Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/856 E. 2019/1108 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:.. . – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 13/11/2019

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 10/07/2019
NUMARASI : … Esas …Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI :… SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :…
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/11/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 14/11/2019

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 24/05/2018 havale tarihli dava dileikçesinde özet olarak; …’e ait olan ve davalı sigorta şirketine ZMSS kapsamında sigortalı olan … plakalı araç ile 03/03/2017 tarihinde … Sk. … Sokağını takip eden yolda dar bir kavisle sola dönüş yapmak isteyen, … Caddesi istikametinden … Caddesi istikametini takiben … Sokak üzerinde yolun sağ tarafından müvekkiline ait olan … plakalı motorsikletle … plakalı aracın sağ ön kısmı ile çarpışması sonucu vuku bulan yaralamalalı trafik kazasında müvekkilinin hayati tehlike oluşturacak şekilde ağır yaralandığını ve kafa ve yüz kemiğinin kırıldığını ve yoğun bakıma alındığını, oluşan trafik kazasında dikkatsiz ve kontrolsüz sola dönen sigorta lehtarı …’in tam kusurlu bulunduğunu, olayın meydana gelmesinde müvekkiline atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını, kaza nedeniyle müvekkilinin 3 gün yoğun bakımda kaldığını, bir hafta gözlem altında tutulduğunu, aylarca tedavi gördğünü, kaza sonrası oluşan kırıklar ve bu kazanın neden olduğu psikolojik etkenler, iş gücü ve efor kaybı nedeniyle uğradığı zararın ve bakıcı giderleri gibi SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere taraflarına ödenmesini talep ettikleri, konu ile ilgili davalı sigorta şirketine 11/04/2017 tarihinde başvuru yaptıklarını, 18/04/2017 tarihinde eksik belgelerin tamamlanmasının sigorta şirketince talep edildiğini, 04/08/2017 tarihinde sigorta şirketinin talep ettiği belgelerin taraflarınca tamamlandığı, 07/08/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir geri dönüş alınamadığını, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın sebebiyet verdiği kaza nedeniyle müvekkilinin uğradığı geçici iş göremezlik zararı ve SGK tarafından karşılanmayan belgesiz tedavi giderlerinin sigorta şirketine ihbar olunan 14/04/2017 tarihinden itibaren ilşeyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınması ile müvekkiline verilmesine ve yapılan yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı yana hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın süresinde cevap dilekçesi vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/07/2019 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile özetle; “davacı …’in kullanmış olduğu … plakalı motorsiklete … isimli dava dışı sürücünün kullandığı ve davalı şirket tarafından sigortalanan … plakalı aracın çarptığı, çarpma neticesinde davacının 3 gün yoğun bakımda kaldığı, 1 hafta gözetim altında tutulduğu, yüzünde ve kafasında kemik kırıklarının oluştuğu, birçok psikolojik travmalar yaşadığı ve aylarca tedavi gördüğü, Adli Tıp Uzmanları .., … ve … tarafından düzenlenen 31/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda kişiye verilecek toplam tedavi masraflarının 7.000,00 TL olduğunu, bu miktara 9 ay boyunca kazanç kaybının ve bakıcı giderlerinin eklenebileceğini, hesaplanan giderlerin SGK tarafından karşılanmayacağını, giderlerin kusurlu yan tarafından kusur oranına göre paylaştırılmasının uygun olacağının bildirildiği, Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen kusur raporunda dava dışı sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’in kusursuz olduğunun bildirildiği, aktüer bilirkişi raporunda ise davacı …’in geçici iş göremezlik ile tedavi ve bakım giderlerinden kaynaklı toplam 32.272,00 Tl maddi tazminat alacağının bulunduğu, maddi tazminat alacağına 20/08/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğinin bildirildiği, davacı vekilinin 09/07/2019 havale tarihli ıslah dilekçesini mahkememiz dosyasına ibraz ettiği ve gerekli tamamlama harcını da yatırdığı görülmüş mahkemece alınan tüm raporların ayrıntılı ve denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, 12.636,00 TL geçici iş göremezlik, 19.636,00 TL tedavi ve bakım gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 32.272,00 TL maddi zararının olduğu, davacının oluşan maddi zararlarından davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortası kapsamında sigortalısının kusuru oranında ve kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumluluğunun bulunduğu, davacının KTK.97.maddesi gereğince dava açmadan önce davalı sigorta şirketine 11/04/2017 tarihinde başvurduğu, davalı sigorta şirketince … nolu hasar dosyasının açıldığı, davacıya herhangi bir ödemenin yapılmadığı, sigorta şirketi yönünden 20/08/2017 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği, Yüksek Yargıtay 17. HD’nin 2011/7758 Esas, 2012/6081 Karar sayılı ilamı, aynı dairenin 2014/9573, 2017/519 sayılı ilamları ile Konya BAM …. HD’nin … E, … K, sayılı ilamlarının da aynı doğrultuda olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne dair ; davanın kabulü ile; Davacının 12.636,00 TL geçici iş göremezlik, 19.636,00 TL tedavi ve bakım gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 32.272,00 TL maddi tazminatının davalı … Sigorta A.Ş’den temerrüt tarihi olan 20/08/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … Sigorta AŞ vekili 29/07/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ve hakkaniyete uymadığını, müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, poliçe genel şartlarında da açıkça ifade edildiği üzere hak sahibinin uğramış olduğu zararın tespiti için yeni bir belge talep edilmesi halinde sigortacının ödeme süresinin yeni belgenin ibraz edildiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde doğacağını, dava öncesi temerrüt oluşmadığını, faiz başlangıç tarihinin ancak dava tarihi olabileceğini, geçici iş göremezlik, tedavi ve bakım gideri tazminatının teminat dışı olduğunu, bilirkişi hekim raporunun hükme esas alınamaz nitelikte olduğunu, raporda hesaplanan rakamın kabulünün mümkün olmadığını, davacının geçici işgöremezlik, tedavi ve bakıcı giderlerinden SGK sorumlu olduğundan fatura edilemeyen masraflar için ise hakkaniyet ve hukuk devleti ilkesi gereği müvekkili sigorta şirketinin sorumlu olmayacağının aşikar olduğunu, yapılan tedavi giderlerinin ispatlanmasının gerektiğini, davacının kask ve koruyucu kıyafet kullanmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, icranın tehirine, haksız davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
A-Davalının yasal başvuru yapılmadığı itirazı yönünden;
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nin “Cevap dilekçesini verme süresi” başlıklı 127. maddesinde “Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır.” hükmü; “Süresinde cevap dilekçesi verilmemesinin sonucu” başlıklı 128. maddesinde “Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.” hükmü yer almıştır.
Ayrıca, HMK’nun 357. Maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesinde resen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Ayrıca, HMK’nun 25./2 maddesi uyarınca hakim kendiliğinden delil toplayamaz.
Öte yandan aynı Kanun’un “Ön incelemenin kapsamı” başlıklı 137. maddede “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerinin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.” düzenlemesi yer almış, “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141. maddede “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” düzenlemesi yer almıştır.
Eldeki dosyada, davalı sigorta şirketine dava dilekçesi ihtaratlı olarak 11.06.2018 tarihinde tebliğ olmasına karşın iki haftalık yasal süreden çok sonra 20.02.2019 tarihinde beyan dilekçesi verildiği görülmüştür. Bu itibarla, süresinde cevap dilekçesi verilmediğinden, davalı yönünden, dava konusu vakıalar inkar edilmiş sayılması gerekecek, yeni vakılar ileri sürülemeyecektir. Bu kapsamda ‘yasal başvuru şartının yerine getirilmediğine’ yönelik itirazın ‘savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı’ ile HMK 357/1 kapsamında inceleme konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. (Aynı yönde Dairemizin … Esas, … Karar; … Esas, … Karar sayılı ilamları)
Kaldı ki, davacı tarafından başvuru dilekçesi ekinde bulunduğu belirtilen ve dilekçe ekinde yer almadığı iddia ve ispat edilmeyen trafik tespit tutanağı, hastane evrakları, hastane sağlık raporları, epikriz raporu ile diğer belgeler ile birlikte istem 04/08/2017 tarihinde davalı sigortaya tebliğ olmuş bulunup olumlu cevap verilmemiştir. Dolayısıyla başvuru şartı yerine getirilmiş olup buna yönelik itiraz da yerinde değildir.
B-Davalı Sigorta Şirketinin Bakıcı gideri ve Geçici iş göremezliğin teminat dışı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde;
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 09/12/2016 başlangıç tarihli Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekilinin geçici iş görmezlik ve bakıcı giderlerinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf itirazları yerine değildir.

C-Faturalandırılmayan Tedavi giderleri ve ispatı hususu;
Genel olarak sağlık hizmeti giderleri, fatura ile ispat edilmelidir. Ancak bazı giderlerin belge ile ispatlanması zordur. Biz bunlara faturalandırılmayan giderler olarak adlandırıyoruz. Örneğin yol giderleri gibi. Bu gibi giderler için hakimin belgelendirilmediği gerekçesi ile reddedilmesi doğru değildir. Çünkü TBK 50/2 maddesi gereği uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyecektir. Bu nedenle kişinin haksız eylemden zarar gördüğünün ve bedensel zarara uğradığının ispatlaması yeterli olup, ayrıca iyileşme harcamaları için fatura ve makbuz gibi belgeler bulup getirmesi şart değildir. Hiçbir belge sunulmasa bile, hakim, görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür. (HGK.26.04.1995, E. 1995/11-122 K.1995/430)
Somut dosyamızda 31/01/2019 havale tarihli … Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan uzman bilirkişi kurulu tarafından verilen heyet raporunda açıklamalı ve gerekçeli olarak yaralanmanın vasıf ve mahiyetine uygun olarak faturalandırılmayan tedavi gideri miktarı 7.000.00-TL olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla belgesiz tedavi giderlerinden, yukarıda belirtilen hususlar da nazara alındığında sigorta şirketinin sorumlulukları devam etmekte olduğu anlaşılmaktadır.
D-Faiz başlangıç tarihine ve aktüer bilirkişisine yönelik itirazda;
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir.
Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Somut olayda, aksi iddia ve ispat edilmediği şekilde, davalı sigorta şirketine en son ekli belgeler ile birlikte başvuru yapılıp 04/08/2017’de tebliğ edildiği taahhütlü posta belgesinden anlaşılıp 9. gün itibariyle temerrütün oluştuğu, buna göre mahkemece yazılı şekilde faiz başlangıç tarihi uygulanmasında davalı aleyhine bir hata bulunmamakla, buna yönelik itiraz yerinde görülmemiştir.
E- Davalının müterafik kusura itirazı yönünden;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun TBK md. 52. md. düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Somut olayda; davacı, tescilsiz motosikleti kask takmadan kullandığı kazadan sonra düzenlenen Trafik Tespit Tutanağı ile, yaralanmasının ağırlıklı olarak kafa ve yüz bölgesindeki kemik kırığı şeklinde olduğu sağlık raporu ve tedavi belgeleri ile sabit olup buna göre mahkemece, (TBK. md. 52) uyarınca kask takılmamasının olaya sebebiyet veren kusur olarak değil müterafik kusur olarak değerlendirilerek hesaplama yapılması, buna göre hesaplanan maddi tazminattan kask takılmaması nedeniyle %20 oranda müterafik kusur indirimi yapılması gerekmektedir. O halde B.K. 51-52 md. hükümlerine göre hesaplanacak tazminattan önce %20 müterafik kusur indirimi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalının itirazlarına ve savunmasına rağmen bu hususun karar yerinde tartışılmaması ve indirimsiz tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Bu durum nazara alınarak, % 20 müterafik kusur indiriminin uygulanması neticesinde, geçici ve faturasız tedavi ile bakıcı tazminatı olarak, en son aktüer bilirkişi raporuyla belirlenen ve miktarı istinaf konusu olmayan 32.272-TL üzerinden indirimin yapılması neticesinde, geçici iş göremezlik zararı olarak belirlenen 12.636-TL’den yapılacak % 20 indirim sonucunda 10.108,80-TL; faturasız tedavi gideri ve bakıcı gideri olarak 19.636-TL’den yapılacak % 20 indirimin sonucunda 15.780,80-TL hesaplanması ile toplamda 25.817,60 TL olarak belirlenen maddi tazminatın davacı yararına hükmedilmesi gerekmektedir.
Davacı lehine hesaplanan tazminatlardan, müterafik kusur nedeniyle mahkeme tarafından yapılan indirim sonucu belirlenen tazminat tutarları hüküm altına alınırken, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceğinin göz önüne alınması da gerekmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1094 ESAS, 2018/6778 KARARI ile bu konuda süreklilik kazanan diğer kararları)
Anlatılan gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf talebinin müterafik kusur indiriminin yapılmamış olması nedeniyle kısmen kabulüne, sair yönlerden itirazların reddine, yukarıda belirtilen sebep ve gerekçelerle hükmün düzelterek yeniden esas hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; yerel mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, düzeltilerek YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, bu nedenle (İnfazda tereddüte yol açmamak için kesinleşen ve usuli kazanılmış hak oluşturan kısımlar kararda aynen yazılarak);
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davacının 10.108,80-TL geçici iş göremezlik, 15.780,80 TL tedavi ve bakım gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 25.817,60-TL maddi tazminatının davalı … Sigorta A.Ş’den temerrüt tarihi olan 20/08/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Kararın mahiyeti gereği alınması gereken 1.763,60 TL karar ve ilam harcından başta peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 110,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.653,37 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından başta ve tamamlama harcı olarak yapılan 151,33 TL harç masrafı gideri, 314,50 TL ATK fatura bedeli, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 187,98 TL posta – tebligat gideri olmak üzere toplam 1.153,81 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen ve takdir edilen 3.098,11 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Yukarıda belirtildiği üzere, takdiri indirim nedeniyle kısmen red kararı verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Artan gider avansı olması halinde HMK m.333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
8-İstinaf eden davalı tarafça yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
9-Davalı tarafından 121,30 TL istinaf harç gideri ve 4,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 125,80 TL masrafın davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Harç ve tebliğ işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, HMK. M.362/1-ç hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/11/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip