Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/850 E. 2019/1055 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 05/11/2019

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2019
NUMARASI : … Esas …Karar

DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … –
DAVALILAR : …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – Av. … – …
– … – (T.C. Kimlik No: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 05/11/2019
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 05/11/2019
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davalı … vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 07/02/2018 tarihli dilekçesiyle; 24/05/2016 tarihinde davalı sürücü … idaresindeki … plakalı kamyonet ile …. Sokağı takiben gelip Dur yazılı işaret levhasına uymadan girdiğini, … Cad. kavşağında … idaresindeki… plakalı kamyonetin sol ön kısmı ile çarpıştığını, çarpışmanın etkisi ile kaldırım üzerine savrulduğunu ve kaldırım üzerinde bekleyen yayalar … ve müvekkili …’e çarparak durduğunu ve müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, kaza ile ilgili olarak Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı ceza dosyasının açıldığını, kazaya neden olan … aracın ZMMS poliçesi sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, 23/02/2017 tarihinde davalı … şirketine dava açılmadan önce başvuruda bulunulduğunu, sigorta şirketinin 15/09/2017 tarihli e-mail cevabında, feragat karşılığında 79.128,00 TL. ödeyebileceklerini bildirdiklerini beyan ederek, davalılardan ….i’nin malvarlıkları üzerinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, 80.000,00 TL. sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL. geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL. bakıcı gideri ve 100,00 TL. tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 80.300,00 TL. maddi tazminatın sigorta şirketi için başvuru tarihi olan 23/02/2017 tarihinden itibaren, diğer davalı için kaza tarihi olan 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkiline BK. 76. madde uyarınca 79.000,00 TL. geçici tazminat ödemesi yapılmasına, 50.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan …’den tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılardan … vekilinin 01/03/2018 tarihli davaya cevap dilekçesinde; kazaya sebep olan dava dışı araç sürücüsü … …’in çok hızlı gelerek müvekkilinin aracına çarptığını, müvekkilinin kamyonet tipli aracının hurdaya çıkarıldığını ve şu an kullanılamaz halde olduğunu, aracın kazadan sonraki durumu dahi kazaya sebebiyet veren … …’in çok hızlı olduğunun göstergesi iken olay yerine gelen polis memurlarınca tutulan kaza tespit tutanağında bu durumların hiç gözlemlenmediğini, sırf tali yoldan çıkanın müvekkili olduğundan tüm kusurun müvekkiline verilerek tutanak düzenlendiğini, müvekkilinin alkol kontrolü sırasında alkolsüz olduğunu, müvekkilinin taşınır ve taşınmaz mallarına tedbir konulması talebinin de reddi gerektiğini beyan ederek, davanın reddini ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili 25/04/2018 tarihli dilekçesiyle davaya cevap verme süresinin uzatılmasına dair dilekçe ibraz etmiş, davalı … vekiline cevap verme süresi verilmiş ise de ; davalı vekili davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen 01/07/2019 tarihli gerekçeli kararı ile; “Somut olayda ; 2918 s. KTK.nın 109/2 maddesi ve TCK.nın 89. maddesi ile TCK.nın 66/1-e maddesi gereğince, taksirle yaralanmaya sebebiyet verilmesi halinde ceza davası zamanaşımı süresinin 8 yıl olması, kaza tarihiyle dava tarihi arasında da bu sürenin geçmemiş olması nedeniyle davalılardan … Sigorta A.Ş.nin zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince davalı … yönünden dava şartının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Davalılardan …’nin tanıkları … ile …’ın ceza dosyasında hem poliste, hem duruşmada dinlenmiş olmaları nedeniyle ve usül ekonomisi gereğince mahkememizde yeniden dinletilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Adli Tıp Kusur raporuna göre; dava konusu kazada sürücü …’nin % 100 kusurlu olduğu, sürücü …’in ve yaya …’ün kusursuz oldukları belirlenmiştir.
… Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Kurumu bilirkişi heyetinin raporuna göre ; davacı …’ün, dava konusu trafik kazası neticesinde yaralandığını, davacının toplam tedavi masraflarının 1.500,00 TL. olduğunu, bu miktara 3(üç) ay boyunca kazanç kaybının ve bakıcı giderlerinin de eklenmesinin uygun olduğunu, bu hesaplanan giderin SGK tarafından karşılanamayacağı bildirilmiştir.
Tazminat bilirkişisinin raporuna göre de ; dava konusu kazada yaralanan …’ün sürekli, geçici iş göremezlik, tedavi masrafları ve bakım giderleri olmak üzere toplam 219.525,85 TL. maddi tazminat alacağının bulunduğu anlaşılmıştır.
Konunun 6098 sayılı TBK.49.maddesi ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde; “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler, c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler. g) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, h) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, i) (Ek bent: 14/04/2016-6704 S.K. 4. mad.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde;”Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar. ” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği davaya konu kazanın meydana geliş şekli ile yukarıda izah edilen hukuki düzenlemelerin de örtüştüğü, mahkemece alınan raporun ayrıntılı ve denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, davacı vekilinin davasını ıslah ettiği, dava tarihi itibariyle 2918 sayılı KTK’nunun da 6704 Sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin yürürlükte olduğu, davacının KTK.97.maddesi gereğince dava açmadan önce davalı şirkete başvurduğu,
Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarıyla tarafların kusur durumu ve davacının maddi zararları belirlenmiş olup, talep artırım dilekçesiyle de raporlara uygun olarak tazminat taleplerinin artırılması karşısında davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede ise ; kazanın meydana geldiği tarih, tarafların kusur durumu, davacıların destekten yoksun kalması, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile manevi tazminatın amacı göz önünde bulundurularak, davacıların manevi tazminat talebinin de dava tarihinden itibaren kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davacının davasının kısmen kabulü ile ; maddi tazminatlar açısından, sürekli iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu maddi zarar olarak 210.221,05 TL. nin davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı … açısından sigorta limitiyle sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 31/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalı … ise kaza tarihi olan 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine, geçici iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu maddi zarar olarak 3.902,40 TL. nin davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı … açısından sigorta limitiyle sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 31/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalı … ise kaza tarihi olan 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine, tedavi giderleri açısından uğramış olduğu maddi zarar olarak 1.500,00 TL. nin davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı … açısından sigorta limitiyle sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 31/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalı … ise kaza tarihi olan 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine, bakıcı giderinden dolayı uğramış olduğu maddi zarar olarak 3.902,40 TL. nin davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı … açısından sigorta limitiyle sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 31/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalı … ise kaza tarihi olan 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine, manevi tazminat açısından kısmen kabulü ile 20.000,00 TL. manevi tazminatın davalılardan …’den kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle ;Yerel Mahkemece verilen kararda davacının maluliyet oranın hatalı hesaplandığını, hükme esas alınan maluliyet raporunun rasyonel olmadığını, taraflarınca yapılan itirazların değerlendirilmediğini, Yerel Mahkemece hükme esas alınan rapor ile davacının sürekli maluliyet tazminatının fahiş hesaplandığını, alınan iki maluliyet raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın yeni bir maluliyet oranı tespiti için Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesine gönderilmesi gerekirken, … Üniversitesinden alınan raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, ZMMS genel şartlarına geçici iş göremezlik zararı ile geçici bakıcı giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, bu taleplerin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle davacının bu taleplerinin de reddinin gerektiğini, Yerel Mahkemece hükme esas alınan hesaplama raporundaki yöntemin de hatalı olduğunu, kararın bu yönüyle de kabul edilemeyeceğini, bilirkişinin 18/02/2019 tarihli hesap raporunda kişinin kaza tarihinden itibaren başlayarak hesaplama yapıldığını ancak kişinin 22 yaş çalışma tarihi sonu itibari ile hesaplama yapılması gerektiğini, buna dair yaptıkları itirazların da değerlendirilmediğini, müvekkili şirketi aleyhine kurulan hükmün eksik inceleme ürünü olduğunu, Yerel Mahkemece tazminata temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz faiz işletilmesine dair verilen kararın da haksız olduğunu, müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, temerrüde düşmediğini, usulüne uygun başvuru olmadığı taktirde temerrüdün dava tarihi olduğunun kabulünün gerektiğini, davacı lehine faize hükmedilmesi durumunda da davacı tarafın ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece verilen kısmen kabul kısmen reddine dair kararın davalı … vekilinin istinaf itirazları doğrultusunda kararın ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davalı … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemli davadır.
A- Davalı … Vekilinin, … Hastahane Adli Tıp Anabilim Başkanlığından alınan maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu … ihtisas dairesinden alınmasına ve davacı tarafından sunulan maluliyet raporu ile yargılama aşamasında Üniversiteden alınan rapor arasındaki çelişik durumun giderimine yönelik istinaf itirazında:
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur.
Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği,01.06.2015 tarihinden sonra ise, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A.5 maddesinin (c) bendi ikinci paragrafındaki “Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır” hükmü gereğince 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut dosyamızda ;… Üniversitesi … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığından alınan 03/07/2018 tarihli heyet raporunun YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2015/15557 E 2018/7758 K sayılı ilamı uyarınca söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlar tarafından (çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak) uzmanlık alanlarına göre, HMK’nun 275. maddesi gereğince oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan YÖNETMELİĞE göre belirlenmesine ilişkin mevzuat hükümleri dikkate alınır kararına uygun olduğundan davalının buna ilişkin istinafı yerinde görülmemiştir.
Yine Mahkemece yargılama aşamasında … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığından alınan 03/07/2018 tarihli heyet raporunda davacının yaralanmasının % 24 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği,… Hastanesi Engelli Sağlık Kurulunca düzenlenen raporda % 15 oranında çalışma gücünü kaybettiği belirlenmiştir. Mahkemece davacıda oluşan maluliyet oranı … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığından alınan heyet raporunca düzenlenen raporda belirlenen oran olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış ve sonucuna göre hüküm kurulmuştur.
Yargıtay HGK 17/06/2015 tarih … Esas, … Kararı ile eğer sağlık kurulu raporunda belirlenen maluliyet oranı ile mahkemece alınan adli tıp uzmanı raporundaki maluliyet oranı arasında misli fark varsa bu çelişki Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu tarafından giderilmelidir.
Her ne kadar Sağlık Kurulu raporu tek başına bedensel zararların belirlenmesi açısından maluliyet oranının tespitinde yeterli olmasa da, … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığı tarafından kaza tarihindeki mevzuaata uygun raporda,Hastahaneden alınan sağlık kurulu raporunun tartışılıp tartışılmadığı önem arzeder. Eğer tartışılmamış ve iki rapor arasında önemli bir fark varsa bu çelişki giderilmelidir. Ancak Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığından alınan , ilgili tüzük yada yönetmeliğe uygun hazırlanan maluliyet raporunda sağlık kurulu raporu irdelenmiş maluliyetin niteliği ve oranındaki değişiklikler bilimsel bir gerekçe ile tartışılmış ise artık iki rapor arasında çelişkiden bahsedilemez. Çünkü Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığından alınan heyet raporu ,ilgili tüzük ve yönetmeliğe uygun ve denetlenebilir olduğundan tazminat hesabında esas alınacaktır.
Somut dosyamızda … Hastanesi Engelli Sağlık Kurulunca düzenlenen rapor, … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığından alınan heyet raporunda irdelenmiş ve değişiklikler bilimsel bir gerekçe ile tartışılmış ve yine yukarıda bahsi geçen bir misli farkda olmadığı görülmüştür.Bu durumda iki rapor arasında çelişki olduğundan bahsedilemez.
ANCAK;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/1. maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesine yer verilmiştir.
Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı izahtan varestedir.(YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2015/3253 ESAS, 2017/9419 KARAR; aynı daire 2015/10058 ESAS, 2018/4639 KARAR)
Davalı … vekilinin, … , … ve … tarafından verilen 03.07.2018 tarihli heyet raporu istinaf eden davalı vekiline ihtaratlı olarak 10/07/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen bilirkişi raporuna yazılı olarak 01/08/2018 tarihinde süresinde olmayan itirazda bulunulduğundan,davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği de açıktır. Bu nedenle davalı … vekilinin buna yönelik istinafları yerinde görülmemiştir.
B-Davalı vekilinin geçici iş göremezliğin, bakıcı giderlerinin teminat dışı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde:
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder. (Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 18/01/2016 tanzim tarihli Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekilinin geçici işgörmezlik ve bakıcı giderlerinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf itirazları yerine değildir.
C-Davalı vekilinin aktüerya raporu hesaplamasına yönelik istinaf itirazının incelenmesinde:
Her ne kadar davalı vekili aktüerya raporuna yönelik itirazlarda bulunmuş ise de, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5/ç ve Ek Cetvel 2/3 ve 4 maddelerine göre davacıların zararının hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosunun ve 1,8 teknik faizin (iskonto oranının) esas alınması, sureti ile talep edebileceği tazminatın hesaplanması konusunda ayrıntılı,denetime açık,doyurucu şekilde aktüerya bilirkişisinden rapor alınmış olduğu ve düzenlemeye uygun olarak düzenlenmiş olduğunda buna ilişkin davalının istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
D-Davalı vekilinin faiz başlangıcının yanlış belirlendiği istinaf itirazları yönünden,
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9. gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir.
Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı … şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Davacının dava açmadan önce davalı sigortacıya başvuruda bulunduğu, 27/03/2017 tarihinde tebliğ olduğu ve 05/04/2017 tarihinde temerrüde düşeceğinden ilk derece mahkemesince temerrüt tarihinde yanılgıya düşülmüş o6lması yerinde görülmeyerek davalı vekilinin buna yönelik istinafı yerinde görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden başkaca herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek sigorta şirketi açısından 31/03/2017 tarihinden yasal faiz işletilmek suretiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda KABULÜ ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE YENİDEN HÜKÜM TESİS EDİLMESİNE,
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
a)Maddi tazminatlar açısından, sürekli iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu maddi zarar olarak 210.221,05 TL. nin davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı … açısından sigorta limitiyle sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 05/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalı … ise kaza tarihi olan 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine,
b)Geçici iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu maddi zarar olarak 3.902,40 TL. nin davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı … açısından sigorta limitiyle sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 05/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalı … ise kaza tarihi olan 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine,
c)Tedavi giderleri açısından uğramış olduğu maddi zarar olarak 1.500,00 TL. nin davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı … açısından sigorta limitiyle sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 05/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalı … ise kaza tarihi olan 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine,
d)Bakıcı giderinden dolayı uğramış olduğu maddi zarar olarak 3.902,40 TL. nin davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı … açısından sigorta limitiyle sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 05/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalı ise kaza tarihi olan 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine,
İlk Derece Yargılamasına Göre;
2-Manevi tazminat açısından KISMEN KABULÜ ile 20.000,00 TL. manevi tazminatın davalılardan …’den kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
3-Maddi tazminat yönünden; Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli (219.525,85 TL. üzerinden) 14.995,81 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 274,26 TL (peşin alınan 445,04 TL’den manevi tazminat talebi için alınan peşin harcın mahsubundan sonra kalan) ve 475,53 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 749,79 TL’nin mahsubu ile bakiye 14.246,02 TL harcın (davalılardan sigorta şirketi açısından ihbarın sonucundaki temerrüt tarihinden başlamak üzere sigorta kapsamı limiti kadar sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irad kaydına,
4-Manevi tazminat yönünden; Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken (20.000 TL. üzerinden) 1.366,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,77 TL’nin (peşin alınan 445,04 TL’den maddi tazminat talebi için alınan peşin harcın mahsubundan sonra kalan) mahsubu ile bakiye 1.195,43 TL harcın davalılardan …’den alınarak Hazine’ye irad kaydına,
5-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 545,24 TL ilk yargılama harcı ve 475,53 TL ıslah harcı olmak üzere toplamı olan 1.020,77 TL’nin (davalılardan sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden başlamak üzere sigorta kapsamı limiti kadar sorumlu olmak ve harcın 831,40 TL’sinden sorumlu tutulmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 2.166,00 TL. bilirkişi ve posta masrafları ve 207,18 TL. olmak üzere toplam 2.373,18 TL. yargılama giderinin kabul red oranına göre (239.525,85/269.525,85) hesaplanan 2.109,03 TL’sinin (davalılardan sigorta şirketi açısından ihbarın sonucundaki temerrüt tarihinden başlamak üzere sigorta kapsamı limiti kadar sorumlu olmak ve yargılama giderlerinin 1.932,93 TL’sinden sorumlu tutulmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, geri kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılardan … tarafından yapılan 22,50 TL. yargılama giderinin kabul red oranına göre (239.525,85/269.525,85) hesaplanan 19,99 TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılardan …’ye verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
8-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminatın kabul edilen kısmı (219.525,85 TL.) üzerinden davacı vekili için 19.121,55 TL. nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminatın kabul edilen kısmı (20.000,00 TL.) üzerinden davacı vekilleri için 2.725,00 TL. nispi vekalet ücretinin davalılardan …’den alınarak davacıya verilmesine,
10-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminatın reddedilen kısmı (50.000,00-20.000,00=) 30.000,00 TL. üzerinden davalılardan … vekilli için 2.725,00 TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılardan …’ye verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde ilgili taraflara iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen ilgili taraflara iadesine,
İstinaf Yargılamasına Göre;
12-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan harcının talep halinde davalı … şirketine iadesine,
13-Davalı … tarafından yapılan 121,30 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı … şirketine verilmesine,
14-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
15-Davalı tarafından yatırılan istinaf avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde tarafına iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi. 05/11/2019


Başkan


Üye


Üye


Katip