Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1138 E. 2020/1325 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 29/12/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/07/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
:

DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 29/12/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 30/12/2020

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/08/2018 günü davalı …’ın maliki olduğu …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile müvekkili … idaresindeki … plakalı aracın çarpıştığını, trafik kazası tespit tutanağında davalı sürücünün tam kusurlu olduğunun belirtildiğini, dava yoluna gitmeden önce diğer davalı sigorta şirketine başvurulduğunu ve kısmi ödemenin yapıldığını, başvuru neticesinde 5.545,00-TL ödemenin yapıldığını, müvekkiline ait … plakalı aracın … marka … tipinde 2017 model full paket araç olup piyasa rayiç değerinin de 75-80 bin TL civarında olduğunu, bu kaza nedeniyle değerinin 40-45 bin TL’ye düştüğünü, kazadan önce herhangi bir hasarının da olmadığını orijinal bir araç olduğunu, değer kaybından araç sürücüsü ve işleteni yanında sigorta şirketinin de sorumlu olduğunu, değer kaybı ve araç mahrumiyet tazmini için bu davanın açıldığını belirterek şimdilik 500,00-TL araç değer kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile aracın kullanılamamasından kaynaklı mahrumiyet zararı ile ilgili şimdilik 500,00-TL araç mahrumiyet bedelinin davalı … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 27/06/2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile araç değer kaybı talebini 7.456,00-TL’ye, davalı sigorta şirketi hariç diğer davalılar açısından araç mahrumiyet bedelini 1.250,00-TL’ye arttırmış ve eksik harcı da ikmal etmiştir.
Davalı …i’ne usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müracaatı üzerine değer kaybı bedelinin ödendiğini ve davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın 06/11/2018 tarihli müracaatı üzerine değer kaybı tespiti yapılarak 5.545,00-TL değer kaybının 11/10/2018 tarihinde davacı tarafa ödendiğini, davaya konu araçta meydana gelen değer kaybının ZMMS Poliçe Genel Şartları Ekindeki formüle göre hesap edilmesi gerektiğini, bu husus ile ilgili İstanbul BAM kararını sunduğunu, müvekkili şirket sorumluluğunun, sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, davaya konu aracın dava konusu kazadan önce herhangi bir kazaya karışıp karışmadığı ile ilgili Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılmasını talep ettiğini, kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve …’a usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak davalıların cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/07/2020 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; Davacı vekilince davalılar aleyhine açılan işbu davada, 29/08/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle davacıya ait … plakalı aracın hasarlanması sebebiyle, değer kaybının … plakalı karşı aracın sigortacısı, maliki … ve sürücüsü …dan tazmini talep edilmiş olup, araç mahrumiyet zararının ise sigorta şirketi harici diğer davalılardan tazmini talep edilmiş olmakla mahkememizce toplanan deliller alınan 26/02/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre meydana gelen kazada, davacı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, … plakalı aracın sürücüsü davalı …’ın ise asli kusurlu olduğu, kaza sebebiyle davacının aracında 13.000,00-TL değer kaybı tespit edildiğinden bundan sigorta şirketi tarafından davadan önce ödenen bedel tenzil edildiğinde ödenmesi gereken araç değer kaybının 7.456,00-TL, araç mahrumiyet bedelinin ise 1.250,00-TLolduğu anlaşılmakla araç değer kaybının davalılardan dava tarihi olan 02/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, araç mahrumiyet bedelinin ise araç maliki … ve sürücüsü …dan dava tarihi olan 02/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine dair ; Davacının davasının talep arttırım dilekçesi de nazara alınmak suretiyle KABULÜ İLE, 1-)Araç değer kaybı 7.456,00-TL’nin davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ile dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-)Araç mahrumiyet bedeli olan 1.250,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; eldeki davanın görevsiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin müvekkili şirketin yerleşim yeri İstanbul olduğundan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, belirsiz alacak davası açmada davacının hukuki yararı olmadığını, davacının müracaatı üzerine değer kaybı bedelinin ödenmiş olduğunu başvurunun reddinin gerektiğini, dava konusu araç hakkında daha önce karışmış olduğu kazalar ile ilgili kayıtların sorulması ve bildirilmesi amacıyla Sigorta Bilgi Gözetim Merkezine müzekkere yazılması gerekirken bu itirazları dikkate alınmadan hüküm kurulmasının kabul edilebilir nitelikte olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı değerlendirmeler içerdiğini, bilirkişi tarafından 85.600,00 TL olarak tespit edilen araç rayiç değerinin hatalı ve kabul edilebilir olmadığını, kazanın Ağustos 2018 tarihinde gerçekleştiğini, değer kaybı hesaplaması yapılırken hesaplamaya esas alınacak araç rayiç değerinin kaza tarihi olması gerektiğini, değer kaybı hesaplamasına esas alınacak araç rayiç değerinin kaza tarihi itibariyle 77.000,00 TL olacağı kanaatinde olduklarını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Diğer davalıların istinaf başvurularının ise 06/10/2020 tarihli ek karar evrakı ile yapılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile değer kaybı ve mahrum kalınan kara ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Yetki itirazının incelenmesinde :
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunun 117. Maddesinde, “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.
(2) İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir.
(3) İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır” emredici hükmüne göre ilk itirazların cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülmesi gerekir. Dava konusu olaydaki “yetki itirazı”, ilk itiraz niteliğinde olup re’sen incelenemeyeceğinden davalı cevap dilekçesi ile buna yönelik itiraz sunmadığından, istinaf dilekçesindeki yetki itirazının incelenmesi ve bu konuda bir karar verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
2-Belirsiz alacak davası açılamayacağı itirazının inceenmesinde:
6100 sayılı HMK’nun belirsiz alacak davasının düzenleyen 107.maddesinde;”(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklıdır. Belirsiz alacak davası olarak açılan davalarda davacı talep sonucunun belirlenmesi talep sonucunun artırılması şeklinde olmaktadır. Belirsiz alacak davasında talebin belirlenmesinde karşı tarafın iznine veya ıslah yoluna başvurulmasına gerek bulunmaz. Ancak davacı tarafından talep sonucu belirlendikten sonra alacağının daha fazla olması halinde davacının talep sonucunu artırmak için ıslah yoluna başvurması yani ıslah suretiyle talep sonucunu artırması mümkün olacaktır.
6100 sayılı HMK’nın 176 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre tarafların, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurabileceği belirtilmiştir.
Bu açıklamalara göre davanın belirsiz alacak davası olarak açılması halinde davacının öncelikle talep sonucunu belirlemesi, talebin belirlenmesinden sonra alacağın belirlenen miktardan daha fazla olduğunun anlaşılması halinde davacının ıslah yolu ile dava değerini arttırması gerekecektir. Yargıtay uygulamalarına göre trafik kazalarından kaynaklanan tazminat davalarının belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle itirazın reddi gerekmektedir.
3-Aracın daha önce kazaya karışıp karışmadığının araştırılmadığı itirazının incelenmesinde:
Davacı tarafça, dava konusu kaza nedeniyle hasarlanan araçta oluşan 500,00 TL değer kaybının davalılardan tahsili talep olunmuş; mahkeme tarafından değer kaybının kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre dava konusu aracın tramer sorgulamasında daha önce hasar kaydı mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı aracının daha kazaya karışmamış olması nedeniyle davacının araç değer kaybı talep edebileceği anlaşılmakla davalının istinafı itirazı yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/19181 E. 2016/4684 K.)
4- Bilirkişi raporunun hatalı olduğuna ,rayiç değerin kaz tarihindeki duruma göre hesaplanması gerektiğine ilişkin itirazın incelenmesinde :
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanunun 3.maddesiyle değişik 2918 Sayılı KYTK’nun 90.maddesi hükmüne göre
“Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü gereğince değer kaybının; genel şartların eki olan Ek-1 de belirtilen formüle göre hesaplanacağı öngörülmüştür.
Bu kapsamda Davalı vekilinin mahkemece aldırılan hasar raporundaki değer kaybına yönelik itirazlarının incelenmesinde; 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden YUKARIDA İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE TARAFI OLMADIĞI ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA ’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR.
Yargıtay 17.HD’nin 2017/1230 E- 2018/2590 K sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmiştir.
Bu halde, değer kaybı hesabının yukarıda belirtilen Yargıtay uygulamasına göre kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ve bu bedele hükmedilmesi gerektiği ,somut olayda düzenlenen raporun iki ihtimalli verildiği mahkemece yukarıda açıklanan ilkelere göre hazırlanan kısma göre karar verildiği anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
5- Ödeme yapıldığına ilişkin itirazın incelenmesinde :
Yapılan ödeme tutarınca davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumludur . Poliçe limiti 36.000,00 TL olup limit aşılmamıştır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı sigorta şirketinden alınması gereken 509,32 TL karar ve ilam harcından yatırılan 127,33 TL nin mahsubu ile bakiye 381,99 TL eksik harcın sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı sigorta şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların istinaf eden davalı sigorta şirketi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/12/2020

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.