Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1074 E. 2020/1272 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 23/06/2020
NUMARASI : Esas Karar

DAVACILAR : 1- … – TC : … …
: 2- … – TC : …
: 3- … – TC : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … – TC: …
2- … – TC: … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 3- … – …
DAVA TÜRÜ : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 22/12/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2020

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 18.03.2014 tarihinde davalı … idaresindeki …. plakalı otomobili ile davacı … idaresindeki motorsikletin çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkili davacının yaralanarak % 36 oranında vücut fonksiyon kaybına uğradığını, söz konusu kazanın meydana gelmesinde davalının kusurlu olduğuna dair rapor düzenlendiğini, kazaya ilişkin olarak davalı hakkında taksirle yaralamaya neden olma suçu açısında Konya Cumhuriyet Başsavcılığımın … Soruşturma numaralı dosyasından iddianame düzenlenerek Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı doyası ile kamu davası açıldığını ve yargılamanın halen devam ettiğini, kazaya karışan … plakalı sayılı aracın davalı … şirketi nezdinde … acente ve …. poliçe numarasıyla 04.10.2013-04.10.2014 tarihleri arasında Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, bu kapsamda davalı … şirketine zararın tazmini için müracaat edildiğini, ancak bugüne kadar müvekkiline herhangi bir ödemede bulunulmadığını, söz konusu kaza nedeniyle müvekkilinin yaralanarak vücudunun çeşitli yerlerinde basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralar oluştuğunu ve hayati tehlike geçirdiğini, bu nedenle bedensel olarak bakıma muhtaç kaldığını, … Fakültesi Hastanesinde yapılan muayeneler neticesinde müvekkiline özürlü sağlık kurulu raporu verildiğini, yaralanması nedeniyle sürekli tedavi gördüğünü, oluşan sağlık sorunları nedeniyle annesine, babasına ve eve bağımlı olarak yaşayan ve ne kadar süre daha bu şekilde yaşayacağı bilinmeyen müvekkilin çocukluğunu, gençliğini yaşayamayacak olmasının yanında, bu durumun müvekkilini psikolojik olarak ta bitirdiğini, aynı durum müvekkilinin anne ve babasını da etkilediğini ve psikolojik olarak ciddi anlamda yıpranmalanna da sebebiyet verdiğini her daim çocukları ile ilgilenmek ona bakmak zorunda kaldıklarını belirterek; fazlaya ilişkin talep, dava ve ileride mücfdeabihi arttırma hakkımız saklı kalmak kaydıyla; müvekkilin geçici iş göremezlik süresinde uğradığı kazanç kaybı, sürekli iş göremezlik ile çalışma gücünün azalmasjndan doğan maddi zarar, tedavi giderleri ve bakım giderleri için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminabn kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilim … için 50.000,00 TL manevi tazminat, annesi … için 25.000,00 TL manevi tazminat ve babası … için 25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsllen tahsiline, kazaya kanşan … plakalı aracın trafik kayıtlarına devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacı tarafın maddi tazminat taleplerini kabul etmediklerini, söz konusu trafik kazasında kusur durumunun müvekkili lehine değişme ihtimalinin bulunduğunu, davacının asli kusurlu olduğunu, bu hususun yapılacak keşif ve Adli Tıp Kurumu raporları ile ortaya çıkacağını, davalı araç sahibine manevi tazminat talebinde bulunulmasının yasal olmadığını, müvekkilinin olaydan sonra maddi ve manevi imkanları ile mağdur ve ailesine destek olduğunu, olay sonrası tedavisi boyunca müvekkili ve babasının, davacı …’i her hafta başı … köyünden arabasına alarak Cuma günü tekrar köyüne bıraktığını, davacının mağduriyetine ilişkin tüm istemlerini yerine getirdiğini, bu harcamaların bir kısmına ilişkin not kağıdını da ekte sunduklarını ve bu hususta tanıkların bulunduğunu belirterek; haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın … mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden, davanın yetki yönünden reddine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkili şirket sigortalısının kusurunun ispatının gerekli olduğunu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası KTK 91. Maddesine göre işletenin 3. kişilere verilen zararı karşılamak amacı ile yapılan bir sigorta türü olduğunu, müvekkili şirket sigortalısının kusurunu gösterir hiçbir bilgi ve belgenin bulunmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın dava konusu kaza neticesinde doğmuş ve sigorta poliçesinden karşılanabilecek maluliyeti ve zararının bulunmadığını, davacı tarafın maluliyetinin tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınarak raporda belirtilecek özür durumu ile trafik kazası arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının da değerlendirilmesini ve davacının gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, öncelikle davacının gelir durumunun tespit edilmesi ve aktüerler tarafından rapor hazırlanmasının gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, müvekkili şirket yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığı gibi ancak dava tarihinden itibaren faiz talebinden sorumlu tutulabileceğini belirterek; davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2020 tarih …. Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Dava, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davasıdır.
Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporları, adli tıp raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 18.03.2014 tarihinde davalı … idaresindeki … plakalı otomobili ile davacı … idaresindeki motorsikletin çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü …’nın %100(yüzdeyüz) oranında kusurlu, davacı sürücü …’ın ise kusursuz olduğu, kazaya karışan … plakalı sayılı aracın davalı … şirketi nezdinde … poliçe numarasıyla 04.10.2013-04.10.2014 tarihleri arasında Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğu, söz konusu kaza nedeniyle davacının %32.3 (yüzdeotuzikinoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, iyileşme süresinin gelişen komplikasyonlar nedeniyle olay tarihinden itibaren 14 (ondört) aya kadar uzayabileceği, davacının kaza nedeniyle fatura edilemeyen bir kısım tedavi masraflarının bulunduğu, davacı tarafın maddi tazminat taleplerine ilişkin alacak kalemlerinin aktüer bilirkişiler tarafından hesaplanması suretiyle rapor edildiği, davalı … şirketi tarafından davanın açılmasından sonra davacının maddi tazminat taleplerinin karşılandığı anlaşılmakla; hükme esas alınan adli tıp kusur ve maluliyet raporu uyarınca davacının maddi tazminat talebinin sigorta şirketi tarafından davanın açılmasından sonra karşılanmış olduğu anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile davacı … yönünden istemin kısmen kabulü ile 10.000,00 tl manevi tazminatın kaza tarihinden, anne …yönünden yine manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 tl manevi tazminatın ve baba … yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara ödenmesine, manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar vermek gerekmiş ve 1-Davacının maddi tazminat talebinin sigorta şirketi tarafından davanın açılmasından sonra karşılanmış olduğu anlaşılmakla, konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile davacı … yönünden istemin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden, anne …yönünden yine manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın ve baba … yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp DAVACILARA ÖDENMESİNE, 3-Manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, ” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin 8 nolu bend ile vermiş olduğu karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğinden davalılar … ve … lehine 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, bilindiği üzere davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde yargılama giderleri ve bunun kapsamına dahil olan vekalet ücreti hakkında davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu nazara alınarak hüküm tesis edilmesi gerektiğini, yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, alınan aktüer raporları ile müvekkili …ın maddi zararının bulunduğunun tespit edildiğini, dava açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetilerek davalılar … ve … lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın öncelikle bu sebepten bozulması gerektiğini, ayrıca yerel mahkemenin maddi tazminat talebinin dava açıldıktan sonra karşılanması gerekçe gösterilerek davanın konusuz kaldığı bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava açıldıktan sonra sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin müvekkilinin zararını tam olarak karşılamadığını, bakiye tazminatların taraf davalı … ve …’dan tahsilinin talep edildiğini, 22/01/2020 tarihli bilirkişi raporu ile müvekkilinin toplam 417.327,90 TL sürekli iş göremezlik maddi zararının bulunduğu bu zararın 268.000,00 TL sinin dava açıldıktan sonra sigorta şirketi tarafından karşılandığını bu nedenle bakiye 149.327,90 TL sürekli iş göremezlik maddi zararının bulunduğu, geçici iş göremezlik dönemi bakıcı giderinin 16.190,55 TL olduğunun, belgeye bağlanan ve bağlanamayan tedavi giderlerinin 10.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, söz konusu bakiye maddi zararlar doğrultusunda eksik harçların tamamlandığını, yerel mahkemenin bakiye maddi tazminatları gözardı ederek maddi tazminat taleplerinin dava açıldıktan sonra karşılanmasını gerekçe göstererek davanın konusuz kaldığı bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın bozulması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatların da zararı karşılayacak derecede olmadığını, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusuru bulunmadığını, sosyal ekonomik durumun dikkate alınmadığını, oldukça düşük bir miktarda manevi tazminata hükmedildiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat yönünden verilen konusuz kalmasından bahisle verilen karar ile manevi tazminata yönelik karar davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
A- Maddi tazminat yönünden itirazda;
Haksız fiil sorumluluğunda zarar verenin sorumlu tutulabilmesi için fiil, zarar ve uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Zararın ise haksız fiiller yönünden TBK.nın 54. Maddesinde belirtildiği şekilde kazanç kaybı olabileceği gibi çalışma gücünün azalması veya yitirilmesi de bir zarar olarak kabul edilmiştir. İş gücü kaybı sebebiyle uğranacak tek kalem zarar, gelir kaybına ilişkin olan değildir. Dava konusu olayda da davacı her ne kadar 15 yaşında ve gelir getiren bir işte çalışmıyor olsa da sürekli iş göremezlik tazminatı için onsekiz yaşın altında kalınan dönem için herhangi bir işte çalışmaması zararının olmadığı şeklinde yorumlanması haksız fiilin zarar ilkesi ile bağdaşmaz. Zarar gören bu dönem içinde günlük işlerini yerine getirememesi, öz bakımını sağlayamaması da bir zarardır. Bu dönem içinde küçüğün zararının bulunmadığı ve bu süre için tazminat hesabı yapılmaması zarar veren lehine olup zararın sadece maddi olarak gelir azalması ve kazanç kaybı olduğu sonucunu doğurur. Zarar hesabında pasif dönem için dayanak teşkil eden “efor kaybına” ilişkin görüş, küçüklerin sürekli iş göremezliğinin bulunması halinde kabul edildiği gibi eforun tamamen %100 oranında kaybedildiği geçici iş göremezlik süresi için de kabul edilmelidir. (Aynı yönde) Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/9064 E- 2014/8672 K. Sayılı 29.5.2014 tarihli ilamı.
Mahkemece her ne kadar maddi tazminat davalı … tarafından davadan sonra ödenmiş olması sebebiyle konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Yukarıda yazılı olduğu gibi, davacının geçici iş göremezlik dönemine ilişkin efor kaybı nedeniyle tazminat hakkı bulunmakta olup davalı … tarafından yapılan ödemenin davadan sonra olduğu da gözetilerek, yazılı biçimde aktüer bilirkişinin hangi raporuna, ne sebeple itibar edildiği de gerekçede açıklanmadan verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, mahkemece hesap tarihinde oluşur ise 2021 verileri (asgari ücret) de dikkate alınarak, aktüer bilirkişiden açıklanan yönler göz önünde bulundurularak yeniden rapor alınması ve sonucuna göre maddi tazminat yönünden bir karar verilmesi gerektiğinden, davacılar vekilinin buna yönelik itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir
B- Manevi tazminat miktarı yönünden;
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, trafik kazası sonucu davacıda oluşan kabul edilen maluliyet ve iş görememezlik süresi ve kusur oranları, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacılar lehine belirlenen manevi tazminatın oldukça az olduğu da görüldüğünden, dosya kapsamına ve açıklanan ilkelere, hakkaniyete uygun manevi tazminat miktarının da belirlenmesi gerektiğinden, bu itibarla davacılar vekilinin buna yönelik itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
C- Kabule göre de (vekalet ücreti itirazı yönünden);
Mahkemece, davadan sonra yapıldığı kabul edilen ödeme nedeni ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına verilmesine karşın, konusuz kalma nedeni “ödeme” olduğundan, davacı tarafın davasında haklı çıktığı kabul edilerek, davacılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi ve yargılama giderlerinden davalı sigortanın sorumlu tutulması gerektiğinden, yazılı biçimde maddi tazminat için yargılama giderlerinden davacı tarafın sorumlu tutulması da isabetsiz olup davacılar vekilinin buna yönelik itirazı da yerindedir.
Yukarıda yapılan genel açıklamalar sonucunda yanlış değerlendirmelerle verilen ilk derece mahkemesi kararının duruşma yapılmaksızın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde değerlendirme ve işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırılan, başvuru harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davacılara iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi.22/12/2020


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.