Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/10 E. 2020/284 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – TC: …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … SİGORTA AŞ – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 2- … – TC: … , …
: 3- … OTOM. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin taraf vekillerinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 06/10/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; 25.07.2017 günü davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Veysel Karani caddesinden Coşandere kavşağına geldiği sırada, … idaresindeki Coşandere kavşağını takiben ada etrafında donen İsveç tescilli … plakalı araca kendisinin ön kısımları ile … plakalı aracın sağ ön ve yan kısımlarına çarpması sonucu yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı müvekkilinin … Alıcının vücudunda kemi kırıkları ve çıkıkları oluşacak şekilde ağır yaralandığını, kazaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağına göre kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsü …’in kural ihlali yapması nedeniyle tam (%100) kusurlu olduğunu, müvekkilinin … doğumlu olup kaza tarihinde 55 yaşında olduğunu, müvekkilinin, kazanın ardından Konya Numune Hastanesi’ne kaldırılarak ilk müdahalelerin yapıldığını, daha sonra yine bu hastanede 9 gün boyunca tedavi gördüğünü, müvekkilinin adli tıp raporundan da anlaşılacağı üzere hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanarak kaburgasında kırık oluştuğunu, sağ omzunun çıktığını, klavikula kırığı oluştuğunu, öndeki 4 dişinin kırıldığını ve kırılan kaburgaların batması sonucu akciğerinin hasar gördüğünü, halen akciğerindeki hasarın etkisini gösterdiğini, müvekkilinin nefes alıp vermekte zorlandığını, müvekkilinin hastaneden taburcu olduktan sonra da düzenli şekilde hastaneye kontrole gittiğini, tedavi sürecinde çeşitli masraflarının olduğunu ve bakıma muhtaç olduğunu, müvekkilinin sağlıklı, mutlu bir şekilde hayatını devam ettirirken; Trafik kazası neticesinde hayati tehlike geçirecek şekilde ağır yaralanması sonucu, kalıcı sakatlığın yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzlukların, kendisi ile ailesinin halen ve bundan böyle yaşam sürelerinin sonuna kadar yoksun kalacaklarını, davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli … poliçe numaralı zorunlu mali sorumluluk sigortası ile davalı … SİGORTA Şirketine sigortalı bulunduğundan, sorumluluğu dahilinde sigorta şirketinin de dava edildiğini, davanın açılmasından önce davalı … SİGORTA Şirketi’ne 19.09.2017 tarihinde yazılı dilekçe ile başvuru yapıldığını, kazaya ilişkin olarak Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı dosyasından soruşturmanın yürütüldüğünü belirterek ; davanın kabulü ile , fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; öncelikle hüküm altına alınacak alacağın tahsil edilememe riskine karşılık … Otom. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı … plaka sayılı aracın trafik kaydına ve araç işleteninin ve sürücüsünün tüm taşınır ve taşınmazlarına, verilecek kararın kesinleşmesine kadar cebri icra yoluyla satışının ve 3. şahıslara devri engelleyici nitelikte ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, trafik kazasında bedensel zarar nedeniyle, 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası Md. 107 uyarınca, toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) şimdilik; 100,00-TL geçici iş göremezlik, 100,00-TL sürekli iş göremezlik, 100,00-TL tedavi ve bakım giderleri olmak üzere toplam 300,00-TL, maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden; sigorta şirketi yönünden sigorta limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsiline, ayrıca davacı için 50.000,00-TL, manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi , yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte işleten ve sürücüden tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi 02/11/2017 tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; öncelikle müvekkili şirketin unvanının … SİGORTA Şirketi olarak düzeltilmesini talep ettiklerini, … plakalı araç, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen, 25/07/2017 vadeli … poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tespit tutanağı ve diğer delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, öncelikle davacının iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarar görenin de bu kazaya karıştığını ispat etmesi gerekmekte olduğunu, davaya konu talebin zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararlarını aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davaya konu meydana geldiği iddia edilen kazada kusur durumlarının, maluliyet durumu ve maluliyetin kaza ile illiyetinin tespit edilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ve zararın da kaza ile illiyetinin tespiti halinde ortaya çıkan zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer siciline kayıtlı aktüerya uzmanına gönderilerek rapor aldırılmasını belirterek; haksız ve mesnetsiz davanın usulden yetkisizlik nedeniyle reddi ile yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, esasına girildiği takdirde, davaya konu talebin zamanaşımına uğraması, Sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle, Mahkeme Masraf ve Vekalet Ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, davacı yanın müterafik kusurunun nazara alınmasına, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalılar … ve … Otom. San. Tic. Ltd. Şti. Vekili 07/11/2017 tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; dava dilekçesi ekinde davaya ilişkin belgelerin kendilerine tebliğ edilmesi gerektiği halde, dava dilekçesinde belirtilen herhangi bir delilin tebliğ edilmediğini, bu nedenle bu eksikliğin giderilmesini, giderilmezse dava şartı yoksunluğundan davanın red edilmesini talep ettiklerini, davacıda meydana gelen maluliyet oranının kaza sonucu oluşan arazların kaza ile illiyetinin de tespit edilmek suretiyle belirlenmesi gerektiğini, bu nedenle alınacak raporla işgöremezlik oranının belirlenmesi ve zararın buna göre hesaplanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının maddi zararının ancak aktüeryal inceleme sonucu tespit edilebileceğini, geçici iş görmezlik zararlarının SGK tarafından karşılanması gerektiğini, diğer yandan söz konusu Kanun’ un geçici 1.maddesinde belirtildiği üzere, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de SGK tarafından karşılanacağını, dolayısı ile dava dilekçesinde talep edilen bakım giderleri yönünden pasif husumet yoksunluğu nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, tazminat miktarının müvekkillerin aktiflerinde azalmaya açmasının yanında, fakirleşmesine de yol açacağını, bu nedenlerle tazminat miktarının reddine karar verilmesini, eğer bu mümkün değil ise tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapılarak tazminat miktarının belirlenmesinin gerekeceğini, davacının hem Türkiye’ de hem de İsveç’ te ikamet ettiğini, kazaya sebep olan araca ait her iki ülkede de sigorta sözleşmesi bulunmakta olduğunu, bu nedenlerle açılan tazminat davasının mükerrer olmaması açısından İsveç Mahkemeleri’ ne müzekkere yazılarak İsveç Mahkemeleri’ nde de dava açıp açmadığı hususunun araştırılmasının gerektiğini, sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş ve davacıya ödeme yapılmış ise , sigortalıya yapılan ödemelerin dökümlerinin istenilmesinin gerektiğini, kaza tespit tutanağı’ nda her ne kadar müvekkilinin %100 kusurlu olduğuna karar verilmiş ise de; kaza mahallinde keşif yapılarak bilirkişi marifeti ile kazanın meydana gelmesine sebebiyet veren sürücülerin kusur oranlarının yeniden tespitinin gerektiğini belirterek; her iki müvekkil yönünden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin … tarihli gerekçeli kararı ile; “Dava, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 6102 s. TTK’nın 1409/1 maddesi “Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.” şeklinde, 2918 s. KTK nın 90. Maddesi “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde, 97. Maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde, 99/1 maddesi “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar” şeklinde, 6098 s. TBK nın 56. Maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenlenmiş olup dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı aracın sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, kaza neticesi davacıda %5 oranında tüm vücut fonksiyon kaybına neden olduğu, iyileşme sürecinin üç aya kadar uzayabileceği, bilirkişi … tarafından düzenlenen 30.01.2019 tarihli raporun, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen 25.07.2018 tarihli raporun ve bilirkişi … tarafından düzenlenen 30.05.2018 tarihli raporun usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmekle hükme esas alınması suretiyle davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 17.097,91 TL sürekli iş göremezlik, 4.212,18 TL geçici iş göremezlik, 1.404,06 TL bakıcı gideri ve 1.000,00 TL SGK tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen tedavi gideri olmak üzere toplam: 23.714,15 TL maddi tazminatın davalılar … ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.Ş.’den temerrüt tarihi olan 28.09.2017 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi yönüyle olay tarihi itibariyle geçerli olan kaza başına ölüm ve sakatlık teminat klozu limiti ile sınırlı olarak tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının feri nitelikteki faiz bakımından fazlaya ilişkin taleplerinin reddine; tarafların kusur durumu, davacının yaralanmasının derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile hak ve nesafet kuralları dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 7.500 TL. manevi tazminatın, kaza tarihi olan 25/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 17.097,91 TL sürekli iş göremezlik, 4.212,18 TL geçici iş göremezlik, 1.404,06 TL bakıcı gideri ve 1.000,00 TL SGK tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen tedavi gideri olmak üzere toplam: 23.714,15 TL maddi tazminatın davalılar … ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.Ş.’den temerrüt tarihi olan 28.09.2017 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi yönüyle olay tarihi itibariyle geçerli olan kaza başına ölüm ve sakatlık teminat klozu limiti ile sınırlı olarak tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının feri nitelikteki faiz bakımından fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 7.500 TL. manevi tazminatın, kaza tarihi olan 25/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen maddi tazminata ilişkin işletilen faiz kararının hukuka aykırı olduğunu, hükmedilen maddi tazminata yasal faiz yerine avans faizi işletilmesi gerektiğini, hükmedilen manevi tazminata ilişkin ise müvekkili … yönünden takdir edilen 7.500,00 TL’nin müvekkilinin yaşadığı elem ve ızdırabı denkleştirme imkanının bulunmadığını, takdir edilen bu manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … SİGORTA A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece 2918 sayılı KTK 98 maddesi ile hangi sağlık kuruluşunda olduğuna bakılmaksızın ve acil olup olmadığına bakılmaksızın tüm tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğunun açıkça düzenlendiğini ancak Yerel Mahkemece müvekkili şirketin aleyhine tedavi giderine hükmedildiğini, tüm tedavi giderlerinin SGK tarafından ödenmesi gerektiğini, SUT ile bu sorumluluğun kısıtlanmasının normlar hiyerarşisi çerçevesinde mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda geçmesini takiben 300.000.000 TL civarında SGK’ya aktarım yapıldığını, müvekkili bünyesinde bu tedavi gideri talepleri için alınmış prim bulunmadığını, prim alınmayan bir risk için teminat sağlanmasının sigorta sözleşmesinin ruhuna aykırı olduğunu, alınan maluliyet raporunda kaza ile illiyeti bulunmayan arazların da tespit edildiğini, mevcut arazların da olması gerekenin çok üzerinde tespit edildiğini, bu nedenle maluliyet raporunun ve sonrasında yapılan hesap raporunun da kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın taleplerinin yeni genel şartları dönemi kriterleri esas alınarak değerlendirilmesi gerekirken Yerel Mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, genel şartlar gereği iş göremezlik zararından ve hastane masrafından sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, bütün sorumluluğun SGK’da olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … Otom. San. Tic. Ltd. Şti. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, bu miktarın müvekkillerinin aktifinde azalmaya yol açmasının yanında fakirleşmelerine de yol açacağını, davacının hem Türkiye’de hem de İsveç’te ikamet ettiğini, kazaya sebep olan araca ait her iki ülkede de sigorta sözleşmesinin bulunduğunu, bu nedenle açılan tazminat davasının mükerrer olarak açılıp açılmadığı, İsveç’teki sigorta şirketine zararın tazmini hususunda başvuru yapılıp yapılmadığına dair hususların araştırılmasının talep edildiğini ancak Yerel Mahkemece bu hususta araştırma yapılmadan eksik inceleme sonucu karar verildiğini, tedavi bedeli ile yol giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, davacının bu giderlerden müvekkillerinin sorumlu tutulmasına dair talebinin kanuna aykırı olduğunu, davacının sağlığına kavuşabilmesi için bakıcıya ihtiyaç olup olmadığı, iyileşme süresi, bakıcıya ödemeleri gösterir makbuzların tarihlerinin de dikkate alınarak kalem zararlarının bulunup bulunmadığı, yapılan giderin kadri maruf olup olmadığının araştırılmadığını, bu nedenle talep edilen afaki bakıcı ücretine itirazlarının bulunduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece verilen davanın kısmen kabul kısmen reddine dair karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf itirazları doğrultusunda kararın ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davalı sigorta vekilinin kabul edilen Bakıcı gideri, kaçınılmaz tedavi gideri ve geçici iş göremezliğin teminat kapsamı dışında olduğuna, davalı … ve … vekilinin de bu giderlerden sorumluluklarının bulunmadığı ve bu nedenle bu alacak kalemlerinin kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde;
2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Genel olarak sağlık hizmeti giderleri, fatura ile ispat edilmelidir. Ancak bazı giderlerin belge ile ispatlanması zordur. Biz bunlara faturalandırılmayan giderler olarak adlandırıyoruz. Örneğin yol giderleri gibi. Bu gibi giderler için hakimin belgelendirilmediği gerekçesi ile reddedilmesi doğru değildir. Çünkü TBK 50/2 maddesi gereği uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyecektir. Bu nedenle kişinin haksız eylemden zarar gördüğünün ve bedensel zarara uğradığının ispatlaması yeterli olup, ayrıca iyileşme harcamaları için fatura ve makbuz gibi belgeler bulup getirmesi şart değildir. Hiçbir belge sunulmasa bile, hakim, görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür. (HGK.26.04.1995, E. 1995/11-122 K.1995/430)
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 19/07/2017 başlangıç tarihli Zorunlu Sigorta Mali/Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekillerin istinaf itirazları yerinde değildir.
Davalı vekillerinin Bakıcı giderlerinin istenemeyeceğine ve ispatlanamadığına ilişkin istinaf itirazları yönünden;
İDM tarafından maluliyetin belirlenmesi için rapor alınmış olup,sunulan raporda davacının kaza nedeniyle 1 aylık geçici iş göremezlik süresinde %100 malul kabul edilerek bakıcı giderine hükmedilmesinde bu süre içerisinde davacının bir başkasının bakımına muhtaç olduğu ve kişiye bu süre zarfında bakıcı gideri oluşmasının açık olmasına ve raporunun dosya kapsamına uygun olunmasına göre
buna ilişkin istinaflar yerinde görülmemiştir.
Yine haksız fiil tarihinde yürürlükte olan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor düzenlenmesine,bu düzenlemeye uygun olarak Mahkemece 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5/ç ve Ek Cetvel 2/3 ve 4 maddelerine göre davacıların zararının hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosunun ve 1,8 teknik faizin (iskonto oranının) esas alınması, Tazminat hesabının genel şartlar ekindeki yönteme göre ax,n formülü ile hesaplanıp , Tazminat hesaplanırken “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant” formülü esas alınarak, kullanılacak yaş parametresi (x) hesap yapılacak mağdurun yaşını, destek süresi parametresi (n) ise mağdur ile ölenin muhtemel yaşam sürelerinin kesiştiği ve desteğin devam ettiği süreyi gösterdiği dikkate alınmak sureti ile talep edebileceği tazminatın hesaplanmasına göre davalı sigorta vekilinin tüm itirazların reddi gerekmektedir.
Yine 5718 sayılı Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 34. maddesinde, haksız fiilden doğan borçların, haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tabi olduğu düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiile dayandığından, belirtilen kanuni düzenleme uyarınca ihtilafın, haksız eylemin gerçekleştiği yer olan türkiye Kanunlarına göre çözümlenmesi gerekeceğinden ve olayda davalının tam kusurlu olduğu gözetildiğinde ayrıca bir araştırma yapılması gerekmemekte olup itirazlar yersizdir
Manevi tazminatın az veya çok taktir edildiği istinafı yönünden
İlk derece mahkemesinin alınan raporda davacının kaza nedeniyle yaralanmasına bağlı %5 oranında malul olması ve 3 aylık geçici iş göremezliğe uğradığı,olayda davalıların % 100 kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri,davacının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna, davacının kaza nedeniyle % 5 oranında meslekten kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşmesinin 3 ay olduğu gözetilip olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu bu itibarla davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin söz konusu alacağa yasal faiz yerine avans faiz işletilmesi gerektiği istinafı yönünden;
Trafik kazasına konu … plakalı araç tescil kaydına göre davalı … ltd şti ne ait olup yük naklinde kullanılan kapalı kasa kamyonet olmasına göre uygulanabilecek faiz oranı avans faiz olmalıdır. Bu nedenle mahkemece, maddi tazminat yönünden yasal faize hükmedilmesi yasaya aykırı olup davacının buna yönelik istinaf itirazları yerindedir.
HMK’nin 355. maddesinde, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun sadece maddi tazminat yönünden avans faize hükmedilmesi gerektiğinden bu sebeple maddi tazminat açısından yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesi, her iki davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının ise esastan reddinin gerektiğine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda KABULÜ ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
Davanın kısmen KABULU ile;
3-Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ ile; 17.097,91 TL sürekli iş göremezlik, 4.212,18 TL geçici iş göremezlik, 1.404,06 TL bakıcı gideri ve 1.000,00 TL SGK tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen tedavi gideri olmak üzere toplam: 23.714,15 TL maddi tazminatın davalılar … ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. den olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.Ş.’den temerrüt tarihi olan 28.09.2017 itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi yönüyle olay tarihi itibariyle geçerli olan kaza başına ölüm ve sakatlık teminat klozu limiti ile sınırlı olarak tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 7.500 TL. manevi tazminatın, kaza tarihi olan 25/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
5-Alınması gereken 2.132,23 TL harçtan peşin olarak alınan 171,80 TL harç ile 80,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 251,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.880,43 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (Davalı sigorta şirketinin 1.427,24 TL tutardan diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulmasına)
6-Davacı tarafından yapılan 334,90 TL harç giderinin (sigorta şirketi 164,13 TL ‘den sorumlu tutulmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 800,00 TL S.Ü. Selçuklu Tıp Fakültesi Rapor ücret bedeli, 386,70 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.086,70 TL yargılama giderinin, kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 897,76 TL’nin (sigorta şirketi 671,30 TL’den sorumlu tutulmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat davasında davacı için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat davasında davacı için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat davasında davalılar … ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile işbu davalılara verilmesine,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
12-İstinaf eden davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde istinaf eden davacıya iadesine,
13-Davalı … tarafından alınması gereken 2.132,23 TL harçtan alınan 537,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.594,30 TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
14-Davalı … Otom. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından alınması gereken 2.132,23 TL harçtan alınan 537,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.594,30 TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
15-Davalı … SİGORTA A.Ş. tarafından alınması gereken 1.619,91 TL harçtan alınan 404,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.214,94 TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
16-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
17-Davacı tarafından yapılan 19,00 TL tebligat gideri ile 242,60 TL istinaf başvuru gideri olmak üzere toplam 261,60 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
18-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
19-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (72,070,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. …


Başkan …


Üye ….

Üye …

Katip …