Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/463 E. 2019/480 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR

DAVACI : … – TC: … …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 1- … – TC: …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … –
DAVALI : 2- … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 3- … – TC: … …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davacı vekili ile davalı …Ş. vekilinin ayrı ayrı istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 11/11/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özet olarak; 27/05/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkili davacının yaralandığını ve kaza sonrasında da iki defa ameliyat olduğunu, haricen aldırmış oldukları bilirkişi raporunda davalı sürücünün %70 oranında kusurlu olduğunu, kazaya ilişkin davalı sürücü … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından davanın açıldığını, müvekkilinin kaza ile ilgili olarak davalı … şirketine başvurusu üzerine 28/08/2014 tarihinde tazminata ilişkin başvuruda bulunduğu ancak, bugüne kadar ödenmediğini, ev hanımı olan müvekkilinin kendi ihtiyaçlarını göremez hale geldiğini, acı ve ızdırap dolu günler geçirdiğini, davalıların müvekkilinin hiçbir zararını karşılamadıklarını, müvekkilinin meslekte kazanma gücünün kayıp oranı, efor kaybı, bakıcı giderleri, tedavi giderlerinin bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000,00 TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili 18/12/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; kaza nedeniyle müvekkili aleyhine açılan Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza davasının halen derdest olduğunu, bu dosyadan aldırılan bilirkişi raporunda müvekkilinin ikinci derecede kusurlu olduğunun belirtildiğini, bu kusuru da kabul etmediklerini, kazanın oluşumuna davacının kendi kusurlu davranışları ile sebep olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, gerekli incelemeler yapıldığında bu hususun ortaya çıkacağını, davacı ev hanımı olup meslekte kazanma gücünün kayıp oranı, ileride iktisaden karşılaşabileceği mağduriyetlerin doğabilecek zararların ve tedavi giderlerine ilişkin taleplerini kabul etmediklerini belirtekek davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı …Ş. vekili 22/12/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özet olarak; davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkli şirket nezdinde … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile 21/04/2014 – 21/04/2015 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte öncelikle kusur durumunun, davacının maluliyetine ilişkin hususun tespit edilmesinin gerektiğini, tedaviye ilişkin masrafların SGK tarafından karşılanacağını, davacının talep ettiği bakıcı giderleri, ileride iktisaden karşılaşılabileceği mağduriyetinden doğabilecek zararları ve karşılanmayan giderlerinden müvekkilinin sorumlu olmadığını, kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin dava öncesi temerrüdü bulunmadığından faiz sorumluluğunun da bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen … tarihli kararı ile; “Dava dosyasının davacının maluliyetine ilişkin rapor tanzim için İstanbul … Adli Tıp Kurulu’na gönderildiği, ilgili dairenin 06/01/2016 tarihli raporunda sonuç olarak; mevcut belgelere göre; … kızı …’nın 28/05/2014 tarihindeki araç dışı trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 IX(14Bbba…………..7)A%11 X %1/3 = 3,66 X 0,8 (sol taraf): %2,9 E cetveline göre %4,1(yüzdedörtvirgülbir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Aynı kazaya ilişkin olarak açılan mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasından İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’den aldırılan kusur raporunda sonuç olarak; davalı sürücü …’ın %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nin %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Dava dosyasının yeniden rapor tanzim için İstanbul … Adli Tıp Kurulu’na gönderildiği, ilgili dairenin 12/07/2017 tarihli raporunda sonuç olarak; mevcut belgelere göre; … kızı …’nin 28.05.2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen arızası nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 IX(14Bbba……….7)A%11×1/3=3.66×0.8 =%2.9 (sol taraf) E cetveline göre %4.1(yüzdedörtnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin 28.05.2014 tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceği şeklinde rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Davacının tazminat hesabı bakımından dava dosyasının Aktüer Bilirkişi Av. …’a tevdi edildiği, bilirkişi 02/11/2017 havale tarihli raporunda sonuç olarak; 27/05/2014 günü meydana gelen trafik kazasında yaralanıp 3 ayda iyileşen ve %4,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybeden davacının; geçici iş göremezlik devresinde uğradığı maddi zararın 1.667,80 TL, meslekte kazanma gücü devresinde uğradığı maddi zararın 4.069,72 TL, bakıcı giderlerinden doğan maddi zararının 2.332,89 TL , tedavi gideri zararı yönünden hükme esas alınacak raporun adli tıp uzmanı veya konusunda uzman hekim bilirkişi raporundan alınmasının uygun olacağı şekilnde rapor tanzim etmiştir.
Davacının SGK tarafından karışlanmayan tedavi giderlerinin hesaplanması bakımından dava dosyasının Meram Tıp Fakültesi Hastanesine gönderildiği, düzenlen 08/02/2018 tarihli raporda sonuç olarak; kişiye verilecek toplam tedavi masraflarının 2.000,00 TL olduğunu ve bu miktara 3 ay boyunca kazanç kaybının da eklenmesinin uygun olacağı, bu giderin SGK tarafından karşılanmayacağı, giderlerin sigorta şirketi veya kusurlu tarafça kusur oranında paylaştırılmasının uygun olacağı şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Davacının tazminat hesabı bakımından ek rapor alınması için dava dosyasının Aktüer Bilirkişi Av. …’a tevdi edildiği, bilirkişi 11/06/2018 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak; 27/05/2014 günü meydana gelen trafik kazasında yaralanıp 3 ayda iyileşen ve %4,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybeden davacının; geçici iş göremezlik devresinde uğradığı maddi zararın 1.667,80 TL, meslekte kazanma gücü devresinde uğradığı maddi zararın 4.069,72 TL, bakıcı giderlerinden doğan maddi zararının 2.332,89 TL ,kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi zararın ise 1.400,00 TL olduğu şeklinde ek rapor düzenlediği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 28/06/2018 tarihli dilekçesi ile açmış olduğu maddi tazminata ilişkin davasını toplamda 9.871,12 TL olarak ıslah ederek buna ilişkin harcını da ikmal ettiği anlaşılmıştır.
Dava , cismani zarar nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Yukarıda izah edilenler, Adli Tıp raporları, Meram Tıp Fakültesi raporu, Aktüer Bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava konusu olay sebebiyle bedensel zarara uğradığı, bedensel zararlar olarak özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlarının yanında dava konusu olay sebebiyle bakıcı giderlerinden doğan maddi zararlar ile davacının yaşıtlarına ve aynı işi yapanlara göre daha fazla güç ve çaba harcayacağından kazançta bir azalma olmasa bile yaralanması ve sakatlığı oranında güç kaybı efor tazminatı zararlarından TBK’nun 54 (BK 46) ve 2918 sayılı KTK’nın 88/1,99/1 ve 93. maddeleri ile Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS ( Trafik Sigortası Genel Şartları ) poliçesi uyarınca olay tarihi itibariyle şahıs başına sakatlanma ve ölüm klozu teminat limiti ile şahıs başına sağlık/tedavi giderleri klozu teminat limitiyle sınırlı olarak davalı … şirketi ile diğer davalıların müteselsilen sorumlu oldukları kabul edilmekle ve bilirkişi … tarafından düzenlenen 11.06.2018 tarihli rapor denetime elverişli, gerekçeli, usul ve yasaya uygun kabul edilerek hükme esas alınmakla davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 27/05/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacı …’nın geçici iş göremezlikten dolayı 1.667,80 TL, meslekte kazanma gücü kaybından dolayı 4.470,43 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden dolayı 1.400,00 TL. ve bakıcı gideri zararından dolayı 2.332,89 TL. olmak üzere toplam 9.871,12 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılardan sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması ve faiz yönünden de dava tarihi olan 11/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olması kaydıyla ) davalılar …, … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin, davacı ile davalı gerçek kişilerin sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli kusur durumları ile hak ve nesafet kuralları gözetilerek, kısmen kabulü ile, 3.000 TL. manevi tazminatın, kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde Davacının Maddi tazminat talebinin kabulü ile 27/05/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacı …’nın geçici iş göremezlikten dolayı 1.667,80 TL, meslekte kazanma gücü kaybından dolayı 4.470,43 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden dolayı 1.400,00 TL. ve bakıcı gideri zararından dolayı 2.332,89 TL. olmak üzere toplam 9.871,12 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılardan sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması ve faiz yönünden de dava tarihi olan 11/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olması kaydıyla ) davalılar …, … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 3.000 TL. manevi tazminatın, kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinafa başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının dava tarihinden itibaren yaklaşık 5 yıl süre geçmesi, paranın alım gücü, ekonomik koşullar, müvekkilinin bu süreçte maluliyetinden dolayı çektiği acı ve ızdırap ile birlikte değerlendirildiğinde oldukça düşük olduğunu beyan ederek manevi tazminat taleplerinin tümünün kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili sunduğu istinafa başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece müvekkili şirket aleyhine kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideir tazminatı ve tedavi giderine hükmedilmesinin hatalı ve haksız olduğunu, eksik incelemeye dayalı olarak usul ve yasaya aykırı olarak verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu kaza tespit tutanağında davacı yayanın asli kusurlu olduğunun görüldüğünü ve aradaki çelişkinin giderilmeden karar verildiğini, karara esas alındığı belirtilen 10/01/2017 tarihli raporun da taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle itiraz etme imkanlarının söz konusu olmadığını, ayrıca maluliyete ilişkin alınan 12/07/2017 tarihli adli tıp raporuna göre davacının %4.1 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğunu ve geçici iş göremezlik süresinin 3 ay olacağına dair kanaat edildiğini, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının geçici dönemde bakıcıya ihtiyaç duyacağının belirlendiğinin herhangi bir raporda bulunmadığını ancak buna rağmen bakıcı gideri hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, karara esas alınan raporda belirtilen sürekli iş göremezlik tazminatının da afaki olduğunu ve kabulünün mümkün olmadığını, sigortanın zenginleşme aracı olmadığını, müvekkili şirketin ZMMS poliçesi kapsamında ancak gerçek zararı tazminle yükümlü olduğunu, Yerel Mahkemece alınan rapora göre geçici iş göremezlik ve geçici iş göremezlik dönemine ait bakıcı giderlerine hükmedilmesinin usul, yasa ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, trafik kazalarından kaynaklanan geçici iş göremezlik giderlerinin SGK tarafından karşılanmasına yönelik olarak getirilen yasal düzenlemelerden dolayı davanın reddi gerekmekte iken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirket aleyhine hükmedilen geçici iş göremezlik giderinin de SGK sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle trafik kazalarından kaynaklanan taleplerin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, müvekkili şirketin SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri adı altında afaki olarak belirlenen 1.400,00 TL tutardan sorumluluğunun da bulunmadığını, bahsedilen bu hususların göz önüne alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece verilen kısmen kabul kısmen red kararına karşı davalı …Ş. vekilinin istinaf itirazları doğrultusunda kararın ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davalı … vekilinin Kusura yönelik itirazı yönünden;
Dosya kapsamında davamıza konu Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında 27/05/2014 tarihinde meydana gelen kazada yaralanan davacı … tarafından dosya davalılarına açılan maddi ve manevi tazminat davası olduğu, yine aynı olaya ilişkin olarak kazada yaralanan diğer yaya … tarafından da yine aynı mahkemenin … sayılı dosyasında yine aynı dosyamız davalıları aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, her iki dosyanın da davalılarının aynı olduğu, kusur raporlarına ilişkin iş ve işlemlerin … sayılı dosyasında usul ekonomisi gereği yürütüldüğü, bu kapsamda davacı tarafından dosyaya sunulan trafik bilirkişi mütalaa raporunda meydana gelen kazada davacı yayalar … ve …’nin %30, davalı motosiklet sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğunun görüş bildirildiği, ceza mahkemesindeki 28/10/2014 tarihli keşfe dayalı bilirkişi raporunda sürücünün ikinci derece ,yayaların birinci derecede kusurlu bulunduğu, 02/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda ise sürücünün %40, yayaların %60 oranında kusurlu olduğu, ceza mahkemesindeki 14/05/2015 tarihli istanbul adli tıp raporunda sürücü ve yayaların eşdeğer kusurlu oldukları, mahkemenin … sayılı dosyasında aldırılan İstanbul ATK’nın 30/03/2016 tarihli raporunda da sürücü ve yayaların %50’şer oranında kusurlu bulunduklarının rapor edildiği, gerek hukuk dosyası, gerekse ceza dosyası raporları arasında bulunan çelişkilerin giderilebilmesi için İTÜ kürsüsünde görev alan bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 10/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda söz konusu kaza nedeniyle sürücü ….. %70 oranında asli kusurlu, yayalar … ve …’nin ise %30 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmesi, söz konusu kusur raporunun diğer tüm raporları bağdaştırır nitelikte olup çelişkileri gidermesi ve söz konusu raporun düzenlendiği dosyada kusur raporuna itiraz eden davalı … şirketinin de bu davada taraf olması karşısında … sayılı dosyada alınan bağdaştırıcı kusur raporuna göre karar verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı ve bu halinde davalı … vekilinin kusura yönelik itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bakıcı giderlerinin istenemeyeceği ve maluliyet raporuna ilişkin istinaf itirazları yönünden;
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur.
Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği,01.06.2015 tarihinden sonra ise, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A.5 maddesinin (c) bendi ikinci paragrafındaki “Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır” hükmü gereğince 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Yine Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen BK’nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
İDM tarafından maluliyetin belirlenmesi için istanbul AKT dan rapor alınmış olup,sunulan 12/07/2017 tarihli raporda davacının kaza nedeniyle yaralanmasına bağlı %4,1 oranında malul olması ve 3 aylık geçici iş göremezlik süresinde %100 malul kabul edilerek bakıcı giderine hükmedilmesinde bu süre içerisinde davacının bir başkasının bakımına muhtaç olduğu ve kişiye bu süre zarfında bakıcı gideri oluşmasının açık olmasına ve ATK raporunun dosya kapsamına uygun olunmasına göre
Davalı … vekilinin buna ilişkin istinafı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin Faturalandırılmayan Tedavi giderlerinin istenemeyeceğine ilişkin yapılan istinaf incelemesinde:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil ancak söz konusu madde kapsamında kalan belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Kanunun 98. maddesi kapsamında olmayan tedavi giderleri yönünden ise işleten ve işleten hukuki sorumluluğunu yüklenen sigortacının sorumluluğu devam etmektedir.
TBK 50 maddesi gereğince zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Sağlık kuruluşunda yapılan sağlık hizmeti harcamaları rahatlıkla fatura ve benzeri belgeler ile ispatlanabilir. Ancak bazı giderler var ki her zaman belge temin edilmesi mümkün değildir. Bu gibi durumlardaTBK 50/2 maddesi gereği uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyecektir.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 11, Yargıtay üyesi: … TUZTAŞ)
Bu nedenle kişinin haksız eylemden zarar gördüğünün ve bedensel zarara uğradığının ispatlanması yeterli olup ayrıca iyileşme harcamaları için fatura ve makbuz gibi belgeler bulunup getirilmesi şart değildir. Hiç bir belge sunulmasa bile ,hakim ,görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür. (HGK .26/04/1995 ,1995/11-122 E 1995/430 K)
Davaya konu kazadaki yaralanması nedeniyle, davacının % 4,1 oranında kalıcı maluliyetinin bulunduğu ve iyileşme süresinin 3 ay olduğu;saptanmış olup, bu tedavi sürecinde yapılan tüm giderlerin belgeye bağlanması mümkün olmadığı gibi, hayatın olağan akışına göre de davacı taraftan bu yönde bir belgelemenin beklenmesi hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. Tedavi sürecinde yapılması muhtemel yol ve ulaşım giderleri, belgeye bağlanamamış tıbbi malzeme, ilaç vs. giderleri olması kaçınılmazdır.
Bu nedenle davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı vekilinin geçici iş göremezliğe ve faturasız tedavi giderlerine ilişkin taleplerin sigorta teminatı dışı olduğuna yönelik istinafı açısından;
2918 sayılı Kanun’un 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Davalı taraf 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.”hükmü gereği söz konusu zarardan sorumlu olmadığını iddia etmekteyse de bu düzenlemenin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girdiği, somut olaydaki kazanın ise 27/05/2014 tarihinde gerçekleştiği ve poliçe düzenlenme tarihlerinin de 21/04/2014 ile 21/05/2015 tarihleri olduğu gözetildiğinde kazanın yeni genel şartların yürürlük tarihinden önce meydana geldiği, Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sorumlulukları devam etmektedir.
Trafik kazası neticesi yaralanan ve geçici yada sürekli iş göremez hale gelen kişinin giderleri sadece bir sağlık kuruluşunda yapılan tedavi harcamalarından ibaret değildir. Trafik kazası sonucu beden bütünlüğü zarara uğrayan kişi tedavi gördüğü süre ile iyileşeceği süre içinde işlerini göremeyeceği ve bu süre içinde normal hayatını sürdüremeyeceğinden bu dönem içinde tam iş göremez olarak kabul edilip buna göre tazminat hesabı yapılacaktır. Geçici işgöremezlik nedeniyle hükmedilecek tazminatın kusurlu sürücü ve işletenin yanında ZMSS poliçesini düzenleyen şirketin de sorumluluğu kapsamı içerisinde bulunduğu ve bu itibarla davalı … şirketinin buna yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin Manevi tazminatın az taktir edildiği istinafı yönünden;
İlk derece mahkemesinin alınan İstanbul Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın 12/07/2017 tarihli raporda davacının kaza nedeniyle yaralanmasına bağlı %4,1 oranında malul olması ve 3 aylık geçici iş göremezliğe uğradığı,olayda davalıların % 70 kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri,davacının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna, davacının kaza nedeniyle % 4,1 oranında meslekten kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşmesinin 3 ay olduğu gözetilip olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın az olduğu, manevi tazminatın 5.000 TL üzerinden tam kabulünün gerektiğinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı bu itibarla davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olduğu, anlaşılmıştır.
HMK’nin 355. maddesinde, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek manevi tazminatın 5.000,00 TL olarak belirlenip, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda manevi tazminat açısından kabulüne, davalı … vekilinin istinaf itirazlarının REDDİ, ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI ve yeniden hüküm tesis edilmesi suretiyle;
Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ ile 27/05/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacı …’nın geçici iş göremezlikten dolayı 1.667,80 TL, meslekte kazanma gücü kaybından dolayı 4.470,43 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden dolayı 1.400,00 TL. ve bakıcı gideri zararından dolayı 2.332,89 TL. olmak üzere toplam 9.871,12 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılardan sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması ve faiz yönünden de dava tarihi olan 11/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olması kaydıyla) davalılar …, … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile, 5.000 TL. manevi tazminatın, kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …’dan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden
3-Alınması gereken 1.015,84 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 254,00 TL harcı mahsubu ile bakiye 761,84 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (Davalı … şirketinin diğer davalılarla birlikte 168,40 TL’sinden sorumlu tutulmasına)
4-Davacı tarafından yapılan 283,00 TL harç gideri, 553,75 TL tebligat ve posta gideri, 1.025,85 TL adli tıp gideri, 530,00 TL bilirkişi gideri, 600,00 TL Meram Tıp Fakültesi Hastanesinin tanzim ettiği rapor ücreti olmak üzere toplam 2.992,60 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı … şirketinin diğer davalılarla birlikte 1.984,09 TL’den sorumlu tutulmasına)
5-Maddi tazminat davası bakımından davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ye göre takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat davası bakımından davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ye göre takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
8-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan 44,40 TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
9-Alınması gereken 674,28 TL harçtan alınan 169,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 505,28 TL harcın davalı …Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
10-Davacı tarafından yapılan 83,00 TL tebligat gideri ile 121,30 TL istinaf harç gideri olmak üzere toplam 204,30 TL yargılama giderinin davalı …den alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı …Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
12-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Harç ve tebliğ işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (58.800,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. …


Başkan


Üye


Üye


Katip