Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/854 E. 2019/1106 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 13/11/2019

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 10/07/2019
NUMARASI : …Esas … Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/11/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 14/11/2019

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili 26/07/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; 15/06/2018 günü sürücü …ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Konya’dan Karaman istikametine seyrederken aracını emniyet şeridine park eden ve yaya olarak yolun karşı tarafına geçmek isteyen …a çarpması sonucu müvekkillerinin desteği …’ın hayatını kaybettiğini, kaza sonrasında tutulan kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğunu, kaza sonucu savrularak yere düşen müvekkillerinin desteği …’ın olay yerinde hayatını kaybettiğini, ölüm tarihinde ise müvekkillerinin desteğinin 35 yaşında olduğunu, müvekkillerinin desteği olan müteveffa …’ın annesi ve babası ile yaşadığını ve onlara maddi manevi destek olduğunu, vefat etmeseydi de hayatları boyunca müvekkillerine destek olacağını, bu nedenle şimdilik her biri için 1.000 TL maddi tazminat taleplerinin olduğunu, kazaya karışan… plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … poliçe numaralı 18/01/2018 başlangıç ve 18/01/2019 bitiş tarihli trafik sigortası poliçesi ile davalı … Sigorta A.Ş. Ye sigortalı olduğunu, müvekkilinin destek tazminatının ödenmesi amacıyla kaza yapan aracın ZMMS gereğince sigortalı bulunduğu davalı şirkete başvuruda bulundukları başvurularının 06/07/2018 tarihinde şirket yetkililerine teslim edildiğini, tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde hak sahibine ödeme yapmakla yükümlü olan sigortanın ödemeyi yapmadığını ve 21/07/2018 tarihinde temerrüde düştüğünü, bu sebeple müvekkile ödenmesi gereken tazminata sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan 21/07/2018 tarihinden itibaren kanuni faiz işletilmesini talep ettikleri, müvekkillerinin oğullarının evlenmediğini, çocuk sahibi dahi olamadan yaşamını yitirdiğini, müvekkillerinin oldukça üzüntülü zamanlar geçirdiklerini ve psikolojik olarak son derece yıprandıklarını, oğullarının mürüvvetini dahi göremediklerini, müteveffanın annesi … için 40.000,00 TL babası … için 40.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın davalı araç sürücüsü … ve araç işleteni ..’tan tahsili ile müvekkillerine ödenmesini, yapılan yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalılara hükmedilmesini talep ettikleri görülmektedir.
… vekili 30/08/2018 tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin meydana gelen üzücü olayda bir kusurunun bulunmadığını, vefat eden …’ın orta refüjdeki ağaçların arasından yola doğru atlet ve külotlu ayakları çıplak halde bir şeylerden kaçarcasına koşarak yola kontrolsüz şekilde fırladığını, daha sonra yola yatarak ayakları çıplak şekilde bağırdığını, bunun üzerine civardaki şahısların ambulansı aradığını, bunun üzerine …’ın civardaki insanları taşlayarak yanından uzaklaştırdığını, çok kısa bir süre sonra ise kazanın ise …’ın aniden yola atlet külot ayakları çıplak fırlaması üzerine meydana geldiğini, önceki olayda şahısların ambulansı araması üzerine ambulansın kazadan çok çok kısa bir süre içerisinde olay yerinde olduğunu, bu hususun civardaki tanıklar ve sağlık görevlilerinin de dinlenilmesi ile açıklığa kavuşacağını, davacıların destekten yoksun kalma tazminatlarını kabul etmediklerini, davalının anormal davranışlar sebebiyle kazaya kendisinin sebebiyet verdiğini, talep edilen miktarın çok fahiş olduğunu, açılan davanın reddini talep ettikleri görülmektedir.
… 06/09/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; 15/06/2018 tarihinde meydana gelen üzücü olayda kendisinin bir kusurunun bulunmadığını, tüm kusurun davacıların oğlu olan …’a ait olduğunu, kaza günü arkadaşı …’ın arabayı kurallara uyarak sürdüğünü ancak atlet külotlu bi şahsın yola fırlayarak intihat edercesine kendisini yola attığını, olaydan çok kısa bir süre sonra ambulansın olay yerine geldiğini, ambulansın bu kadar çabuk gelmesine şaşırdıklarını, sağlık görevlilerine sorduklarında ise aynı şahsın kendisin yolun ortasına atmasıyla ve yerlere yatmasıyla alakalı olarak kendilerine ihbarda bulunulduğunu söylediklerini, kazadan sonra davacı tarafla görüşmek için defalarca kez aracı gönderdiklerni ancak davacı tarafın sakın gelmeyin şeklinde yanıtlarını aldıklarını, kendisinin %43 oranında sağ diz altından ortopedik özürlü olduğunu ve olayla ilgili hiçbir kusurunun bulunmadığını, dava dilekçesindeki beyanları kabul etmediklerini, …’ın psikolojik sorunları olduğunu, birkaç kez de intiraha kalkıştığını, açılan davanın reddini talep ettiği görülmektedir.
Davalı .. Sigorta A.Ş vekili 07/09/2018 tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; Başvuru şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, sigortacıya usulüne uygun olarak başvuruda bulunulmamışsa sigortacının sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün muaccel olmayacağından sigortacının temerrüdünden söz edilmesi ve bunun sonucu olarak ödemesi gereken miktarın faizinden sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmayacağını, davacı yanın ihtar dilekçesi ile müvekkili şirkete başvuru yaptığını ancak davacının başvurusu sırasında yukarıda izah edildiği üzere eksik evrak ile başvuru yaptığını, bu nedenle davacı yanın davasının usulen reddini talep ettiklerini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusuru olması halinde söz konusu olduğunu, müteveffa yaya …’ın dosya içeriğinde olan belgeler uyarınca asli kusurlu olduğunun sabit olduğunu, dosya arasında mevcut olan belgelerden müteveffanın Konya-Karaman yolu arasında hızla akan trafiğin ortasına kendisini attığını, sigortalı araç sürücüsünün hız sınırlarına riayet ederek seyir halinde iken davaya konu vahim kazanın meydana geldiğini, tarafların kusur oranına ilişkin dosyada rapor tanziminin ettirilmesi, dosyanın aynı zamanda aktüer bilirkişiye de gönderilmesi gerektiğini,SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin veya gelir bağlanıp bağlanmadığının da sorulmasının, mükerrer ödeme yapılmasının engellenmesi gerektiğini, aynı zamanda davacı tarafın faiz başlangıç tarihine ilişkin talebinin de haksız olduğunu, müvekkili sigorta şirketine eksik evrakla başvuru yapılmış olduğunu ve usulüne uygun bir başvuru olmadığından bir temerrüdün gündeme gelmeyeceğini, gelecekse dahi bu temerrüdün dava tarihi olması gerektiğini, davacı yanın açmış olduğu davanın reddini, yapılan yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davacı yana hükmedilmesini talep ettikleri görülmektedir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/07/2019 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile ; ” Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde;Davacının 15/06/2018 günü sürücü …ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Konya’dan Karaman istikametine seyrederken aracını emniyet şeridine park eden ve yaya olarak yolun karşı tarafına geçmek isteyen …’a çarpması sonucu müvekkillerinin desteği …’ın hayatını kaybettiğini, kaza sonrasında tutulan kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğunu, kaza sonucu savrularak yere düşen müvekkillerinin desteği …’ın olay yerinde hayatını kaybettiğini, ölüm tarihinde ise müvekkillerinin desteğinin 35 yaşında olduğunu, müvekkillerinin desteği olan müteveffa …’ın annesi ve babası ile yaşadığını ve onlara maddi manevi destek olduğunu, vefat etmeseydi de hayatları boyunca müvekkillerine destek olacağını, bu nedenle şimdilik her biri için 1.000 TL maddi tazminat taleplerinin olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … poliçe numaralı 18/01/2018 başlangıç ve 18/01/2019 bitiş tarihli trafik sigortası poliçesi ile davalı … sigorta A.Ş. Ye sigortalı olduğunu, müvekkilinin destek tazminatının ödenmesi amacıyla kaza yapan aracın ZMMS gereğince sigortalı bulunduğu davalı şirkete başvuruda bulundukları başvurularının 06/07/2018 tarihinde şirket yetkililerine teslim edildiğini, tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde hak sahibine ödeme yapmakla yükümlü olan sigortanın ödemeyi yapmadığını ve 21/07/2018 tarihinde temerrüde düştüğünü, bu sebeple müvekkile ödenmesi gereken tazminata sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan 21/07/2018 tarihinden itibaren kanuni faiz işletilmesini talep ettikleri, müvekkillerinin oğullarının evlenmediğini, çocuk sahibi dahi olamadan yaşamını yitirdiğini, müvekkillerinin oldukça üzüntülü zamanlar geçirdiklerini ve psikolojik olarak son derece yıprandıklarını, oğullarının mürüvvetini dahi göremediklerini, müteveffanın annesi … için 40.000,00 TL babası … için 40.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın davalı araç sürücüsü … ve araç işleteni …’tan tahsili ile müvekkillerine ödenmesini talep ettikleri, davalıların cevap dilekçelerini yasal süresi içerisinde ibraz ettikleri görülmüştür, konunun 6098 sayılı TBK.49.-56.maddeleri ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK.54.maddesinde; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri.2. Kazanç kaybı.3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde, TBK’nun 56/1.maddesinde;”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde, KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK.92.maddesinde;(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik sonrası) “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler, c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler, e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler. g) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, h) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde;(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik sonrası) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde;(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik sonrası) “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”şeklinde düzenlemeler yapıldığı, 15/06/2018 günü sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Konya’dan Karaman istikametine seyrederken yaya olarak yolun karşı tarafına geçmek isteyen …’a çarpması sonucu …’ın hayatını kaybettiği, kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğu, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … poliçe numaralı 18/01/2018 başlangıç ve 18/01/2019 bitiş tarihli trafik sigortası poliçesi ile davalı … sigorta A.Ş. Ye sigortalı olduğu, davacıların tazminatının ödenmesi amacıyla kaza yapan aracın ZMMS gereğince sigortalı bulunduğu davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu, başvurunun 06/07/2018 tarihinde şirket yetkililerine teslim edildiği, tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde hak sahibine ödeme yapmakla yükümlü olan sigortanın ödemeyi yapmadığı ve 21/07/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, 918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağının kabul edildiği, dosyaya kazandırılan Adli Tıp Kurumu’nun raporunda Sürücü …’ın %15 oranında kusurlu, yaya …’ın %85 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği de dikkate alındığında davanın kısmen kabulüne, … Yönünden 7.000 TL, … Yönünden 7.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların maddi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine, davacıların murisi …’ın ölümü sonucu acı çektikleri, derin üzüntü ve elem içinde kaldıkları, bu nedenle davacının manevi zarara uğradığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, haksız eylemin ağırlığı, kusur durumu ve diğer hususlar dikkate alınarak aynı zamanda “hükmedilcek bu para, zarara uğrayandan manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır, bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amcına göre belirlenmelidir, takdir edilecek miktarı mevcut halde elde edilecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır” (4. HD’nin 06/06/1999 Tarih, 3872/5240; 4. HD’nin 18/06/1998 tarih, 16/89/4951 ), “hükmedilcek bu para, zarara uğrayandan manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır, bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amcına göre belirlenmelidir, takdir edilecek miktarı mevcut halde elde edilecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır” (4. HD’nin 06/06/1999 Tarih, 3872/5240; 4. HD’nin 18/06/1998 tarih, 16/89/4951 ), Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebi ile duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde bulundurularak hak ve nesafet çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır, zira TMK’nın 4. Maddesinde kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre takdir edeceği öngörülmüştür. (Yargıtay 17. HD’nin 23/02/2015 Tarih 2013/16396 Esas 2015/3179 Karar) anılan emsal kararların da dikkate alınması neticesinde davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilerek aynı zamanda davacıların maddi tazminat yönünden yargılama giderleri ve vekalet ücreti talepleri de bulunmadığından; Davacıların maddi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat yönünden; … için 7.000 TL, … için 7.000 manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, ” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı… vekili 26/07/2019 havale tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davacının manevi tazminat talebinin kısmen reddedilmesine rağmen lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, ceza davasının bekletici mesele yapılmaması, dilekçelerinin dikkate alınmaması, kazada kusuru bulunmayan müvekkilini mağdur eder nitelikte hukuka ve usule aykırı bir karar verilmesine neden olduğunu, kazda vefat eden …ın alkollü ya da uyuşturucu madde etkisi altında olduğunu, bu hususların ceza yargılamasında tanık beyanları ile kanıtlandığını, kaza nedeniyle 112 acil servise yapılan kaza ihbarlarının tanıkların ve diğer ihbar edenlerin konuşmalarının ses kayıtlarından yazıya döküm yapıldığını, bu hususta kazada vefat eden …’ın uyuşturucu madde ya da alkol aldığını teyit ettiğini, müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun olmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davacılar vekili 08/08/2019 tarihli istinafa cevap dilekçesinde özet olarak; davalının ceza yargılamasının bekletici mesele yapılması iddiasının hukuki mesnetten uzak ve kabul edilemez olduğunu, yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davacının yersiz ve hukuki temelden uzak istinaf başvurusunun reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava trafik kazası nedeniyle ölüm nedeniyle destekleri vefat eden anne ve baba davacıların maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece incelemeye konu, maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı araç sürücüsü…tarafından karar manevi tazminat yönünden istinaf edilmiştir.
İstinaf sebebi de göz önünde bulundurulduğunda taraflar arasındaki uyuşmazlık, kusur varlığı ve oranı noktasındadır.
A- Kusur itirazı yönünden yapılan incelemede;
Ceza davasında hükme dayanak yapılan maddi olgularla ve özellikle eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen, mahkumiyet kararının bu yönlerinin hukuk hakimini bağlayacağı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararın hukuk hakimini bağlamayacağı hususlarının doktrinde ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında kabul edilmekte olduğu, bunun yanında, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararının, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıdığı, (YHGK’nın 23.01.1985 gün ve 1983/10-372 esas, 1985/21 karar sayılı ilamı) ceza mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, olayın varlığına ve sanık tarafından işlendiğine ilişkin maddi olgular hakkındaki kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin hüküm oluşturacağı, bunun nedeninin, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hakiminin hukuk hakiminden çok daha elverişli bir konumda olmasından kaynaklandığı, (Mustafa Çemberci, Hukuk Davalarında Kesin Hüküm, 1965, s. 22 vd; Turgut Uygur, Borçlar Kanunu Şerhi, C. 1, S. 844; YHGK’nın 28.03.2012 gün ve 19-24 esas, 243 karar sayılı ilamı) böylece, kural olarak hukuk hakiminin ceza yasasındaki hükümlerle ve ceza hakiminin kararıyla bağlı tutulmadığı, ancak ceza yargılamasındaki mahkumiyet kararı, kusurun takdiri ve zarar tutarının saptanması konusunda hukuk hakimini bağlamaz ise de; mahkumiyet kararı, eylemin haksızlığını ve sanık tarafından işlendiği hususları hukuk hakimini bağlayıcı niteliktedir.
6098 Sayılı TBK’nun 74. maddesi gereğince hukuk mahkemesi hakimi ceza mahkemesinin maddi olgulara ilişkin tespitleriyle bağlı olmakla birlikte ceza mahkemesince belirlenmiş olan kusur oranıyla bağlı değildir. (Y.17 HD.02.03.2015, 2014/4900E. 2015/3668 K.)
Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, somut olaya ilişkin olarak Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasında olaya ilişkin yargılamanın devam ettiği, henüz hüküm verilmemiş olduğu, bu ceza davasında dosyaya yansıdığı kadarıyla alınmış bir kusur raporunun bulunmadığı;
Olaya ilişkin düzenlenen Trafik Tespit Tutanağında, kazanın oluşumunda davacıların desteği yaya …’ın KTK 84, 68/a-2 kuralını (yayaların yürümesine ayrılmış kısımların kullanılmasının mümkün olmadığı veya taşıt trafiğini tehlikeyle düşürecek şekilde taşıt yolunda yürümek) ihlal ettiği, davalı sürücü …’ın ise KTK 52.b kuralını (Aracın hızını teknik özelliğine görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) ihlal ettiği;
Mahkemece Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda ise, Kaza Tespit Tutanağı, tüm ifadeler, çarpmanın yeri ve tekmil veriler nazara alındığında, sürücü davalı …’ın olay mahalli ve gece vakti göz önünde bulundurulduğunda hızını görüş mesafesine göre ayarlamadığından alt derecede % 15 oranında tali kusurlu, yaya …’ın ise gece vakti geliş ve gidişli şehirler arası yolda taşıt trafiğini, gelen araçların hız ve yakınlığını dikkate alarak kontrollü ve kurallara uygun şekilde taşıt yoluna girmesi gerekirken aksine hareketle kontrolsüzce taşıt yoluna girip ilk geçiş hakkını bırakmadığından asli olarak % 85 kusurlu olduğu belirtilmiş olup alınan Trafik Tespit Tutanağındaki belirleme ile Adli Tıp Kurumu kusur raporlarının birbirini teyit eder şekilde kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunmuş olmasına göre davalının soyut nitelikteki hiçbir yeni somut delile dayanmayan itirazlarının yerinde olmadığı, cevap dilekçesinde bildirilen tanıkların da kazanın meydana geliş şeklini görmeyen kazadan sonradan gelen ambülans ekibinden kişiler olup dinlenmeleri halinde tanıklıklarının yukarıda anlatılan kusur durumunu ve kazanın meydana geliş şeklini değiştirmeyip, dinlenmelerinin kusur tespiti açısından gerekli olmadığı, bu raporlar esas alınarak hüküm verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durumun olmadığı, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre de kusur durumu için ceza dosyasının beklenilmesinin gerekmediği anlaşılmış bulunmaktadır.
B- Vekalet ücreti yönünden itirazda;
Davalı …, manevi tazminatın kısmen reddi nedeniyle taraflarına vekalet ücreti takdiri gerektiğini ileri sürmüştür.
Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi’nin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. Maddesinde;
(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarife’nin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.
(4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir” ;
Ayrıca, davacılar ve davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Davacılar tarafından davalılardan maddi tazminat talep edildiğine ve davacılar ile davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığına göre kabul edilen miktarlar yönünden herbir davacı için ayrı ayrı, reddedilen kısım üzerinden de kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerekir.
Yazılı düzenlemeden hareketle somut olayda, manevi tazminatın kısmen reddine karar verildiğine göre aleyhlerine tazminat istenilen ve kendisini vekil ile temsil ettiren istinaf eden davalı … lehine de reddedilen miktar ve yukarıda hüküm nazara alınarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde sadece davacı taraf lehine vekalet ücretine karar verilmesinde isabet bulunmadığından davalı vekilinin bu sebeple istinaf talebinin kısmen kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı… vekilinin istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden Kısmen KABULÜNE, Yerel Mahkeme Kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (infazda tereddüt oluşmaması için kesinleşen ve usuli kazanılmış hak teşkil eden hususlar da aynen yazılarak)
Davacıların davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Manevi tazminat yönünden; … için 7.000 TL, … 7.000 manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
3-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 478,17 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 280,08 TL’nin mahsubu ile bakiye 198,09 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
5-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 637,20 TL ilk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7- Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 10. maddesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan ayrı ayrı alınarak (iki adet ihtiyari dava arkadaşı bulunduğundan) davalı …’a verilmesine,
8-Davacı tarafından dava başında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
9-İstinaf eden davalı … tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davalı …’a iadesine,
10-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 242,60 TL istinaf harç gideri 6,40 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 249,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
11-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Harç ve tebliğ işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, HMK. M.362/1-ç hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/11/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip