Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/419 E. 2019/449 K. 14.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- … SİGORTA A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 3- …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davacı vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin 11/07/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili … adına kayıtlı olan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 10/07/2017 tarihinde Yeni Sille Caddesi’nde seyir halinde iken karşı şeritte seyretmekte olan … idaresindeki … plakalı Ford Transit marka araca U dönüşü yapılmasının yasak olduğu yerde aniden U dönüşü yapması nedeniyle çarptığını, …’in çarpmamak için ani fren yapmasına rağmen …’un U dönüşü yapılmayacak yerde U dönüşü yapması nedeniyle kazanın meydana geldiğini, kaza neticesinde … ve beraberinde bulunan …, … ve …’nun yaralanadığını ve tedavi olmak üzere Farabi Hastanesi’ne götürüldüklerini, müvekkiline ait … plakalı araçta ise ciddi şekilde hasar meydana geldiğini, davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün ağır ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin ve araç sürücüsü …’in dava konusu olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kaza tespit tutanağına göre U dönüşü yapılmaması yahut sola dönüşün yasak olduğu yerlerde davalının kontrolsüzce U dönüşü yapmak isterken kazanın meydana geldiğini, davalı yanın aynı zamanda sinyal vermemiş olduğunu ve karşıdan gelen araçları beklemeden aniden döndüğünü, kazada tam kusurlu olduğunu, davalı araç sürücüsünün kural ihlali yaptığının açık olduğunu, kaza meydana geldikten sonra davalı araç sürücüsünün hiç beklemeden olay yerinden kaçtığını, kaza sonrasında müvekkilinin aracında da ciddi zarar meydana geldiğini, aracın bakımlarının müvekkilince tam ve zamanında yaptırıldığını, meydana gelen kazadan dolayı hasar bedeli talepleri olduğunu, müvekkilinin aracında oluşan toplam zararın 17.139,00 TL olduğunu, aynı zamanda aracı bir müddet kullanamadıklarını ve araç mahrumiyet bedeli taleplerinin de bulunduğunu, araçlarının 30 gün süre ile serviste kaldığını, aracını çalıştıramamasından dolayı maddi zarara da maruz kaldığını, bu mağduriyetin de davalılar … ve … tarafından giderilmesini talep ettiklerini, aynı zamanda değer kaybı taleplerinin de bulunduğunu, kazanın sigorta kayıtlarına ağır hasar olarak girdiğini, aracın değerinde en az 5.000 TL lik bir değer kaybı bulunduğunu, kazaya karışan … adına kayıtlı olan … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından sigortalandığını, şirketin araçta meydana gelen hasar ve değer kaybından KTK’nın 85. Maddesi ve Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, bu nedenlerle müvekkiline ait … plakalı araçta davalının kusurlu hareketi nedeniyle oluşan hasar ve değer kaybı ile araç mahrumiyet zararlarına ilişkin tüm taleplerinin kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara sigorta şirketi yönünden sigorta limitleri aşılmamak ve hasar bedeli ile değer kaybı kalemleri ile sınırlı kalmak kaydı ile hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davanın reddinin gerektiğini, henüz kazanın oluşumunda kusurun kime ait olduğunun belli olmadığını, davacının aracını kullanan kişinin ne kadar hızlı olduğunun, kusur oranının ne olduğunun tespit edilmediğini ve bu halde bir miktar taleplerinin olduğunu, müvekkilinin bir kazaya sebebiyet vermediğini, müvekkilinin aracını kullanan diğer davalının olay yerinden kaçmadığını, diğer davalı …’un kaza sonrasında can güvenliğini korumak ve başka bir kazaya sebebiyet vermemek için olay yerini terk etmek zorunda kaldığını, istenilen hasar bedelini de kabul etmediklerini, her iki araçta da ağır hasarın olmadığını ve her iki aracın da kazadan sonra olay mahallini herhangi bir çekici vs yardımı olmadan terk ettiğini, aynı zamanda araç mahrumiyet bedelini de kabul etmediklerini, aracın serviste 30 gün beklediği iddiasının asılsız olduğunu, tamir süresinin bilirkişi raporunda dahi 15 gün olarak belirtildiğini, değer kaybı yönünden de oluşan talepleri kabul etmediklerini, Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi’ne kaza sonrasında yapılan tespiş başvurusu üzerine dosya arasına düzenlenen raporda 2.000 TL değer kaybından bahsedildiğini, davacı tarafın 5000 TL gibi oluşan talebinin son derece fahiş olduğunu, bu nedenlerle davayı tümden reddettiklerini, yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı yana hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.
… Sigorta vekilinin mahkememize ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; tahkikat aşamasında sigortalının kusurlu olup olmadığının tespitinin gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranlarının tespitinin gerektiğini, kusur oranı tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın taleplerinin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiş yeni genel şartlar kapsamı dahilinde değerlendirilmesinin gerektiğini, müvekkili şirketin değer kaybı taleplerine ilişkin ya da hasar taleplerine ilişkin tek poliçe limiti bulunduğunu, müvekkili şirketin bu taleplerin tamamından azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, değer kaybı talebinde bulunulan aracın önceki kazasının bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiğini, davacı yanın aracının daha önce kazaya karışması halinde değer kaybı taleplerinin reddinin gerektiğini, bu talepten de müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, müvekkili şirkete hükmedilecek bir meblağ olması halinde müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu tutulabileceğini, açılan davanın reddi ile yapılan yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davacı yana hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı …’a yerel mahkemece usulüne uygun tebliğ yapılmış olduğu ancak davalı …’un cevap dilekçesi vermediği gibi duruşmalara da katılmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesinin … tarihli kararı ile; “Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekilinin talebinin müvekkili … adına kayıtlı olan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 10/07/2017 tarihinde Yeni Sille Caddesi’nde seyir halinde iken karşı şeritte seyretmekte olan … idaresindeki … plakalı Ford Transit marka araca U dönüşü yapılmasının yasak olduğu yerde aniden U dönüşü yapması nedeniyle çarptığını, …’in çarpmamak için ani fren yapmasına rağmen …’un U dönüşü yapılmayacak yerde U dönüşü yapması nedeniyle kazanın meydana geldiğini, kaza neticesinde … ve beraberinde bulunan …, … ve …’nun yaralanadığını ve tedavi olmak üzere Farabi Hastanesi’ne götürüldüklerini, müvekkiline ait … plakalı araçta ise ciddi şekilde hasar meydana geldiğini, davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün ağır ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin ve araç sürücüsü …’in dava konusu olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kaza tespit tutanağına göre U dönüşü yapılmaması yahut sola dönüşün yasak olduğu yerlerde davalının kontrolsüzce U dönüşü yapmak isterken kazanın meydana geldiğini, kaza meydana geldikten sonra davalı araç sürücüsünün hiç beklemeden olay yerinden kaçtığını, kaza sonrasında müvekkilinin aracında da ciddi zarar meydana geldiğini, aracın bakımlarının müvekkilince tam ve zamanında yaptırıldığını, meydana gelen kazadan dolayı hasar bedeli talepleri olduğunu, müvekkilinin aracında oluşan toplam zararın 17.139,00 TL olduğunu, aynı zamanda aracı bir müddet kullanamadıklarını ve araç mahrumiyet bedeli taleplerinin de bulunduğunu, araçlarının 30 gün süre ile serviste kaldığını, aracını çalıştıramamasından dolayı maddi zarara da maruz kaldığını, bu mağduriyetin de davalılar … ve … tarafından giderilmesini talep ettiklerini, aynı zamanda değer kaybı taleplerinin de bulunduğunu, kazanın sigorta kayıtlarına ağır hasar olarak girdiğini, aracın değerinde en az 5.000 TL lik bir değer kaybı bulunduğunu, kazaya karışan … adına kayıtlı olan … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından sigortalandığını, şirketin araçta meydana gelen hasar ve değer kaybından KTK’nın 85. Maddesi ve Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, bu nedenlerle müvekkiline ait … plakalı araçta davalının kusurlu hareketi nedeniyle oluşan hasar ve değer kaybı ile araç mahrumiyet zararlarına ilişkin tüm taleplerinin kabulünü talep ettiği, davalıların süresi içerisinde cevap dilekçesini sunduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına bilirkişi, hasar kusur uzmanı … tarafından ibraz edilen raporda; iki aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü …’un %75 oranında kusurlu olduğu, davaya konu araçta trafik kazası sonucunda meydana gelen hasar miktarının 10.000,00 TL olduğunu, davaya konu araçta daha önceden pert kaydı olması nedeniyle değer kaybının oluşmayacağı, davacının aracı tamir süresi içindeki araç mahrumiyetinden kaynaklı doğan zarar miktarının 1.150,00 TL olduğu, bu zarar miktarının ZMMS sözleşmesi kapsamı dışında kaldığı, kusur oranına göre davacı …’in davalı … Sigorta ŞTİ’den talep edebileceği tazminat miktarının 7.500,00 TL olduğu, kusur oranına göre …’in davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen talep edebileceği tazminat miktarı’nın 8.362,50 TL olacağının bildirildiği görülmüş olup konunun 6098 sayılı TBK.49.maddesi ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği, eldeki davada ise iki taraflı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde …’un %75 oranında kusurlu olduğu, davaya konu araçta trafik kazası sonucunda meydana gelen hasar miktarının 10.000,00 TL olduğunu, davaya konu araçta daha önceden pert kaydı olması nedeniyle değer kaybının oluşmayacağı, davacının aracı tamir süresi içindeki araç mahrumiyetinden kaynaklı doğan zarar miktarının 1.150,00 TL olduğu, bu zarar miktarının ZMMS sözleşmesi kapsamı dışında kaldığı, kusur oranına göre davacı …’in davalı … Sigorta ŞTİ’den talep edebileceği tazminat miktarının 7.500,00 TL olduğu, kusur oranına göre …’in davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen talep edebileceği tazminat miktarı’nın 8.362,50 TL olacağının bildirildiği görüldüğünden davacının davalı sigorta yönünden değer kaybı ve araç mahrumiyet taleplerinin reddine, hasar talebinin ise poliçe limiti ile sınırlı olmak ve tekerrür olmamak kaydı ile sigorta şirketi yönünden davacı vekilinin … tarihli duruşmadaki beyanı da dikkate alınarak faizin dava tarihi olan 11/12/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte 7.500,00 TL sinden sorumlu tutulmasına, davalılar … ve … yönünden ise değer kaybı yönünden reddi ile aracın tamir süresinde geçen araç mahrumiyetinden doğan zarar olan 862,50 TL nin 10/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile değer kaybı yönünden taleblin reddine, yine davacının hasar talebi yönünden tekerrür olmamak kaydı ile 7.500 TL nin olay tarihi olan 10/07/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilerek oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” şeklinde davacının davasının kısmen kabul- kısmen reddi ile Davacının, davalı sigorta şirketi yönünden açmış olduğu dava ile ilgili olarak; değer kaybı yönünden reddine, davacının, aracın tamir süresi içindeki araç mahrumiyetinden doğan zarar yönünden reddine, davacının hasar talebi yönünden poliçe limiti ve tekerrür olmamak kaydı ile 7.500,00 TL’nin dava tarihi olan 11/12/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalılar … ve … yönünden açmış olduğu dava ile ilgili değer kaybı yönünden reddine, aracın tamir süresinde geçen araç mahrumiyetinden doğan zarar nedeniyle 862,50 TL’nin 10/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davacının hasar talebi yönünden tekerrür olmamak kaydı ile 7.500 TL nin olay tarihi olan 10/07/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın hiçbir aşamasında davalı sigorta şirketinden araç mahrumiyet bedeli talebinin olmadığını, fakat yerel mahkemece hatalı bir karar ile sigorta yönünden sanki araç mahrumiyet bedeli talep edilmiş gibi hüküm kurulduğunu ve müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, sehven verilen işbu kararın bu nedenle hatalı olduğunu, hem dava dilekçelerinde hem de ıslah dilekçelerinin sonuç ve istemlerinde “davalı sigorta şirketi yönünden sigorta limitleri aşılmamak ve hasar bedeli ve değer kaybı kalemleriyle sınırlı kalmak kaydıyla” şeklinde özellikle belirtildiğini, değer kaybını reddine dair verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kaza tarihine kadar aracın tüm bakımlarını zamanında ve yetkili servisinde yaptırdığını, kazaya uğrayan araçlarda araçta oluşan hasarın ileriye yönelik olarak aracın değerini olumsuz etkilemesinin söz konusu olduğunu, kaza sonucu aracın 26 parçasının değiştiğini ve aracın ciddi bir tamirat işlemine tabi tutulduğunu, kazaya uğraması sebebiyle aracın değerinde bir düşme yaşanacağını ve bu durumun 2. El satış bedelinin de düşmesine neden olacağını, aracın önceden pert kaydı olmasının bu durumu değiştirmeyeceğini, çünkü dava konusu kaza ile aracın tramer kaydına tekrar bir pert kaydının daha girildiğini, pert kaydı olsa da ülkemizde pert kayıtlı araçların satışı yaygın olarak yapıldığını, fakat bir araçta ikinci kez pert kaydı olması halinde dava konusu aracın satılmasının oldukça zorlaşacağını ve müvekkilinin satmak için pazarlıkta çok daha az meblağları kabul etmek zorunda kalacağını, bu durum açıkça ortadayken yerel mahkemece değer kaybına ilişkin taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, Konya … Sulh Hukuk Mahkemesince alınan 04/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda dahi 2.000,00 TL olarak hesaplandığını, bu raporun dava dilekçesi ile dosya arasına sunulduğunu beyan ederek haksız ve hukuka aykırı olan yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece verilen kısmen kabul kısmen red kararına karşı davacı vekilinin istinaf itirazları doğrultusunda kararın ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Davacı ve bir kısım davalı tarafın tarafın istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;

Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede :
1086 sayılı HUMK’nın 381-389.maddelerinde ve (6100 sayılı HMK.nin 294. – 297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK.nin 297/2. maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Ayrıca ilamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili İcra Mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. – 1997/776 K.; 22.03.2006 gün ve 2006/12-92 E.-2006/85 K.; 25.06.2008 gün ve 2008/12-451 E. – 2008/453 K. sayılı ilamları)
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda; hasar ve değer kaybı tazminat talepleri yönünden tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması istenildiği halde sigorta şirketi ayrılarak karar verilmiş olup ayrıca davacının sigorta şirketi yönünden araç mahrumiyet talebi olmadığı halde sigorta şirketi yönünden araç mahrumiyet zararının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu resen gözeteceği anlaşılmıştır.
(Nitekim emsal Yargıtay 9. HD nin 2014/31345 esas 2016/4073 karar, 2012/2476 esas 2014/2961 karar, 8. HD nin 2014/16122 esas 2015/18626 karar, 17 HD nin 2014/23226 esas 2016/9056 karar, 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/368 esas 2018/1636 karar sayılı ilamı, 17 HD 2016/7943 esas 2016/6257 karar 2015/13675 esas 2016/2833 karar 2014/23226 esas 2016/9056 karar sayılı ilamları)
2- Değer kaybına yönelik yapılan incelemede :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/1. maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı izahtan varestedir. (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2015/3253 ESAS, 2017/9419 KARAR; aynı daire 2015/10058 ESAS, 2018/4639 KARAR)
Bilirkişi raporunun istinaf eden davacı tarafa ihtaratlı olarak 05/10/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen bilirkişi raporuna yazılı olarak herhangi bir itirazda bulunulmadığından, bu husus kamu düzeninden olup re’sen nazara alınması gereken hususlardan bulunup davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği de açıktır. Bu nedenle davalının buna yönelik istinafı itirazı yerinde görülmemiştir.
Kaldı ki ;
Davacı tarafça, dava konusu kaza nedeniyle hasarlanan araçta oluşan 50,00 TL değer kaybının davalılardan tahsili talep olunmuş; mahkeme tarafından değer kaybının reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre dava konusu aracın tramer sorgulamasında daha önce 35.880,00 TL hasar kaydı mevcut olduğu perte ayrılmış olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı aracının daha önce pert total işlemi görmüş olması nedeniyle davacının araç değer kaybı talep edemeyeceği anlaşılmakla davacının istinafı itirazı yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/19181 E. 2016/4684 K.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … E, … K.sayılı kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunmadığından kaldırılmasına, HMK’nun 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … E, … K. sayılı ilamının usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunmaması nedeni ile KARARIN KALDIRILMASINA,
HMK 353/1-b.2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, Buna göre;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile 10/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıya ait … plakalı aracın zarar görmesi nedeniyle,
a)Hasar onarım bedeline ilişkin, 7.500,00 TL tazminatın, kaza tarihi olan 10/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalılardan sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması ve faiz yönünden dava tarihi olan 11/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olmaları kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b)Davacının Değer kaybına yönelik davasının REDDİNE,
c)Araç mahrumiyet zararından dolayı 862,50 TL’nin, kaza tarihi olan 10/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan … ve …’dan alınarak müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 571,24 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL peşin harç ile 140,25 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 171,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 399,59 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, (Sigorta Şirketinin 358,03 TL sinden diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulması kaydıyla)
3-Davacı tarafından yapılan 119,10 TL harç ile 140,25 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 259,35 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Sigorta Şirketinin 232,37 TL sinden diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulması kaydıyla)
4-Davacı tarafından yapılan 345,50 TL davetiye gideri, 66,90 TL yazışma gideri ve 450,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 862,40 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 857,22 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Sigorta Şirketinin 768,06 TL sinden diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulması kaydıyla)
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre davanın kabul edilen kısmı yönünden hesaplanan 1.009,50 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … Sigorta A.Ş. ve … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre davanın reddedilen kısmı yönünden hesaplanan 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından dava başında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
8-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan 44,40 TL istinaf peşin harcının talep halinde davacıya iadesine,
9-Davacı tarafından istinaf yargılaması için yapılan 50,50 TL davetiye ve posta masrafı ile 121,30 TL istinaf harç gideri olmak üzere toplam 171,80 TL yargılama giderinin davalılar … ve davalı …den alınarak davacıya verilmesine,
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Davacı tarafından yatırılan istinaf avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde tarafına iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (58.800,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi….


Başkan


Üye


Üye


Katip