Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/606 E. 2019/668 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :
TARİHİ :
NUMARASI :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ :
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara ilişkin davalı vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 28/12/2017 tarihli dava dilekçesinde özet olarak; Davalı sigorta şirketi (ticaret ünvanı değişikliği öncesindeki ünvanı … arafından … poliçe numarası ile ZMMS yapılmış … plaka sayılı aracın 04.02.2010 tarihinde müvekkilim sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu çift taraflı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, … plaka sayılı aracın sürücüsüsünün %100 kusurlu olduğunu, kaza sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve sürekli olarak sakat kaldığını, maddi geleceği sarsılarak bir çok maddi zarara uğradığını, müvekkili tarafından , uğramış olduğu maddi zararların tazmini için davalı sigorta şirketine müracaatta bulunulduğunu, bunun üzerine davalı sigorta şirketi tarafından … sayılı hasar dosyası üzerinden 24.241,00 (yirmi dört bin iki yüz kırk bir) TL’sı maddi tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkilinin gerçek maluliyet oranı, yaşı ve maddi tazminata etki eden diğer hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketi tarafından yapılan maddi tazminat ödemesi fahiş derece eksik ve yetersiz oldğuunu, yargılama sırasında alınacak bilirkişi raporları iş bu davayı açmakta ki haklılığımızı ortaya koyacağını belirterek belirsiz alacak ve tespit davamızın kabulü ile; müvekkilinin davaya konu trafik kazası sonucu yaralanmasına bağlı olarak oluşan sürekli maluliyet oranının, tedavisinin tamamlanabilmesi için çalışmasının mümkün olmadığı sürenin ve yine geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcılık gideri ve SGK tarafından karşılanmayan ve belgeye de bağlanması mümkün olmayan kaçınılmaz iyileştirme giderleri sebebiyle hak ettiği toplam maddi tazminatın (alacağın) değerinin bilirkişi marifetiyle tam ve net olarak tespitine, tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının ( geçici iş göremezlik , sürekli iş göremezlik , bakıcılık gideri ve SGK tarafından karşılanmayan ve belgeye de bağlanması da mümkün olmayan kaçınılmaz iyileştirme ve tedavi giderleri sebebiyle doğan maddi tazminatın) değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak üzere şimdilik 50,00 TL ‘si geçici iş göremezlik tazminatı , 50,00 TL ‘si sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00 TL ‘si bakıcılık gideri ve 50,00 TL ‘si SGK tarafından karşılanmayan ve belgeye de bağlanması mümkün olmayan kaçınılmaz iyileştirme giderleri kalemi için olmak üzere asgari 200,00 ( iki yüz) TL maddi tazminatın (belirsiz alacağın), davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 23/01/2018 tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; davacının kazaya ilişkin müracaatı üzerine müvekkilinin davacıya 28/07/2017 tarihinde 27.704,00 TL tazminat ödendiğini, bu nedenle davacının dava açma hakkının bulunmadığını, ödeme tarihi itibarıyla davacının zararının karşılanıp karşılanmadığının tartışılmasının gerektiğini, davacının kalıcı sakatlık iddiasının bizzat muayene ile Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılarak tespit edileceğini, maluliyetin tespiti halinde ise gelir durumunun kesin delillerle ispatlanmasının gerektiğini, davacının SGK dan herhangi bir tazminat ve yardım alıp almadığı hususu sorularak tazminat almışsa bu miktarın bulunacak zarardan tenzilinin gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen 29/03/2019 tarihli gerekçeli karar ile; “Dava, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davasıdır.
Yukarıda izah edilenler, ilgili icra dosyası, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu 04.02.2010 tarihli trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün KTK’nın ali kusurlardan 07 kod “şeride tecavüz etmek” ve 52/1.a.b madde hükümlerine aykırı davranmak suretiyle tam ve asli kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacıda meydana gelen malüliyet oranının %21,2 oranında olduğu, SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan giderlerin 5.000,00 TL tutarında olduğu, kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmanın iyileşme sürecinin 9 ayı bulacağı, bu süre içerisinde davacının bir başkasının bakımına ihtiyaş duyacağı ve herhangi bir gelir getirecek işte çalışamayacağı, sigorta poliçesinin kapsamı, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMSS Genel Şartları ile 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri gereğince davacının sürekli iş göremezlik, geçici iş”Dava, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davasıdır.
Yukarıda izah edilenler, ilgili icra dosyası, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu 04.02.2010 tarihli trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün KTK’nın ali kusurlardan 07 kod “şeride tecavüz etmek” ve 52/1.a.b madde hükümlerine aykırı davranmak suretiyle tam ve asli kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacıda meydana gelen malüliyet oranının %21,2 oranında olduğu, SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan giderlerin 5.000,00 TL tutarında olduğu, kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmanın iyileşme sürecinin 9 ayı bulacağı, bu süre içerisinde davacının bir başkasının bakımına ihtiyaş duyacağı ve herhangi bir gelir getirecek işte çalışamayacağı, sigorta poliçesinin kapsamı, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMSS Genel Şartları ile 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri gereğince davacının sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakıcı giderleri ve SGK tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen tedavi giderlerini isteme hakkının olduğu dosya kapsamında aldırılan kusur, malüliyet ve aktüerya raporlarının denetime elverişli, gerekçeli, usul ve yasaya uygun oldukları değerlendirilmekle hükme esas alınmaları suretiyle davacının davasının kabulü ile; 04/02/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının geçici iş göremezlik kaybından dolayı 5.301,62 TL, sürekli iş göremezlik kaybından dolayı 62.596,04 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden dolayı 5.000 TL. ve bakıcı gideri zararından dolayı 6.715,50 TL. olmak üzere toplam 79.613,16 TL. Tazminatın davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması ve faiz yönünden de dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olması kaydıyla davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, davacının faize yönelik feri nitelikteki fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde gerekçe ile davacının davasının kabulü ile; 04/02/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının geçici iş göremezlik kaybından dolayı 5.301,62 TL, sürekli iş göremezlik kaybından dolayı 62.596,04 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden dolayı 5.000 TL. ve bakıcı gideri zararından dolayı 6.715,50 TL. olmak üzere toplam 79.613,16 TL. Tazminatın davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması ve faiz yönünden de dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olması kaydıyla davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, davacının faize yönelik feri nitelikteki fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 15/05/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla 13/02/2011 tarihli ve 6111 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince tedavi giderleri ve tedavi giderleri dönemine dair olduğu yargıtayca kabul edilen geçici iş göremezlik- kazanç kaybı zararından müvekkili şirketin sorumluluğunun ortadan kalktığını, bununla birlikte anılan bedellere ilişkin olarak hem SGK tarafından hem müvekkili şirket tarafından davacıya gerekli ödemenin yapıldığını, bakiye herhangi bir zararın bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından söz konusu kazaya ilişkin olarak 28/07/2017 tarihinde 27.704,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, aynı kazaya ilişkin SGK tarafından davacıya yapılan ödemelerinin de göz önünde bulundurulduğunda görüleceği üzere bakiye herhangi bir zararın bulunmadığını, 5510 sayılı yasanın 18. Maddesi uyarınca geçici iş göremezlik ödeneğinin SGK tarafından ödenmesi gerektiğinin açık olduğunu, öte yandan müvekkili şirketin Trafik Sigortasından doğan sorumluluğuna dahil edilen bedeni zararlar, daimi durumlar için geçerli olduğunu, buna da ölüm ve daimi sakatlık hallerinin girdiğini, şahsın maluliyeti olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulduğunu, tedavi görülmesi sonucu iyileşecek olan zararlar ve tedavi sürecindeki zararlarının – kazanç kaybının trafik sigortacısından talep edilemeyeceğini, dolayısıyla tüm bu zarar kalemlerinin teminat dışı olduğunu, geçici iş göremezlik ve kazanç kaybı döneminin şahsın tedavi dönemi olduğunu, tedavi döneminde sarf edilen masraflardan sorumluluk ise zaten SGK’ya ait olduğunu, ilgili yasada yapılan bir değişiklikle bu kanunu yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sgk tarafından karşılanacağını, trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda sigorta şirketlerince yazılan primlerin SGK’ya aktarımının gerçekleştirilmesi ile sigorta şirketlerinin bu teminat kapsamındaki yükümlülüklerinin sona erdiğini, ilgili yasa ile tanınan üç yıllık süre içerisinde, müvekkili şirket tarafından tedavi giderlerine ilişkin aktarımı SGK’ya yapıldığını ve bu nedenle tedavi giderlerine ve dolayısıyla geçici iş göremezlik zararlarına ilişkin herhangi bir mükellefiyeti kalmamış olduğundan somut olayda davacının davaya konu kaza nedeniyle uğradığı bedeni zarara ilişkin tüm zararlarının kaza tarihi itibariyle SGK tarafından karşılanacağını beyan ederek yerel mahkeme kararına karşı tehiri icra talep ettiklerini, haksız ve hukuka aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın müvekkili şirket yönünden reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara ilişkin davalı vekilinin istinaf itirazına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyası ve Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nce gönderilen filmler (zarf içerisinde).
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
Ayrıca, HMK’nun 357. Maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesinde resen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Ayrıca, HMK’nun 25./2 maddesi uyarınca hakim kendiliğinden delil toplayamaz.
Öte yandan aynı Kanun’un “Ön incelemenin kapsamı” başlıklı 137. maddede “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerinin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.” düzenlemesi yer almış, “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141. maddede “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” düzenlemesi yer almıştır.
Bu itibarla, istinaf sebebi yapılan geçici iş göremezliğin teminat kapsamında bulunmadığı itirazının verilen cevap dilekçesinde belirtilmediğinden anılan itirazın itirazlar ‘savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı’ ile HMK 357/1 kapsamında inceleme konusu yapılması mümkün bulunmadığından esasa yönelik itirazın da incelenmesi mümkün bulunmamaktadır.
Kaldı ki;
Kaza tarihinin 04/02/2010, poliçe tarihlerinin 01/11/2009 ila 01/11/2010 olmasına göre, BK’nın 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince vücut bütünlüğünün ihlali sonucu ortaya çıkan zararlardan olan geçici iş göremezlik zararı ve SGK tarafından karşılanmayan faturasız tedavi giderleri ihlâlin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktığından zorunlu mali sorumluluk sigortası teminat kapsamında olmasına, 6111 sayılı kanunla Karayolları Trafik Kanunun 98. Maddesinde değişiklik yapan düzenlemenin faturalı SGK tarafından karşılanan tedavi giderlerine ilişkin olmasına, olayda faturasız diğer ‘iyileşme giderlerinin’ istenilmesine, bu zararlardan da davalı ZMMS’nın sorumlu olmasına göre de bu itirazın yerinde olmadığı görülmüştür.
Yukarıda anlatılan nedenlerle, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde yapılan incelemede davanın kabulüne dair karara karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.438,37 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.360,00 TL harcın mahsubu ile kalan 4.078,37 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda davalı yönünden HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde Yargıtay 17. HD Başkanlığı’na TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, davacı yönünden ise KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.
12/07/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip