sonucunda alacağının semeresiz kalmaması için davalı araç maliki adına kayıtlı … plakalı araç ve davalılar … ve … adına kayıtlı olan başkaca araç ve taşınmazlar üzerine takdiren teminatsız olarak 400,00 TL üzerinden ihtiyati haciz vaazına, ihtiyati haciz taleplerinin reddi halinde davalı şahıslar adına kayıtlı olan taşınmazların ve araçların kaydı üzerine üçüncü kişilere devredilmesini önlemek amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına, tüm bu nedenlerle ihtiyati haciz talebinin kabulüne, ihtiyati haciz talebi reddedilir ise ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, alacak miktarının tam olarak belirlenememesi nedeniyle ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 100,00 TL geçici işi göremezlik (maluliyet), 100,00 TL sürekli iş göremezlik (maluliyet), 100,00 TL tedavi gideri, 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 400,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti dahilinde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketi haricindeki davalılardan tahsiline, arabuluculuk faaliyeti vekalet ücreti takdir edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı delillerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açamayacağını, yazılı başvuru şartının yerine getirilmediğini huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin sorumluluğunun sadece gerçek ve doğrudan zarar kalemleri için olduğunu, davacının tedavi gideri , geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderlerinin ve diğer tüm giderlerin tedavi teminatı kapsamında olduğunu ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerektiğini bu giderlerden müvekkili şirketin herhangi bir şekilde sorumlu tutulamayacağını, maluliyet tazminatı talebinde bulunan davacının iddia ettiği maluliyet durumunun bulunup bulunmadığının genel şartlara uygun olarak tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesine tevdii ile rapor alınması gerektiğini, genel şartlara göre hesaplama yapılması gerektiğini, müterafik kusur hususunun değerlendirilmesi gerektiğini, davacıya bu kaza nedeniyle SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespitinin gerektiğini, talebi kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin temerrüt tarihinin dilekçede belirtilen esaslara uygun olarak belirlenmesi ve ayrıca faizin yasal faiz olması gerektiğini, tüm bu nedenlerle usule yönelik itirazlarının karara bağlanmasına, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/09/2020 tarih …. Esas sayılı ara kararı ile; “…6100 s. HMK.nin 389/1. maddesine göre, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”
6100 s. HMK.nun 390. maddesine göre, “(1) İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. (2) Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. (3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.”
2004 s. İİK’nun 257/1. maddesine göre, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”
Her ne kadar davacı, davalıların malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş ise davalılara ait malvarlığı dava konusu olmadığından davacının tedbir talebi yerinde görülmemiştir.
Davacının ihtiyati haciz talebi yönünden yapılan incelemede ; davaya konu trafik kazası sonucunda davacının geçici ya da sürekli iş göremez hale geldiği yaklaşık olarak ispatlanamadığından davacının ihtiyati haciz talebinin de reddine 1) Davacı tarafın İHTİYATİ HACİZ VE İHTİYATİ TEDBİR TALEPLERİNİN AYRI AYRI REDDİNE,” ara karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle yaralanmasından sonra madden ve manen yıkıma uğradığını ve tedavisinin halen devam etmekte olduğunu, dava neticesinde davacının uğramış olduğu zararı tazmin edebilme riskini öngören davalıların bu süre içerisinde başta dava konusu araç olmak üzere üzerlerine kayıtlı bulunan taşınır ve taşınmaz mallarını 3. Kişilere devredebileceklerini ve devretme ihtimallerinin oldukça yüksek olduğunu, bu durum da davacının dava sonunda alacağını tahsil etmesini önemli ölçüde zorlaştıracağını, kaldı ki HMK m.389 ve İİK 257. Maddelerinin amacı tam olarak alacak doğduğu zaman elde edilmesi zorlaşacak veya tamamen imkansız hale gelecek durumlara hizmet etmekte olduğunu, bu sebeple Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 07.09.2020 tarihli … E. Sayılı Ara Kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına ve neticede talepleri gibi karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; davacının ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu davacının istinaf taleplerinin reddinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava konusu uyuşmazlık, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu araçla davacıya çarpma suretiyle gerçekleştirildiği iddia edilen haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde davalı tarafa ait taşınır ve taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin 07/09/2020 tarihli mahkeme ara kararı ile reddedilmesi nedeniyle bu kararın kaldırılmasına ilişkin istinaf talebinden ibarettir.
Geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz ise İİK’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
İİK’nun 257. maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir.
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında maucceliyet kesbeder.
İİK’nun 259. maddesinde de teminat hususu düzenlenmiştir. Madde de “İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 87. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur.
Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz.
Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata luzum olup olmadığını takdir eder. Bu açıklamalara göre ihtiyati haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir.
Somut olayda, İhtiyati haciz talep eden davacılar tarafından dava konusu yapılan maddi ve manevi tazminat alacağını teminen de ihtiyati haciz talep edilmiş mahkemece talebin reddine karar verilmiştir.
Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır.
Alacağın kesin olarak kanıtlanması gerekmez. Davacının alacağı rehinle de temin edilmediğine göre borçlunun elinde veya üçüncü kişilerde bulunan taşınır ve taşınmaz malları ile alacak ve diğer haklarından uygun miktarının ihtiyaten haczine karar verilmesi gerekir. (Nitekim Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2016/18144 E,2017/11201 K;aynı daire 2016/9800 E,2017/8052 K,2014/22955 esas 2017/3970 karar sayılı ilamları; aynı mahiyette Yargıtay 4. HD nin T.C. 2014/1150 esas 2014/1621 karar sayılı ,2014/9434 esas 2014/13476 karar sayılı ilamları)
Bu durumda mahkemece, Trafik Tespit Tutanağı, mevcut delililer ile tüm dosya kapsamı ve davanın niteliği nazara alınarak davacıların ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yerel Mahkemenin 07/09/2020 tarih ve … Esas sayılı ara kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
Buna göre;
1-Davacının İİK’nun 257.maddesindeki yasal koşullara uygun ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile;
Davacıların harçlandırılmış dava dilekçesinde belirlemiş oldukları toplam 100.400-TL’lik alacağın teminine ilişkin ve bu miktarla sınırlı olarak, davacının talebi ile bağlı kalınarak sigorta dışındaki davalıların adına kayıtlı araç ve taşınmazların haczi kabil ve borca yeter miktardaki kesiminin İİK nun 257/1. maddesi uyarınca İHTİYATEN HACZİNE,
2-İ.İ.K.’nın 259/1.maddesi gereğince dava konusu alacağın (100.400-TL) harçlandırılmış dava değeri üzerinden %15’i oranında HMK’nun 87.maddesine göre nakdi teminat veya süresiz banka teminat mektubu alınmasına,
3-İhtiyati haciz kararının talep halinde 2004 Sayılı İİK’nun 261. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi’nin yargı çevresi içerisinde bulunan icra dairesine ibrazla yerine getirilmesine,
4-İstinaf başvurma harcı dışında, istinaf peşin harcı olarak alınan, karar ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf giderlerinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Karar tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-(f) gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/12/2020


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.