Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/274 E. 2019/356 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …’a Vesayeten … –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2- … SİGORTA AŞ
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI : 3- …
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara ilişkin davalı … vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; 01/07/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkilinin müvekkilinin vücudunda kemik kırığı olacak şekilde yaralandığını, meydana gelen trafik kazasında davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığını, kaza nedeniyle davalı … hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasından yapılan soruşturma neticesinde davalı hakkında Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davanın açıldığını, yapılan yargılama sonucunda davalının cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiğini, müvekkili davacının kaza sonucunda yaralanması nedeniyle maddi ve manevi olarak zarar uğradığını belirterek, davalı …’a ati … plaka sayılı araç ile diğer araçlarının kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı sigorta şirketi açısından başvuru tarihinden itibaren avans faizi ile diğer davalılar için ise kaza tarihinden itibaren yürütülecek faizi ile birlikte sigorta poliçe teminatı ve limiti dahilinde sorumlu olmak üzere şimdilik aydı ile müvekkili … için 1.000,00 TL maddi tazminata müştereken ve müteselsilen hükmedilmesine, aktüerya bilirkişi hesabı ile ortaya çıkacak olan tazminattan sigorta şirketinin müvekkillerine ödediği miktarın mahsubuna, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … SİGORTA A.Ş. vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin gerektiğini, kaza sonucu davacının başvurusu üzerine müvekkili sigorta şirketinin … nolu hasar dosyasının açıldığını ve ektüre yaptırılan hesaplama sonucunda davacıya … tarihinde 28.382,00 TL ödemenin yapıldığını, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, davaya konu talep bakımından müvekkilinin ibra edildiğini, müvekkili sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması halinde sorumluluğunun sigorta poliçesi ile sınırlı olacağını, manevi tazminat talebinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, kusur durumunun tespitinin Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesince tespit edilmesini, poliçede sadece davacının sürekli maluliyet hallerinin teminat kapsamında olduğunu, geçici maluliyetin teminat kapsamında olmadığını, müvekkili tarafından yapılan ödemenin dikkate alınması gerektiğini, davacının iddia ettiği sürekli sakatlık halinin ispat edilmesi halinde maluliyetten doğan zararın hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, trafik sigortası genel şartlarına göre maluliyet oranının kesin olarak saptandığı tarihe kadar geçen süre içerisinde tedavi gideri ve geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin poliçe kapsamında olmayıp , müvekkili şirket sorumluluğunda bulunmadığını, buna ilişkin talepler bakımından SGK’nın sorumlu olduğunu, davacının kazaya ilişkin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olabileceğini belirterek, davanın zamanaşımı sebebiyle usülden reddine, müvekkilinin sorumlu bulunması durumunda poliçe limiti sınırlı olacağına, müterafik kusur indirimi yapılmasına, davacının tedavi ve geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerinin reddine, SGKdan davacıya yapılan ödeme olması halinde tazminat hesabından düşürülmesine, her halükarda haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Diğer davalılar … ve …’ın davaya cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi tarafından … tarihli kararı ile; “Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Ankara ATK tarafından düzenlenen … tarihli raporda davaya konu trafik kazasında sürücü …’in tam kusurlu, sürücü …’ın kusursuz olduğunun belirtildiği, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen … tarihli raporda davacıda meydana gelen maluliyetin %14,3 oranında olduğu, iyileşme sürecinin 9 aya kadar uzayabileceği, tedavi sırasında yapılması zorunlu harcamaların 4.000,00 TL tutarında olacağı, 4 ay boyunca bakıcıya ihtiyaç duyulacağının belirtildiği, bilirkişi Emre Bertan Özaslan tarafından düzenlenen 16.08.2018 tarihli raporda davacı bakımından 89.830,19 TL sürekli iş göremezlik, 8.193,39 TL geçici iş göremezlik, 4.536,00 TL bakıcı gideri hesaplaması yapılmış, davacının dava konusu olay sebebiyle bedensel zarara uğradığı, bedensel zararlar olarak özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlarının yanında dava konusu olay sebebiyle bakıcı giderlerinden doğan maddi zararlar ile davacının yaşıtlarına ve aynı işi yapanlara göre daha fazla güç ve çaba harcayacağından kazançta bir azalma olmasa bile yaralanması ve sakatlığı oranında güç kaybı efor tazminatı zararlarından TBK’nun 54 (BK 46) ve 2918 sayılı KTK’nın 88/1,99/1 ve 93. maddeleri ile Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS ( Trafik Sigortası Genel Şartları ) poliçesi uyarınca olay tarihi itibariyle şahıs başına sakatlanma ve ölüm klozu teminat limiti ile şahıs başına sağlık/tedavi giderleri klozu teminat limitiyle sınırlı olarak davalı sigorta şirketi ile diğer davalıların müteselsilen sorumlu oldukları kabul edilmekle davacının davasının kabulü ile; 89.830,19 TL sürekli iş göremezlik, 8.139,39 TL geçici iş göremezlik, 4.536,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam: 102.559,58 TL maddi tazminatın davalı … ve …’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … SİGORTA A.Ş.’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi yönüyle olay tarihi itibariyle geçerli olan kaza başına ölüm ve sakatlık teminat klozu limiti ile sınırlı olarak tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile davacının davasının kabulü ile; 89.830,19 TL sürekli iş göremezlik, 8.139,39 TL geçici iş göremezlik, 4.536,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam: 102.559,58 TL maddi tazminatın davalı … ve …’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … SİGORTA A.Ş.’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi yönüyle olay tarihi itibariyle geçerli olan kaza başına ölüm ve sakatlık teminat klozu limiti ile sınırlı olarak tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararda hükme esas alınan kusur raporunda eksik incelemelerin bulunduğunu, davacı motosiklet sürücüsünün kazanın gerçekleştiği tarihte 18 yaşından küçük olduğunu ve kusur oranlarının incelenmesinde motosikletin belgesiz ve tescilsiz olmasının, sürücünün ehliyetinin olup olmadığının dikkate alınmadığını, ayrıca davacının kask vb. ekipmanlarını da olay anında üzerinde bulundurmadığını, motosikletin farlarının da yanmadığı gibi hususların kusur oranı belirlenmesinde dikkate alınmadığını, davacının müterafik kusurlarının belirlenmeden bilirkişi tarafından hesaplama yapılmasının da hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca hesap raporunda makbuzla delillendirilip ispatlanamayan kalemlerin alacak miktarına dahil edilmemesi gerektiğini, sağlık giderlerinin SGK tarafından karşılandığını, bunların maddi alacağa konu edilmemesi gerektiğini, bilirkişi hesaplamasına esas olarak alınan maluliyet raporunun da yanlış kurumdan alındığını, somut olayda maluliyet raporunun … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliğinden alınmadığını, maluliyet raporu alınan kurumun yetkili olmamasının bile başlı başına bir bozma sebebi olduğunu, ayrıca davacının 18 yaşında olacağı tarihe kadar olan dönem için yapılan hesaplamada asgari ücrete asgari geçim indiriminin dahil edilmemesi gerektiği halde asgari geçim indiriminin dahil edildiğini ve davacının askerlik yapacağı dönemin dikkate alınmadan hesaplama yapılmasının da hatalı olduğunu, bu nedenlerle yeni bir aktüerya raporu alınması gerektiğini, davacının söz konusu maddi tazminat davasını belirsiz alacak mı yada kısmi alacak davası olarak mı açtığının dilekçesinden anlaşılamadığını, kısmi olarak açıldığı varsayılsa bile ıslah dilekçesinin geçersiz olması gerektiğini, bu hususun aydınlatılmadan karar verilmesinin de usule aykırı olduğunu, ayrıca davacının davasını zaman aşımını göz önünde bulundurmadan açtığını beyan ederek haksız ve mesnetsiz olarak zenginleşme amacıyla açılan tazminat davasının bozulması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunduğu istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın dava dilekçesinde kusur oranına ilişkin durumun eksik incelenmesi ve yeni bir bilirkişi raporu alınmadığı ile ıslah dilekçesinin kabulüne karşı itirazlarını kabul etmediklerini, müvekkili için hükmedilen tazminat miktarının belirlenirken ekonomik durumu, maluliyet durumu ve aktüerya tazminat uzmanı bilirkişiden rapor alınarka hesaplandığını, Yerel mahkemece kurulan hükmün hukuka aykırı bulunmadığını beyan ederek davalının istinaf talebinin reddi ile Yerel Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık konusu, yerel mahkemece verilen davanın kabulü kararına karşı davalı Nihal Yılmaz vekilinin istinaf itirazlarına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava haksız fiil nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
A- Zamanaşımı itirazı yönünden;
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunun 117. Maddesinde, “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.
(2) İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir.
(3) İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır” emredici hükmüne göre ilk itirazların cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülmesi gerekir. Dava konusu olaydaki “zamanışımı itirazı”, ilk itiraz niteliğinde olup re’sen incelenemeyeceğinden davalı cevap dilekçesi de sunmadığından, istinaf dilekçesindeki zamanaşımı itirazının incelenmesi ve bu konuda bir karar verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
B- Kusura ve maluliyete yönelik itiraz yönünden;
HMK 357/1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.
H.M.K’nın 281.madde hükmüne göre de, yargılama sırasında yanlardan birinin bilirkişi raporuna itiraz etmemesi, itiraz eden taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. Taraflardan biri bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğer tarafın itirazı üzerine ya da mahkemece kendiliğinden yeni bir bilirkişi raporu alınır ve sonucu rapor, önceki rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, önceki rapor itirazda bulunmayan yönünden kesinleşeceğinden itiraz eden taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hak gereği, mahkemece itiraz edenin lehine olan bilirkişi raporuna göre karar verilir.(YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2016/14455 ESAS, 2017/7655 KARAR; aynı daire 2015/3253 ESAS, 2017/9419 KARAR; 2015/10058 ESAS, 2018/4639 KARAR; 2015/12543 ESAS,2018/8251 KARAR sayılı ilamları)
Buna göre, davalının davada cevap dilekçesi sunmadığı, … tarihli Adli Tıp Kurumu’ndan alınan kusur raporuna, … havale tarihli maluliyet raporuna karşı ihtiratlı tebligat yapılmış olmasına karşın, süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığından, bu husus davacı lehine Yerleşik Yargıtay kararlarına göre usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, davalı vekilinin istinaf itirazlarındaki kusur ve maluliyet raporuna yönelik anılan itirazları ‘usuli hak’ oluşturup zikredilen kanun hükmü nedeniyle inceleme konusu yapılamayacağından buna dair davalı itirazları yerinde görülmemiştir.
Kaldı ki, gerek Trafik Tespit Tutanağı, gerek Hükmün Açıklanması ile sonuçlanan ceza mahkemesindeki Adli Tıp Kurumu ve süresinde itiraz edilmeyen mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu raporlarında davalı sürücünün tamamen kusurlu, davacının kusursuz olduğu birbirini teyit eder şekilde de tespit edildiğinden davalının buna yönelik itirazları yerinde bulunmamıştır.
C- Geçici iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin itirazı bakımından;
6100 sayılı HMK’nun 26/1 maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. HMK’nun 176. maddesi (HUMK’nun 83. md.) ve devam maddelerinde ıslah müessesesi düzenlenmiş olup, bu yolla, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanı sağlanmıştır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Bu hale göre yargılaması devam eden bir dava içinde, ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Islahla veya başka bir dilekçe ile, dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
Davacı taraf dava dilekçesinde, davacı çocuk …’nin kazadaki yaralanmasından kaynaklanan sürekli işgöremezlik tazminatını talep ettiğini açıkça belirtmiş; davacının geçici işgöremezliğe uğradığı yönünde bir iddiada ve bu sebebe dayalı tazminat isteminde bulunmamıştır. Buna rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı çocuk için 9 aylık süreye ilişkin 8.193,39 TL, geçici işgöremezlik ve 4 aylık süreye dair 4.536,00 TL bakıcı gideri tazminatının da hesaplanıp toplam tazminata eklendiği ve mahkeme tarafından, bu bedelin de hüküm altına alındığı görülmektedir.
6100 sayılı HMK’nun 26/1. maddesindeki “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” düzenlemesi göz önünde bulundurulduğunda; davacı tarafın talebi aşılarak, talep edilmeyen geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri tazminatına hükmolunması doğru görülmemiş ve buna yönelik davalı itirazı yerinde görülmüştür. (Nitekim 17 hd nin 2014/23214 esas 2017/4406 karar,2015/7913 esas 2018/3722 karar; 2016/2553 ESAS, 2018/11896 KARAR sayılı ilamları)
D- Aktüer hesabına ilişkin itirazlar yönünden;
Davacı … olay tarihinde 17 yaşında olup 9 ay geçici işgöremezlik süresi belirlenmiştir. Haksız fiil sorumluluğunda zarar verenin sorumlu tutulabilmesi için fiil, zarar ve uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Zararın ise haksız fiiller yönünden TBK.nın 54. Maddesinde belirtildiği şekilde kazanç kaybı olabileceği gibi çalışma gücünün azalması veya yitirilmesi de bir zarar olarak kabul edilmiştir. İş gücü kaybı sebebiyle uğranacak tek kalem zarar, gelir kaybına ilişkin olan değildir. Dava konusu olayda da davacı her ne kadar 17 yaşında ve gelir getiren bir işte çalışmıyor olsa da sürekli iş göremezlik tazminatı için onsekiz yaşın altında kalınan dönem için herhangi bir işte çalışmaması zararının olmadığı şeklinde yorumlanması haksız fiilin zarar ilkesi ile bağdaşmaz. Zarar gören bu dönem içinde günlük işlerini yerine getirememesi, öz bakımını sağlayamaması da bir zarardır. Bu dönem içinde küçüğün zararının bulunmadığı ve bu süre için tazminat hesabı yapılmaması zarar veren lehine olup zararın sadece maddi olarak gelir azalması ve kazanç kaybı olduğu sonucunu doğurur. Zarar hesabında pasif dönem için dayanak teşkil eden “efor kaybına” ilişkin görüş, küçüklerin sürekli iş göremezliğinin bulunması halinde kabul edildiği gibi eforun tamamen %100 oranında kaybedildiği geçici iş göremezlik süresi için de kabul edilmelidir. (Aynı yönde) Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/9064 E- 2014/8672 K. Sayılı 29.5.2014 tarihli ilamı.
Davalının bu husus dışında kalan aktüer raporuna yönelik istinaf sebepleri açısından ise, aktüer raporuna itiraz dilekçesinde bu itirazlarını dile getirmemiş olup yukarıdaki bentlerde yazılı olduğu şekilde bu husus davacı lehine ‘usuli kazanılmış hak’ teşkil ettiğinden inceleme konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Anlatılan gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüyle, yukarıda paragraflarda (C) bendinde sıralanan sebep ve gerekçelerle hükmün düzelterek yeniden esas hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak, yeniden esas hakkında karar verilmesine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvurusunun, kamu düzeni ve istinaf sebepleri kapsamında, KISMEN KABULÜNE; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı yerel mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, düzeltilerek YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, bu nedenle (İnfazda tereddüte yol açmamak için hükmün kesinleşen ve değiştirilmeyen kısımlarına kararda yer verilmiştir);
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-89.830,19 TL sürekli iş göremezlik, 8.139,39 TL geçici iş göremezlik, 4.536,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam: 102.559,58 TL maddi tazminatın (davalı … için sadece 89.830,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile sınırlı olmak üzere) davalı … ve …’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … SİGORTA A.Ş.’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi yönüyle olay tarihi itibariyle geçerli olan kaza başına ölüm ve sakatlık teminat klozu limiti ile sınırlı olarak tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE, davalı …’e yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 7.005,84 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 378,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.627,57 TL eksik harcın davalılardan, (davalı … yönünden 5.799,12 TL ile sınırlı olarak) müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 414,27 TL harç gideri, 400,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 314,50 TL Adli Tıp Fatura gideri, 836,12 TL … Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen rapora ilişkin tanzim edilen faturalar bedeli, 464,46 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.429,35 TL yargılama giderinin (davalı … yönünden 2.125,68 TL ile sınırlı olarak) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 10.954,76 TL vekalet ücretinin davalılardan, (davalı … yönünden 9.585,41 TL ile sınırlı olarak) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı … vekili için reddedilen miktar yönünden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan maktu 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
İstinaf yargılaması yönünden;
8-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak davalıdan alınan peşin ve karar ilam harcının talep halinde iadesine;
9-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 121,30 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak istinaf eden davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda davacı yönünden reddedilen miktar itibariyle kesin olmak üzere, davalı yönünden HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde Yargıtay …. HD Başkanlığı’na TEMYİZ yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi….


Başkan

Üye

Üye

Katip