Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/711 E. 2019/682 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :
KARAR TARİHİ :
NUMARASI

DAVACILAR
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
:
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ :
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davacılar vekili ile davalı… vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; 09/09/2013 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki davalı …’ne ait … plakalı otobüsle müvekkil… sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, davalı … hakkında Konya … Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını, bu dosyada alınan bilirkişi raporuna göre davalı …’ın tam kusurlu müvekkilinin ise kusursuz olduğunun tespit edildiğini, müvekkillerinin Antalya’da ikamet ettiklerini kaza sonrasında günlerce Konya’da hastanede kaldıklarını, kaza nedeniyle büyük hasar gören müvekkilinin aracının hurdaya çıkarılması ile müvekkillerinin çok sıkıntı çektiklerini, müvekkili…’un terzi olduğunu kaza sonucunda çalışamadığı 2 aylık sürede müşteri kaybettiğini ve aylık 4-5.000,00 TL gelirinden yoksun kaldığını,bu nedenlerle fazlaya ve tazminata dair tüm talep ve sair talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminat talep ettiklerini, müvekkillerinin kaza sonucu yaralandıklarını, manevi anlamda zor günler yaşadıklarını, bu nedenlerle toplamda 40.000,00 TL manevi tazminatın 09/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, mahkememiz kararı kesinleşinceye kadar davalılar … ve … adına kayıtlı ve … adına kayıtlı … plakalı otobüs ile başkaca davalıların taşınır malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama gideri ve ücreti vekalet talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanını tekrar etmiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin uğramış olduğunu iddia ettiği zararlar ve miktarların hayatın olağan akışına uygun olmadığını, bu zarar ve miktarların ispatının gerektiğini, Konya … Asliye Ceza Mahkemesinde görülmekte olan dosyanın sonucunun beklenilmesi gerektiğini, davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarının fahiş olmadığını, tazminatın amacının zarar verici olay dolayısıyla zarar görenin iradesi dışında maruz kaldığı zararın giderilmesi olduğu, bu nedenle maddi tazminatın kar ve kazanca vesile olmaması, kişilerin sebepsiz zenginleşmesine yol açmayacak bir düzeyde olması ve yalnızca maruz kalınan zararı telafi etmesi gerektiğinden davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacıların maluliyete ilişkin taleplerinin oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin aktüerya bilirkişisi tarafından rapor düzenlenmesi gerektiğini, davacı tarafından dava öncesinde müvekkili şirkete herhangi bir müracaatta bulunulmadığını dolayısıyla müvekkil şirketin temerrüde düşmediğini, son yasal düzenlemeler çerçevesinde sağlık hizmet bedelleri ve geçici iş göremezlik zararı ve tedavi giderlerinden sigorta şirketinin sorumlu olmadığını, davacı tarafın araçta meydana gelmiş olan hasar sebebiyle uğranılmış bir kazanç iş gücü ve değer kaybına ilişkin talebinin poliçe kapsamında olmadığını, davacı tarafça araç hasarına ilişkin olarak dolaylı zararlar yönünden davanın reddini, her halükarda teminat kapsamında olmayan manevi tazminat bakımından müvekkil şirket bakımından davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen 27/12/2018 tarihli kararı ile; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların davalı …’ın sevk ve idaresindeki diğer davalılardan …’ne ait diğer davalı tarafından sigortalanan aracın davacı…’un sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralandıklarından bahisle, geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri talebinde bulundukları, alınan bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın %100 kusurlu olduğu, Adli Tıp … İhtisas Kurulundan alınan rapora göre davacı …’ün sürekli maluliyetinin bulunmadığı 3 hafta iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı, davacı …’in sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 1,5 ay iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı, davacı …’un sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 1,5 ay iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı, davacı… ‘un sürekli maluliyetinin bulunmadığı 3 hafta iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı, davacı …’un %33 oranında malul kalacak 6 ay iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı, dava sırasında davalı sigorta şirketinin davacılar…, … ve …’a ödemeler yaptığı, davacıların bu ödemeler nedeniyle davalı sigorta şirketini ibra ettikleri, bu ibranın diğer davalılara da sirayet edeceği, bu nedenle bu davacıların maddi tazminat davalarının konusu kalmadığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, davacıların dava açmakta haklı oldukları fakat yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerini davalı sigorta şirketinden aldıkları anlaşıldığından bu konuda karar verilmemiş, davacılar … ve …’ün kaza tarihinde 18 yaşından küçük oldukları, gelir getiren bir işte çalıştıklarını iddia ve ispat edemedikleri anlaşıldığından bu davacıların geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş, alınan bilirkişi raporlarına göre talepten fazlaya karar verilemeyceğinden davacı …’ün 200,00 TL tedavi gideri 25,00 TL bakıcı gideri, davacı …’un 200,00 TL tedavi gideri, 25,00 TL bakıcı gideri talep edebilecekleri, davalı sigorta şirketinin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği davacıların yasal faiz talebinde bulundukları, davalıların manevi tazminat taleplerinin incelenmesinde,davalı sigorta şirketinin manevi tazminattan sorumluluğunun olmadığı, olayın oluş biçimi, kusur durumları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanması amacı da olmadığı gözönüne alınarak takdiren davacı … için 10.000,00 TL, davacılar … ve … için 3.000,00’er TL, davacılar … ve… için 1.500,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak yukarıda belirtilen miktarlarda davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davacılar…, … ve …’un maddi tazminat davalarının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davacılar … ve …’un maddi tazminat davalarının kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması kayıt ve şartı ile; 200,00 TL tedavi gideri, 25,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 225,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 09/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, 200,00 TL tedavi gideri, 25,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 225,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 09/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, Davacılar … ve …’un bu talepler yönünden fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, Davacılar … ve …’un geçici işgöremezlik tazminatı taleplerinin reddine, Davacıların davalı sigorta şirketi hakkındaki manevi tazminat davalarının reddine, davacı …’un diğer davalılar hakkındaki manevi tazminat davasının kabulüne, diğer davacıların diğer davalılar hakkındaki manevi tazminat davalarının kısmın kabul kısmen reddi ile; Davacı … için 10.000,00 TL davacılar … ve … için 3.000,00’er TL, davacılar … ve… için 1.500,00’er TL olmak üzere toplam 19.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’nden müştereken ve müteselsilen alınarak yukarıda belirtilen miktarlarda davacılara verilmesine, davacılar…, …, … ve …’ün manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekilinin sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece davacılar … ve … yönünden geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, Yerel Mahkemece bilirkişi raporunda hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatlarının kabulü yerine reddine karar verilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkemece davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok az olduğunu kaza nedeniyle malul kalan … için 10.000,00 TL, kazada yaralanan ve psikolojik olarak çok yıpranan, halen kazanın etkisinden kurtulamamış davacılar için hükmedilen tazminatın açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davacıların davalı sigorta şirketinden manevi tazminata yönelik bir taleplerinin olmadığını, talebin sigorta poliçesi ile sınırlı olduğunu ve sigorta poliçesinde manevi tazminat klozunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketi ile yapılan anlaşma sonucu davalı sigorta şirketinin 28/05/2018 tarihli dilekçesi ile vekalet ücretinden feragat ettiğinin dikkate alınmaksızın manevi tazminat yönünden vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişi raporu ve hesap bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, kusur raporunda davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu yönündeki tespitlerine katılmadıklarını, hesap bilirkişisi raporunda da davacıların emniyet kemerini kullanmadıkları için müterafik kusurlarını ve hatır taşıması indirimini uygulanmamasının da hatalı olduğunu, bu kusurun tazminattan düşülmesi gerektiğini, ayrıca hesap bilirkişisinin sağlık giderlerinin SGK ödeme kapsamı dışında olduğu yönündeki değerlendirmesinin de yerinde olmadığını, davaya konu trafik kazası yönünden davacıların karşılanmış tedavi masrafının bulunmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu, manevi tazminatın amacının davacıların sebepsiz zenginleşmesine yol açmayacak düzeyde ve yalnızca maruz kalınan zararın telafisini gidermek amacıyla olabileceğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık Yerel Mahkemece verilen davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin karara karşın davacılar vekili ile davalı … Şti. vekilinin istinaf itirazları doğrultusunda kararın ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası, Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosya sureti.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davacılar … ve … yönünden reddolan geçici işgörmezlik taleplerinin davacı vekili tarafından istinafı açısından ;
Davacı taraf belirsiz alacak davası şeklinde … için 775,00 TL, … için 775,00 TL geçici işgörmezlik alacak davası açmış, bilirkişi tarafından ise …yönünden 1.205,52 TL, … yönünden 562,57 TL geçici işgörmezlik alacağı olduğu hesap edilmesine rağmen her iki talebin reddine karar verildiği, davacı tarafça reddolan bu alacaklar istinaf konusu edilmiş, HMK’nın 341/2. maddesi gereğince alacak miktarının karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (3.560 TL) altına kaldığından reddolan ve bilirkişi tarafından tam miktarı tespit edilen alacak açısından verilen ret kararları kesin olduğundan HMK nın 352.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda davacı vekilinin bu alacaklara yönelik istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Sigorta şirketinden manevi tazminat talepleri olmadığı halde vekalet ücretine hükmedildiği istinafı yönünden;
Dava dilekçesi ve içeriğinde açıklamalar ve yargılamanın tüm seyri dikkate alındığında davacıların davalı sigorta şirketinden de manevi tazminat taleplerinin bulunduğunun anlaşıldığı,talep ettikleri manevi tazminat taleplerini tüm davalılardan müteselsilen tahsili istedikleri,davalı sigorta şirketinin de cevap dilekçesinde açıkça bu duruma karşı çıkarak manevi tazminatla sorumluluklarının olmadığı beyan ederek bu talepler yönünden davanın reddini istediği,davayla ilgili bir kısmı davacılar tarafından düzenlenen ibraname içeriklerinin ve vekalet ücreti talep etmediklerine yönelik beyanların yanlızca maddi tazminata yönelik talepler için olduğu,davalı vekilinin poliçeden kaynaklı sorumluluğunun sona erdiğini beyan etmesi dikkate alındığında reddolan manevi tazminat talebi için vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olup istinaf itirazı yerinde değildir.
Davalı vekilinin kusur raporuna itirazı hakkında;
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların davalı …’ın sevk ve idaresindeki diğer davalılardan …’ne ait diğer davalı tarafından sigortalanan aracın davacı…’un sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında ilk derece mahkemesinden alınan bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın %100 kusurlu olduğu,aynı olayla ilgili yürütülen konya … ASCM de yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporunun da aynı doğrultuda olduğu,söz konu raporların trafik kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu,hem ceza hem de hukuk mahkemesinden alınan raporların birbirini teyit ettiği,keza davalının tam kusurlu olduğundan bahisle verilen konya … ASCM nin … esas … karar sayılı ilamının Yargıtay … ceza dairesinin … esas … karar sayılı ilamıyla onandığı anlaşılmakla davalı vekilin kusura yönelik itirazları yerinde değildir.
Olayda müterafik kusurun bulunduğu ve emniyet kemeri takmamanın ve kusur oluşturup indirim yapılması ve yine hatır taşıması indiriminin yapılması gerektiği istinafı;
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davalı Vekiline dava dilekçesi, kusur raporu, aktüerya raporu usulüne uygun tebliğ edilmiş, ancak vekil tarafından cevap dilekçesinde, ön inceleme aşamasında, yargılama aşamasında süresi içinde ilk derece mahkemesine müterafik kusur veya hatır taşıması iddiasında bulunulmamıştır. Bu nedenle davalı vekili tarafından artık istinaf aşamasında yeni hususlar ileri sürülerek karar itiraz edilemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin faturasız tedavi giderlerine ilişkin taleplerin kendilerinden istenemeyeceğine yönelik istinafı açısından;
2918 sayılı Kanun’un 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve … Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Trafik kazası neticesi yaralanan ve geçici yada sürekli iş göremez hale gelen kişinin giderleri sadece bir sağlık kuruluşunda yapılan tedavi harcamalarından ibaret değildir. Trafik kazası sonucu beden bütünlüğü zarara uğrayan kişi tedavi gördüğü süre ile iyileşeceği süre içinde işlerini göremeyeceği ve bu süre içinde normal hayatını sürdüremeyeceğinden bu dönem içinde tam iş göremez olarak kabul edilip buna göre tazminat hesabı yapılacaktır. Geçici işgöremezlik nedeniyle hükmedilecek tazminatın kusurlu sürücü ve işletenin sorumluluğu kapsamı içerisinde bulunduğu ve bu itibarla davalı vekilinin buna yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Manevi tazminatın az veya çak taktir edildiğine yönelik taraf vekillerinin istinafı yönünden;
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri,davacının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna,
Adli Tıp … İhtisas Kurulundan alınan rapora göre davacı …’ün sürekli maluliyetinin bulunmadığı 3 hafta iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığından bahiste 1.500 tl, davacı …’in sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 1,5 ay iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığından bahisle 3.000 TL, davacı …’un sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 1,5 ay iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığından bahisle 3.000 TL, davacı… ‘un sürekli maluliyetinin bulunmadığı 3 hafta iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığından bahisle 1.500 TL, davacı …’un %33 oranında malul kalacak 6 ay iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığından bahisle talebinin tam kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatla sorumlu tutulmasının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu, bu itibarla taraf vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, anlaşılmıştır.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı taraf belirsiz alacak davası şeklinde … için 775,00 TL, …için 775,00 TL geçici işgörmezlik alacak davası açmış, bilirkişi tarafından ise … yönünden 1.205,52 TL, … yönünden 562,57 TL geçici işgörmezlik alacağı olduğu hesap edilmesine rağmen her iki talebin reddine karar verildiği, davacı tarafça reddolan bu alacaklar istinaf konusu edilmiş, HMK’nın 341/2. maddesi gereğince alacak miktarının karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı (3.560 TL) altına kaldığından reddolan ve bilirkişi tarafından tam miktarı tespit edilen alacak açısından verilen red kararları kesin olduğundan HMK nın 352. maddesi uyarınca davacılar emine nur ve şifa nur yönünden reddolan geçici işgörmezlik taleplerinin davacılar vekilince istinafına yönelik istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE,
2-Diğer davacılar yönünden yapılan istinaf incelemesinde Konya … Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27/12/2018 tarih … esas … karar sayılı kararın usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacılar vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
3-Davacılar taraftan istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.328,62 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 817,36 TL harcın mahsubu ile kalan 511,26 TL eksik harcın davalı … Şti.den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri elli sekiz bin sekiz yüz (58.800,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 18/07/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip