Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/913 E. 2019/971 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- … SİGORTA A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 3- … – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özet olarak; 15/09/2016 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu dava dışı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin kırmızı ışıkta durduğu sırada davalı …’ün maliki olduğu diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı çekici kamyonun arkadan çarptığını; kaza neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, iş göremezliğe maruz kaldığını, kaza nedeniyle tutulan trafik tespit tutanağı ile davalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini; kaza nedeniyle savcılık soruşturması sonucunda Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açıldığını; trafik kazasına sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketince sigortalı olduğunu; sigorta şirketine yaptıkları başvuruya 15 günlük yasal süresi içerisinde herhangi bir cevap verilmediğini; müvekkilinin kaza nedeniyle kaburga kemiklerinin kırıldığını, hayati tehlike geçirdiğini; uzun süre tedavi gördüğünü ve çalışamadığını; gerek yaşadığı trafik kazası gerekse sonrasındaki uzun süren tedavi süreci nedeniyle müvekkilinin psikolojik olarak da yıprandığını beyanla müvekkilinin ileride mağdur olmaması için öncelikle … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 750,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bütün davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; 15.000,00 TL. manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş; 08/09/2017 ve 15/12/2017 havale tarihli beyan dilekçeleri ile 750,00 TL.’lık maddi tazminat taleplerinin 500,00 TL.’lık kısmının geçici iş göremezlik tazminatı, 150,00 TL.’lık kısmının bakıcı gideri olmak kalan 100,00 TL.’lık kısmının ise tedavi giderlerine yönelik olduğunu beyan etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili mahkememize vermiş olduğu 07/09/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacının müvekkili sigorta şirketine yapmış olduğu başvuru sırasında zorunlu belgelerin ibraz edilmemiş olduğunu; eksik belgelerle yapılan başvurunun geçersiz olmasından dolayı öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigorta poliçe limiti ile sınırlı olduğunu; araç sürücüsünün ve malikinin kusurlu olmadığı hallerde müvekkili şirketin tazminat ödeme yükümlülüğünün de olmadığını; bu durumun tespiti için tarafların kusur ve varsa müterafik kusur oranlarının Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınacak raporla tespiti gerektiğini; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde değişiklik yapan 13/02/2011 tarih ve 6111 sayılı kanunun 59 ve geçici 1. maddeleri ile sigorta şirketlerinin tedavi ve bakıcı giderleri ile geçici işgöremezlik tazminatı bakımlarında sorumluluklarını kalmadığını; davacının kalıcı bir sakatlığı olup olmadığı ve kazaya konu taşımanın bir hatır taşıması olup olmadığı hususlarının da mahkememizce tespit edilmesi gerektiğini; sürekli işgöremezlik tazminatı bakımından da davacının maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından yapılması gerektiğini; müvekkili sigorta şirketi yönünden faiz sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün belgelerin ibrazından itibaren 15 işgünü sonunda başlayacağını ve hükmedilmesi gereken faizin de yasal faiz olduğunu beyanla davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 14/12/2017 tarihli duruşmadaki beyanında; açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun davetiye çıkartıldığı ancak duruşmalara katılmadığı gibi dava dosyasına da herhangi bir cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin 05/04/2019 tarihli gerekçeli kararı ile; “Mahkememizce davaya konu araçların trafik kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, davacının kaza nedeniyle gördüğü tedavi evrakları, kazaya ilişkin soruşturma ve ceza mahkemesi dosyaları ilgili yerlerden celbedilmiş; SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş; kolluk vasıtasıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış; S.Ü. Tıp Fakültesi Hastenesi’nden maluliyet raporu, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmış; dosya aktüerya bilirkişisine tevdii edilerek hesap raporu alınmıştır.
Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, sanık … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 6 ay süre ile geri alınmasına karar verildiği ve söz konusu kararın 20/10/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Mahkememizce kusur yönünden Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik ihtisas Dairesi’nden alınan … tarihli kusur raporunda özetle, davaya neden olan kazada … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın %100 kusurlu olduğu belirtilmiş; Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği’nin … tarihli sağlık kurulu raporunda davacının iyileşme süresinin 1,5 aya kadar uzayabileceği ve bu sürenin geçici işgöremezlik süresi olarak değerlendirilebileceği, zorunlu tedavi giderlerinin 750,00 TL., bakıcıya ihtiyaç süresinin 1 ay olacağı görüşlerine yer verilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi … tarafından tanzim olunan … havale tarihli bilirkişi raporunda ise özetle, davacının 15/09/2016-30/10/2016 tarihleri arasındaki geçici iş göremezlik zararının 1.995,02 TL., aynı süre içerisindeki 1,5 aylık bakıcı giderinin 2.525,40 TL., 15/09/2016-15/10/2016 tarihleri arasındaki 1 aylık bakıcı giderinin 1.701,90 TL. ve zorunlu tedavi giderlerinin ise 750,00 TL. olduğu görüşlerine yer verilmiştir.
Davacı vekili 30/07/2018 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 500,00 TL. olan geçici iş göremezlik tazminat taleplerini 1.995,02 TL.’ye, 150,00 TL. olan bakıcı gideri taleplerini 1.701,90 TL.’ye, 100,00 TL. olan tedavi gideri taleplerini ise 750,00 TL.’ye yükselttiklerini beyan etmiş ve buna dair ıslah harcını yatırmıştır.
gerek Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ceza yargılaması kapsamında alınan 19/07/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda ve gerekse mahkememizce işbu dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporuna göre, davaya neden olan kazada … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın %100 kusurlu olduğu; trafik kazasına sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle 17/01/2016 başlangıç 17/01/2017 bitiş tarihli ZMSS poliçesi ile davalı sigorta şirketince sigortalı olduğu; davacının 20/03/2017 tarihli dilekçe ile yaptığı başvuruya davalı sigorta şirketince 15 günlük yasal süresi içerisinde herhangi bir cevap verilmediği; Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği’nin 30/01/2018 tarihli sağlık kurulu raporuna göre davacının iyileşme süresinin 1,5 aya kadar uzayabileceği, bakıcıya ihtiyaç süresinin ise bir ay olacağı; davacının 15/09/2016-30/10/2016 tarihleri arasındaki geçici iş göremezlik zararının 1.995,02 TL., 15/09/2016-15/10/2016 tarihleri arasındaki 1 aylık bakıcı giderinin 1.701,90 TL. ve zorunlu tedavi giderlerinin ise 750,00 TL. olduğu; söz konusu zararların oluşumunda davacının herhangi bir müterafik kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla davacının maddi tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiş; kaza nedeniyle kaburga kemiklerinin kırılmış ve hayati tehlike geçirmiş olmasının geçici de olsa davacıda bir psikolojik travmaya neden olacağı göz önüne alınarak davacının 15.000,00 TL.’lık manevi tazminat talebinin de kısmen kabulü ile takdiren 10.000,00 TL. manevi tazminatın bir kısım davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
” şeklinde Davacının maddi tazminat davasının kabulü ile, 1.995,02 TL. geçici işgöremezlik tazminatı, 1.701,90 TL. bakıcı gideri ve 750,00 TL. faturalandırılamayan zorunlu tedavi giderleri olmak üzere toplam 4.446,92 TL. maddi tazminatın, davalı sigorta şirketi poliçe teminat limiti ile sorumlu olmak kaydıyla, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 16/04/2017 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 15/09/2016 tarihinden itibaren hesabedilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/09/2016 tarihinden itibaren hesabedilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı sigorta şirketi vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; verilen kararın öncelikle usulden reddedilmesi gereken bir dosya olduğunu, poliçe tanzim tarihi ve dava tarihi itibariyle Genel Şartlar ve Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrasında usulüne uygun başvuru yapılmadığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatından SGK tarafından davacıya ödenen ve taraflarına rücu edilen ödemenin mahsup edilmesi gerekirken, mahsup edilmemiş olmasının ve Yerel Mahkemece bu yönde bir inceleme yapılmamış olması bakımından da davanın kaldırılması gerektiğini, maluliyet raporuna ilişkin itirazlarının bulunduğunu, özür raporu ile geçici iş göremezlik tespitinin yapılamadığını, yapılsa dahi kişinin geçici iş göremezliğinin tedavi giderleri arasında olduğunu ve bu giderlerin de SGK’nın sorumluluk kapsamında bulunduğunu, kişinin sürekli sakatlığına ilişkin tazminat hesabı yapılması gerektiğini, Yerel Mahkemece hesaplamaya dayanak yapılan S.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliğinin 30/01/2018 tarihli Sağlık Kurulu Raporu ile davacının sürekli sakatlığının bulunmadığının tespit edildiğini ancak iyileşme süresinin 1,5 aya kadar uzayabileceği ve bakıcıya ihtiyaç süresinin bir ay olacağının tespitinin yapılarak hatalı tespit yapıldığını, özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik çerçevesinde yetkili hastaneden ve belirtilen usul ve formda düzenlenmiş sadece sürekli sakatlığa ilişkin sağlık kurulu raporu alınmasına karar verilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ve bakıcı tazminatı taleplerinin yeni şartların yürürlülük tarihinden sonra düzenlenen trafik poliçesi teminatı kapsamında olmadığından davacının bu yöndeki taleplerinin de reddine karar verilmesi gerekirken Yerel Mahkemece kabulü yönünde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca dava tarihinden önce faize, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin sadece asıl alacaktan sorumlu tutulması gerektiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece verilen kısmen kabul kısmen red kararına karşı davalı sigorta şirketi vekilinin sunduğu istinaf itirazları doğrultusunda kararın ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesinin… Esas … Karar sayılı dosyası, Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Sigorta şirketine davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığı istinafı;
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde, 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde, 97.maddenin eski metninde, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi, dava açabilme hakkı mevcut iken 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda madde hükmü “Zarar görenin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 Sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” denilmiştir.
Yukarıda maddede yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMMS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacaklardır. Öncelikle sigortacıya tazminatın ödenmesi için genel şartlarda belirtilen belgeler ile yazılı olarak başvuracaklar ve yazılı başvurudan itibaren 15 gün içinde kendilerine cevap verilmez ya da verilen cevap hak sahibinin talebini karşılamaz ise, hak sahibi tazminat için dava açabileceği gibi tahkime de başvurabileceklerdir. Bu hali ile trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanlar sigortaya davadan açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvuruda bulunmak zorundadırlar. Dava açabilmeleri için yazılı başvurudan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerekmektedir. Bu sebeplerle davadan önce yazılı başvuruda bulunmak ve başvurudan itibaren 15 günlük sürenin geçmesi ZMMS sigortacısına tazminat davası açılmasının ön şartıdır. Bu husus anılan maddenin değişiklik gerekçesinde vurgulanmıştır.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114.maddesinin 2.fıkrasındaki düzenlemeye göre “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır”.
HMK 115. maddenin 1.fıkrasında ise, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” denilmiş,
2.fıkrada ise, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” düzenlemesi mevcut olup
Somut olayda 6407 sayılı Kanunla değişik 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araç nedeniyle meydana gelen trafik kazasında dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine belgeler ile birlikte 20/03/2017 tarihli başvuru dilekçesi ile başvurdukları, sigorta şirketinin davacının özür oranı belli olmadığından ve eksik olduğundan bahisle bunların gönderilmesinden sonra tazminat talebini değerlendireceğini bildirilerek yasal süre içerisinde talebin karşılanmayarak sonuçsuz bırakıldığının sabit bulunduğu, bilahare eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı sigortanın istediği belgeler maluliyet tazminat talebi için Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde belirtilen belgelerden ise de KTK’nın 96. maddesi ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2. maddesinde geçen bu belgeler sigorta şirketinin ödeme tarihine(temerrüde) ilişkin olup dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmasına dair adı geçen yasanın 97. maddesinde bu belgelere yer verilmediği gibi davacının başvuru dilekçesinde eklenmesi gereken diğer tüm belgeleri ekleyerek başvuru yaptığı,davalı sigortanın cevabi ile dava tarihi arasında geçen süre de gözetildiğinde davalı sigortanın davacıya verdiği cevabın talebi karşılamadığı dolayısıyla davacının dava açmadan önce yasada öngörülen sigortaya başvuru koşulunu yerine getirdiği sonucuna ulaşıldığı,bu halde yasada belirtilen başvuruya ilişkin ön koşulun yerine getirildiği de açıktır. İstinaf itirazları yerinde değildir.
Davalı sigorta vekilinin kabul edilen Bakıcı gideri,kaçınılmaz tedavi gideri ve Geçici iş göremezliğin teminat kapsamı dışında olduğuna ve bu nedenle bu alacak kalemlerinin kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde;
2918 sayılı Kanun’un 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Genel olarak sağlık hizmeti giderleri, fatura ile ispat edilmelidir. Ancak bazı giderlerin belge ile ispatlanması zordur. Biz bunlara faturalandırılmayan giderler olarak adlandırıyoruz. Örneğin yol giderleri gibi. Bu gibi giderler için hakimin belgelendirilmediği gerekçesi ile reddedilmesi doğru değildir. Çünkü TBK 50/2 maddesi gereği uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyecektir. Bu nedenle kişinin haksız eylemden zarar gördüğünün ve bedensel zarara uğradığının ispatlaması yeterli olup, ayrıca iyileşme harcamaları için fatura ve makbuz gibi belgeler bulup getirmesi şart değildir. Hiçbir belge sunulmasa bile, hakim, görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür. (HGK.26.04.1995, E. 1995/11-122 K.1995/430)
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 17/01/2016 başlangıç tarihli Zorunlu Sigorta Mali/Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekilinin geçici iş görmezlik, kaçınılmaz tedavi gideri ve bakıcı giderlerinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğuna ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
Davalı vekilinin hükme esas alınan raporun yönetmelik hükümlerine göre yanlış düzenlendiği istinafı yönünden
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur.
Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre ,haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği,01.06.2015 tarihinden sonra ise, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A.5 maddesinin (c) bendi ikinci paragrafındaki “Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır” hükmü gereğince 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Kökleşmiş Yargıtay 17. HD uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir
Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2016/16240 esas 2019/7273 karar 2016/15369 esas 2019/6853 karar sayılı ilamları
Somut olayda maluliyet raporunun olay tarihi itibariyle yürürlükte olan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerektiği ve Yargıtay 17. HD nin kökleşmiş içtihatları gereği Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan alınmasının yeterli olduğu, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden alınma zorunluluğunun bulunmadığı,bu halde haksız fiil tarihinde yürürlükte olan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenen selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığından alınan heyet raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık olmadığı ,davalı vekilinin itirazlarını yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin faiz başlangıcının yanlış belirlendiği istinaf itirazları yönünden,
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir.
Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Davacının dava açmadan önce davalı sigortacıya başvuruda bulunduğuna ilişkin başvuru evraklarına göre temerrüt tarihi olan 16/04/2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesine ve kabul edilen tüm maddi alacak miktarı üzerinden davalı aleyhine harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı durum olmayıp itirazlar yersizdir.
(Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/25016 Esas 2017/5136 Karar sayılı ilamları)
SGK tarafından dava edilen ve hükme bağlanan geçici işgörmezlik ödemesinin alacaktan mahsup edilmediği istinafı yönünden
Mahkemece davacıya dava konusu kaza nedeniyle SGK tarafından yapılmış ödeme olup olmadığının belirlenmesi için SGK’ya yazılan yazı cevabında, davacıya geçici işgöremezlik ödemesi yapıldığı belirtilmiş,ancak bu miktarlar aktüerya bilirkişisi raporuhda mahsup edilmediği anlaşılmaktadır.
Keza dosyaya sunulan İş mahkemesi kararına göre sözkonusu kaza nedeniyle SGK tarafından davacıya 495 TL.sı geçici işgöremezlik ödemesi yapıldığı, işbu miktarın ödenmesi için davalı sigorta şirketi ve sürücü … aleyhine, Konya …İş Mhk. nin … E. – … K. sy. İlamı ile sigortalıya ödenen 495 tl lik bu miktarın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verildiği ve kararın kesin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının yaralanması nedeniyle çalışamadığı, %100 malul bulunduğu geçici işgöremezlik süresi için SGK tarafından yapılan ödeme kadar zararın karşılandığı, davaya konu edilen zarara ilişkin olarak davacının SGK’dan tahsil ettiği bedel için davalıların sorumluluğunun bulunmayacağından zarar görenin aynı zarar nedeniyle iki kez ödeme alarak sebepsiz zenginleşmesinin önlenmesi gerekir. (Yargıtay 17 HD 2016/7132 E-2019/1957 K. )
Bu durumda, mahkemece SGK tarafından yapılmış geçici işgöremezlik tazminatının bulunması halinde, bu bedelin davacı için hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatından düşülmesiyle belirlenecek miktar için hüküm kurulması gerekirken bu hususa ilişkin değerlendirme yapılmadan karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, bilirkişi raporu ile davacı için belirlenen 1.995,02 TL geçici işgöremezlik tazminatından SGK tarafından ödenen 445 TL geçici işgöremezlik tazminatının mahsubu ile 1.550,02 TL geçici işgörmezlik tazminatına ve bu talep bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği halde tam kabule karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmış,
HMK’nin 355. maddesinde, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında kamu düzenine aykırılık teşkil eden başkaca herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulüne, incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesi
Bu halde istinaf kanun yoluna başvurmayan diğer davalı … ve … yönünden davacılar lehine oluşan usulü kazanılmış hak ilkesi dikkate alınmak sureti ile davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile bu yönde kararın düzeltilerek yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı … sigorta vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
Davalılardan … ve … verilen karara itirazda bulunmadığı, hakkında verilen İlk Derece Mahkemesi kararı kesinleştiğinden bu davalılar yönünden kurulan ilk derece mahkemesi hükmü aynen korunmak suretiyle;
1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 1.995,02 TL geçici işgöremezlik tazminatı, 1.701,90 TL. bakıcı gideri ve 750,00 TL. faturalandırılamayan zorunlu tedavi giderleri olmak üzere toplam 4.446,92 TL. maddi tazminatın,
(davalı … sigorta A.Ş nin istinaf başvurusu kabul edildiğinden ve onun lehine maddi tazminat miktarı yeniden belirlendiğinden bu davalının sorumluluğunun 1.550,02 TL. geçici işgöremezlik tazminatı, 1.701,90 TL. bakıcı gideri ve 750,00 TL. faturalandırılamayan zorunlu tedavi giderleri olmak üzere toplam 4.001,92 TL ile sınırlı sorumlu olacak şekilde) davalı sigorta şirketi poliçe teminat limiti ile sorumlu olmak kaydıyla, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 16/04/2017 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 15/09/2016 tarihinden itibaren hesabedilecek avans faizi ile birlikte her 3 davalıdan müteselsilen ve belirtilen sorumluluk miktarıyla tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının geçici işgörmezlik yönünden davalı sigorta şirketine açtığı davada fazlaya İlişkin istemin (445 TL açısından) sigorta şirketi yönünden REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/09/2016 tarihinden itibaren hesabedilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Alınması gereken 986,86 TL harçtan alınan 268,98 TL peşin harç ile 63,14 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 332,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 654,74 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (Davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden 181,36 TL ile sınırlı olacak şekilde)
4-Davacı tarafından yapılan 356,68 TL harç ile 63,14 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 419,92 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (Davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden 116,31 TL ile sınırlı olacak şekilde)
5-Davacı tarafından yapılan 575,70 TL. posta ve tebligat gideri, 350,00 TL. bilirkişi ücreti, 314,50 TL. adli tıp gideri olmak üzere toplam 1.240,20 TL. yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 920,22 TL’lık kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden 254,90 TL ile sınırlı olacak şekilde)
6-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesi uyarınca 2.725,00 TL. vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Reddedilen maddi tazminat yönünden 445,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine,
8-Manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10. maddesi uyarınca 2.725,00 TL. vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10. maddesi uyarınca 2.725,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılar … ve …’e verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
10-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak yatırılan harcın talep halinde davalı … Sigorta A.Ş.ne iadesine,
11-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 121,30 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.ne ödenmesine,
12-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde tarafına iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri elli sekiz bin sekiz yüz (58.800,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi….


Başkan


Üye


Üye


Katip