Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/915 E. 2019/1019 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … –
: 2- … – … …
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 06/02/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; 31/03/2016 günü müvekkilinin yaya halinde karşıdan karşıya geçmek üzereyken solundan sürücü … sevk ve idaresindeki ve davalı … şirketi nezdinde sigortalı bulunan motosikletin çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin kaza tarihinde 18 yaşında olduğunu, kaza sonucu ameliyat olduğunu ve uzun süreli tedavi süreci yaşadığını, buna rağmen halen iyileşemediğini, tedavi giderlerinin hekim bilirkişi tarafından hesaplanmasını talep ettiğini, kaza sonucu yüksek oranda kalıcı sakatlık yaşan müvekkilinin yaşadığı olumsuz psikolojik etki dikkate alınarak 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücüden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, 300,00 TL maddi tazminatın da davalı sürücüden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden sigorta limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep etmiş, duruşmada da bu beyanını tekrar etmiştir.
Davalı … 23/02/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; davacının beyanlarını kabul etmediğini, davacının olay yerinde yaya üst geçidin bulunmasına rağmen üst geçidi kullanmadığını, davacının … Polis Merkezinde vermiş olduğu ifadesine göre de üzerine atılan yarama suçunun kaza sonucu olmayıp davacının ihmalinin sonucu olduğunu, sunacağı deliller ile kusur incelemesinin tekrar yapılmasını ve açılan davanın reddedilmesini talep etmiş, duruşmada da bu beyanını tekrar etmiştir.
Davalı …… vekili 01/03/2017 tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; dava konusu aracın, müvekkili şirket tarafından … poliçe nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu sigortanın meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olmasından dolayı davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle davacının kazaya ilişkin maluliyet iddilarının değerlendirilmesi ve tazminat hesabı için Adli Tıp Kurumu’ndan ve aktüerya bilirkişisinden rapor alınması gerektiğini, davacının uğradığı kazanç kaybının dolaylı bir zarar olduğunu bu nedenle müvekkili şirketin dolaylı zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, dava konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığını ve ticari iş niteliğinde olmadığından davacının avans faizine yönelik taleplerinin reddinin gerektiğini, bu nedenlerle sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığından davanın reddini, tedavi giderlerinden müvekkili şirketin sorumlu olmadığından reddini, celp edilmesi gereken delillerinin toplanmasını, davanın reddi ile masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli karar ile ; ” Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının yaya olarak yürümekte iken davalı …’nın sevk ve idaresindeki diğer davalı tarafından sigortalanan motorsikletin çarpması sonucu yaralandığından bahisle geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, tedavi ve bakıcı gideri talebinde bulunduğu, Ankara Adli Tıp Kurumu’ndan alınan bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı …’nın %25 davacının ise %75 oranında kusurlu olduğu, NEÜ Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan rapora göre davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı ve 4 ay işten güçten kalacak şekilde yaralandığı, davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin incelenmesinde davacının kaza tarihinde 17 yaşında olup gelir getiren bir işte çalıştığının ispat edilemediği anlaşıldığından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18/12/2018 tarih 2018/1340 Esas 2018/12378 Karar nolu ilamında da belirtildiği gibi davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiş davacının tedavi ve bakıcı giderine yönelik talebinin incelenmesinde davalı …’nın sevk ve idaresindeki motorsikletin ZMMS poliçesinin başlangıç tarihi 30/11/2015 kaza tarihinin ise 31/03/2016 olduğu, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 19/04/2018 tarih 2017/3610 Esas 2018/4373 Karar nolu ilamında da belirtildiği gibi tazminatların yeni genel şartlara göre belirlenmesi gerekeceği, Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Genel Şartları A.5.b maddesinde; Sağlık Giderleri Teminatı. Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderleri içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi hükmü gereğince sona ermiştir. Genel Şartlar A.5.c maddesinde; Sürekli Sakatlık Teminatı:Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır, hükümlerinin yer aldığı söz konusu hükümler dikkate alındığında davalı … şirketinin geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ve tedavi süresince bakıcı giderinden sorumlu olmadığı, davacının dava dilekçesinde iyileşme sürecindeki bakıcı gideri talebinde bulunduğu, sürekli sakatlık teminatı kapsamındaki bakıcı gideri yönünden bir talebinin bulunmadığı, zaten maluliyet oranı dikkate alındığında genel şartlar uyarınca bunu talep edemeyeceği, alınan bilirkişi raporu ve kusur durumuna göre davacının 1.012,85 TL tedavi gideri ve 1.300,99 TL bakıcı gideri talep edebileceği, davalıya ait aracın motosiklet olduğu, bu nedenle yasal faize hükmedilmesi gerektiği, davacının manevi tazminat telebinin incelenmesinde olayın oluş biçimi, kusur durumları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanması amacı da olmadığı gözönüne alınarak takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 31/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve 1-Davacının davalı … şirketi hakkındaki davasının reddine; davacının davalı … … hakkındaki maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 1.012,85 TL tedavi gideri, 1.300,99 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 2.313,84 TL tazminatın kaza tarihi olan 31/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … …’dan alınarak davacıya verilmesine, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazimnatına yönelik taleplerinin reddine; davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 31/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … …’dan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin reddine” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … … 02/07/2019 havale tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davacı yaya …’in 23,6 metre mesafede bulunan yaya geçidi kullanmadığını, aracın hız ve yakınlığını dikkate almadığını, yaya geçidi dışından taşıt yoluna girdiğini, aracının önüne atladığını, kontrolsüz ve dengesiz bir şekilde taşıt yoluna giren yayanın fark edilmesi imkansız olduğundan davacı tarafın tam kusurlu olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda son derece haksız ve mesnetsiz bir tespit yapıldığını, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığını, yerel mahkeme tarafından maddi durumunun araştırmasının eksik yapıldığını, adına kayıtlı herhangi bir menkul ve gayrimenkulu olmadığı gibi dava tarihi itibariyle işsiz olduğu dikkate alınmayarak hakkaniyetsiz bir karar verildiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacı vekili 01/07/2019 havale tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre tedavi giderlerinin çok kapsamlı olduğunu, sadece hastane ve hakim masrafı ile sınırlı olmadığını, genel şartlar incelendiğinde kazazedelerin hastane masrafları dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sari harcamaları ile geçici iş göremezlikten kaynaklı zararları için SGK nun sorumluluğu için ne bir sözleşme ne bir kusur durumu ne de yasa hükmünün mevcut olduğunu, kuralın işlem niteliğinde olan sigorta genel şartları ile sosyal güvenlik kurumuna sorumluluk yüklenilemeyeceğinden sigorta şirketlerinin ve güvence hesabının bu konudaki sorumluluklarının devam ettiğini, sigorta şirketlerinin ve güvence hesabının bu konuda sorumluluğunun bulunmadığının kabulünün TTK nnu 1484.ve KTK nun 95/1 maddesine aykırılık teşkil edeceğini, manevi tazminat taleplerinin tam olarak kabulünün gerektiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın itirazları doğrultusunda incelenerek taleplerinin tüm olarak kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, meydana gelen kazada davalının kusurunun varlığı ve sorumluluğu ayrıca manevi tazminat miktarı noktasında toplanmaktadır.
1-Maddi Tazminatın kesinlik sınırının altında kaldığına dair;
Davacı tarafından bilirkişi raporu doğrultusunda dava ve artırım dilekçesi ile toplamda 3614 TL maddi tazminat talep edilmiş, mahkemece toplamda tedavi ve bakıcı gideri olmak üzere 2.313,84-TL’ye hükmedilmiş, karara karşı davacı ve davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığı altında düzenlenen 341. Maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
(2) Miktar veya değeri 4.400 TL’yi (mahkeme karar tarihi itibariyle) geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 4.400 Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz” denilmektedir.
Talep edilen ve mahkemece reddedilen miktar nazara alındığında, karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (4.400,00 TL) altına kaldığından, miktar açısından her iki taraf yönünden de karar kesin olduğundan, kararın kesin olması halinde ilk derece mahkemesince bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarih 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararının kıyasen uygulanması yoluyla Dairemizce de karar verilebileceğinden, HMK nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda davacılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin maddi tazminat yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Esas yönünden;
A-Kusura yönelik itiraz yönünden yapılan incelemede;
Somut olayda; Mahkemece aldırılan ve istinaf itirazlarının dayanağını teşkil eden … tarihli Adli Tıp Kurumu’nun kusur raporu davalıya 20/06/2017 tarihinde usulüne uygun olarak ihtaratlı şekilde tebliğ edilmiş olmasına karşın davalı tarafından, ihtaratta da belirtildiği şekilde iki haftalık süre içerisinde, herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Mahkemece bu rapor nazara alınarak hüküm kurulmuştur.
H.M.K’nın 281.madde hükmüne göre, yargılama sırasında yanlardan birinin bilirkişi raporuna itiraz etmemesi, diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2016/14455 ESAS, 2017/7655 KARAR; aynı daire 2015/3253 ESAS, 2017/9419 KARAR; 2015/10058 ESAS, 2018/4639 KARAR; 2015/12543 ESAS,2018/8251 KARAR sayılı ilamları)
Buna göre, davalı tarafça itiraza uğramayan 05.06.2017 tarihli Adli Tıp Kurumu’nun kusur raporu, davacı lehine Yerleşik Yargıtay kararlarına göre usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, davalının istinaf itirazlarındaki kusura yönelik itirazları anlatılan ‘usuli hak’ sebebiyle inceleme konusu yapılamayacağı;
Kaldı ki, gerek Trafik Tespit Tutanağı, henüz kesinleşmeyen ceza dosyası ve eldeki dosyada alınan Adli Tıp Kurumu raporlarında davalı sürücünün ceza duruşmasındaki kendi beyanı ile sabit, hız sınırı 50 km olan yolda 70-80 km hız yaptığı beyanı nazara alınarak verilen kusur oranının birbirini teyit eder şekilde de tespit edildiğinden davalının buna yönelik itirazları yerinde bulunmamıştır.
B- Manevi tazminat miktarına yönelik;
Taraflar manevi tazminatın miktarına yönelik itirazda bulunmuşlardır. Bu kapsamda;
Manevi tazminat,6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre,Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olaya gelince, yaya olan davacıya davalıların sürücü, işleteni olduğu aracın kusuru ile neden olduğu kazada davacının sürekli maluliyeti bulunmaksızın 4 ay süreyle geçici iş göremezliğinin bulunduğu, davacının yaralanmasına neden olan kazanın meydana gelmesinde davacının % 75, davalı araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olduğu, manevi tazminatın takdirinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tarafların kusur durumları, davacının yaralanması ve tıbbi şifa süresi ile yukarıda ilkeler gözönünde tutularak, davalının manevi tazminatın miktarına ilişkin olarak ileri sürdüğü itirazın, açıklanan nedenlerle kısmen kabulü ile dosya kapsamı itibariyle davacı için 3.000-TL manevi tazminatın hakkaniyete daha uygun düşeceği, bu nedenle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekeceği ve sonuç olarak, Yerel Mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İstinaf incelemesine konu maddi tazminat yönünden alacak miktarının karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (4.400,00 TL) altına kaldığından, kabul edilen maddi tazminat miktarı açısından karar kesin olduğundan HMK nın 352.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda tarafların buna yönelik istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE,
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi geriği ESASTAN REDDİNE,
Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı yerel mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, bu nedenle (İnfazda tereddüte yol açmamak için hükmün değiştirilmeyen kısımlarına kararda yer verilmiştir);
1-Davacının davalı … şirketi hakkındaki davasının REDDİNE;
2-Davacının davalı … hakkındaki maddi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
3-1.012,85 TL tedavi gideri, 1.300,99 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 2.313,84 TL tazminatın kaza tarihi olan 31/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazimnatına yönelik taleplerinin REDDİNE;
5-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
6-3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 31/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE;
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
8-Alınması gereken 362,99 TL harçtan peşin ve ıslah harcı olarak alınan 183,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 179,86 TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından dava açılırken ve ıslahla yapılan toplam 219,63 TL harç masrafının davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
10-Davacı maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hükmedilen maddi tazminat üzerinden belirlenen 2.313,84 TL vekalet ücretinin davalı … …’dan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hükmedilen manevi tazminat üzerinden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı … …’dan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı … şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre bu davalı yönünden reddedilen maddi tazminat üzerinden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … şirketine verilmesine,
13-Davacı tarafından yapılan 350,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 210,00 TL Adli Tıp rapor gideri ve 389,80 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam 949,80 TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesaplanan 94,03 TL nin davalı … …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
14-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
15-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye fazla kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
16-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak davacı taraftan alınan harç yeterli olduğundan bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
17-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
18-İstinaf eden davalı … … tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde kendisine iadesine,
19-İstinaf eden davalı … tarafından yapılan 121,30 TL başvurma harcı giderinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
20-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
21-Karar tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri elli sekiz bin sekiz yüz (58.000) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi….


Başkan


Üye


Üye


Katip