Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/519 E. 2019/514 K. 27.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – TC: …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – TC: …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … SİGORTA AŞ –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 3- … KARGO VE DAĞ. HİZ. LTD. ŞTİ.
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davacı vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 16/12/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; 09/04/2013 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile Atatürk Caddesi No:5-7 önündeki otobüs durağında durup arkasındaki trafik ve yayaları kontrol etmeden geriye doğru manevra yaptığı sırada yaya yolundan geçmekte müvekkiline çarparak basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaraladığını, kaza sonucunda müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını ve uzun süre tedavi altında kaldığını, ameliyat olduğunu, trafik kazası tespit tutanağı ve Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası içeriğine göre … plakalı araç sürücüsü davalının 2918 sayılı KTK’nun 67. Maddesini ihlal ettiği ve %100 tam kusurlu olduğu ve müvekkilinin kusurunun bulunmadığı sonucuna varıldığını, Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin …..esas sayılı ceza davasının 24/09/2013 tarihli celsesinde davalı sürücü tarafından olayın oluşu ve kusur oranının kabul edildiğini, davalı sürücü … ve … Nak. Ltd. Şti.’nin araç ruhsat sahibi işleten olarak haksız fiilin neticelerinden sorumlu olduklarını, davalı adına kayıtlı … plaka numaralı aracın, kaza tarihinde geçerli… poliçe nolu trafik sigortası ile davalı sigorta şirketine sigortalı bulunduğundan poliçe limitinin sorumluluk sınırları içinde (maddi tazminat) sigorta şirketini dava ettiklerini, davadan önce bir başvuru yapılmadığından davalı sigorta şirketi açısından davanın tarihinden faiz istendiğini, Konya Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen … sayı ve 07/11/2014 tarihli rapora göre sol kalça ekleminde 25 derece net eklem hareket kısıtlılığı ve sair sakatlık bulgularının tespit edildiğini, maddi tazminat talep ettiklerini, trafik kazasının ve kalıcı sakatlığın yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzlukların davacının halen ve bundan böyle yaşam süresinin sonuna kadar yoksun kalacağı yaşama zevkleri, dilediğince gezme dolaşma olanaklarından yoksunluk nedeniyle davalının tam kusuru da gözetilerek manevi tazminat istendiğini beyan ederek trafik kazası neticesinde yaralanarak bedensel zarar ve beden gücü kaybına uğrayan davacının tedavi, bakım, maluliyet vs. Kalemlerden kaynaklanan ve toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın araç sahibi ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden sigorta limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsiline, 20.000,00 manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama gideri ve vekalet ücretiyle birlikte araç sürücüsü ve araç sahibinden tahsiline, araç sürücüsü ve araç sahibinin taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … Nakliyat Ambarı İşvereni … vekili 15/01/2015 tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin aracının bulunduğu yerin 8-10 metre mesafesinde yaya geçit şeritinin bulunduğunu, davacının bu yaya geçit şeritine aykırı olarak müvekkili davalının aracının arkasından karşıya geçmeye çalıştığını, bu nedenle de davacının olayda kusurlu olduğunu, müvekkilinin aracı geri manevra yaparken aracının geri vites sinyalinin çalışmadığını, arkasında bir taksi bulunması nedeniyle ona çarpmamak için yolun ortasına yakın bir şekilde geri gitmeye çalışırken olayın meydana geldiğini, kusur oranıyla ilgili bilirkişi raporunun ve davacının maluliyetine ilişkin Adli Tıp 3. İhtisas Dairesinden rapor aldırılmasın gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen davacıya ait bilgilerin doğru olmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yüketilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili 29/01/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; … plakalı aracın 31/01/2013 – 31/01/2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi ile … Kargo ve Dağıtım Hiz. Ltd. Şti. Adına kaza tarihi itibarı ile mahuliyet içi şahıs başına 250.000,00 TL sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, işbu teminat miktarının kişiye ödenecek miktarı değil, davalı müvekkili sigorta şirketinin şahıs başına azami teminat miktarını teşkil etmekte olduğunu, poliçe örneğinden de anlaşılacağı üzerine manevi tazminat talepleri poliçe teminatı kapsamına dahil olmadığını, nitekim davacı vekilinin usul ve yasaya uygun olarak manevi tazminat taleplerinin münhasıran diğer davalılara yönelttiğini ancak davacı vekilinin tedavi ve bakım giderleri ile ilgili maddi tazminat talebinin yerinde olmadığını, bakıcı giderinin de tedavi teminatından karşılandığını, davacının tedavi ve bakım gideri taleplerinin SGK’nın sorumluluğunda bulunduğunu, maluliyet oranının tespitinde meydana gelen sakatlığın kalıcı hale gelip gelmediğinin de tespit edilmesinin gerektiğini, zira zamanla meydana gelen sakatlık azalmakta ve tamamen iyileşebilmekte olduğunu, dolayısıyla Yargıtay içtihatları doğrultusunda bu hususta Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmasının gerektiğini, davacının temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinde yasal isabet bulunmadığını, zira müvekkiline herhangi bir müracaatta bulunmadığını belirterek, davanın reddine, temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinin reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nin … tarihli gerekçeli kararı ile; “Dava, cismanı zarar nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Yukarıda izah edilenler, bilirkişi ve adli tıp raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili tarafından 06.12.2018 tarihli dilekçesinde ve 22.02.2019 tarihli celsede maddi tazminat talebinden feragat edildiğine ilişkin beyanda bulunulduğu anlaşılmış olup HMK’nun 307. maddesinde “(1)Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” hükmünü amirdir. Davadan feragat, kesin hükmün yasal sonuçlarını doğuran ve davayı sonuçlandıran taraf işlemi olup, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır. Bu durumlar karşısında davacının maddi tazminat talebinden feragat etmesi nedeniyle bu talep yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Dava konusu olay sonucu davacının yaralandığı, yaralanma sonucu davacının acı ve üzüntü duyduğu, olayın davacı üzerinde gerek olay anında, gerek şimdi ve gerekse de ileride bıraktığı ve bırakacağı olumsuz etkiler dikkate alındığında davacının duymuş olduğu büyük acı ve üzüntünün kısmen de olsa tatmini yönünden davacıların zenginleşmesine veya davalı tarafların mahvına sebebiyet vermeyecek ölçüde davacı lehine manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle olayın gelişimi ve oluş şekli, olayın meydana gelmesinde tarafların kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak hukuk ve hakkaniyete uygun manevi tazminat verilmesi uygun olacağı, manevi zararların sigorta poliçesi kapsamı dışında olduğundan oluşan manevi zararlardan davalı araç işleteni ve sürücüsünün TBK 56/2 (BK 47) maddesi uyarınca sorumlu olacağı kabul edilerek tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumları ve hakkaniyet uyarınca Davacı lehine 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmakla davanın kısmen kabul, kısmen reddine,davacının maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 09/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davacının maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 09/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili 12/04/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 09/04/2013 tarihinde gerçekleşen ve davalıların tam kusurlu olduğu yaralamalı trafik kazası neticesinde müvekkilinin kalıcı maluliyetine neden olduğunu, zararın tazmini amacıyla açılan tazminat davasında ise yerel mahkemece çok aşağı bir manevi tazminat miktarının hüküm altına alındığını, kazanın Konya İl Merkezinde Zafer Meydanında, her şeyden habersiz kaldırımda yürüyen müvekkiline çarpmak suretiyle gerçekleştiğini, davalı şoför hakkında Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas … Karar sayılı mahkumiyet kararının Yargıtay incelemesi sonrası kesinleştiğini, kaza neticesinde müvekkilinin kalıcı malul olduğunu, bu maluliyet sebebiyle ev işlerini tek başına yapamamakta olduğunu, uzun süre ayakta kalamadığını, sakatlığın yarattığı ruhsal durum ve yaşamsal olumsuzlukların müvekkilinin halen ve bundan böyle yaşam süresinin sonuna kadar yoksun kalacağı yaşama zevkleri, dilediğince gezme dolaşma olanaklarından yoksunluk nedeniyle davalının tam kusuru ve maluliyet oranı da gözetilerek talep edilen ekonomik şartlara ve tatmin duygusuna orantılı 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken kararda yazılı şekilde çok düşük bir bedelin karar altına alınmasının hukuka aykırı olduğunu, gerekçeli kararda manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin somut olayın özelliklerinden bahsedilmeden ve en önemlisi ceza yargılamasına ilişkin delil olarak dayanılan mahkeme ve ilam bilgileri belirtilmeden hukuka aykırı ve gerekçesiz karar verildiğini, kısmi red sebebiyle ortaya çıkan yargılama gideri ile vekalet ücreti kararlarının da hukuka aykırı olduğunu beyan ederek belirttikleri nedenler ve re’sen gözetilecek diğer nedenlerle birlikte istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak müvekkili lehine 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık konusu, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf itirazına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur.
Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre,Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olaya gelince,davacının kaza nedeni ile kusursuz davalı sürücü …’nin ise %100 kusurlu olduğu , davacının bu kaza sebebiyle % 18 oranında sürekli iş göremez kalarak iyileşme süresinin 6 ayı bulacağının dosya içerisinde aldırılan maluliyet raporlarında bildirilmesi karşısında tarafların kusur durumu, meydana gelen maluliyetin ağırlığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına ve olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan 10.000,00 TL manevi tazminatın az olduğu 20.000,00 TL manevi tazminat takdirinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun düşeceği değerlendirilip, bu halde davacı vekilinin manevi tazminat davasının kısmen kabulünün gerektiği, itirazlarının yerinde olduğu anlaşılmakla ;
HMK’nin 355. maddesinde, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında manevi tazminatın az taktir edilmesi dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden başkaca herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulüne, incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ‘nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
-Davacının maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
-Manevi tazminat talebinin kabulü ile; 20.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 09/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Maddi tazminat davası bakımından alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 358,65 TL harçtan mahsup edildiğinden, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Manevi tazminat davası bakımından alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcından, maddi tazminat davasında alınan 44,40 TL harcın mahsubundan sonra kalan 314,25 TL bakiye peşin harcın mahsubu ile 1.051,95 TL eksik harcın davalılar … ve … Kargo ve Dağ. Hiz. Ltd. Şti. ‘nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 429,15 TL harç giderinin davalılar … ve … Kargo ve Dağ. Hiz. Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Bu yargılama nedeni ile davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 1.255,86 TL Adli Tıp Fatura giderleri, 502,54 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.358,40 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma göre hesaplanan 2.240,48 TL’nin davalılar … ve … Kargo ve Dağ. Hiz. Ltd. Şti. ‘nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Manevi tazminat davası bakımından davacı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Kargo ve Dağ. Hiz. Ltd. Şti. ‘nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
8-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı dışında kalan istinaf harçların talep halinde davacıya iadesine,
9-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 50,50 TL davetiye gideri ile 121,30 TL istinaf harç gideri olmak üzere toplam 171,80 TL yargılama giderinin davalılar … ve … Kargo ve Dağ. Hiz. Ltd. Şti. ‘nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (58.800,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi27/05/2019


Başkan


Üye


Üye


Katip