Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/246 E. 2019/297 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : …’e velayeten … ile …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …SİGORTA A.Ş
VEKİLİ : AV. …
DAVALI : 2-… – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA TÜRÜ : Trafik Kazası Sonucu Cismani Zarar Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davacı ve davalı … vekillerinin ayrı ayrı istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; … günü müvekkili …’ün … caddesinden karşıdan karşıya geçeceği sırada aynı cadde üzerinde seyir halinde bulunan davalı … sevk ve dairesindeki … plakalı aracın yüksek süratla gelerek müvekkiline çarpması nedeniyle yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkili …’ün vücudunda kemik kırıkları ve çıkıkları oluşacak şekilde ağır yaralandığını, kazaya davalı araç sürücüsünün hız sınırını ihlal etmesinin neden olduğunu, trafik tespit tutanağında müvekkili …’e kusur yüklenmiş ise de davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunun görüleceğini ve açıkladığı nedenlerle 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL sürekli iş göremezlik ve 100,00 TL tedavi ve bakım giderleri olmak üzere toplam 300,00 TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden sigorta limitleri aşılmamak kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme tahsiline, davacılardan … için 25.000,00 TL manevi, anne … için 10.000,00 TL manevi ve baba … için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı …’ün yanında annesi varken karşıdan karşıya geçmek isterken anayolua atladığını, kaza tespit tutanağından davacının %100 kusurlu bulunduğunu, hızının 60-65 km olduğunu, bu huzun da azami limitlerin altında olduğunu, davacının manevi tazminat taleplerine ilişkin manevi kayıplara tam açıklık getirilmediğini, bu nedenle manevi tazminat talebinin de yerinde olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … şirketine dava dilekçesinin tebliğine rağmen dava dosyasında herhangi bir beyanda bulunulmadığını ve duruşmalara da katılım olmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen … tarihli kararinde; davacı …’ün dava konusu olay sebebiyle bedensel zarara uğradığı, bedensel zararlar olarak özellikle tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararların yanında dava konusu olay sebebiyle bakıcı giderlerinden doğan maddi zararlar ile davacının yaşıtlarına ve aynı işi yapanlara göre daha fazla güç ve çaba harcayacağından kazançta bir azalma olmasa bile yaralanması ve sakatlığı oranında güç kaybı efor tazminatı zararlarından davalı işleten ve sürücü …’nun sorumlu olduğu kabul edilerek; 529,86 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 585,45 TL bakıcı gideri tazminatı ve 300,00 TL tedavi giderleri tazminatı olmak üzere toplam 1.415,31 TL maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacı …’e verilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Her ne kadar davacılar vekili dava ve ıslah dilekçesiyle maddi tazminatın işleten ve sürücü ile birlikte davalı … şirketinden de tazminini talep etmiş ise de; kaza tarihinin … tarihinde meydana gelmesi, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Genel Şartlar uyarınca davalı … şirketinin sorumluluğunun 2918 sayılı KTK’nun 98. maddesi uyarınca sona ermesi nedeniyle davacı …’ün davalı … şirketine yönelik maddi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dava konusu olay sonucu davacı …’ün cismani zarara uğradığı, dava konusu trafik kazası sonucunda yaralandığı, yaralanma sonucu davacıların acı ve üzüntü duyduğu, olayın davacılar üzerinde gerek olay anında, gerek şimdi ve gerekse de ileride bıraktığı ve bırakacağı olumsuz etkiler dikkate alındığında davacının duymuş olduğu büyük acı ve üzüntünün kısmen de olsa tatmini yönünden davacıların zenginleşmesine veya davalı tarafın mahvına sebebiyet vermeyecek ölçüde davacının lehine manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle olayın gelişimi ve oluş şekli, olaya davalı araç sürücüsünün sebebiyet vermesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak hukuk ve hakkaniyete uygun manevi tazminat verilmesi uygun olacağı, manevi zararların sigorta poliçesi kapsamı dışında olduğu ve davacı tarafça sigortanın sorumluluğunu poliçe kapsamı ile sınırlandırdığından oluşan manevi zararlardan davalı araç işleteni ve sürücüsünün TBK 56/2 (BK 47) maddesi uyarınca sorumlu olacağı kabul edilerek tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumları ve hakkaniyet uyarınca davacının manevi tazminat davsaının kısmen kabulü ile … için 4.000,00 TL, … için 2.000,00 TL ve … için 2.000,00 TL manevi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine dair oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklinde davacı …’ün davalı …’ya yönelik maddi tazminat davasının kabulü ile 529,86 TL geçici iş göremezlik tazminatı 585,45 TL bakıcı gideri tazminatı ve 300,00 TL tedavi giderleri tazminatı olmak üzere toplam 1.415,31 TL maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacı …’e verlimesine, davacı …’ün davalı … şirketine yönelik maddi tazminat davasının reddine, davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile …’ için 4.000,00 TL, … için 2.000,00 TL ve … için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL manevi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin ayrı ayrı reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekilinin sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararda dava dilekçesinde talep ettikleri ve talep arttırım dilekçeleri ile değerlerini arttırdıkları bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminat alacak kalemlerini, kaza tarihi itibariyle geçerli olan 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları uyarınca davalı … şirketinin sorumluluğunun 2918 sayılı KTK’nun 98. maddesi uyarınca sona erdiği gerekçesiyle reddedildiğini, bu gerekçenin hukuka aykırı olduğunu, KTK’nun 98. maddesi gereğince mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin sağlık giderleri teminatı kapsamında sayıldığını, bu teminat kapsamındaki sorumluluğun da SGK’na ait olduğunun düzenlendiğini, oysa 6111 sayılı kanunun 59. maddesi ile değişik KTK’nun 98. maddesinde SGK’nun sorumluluğunun üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavileri ile sınırlı sağlık hizmet giderleri ile sınırlandırıldığını, bu düzenleme gereği ZMMS Genel Şartlar A.5 (b) maddesiyle yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alıncaya kadarki süre içindeki bakıcı giderleri, geçici iş göremezlik kayıtları ve sağlık hizmet giderleri kapsamında sayılarak sağlık giderleri teminatı kapsamının genişletildiğini, bu nedenle Yerel Mahkemece geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinin teminat dışı olduğuna yönelik kararının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca dava dosyasında alınan 15/02/2018 tarihli heyet raporunda mahiyete uygun olarak faturalandırılmayan tedavi giderlerinin 1.000,00 TL olarak belirtildiğini ve rapor doğrultusunda da hesap bilirkişisinin talep edebilecekleri miktarın hesaplandığını, belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumluluklarının devam ettiğinin açık olduğunu, Yerel Mahkemece belgelendirilmeyen – faturalandırılamayan tedavi giderlerinin teminat dışı olduğuna yönelik kararın hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak yeniden yargılama yapılması ile talebin davanın tüm olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu istinafa başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece alınan kusur raporunun KTK ve ilgili mevzuatlara ilişkin uzmanlığı olan bir makine mühendisi tarafından tanzim edildiğini, kusur raporuna ilişkin alanında uzman bir bilirkişiden ya da Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden görüş alınması gerektiğini, davaya konu trafik kazasının oluşumu itibariyle davalı müvekkilinin söz konusu kazayı önleyebilmesinin mümkün olmadığını, kazazede çocuğun kaza tarihi itibariyle 8 yaşında olduğunu, bu yaşta bir çocuğun gelir getiren bir işte çalışmasının söz konusu olamayacağını, bu nedenle Yerel mahkemece geçici iş göremezlik bulunmadığının gözetilmesi gerektiğini, ayrıca 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun SGK’na geçtiğinden dolayı bu davadaki yasal hasımın SGK olması gerektiği ve yargılamaya dahil edilmesi gerektiğini, dosya kapsamında mevcut olan … Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan bilirkişi raporunda kazazede çocuğun kazaya bağlı olarak kalıcı bir maluliyetinin olmadığı tespitinin yer aldığını, bu nedenle maluliyet durumunda bakıcı gideri hak edişi olmayacağının da açıkça görüldüğünü, Yerel Mahkemece verilen manevi tazminat tutarlarının fahiş düzeyde olduğunu, olayın meydana geliş şekli, olayın gelişimi, kazazede çocuğun kusuru ve bedeninde kalıcı bir hasar olmaması hususlarının gözetilmeksizin manevi tazminat miktarlarına yüksek hükmedilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile istinaf itirazları doğrultusunda karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın talep ettiği geçici iş göremezlik tazminatının diğer davalı … açısından reddedildiğini ancak davalı müvekkiline de yükletilmemesi gerektiğini, kazazede çocuğun kaza tarihi itibariyle 8 yaşında olduğunu, bu yaşta bir çocuğun gelir getiren bir işte çalışmasının söz konusu olamayacağını, tedavi süresi boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancının da olamayacağını, Yerel Mahkemece iş göremezlik zararının bulunmadığının gözetilmesi gerektiğini, bakıcı gideri ve tedavi giderleri hususunda da ZMMS Genel Şartlarına göre müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, dosya kapsamında mevcut olan … Tıp Fakültesi Hastanesi bilirkişi raporunda kazazede çocuğun bedeninde kazaya bağlı olarak kalıcı bir maluliyetin bulunmadığının tespit edildiğini, bu durumda bakıcı gideri hak edişi olmayacağının açıkça görüldüğünü, davacının manevi tazminat hususundaki beyanlarına yönelik ise sundukları istinaf dilekçesindeki beyanları aynen tekrar ettiğini beyan ederek davacının istinaf dilekçesinde yer alan taleplerin reddine, mevcut istinaf dilekçeleri doğrultusunda karar verilmesini, Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, taleplerinin kabul görmemesi halinde tazminat kalemleri, ferileri ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinden diğer davalı … şirketinin de mesul tutulmasını talep etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. vekili sunduğu istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın istinaf sebeplerinin hukuka aykırı, haksız ve mesnetsiz olduğunu, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel şartlarında yapılan değişiklik ile geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı sayıldığını, bu nedenle davacının geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinden müvekkili sigorta şirketinin değil, SGK’nun sorumlu olduğunu, ZMMS poliçelerinde belirtilen tedavi teminatı ile vefat ve maluliyetin ayrı ayrı teminatlar olarak belirlendiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda geçici iş göremezlik tazminat talebinin tedavi giderleri teminat içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, tedavi giderlerinin de SGK tarafından ödenmekte olduğunu, davacı tarafın bakıcı giderleri talebinin bu yönüyle reddinin gerektiğini beyan ederek davacı tarafın istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece verilen kısmen kabul kısmen red kararına karşı taraf vekillerinin ayrı ayrı istinaf itirazları doğrultusunda kararın kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava trafik kazası nedeniyle yaralanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
1-Maddi Tazminatın kesinlik sınırının altında kaldığına dair;
Mahkemece maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine, geçici iş göremezlik ve tedavi gideri, bakıcı gideri olmak üzere toplam 1.415,31-TL tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davacı ve davalı … vekilince ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığı altında düzenlenen 341. Maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
(2) Miktar veya değeri 3.560 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 3.560 Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz” denilmektedir.
Mahkemece hükmedilen tazminat 1.415,31-TL olup, her ne kadar artırım dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuş ise de dosya kapsamı ve bilirkişi raporları ile de sabit olduğu üzere alacağın tamamı nazara alındığında reddedilen ve davalı yönünden hükmedilen miktarın HMK’nın 341/2. maddesi gereğince, karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (3.560,00 TL) altına kaldığından, kabul edilen miktar açısından her iki taraf yönünden de karar kesin olduğundan, kararın kesin olması halinde ilk derece mahkemesince bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarih 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararının kıyasen uygulanması yoluyla Dairemizce de karar verilebileceğinden, HMK nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvuru dilekçelerinin ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Manevi tazminata ilişkin yapılan incelemede;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
A- Davalının kusura itirazı yönünden itirazı yönünden;
CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.” Ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile sonuçlanan kararı, kesinleşmiş bir mahkumiyet niteliğinde olmadığı gibi, TBK’nun 74. maddesi anlamında hukuk hakimi yönünden bağlayıcılığı yoktur.
Ceza mahkemesinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı TBK’nın 74. maddesi anlamında hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar değildir. Bu nedenle somut olayın hukuk hakimi tarafından deliller serbestçe değerlendirilerek takdir edilmesi gerekir.
Olaya ilişkin Konya …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında görülen davada verilen kararda; sanık savunması, katılan beyanı, trafik kazası tespit tutanağı, doktor raporu, toplanan deliler ile tüm dosya kapsamından, mağdur …’ün iki yönlü yol olan … Caddesini önünden otobüs durağı istikametine doğru yolu karşıdan karşıya geçmek için solundan gelen trafiği kontrol etmeden aniden yola çıkış yaptığı sırada solundan … çevre yolu istikametinden … Caddesini takiben seyreden ve No: … önüne geldiğinde 22 metre fren izi ile birlikte kazaya karışan sanık …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin ön kısmının çarpması sonucu katılanın yaralanmasına sebebiyet verdiğinin anlaşıldığı, olayda tali kusuru bulunduğu anlaşılan sanığın bu şekilde sabit görülen suçu nedeniyle cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği;
Olaya ilişkin kaza sonrası düzenlenen Trafik Kaza Tespit Tutanağında; Yaya …’ın trafiği kontrol etmeden yola çıkış yaptığı sırada sürücü … idaresindeki aracın 22 metre fren izi bırakarak ön kısmının çarpması ile ortaya çıkan kazada yaya … için, Karayolları Trafik Kanunun 68/1-B-3 maddesindeki, “yayalar yolu karşıdan karşıya geçerken kendilerine yaklaşan araçların hız ve uzaklığını dikkate aldıktan sonra en uygun zamanda geçmek zorundadırlar” kuralını; davalı sürücü ise aynı kanunun 51. Maddesindeki hız sınırlarını aşmak maddesini ihlal ettiği görüş ve kanaatine varıldığının belirtildiği;
Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporunda ise yukarıda hususlar benzer şekilde zikredilerek yaya …’ın anılan kural ihlali nedeniyle % 70 oranında asli, sürücü davalı …’ün ise 50 km. hız sınırı olan yolda 22 metre fren izi ile sabit olduğu üzere buna göre hesaplanan 58 km hızla gitmesi nedeniyle % 30 oranında tali kusurlu bulunduğu belirtilmiştir.
Olayla ilgili Ceza Mahkemesince alınan rapor, Trafik Tespit Tutanağı ile yine olayla ilgili hukuk mahkemesinden aldırılan raporun söz konusu kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun olduğu sonucuna varılarak buna göre hüküm verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durumun olmadığı, hem ceza hem de hukuk mahkemesinde aldırılan raporların birbirini teyit ettiği ve örtüştüğü anlaşılmakla kusura yönelik itirazlar yerinde değildir.
B- Manevi tazminat miktarının azlığı veya çokluğuna yönelik istinaf itirazında;
Davalı … vekili mahkeme tarafından hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu belirtilerek itiraz edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunun “Manevi Tazminat” başlığı altında düzenlenen 56. Maddesinde, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” denilmektedir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere ise, yaralanma durumunda yakınların manevi tazminat isteminde bulunabilmesi için yaralanmanın maluliyet derecesinde ya da sabit iz bırakacak nitelikte olması ya da bu tür yaralanma biçimi olmasa bile uzun süre yatakta tedavi görme hali ya da parçalı kemik kırığı yaralanması olması durumunda yaralanan kişinin anne babası veya çocukları ve eşine manevi tazminat verilebileceği benimsenmiştir. Bu tür durumlarda “yakınları” ibaresi geniş tutulmamaktadır.
Somut olayda, yaralanan küçük … yukarıdaki belirtilen yaralanma şekillerinden hiçbirisine uğramadığı, kalıcı maluliyetinin bulunmadığı, bir buçuk ay iyileşme süresinin bulunduğu anlaşıldığından mahkemece …’ın yanında anne ve babasına da manevi tazminat hükmedilmesi isabetsiz olup onların yönünden manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davacı … bakımından ise;
Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre,Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olaya gelince, yaya olan davacıya davalının sürücüsü ve işleteni olduğu aracın çarpması neticesi, davacı …’ın bir buçuk ay geçici tıbbi şifa süresi ile sonuçlanan kazada, kazanın meydana gelmesinde davacının % 70, davalı araç sürücüsünün % 30 oranında kusurlu olduğu, davacı küçük … için 4.000,00 TL manevi tazminata takdir edildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla manevi tazminatın takdirinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tarafların kusur durumları, meydana gelen netice ve yukarıda ilkeler gözönünde tutularak takdir edilen manevi tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla bu halde …’a yönelik davalının istinaf başvurularının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek davacılar Bahattin ve Saniye yönünden hükmedilen manevi tazminatın kaldırılması gerektiğinden, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kısmen kabulü ile birlikte incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca, yukarıda yazılı sebeplerle kesinleşen kısımlar ile birlikte yazılmak suretiyle, düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstinaf incelemesine konu maddi tazminat yönünden alacak miktarının karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (3.560,00 TL) altına kaldığından, kabul edilen maddi tazminat miktarı açısından karar kesin olduğundan HMK nın 352.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvuru dilekçelerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davalı …’nun manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas … Karar sayılı yerel mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, bunun düzeltilerek YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, bu nedenle (infazda tereddüt oluşmaması için kesinleşen hususlar da aynen yazılarak);
Davacı …’ün davalı …’ya yönelik maddi tazminat davasının KABULÜ ile 529,86 TL geçici iş görememezlik tazminatı 585,45 TL bakıcı gideri tazminatı ve 300,00 TL tedavi giderleri tazminatı olmak üzere toplam 1.415,31 TL maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacı …’e verilmesine,
2-Davacı …’ün davalı … şirketine yönelik maddi tazminat davasının REDDİNE,
3-Davacı …’ın manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile … için 4.000,00 TL manevi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacı …’e verilmesine, diğer davacıların manevi tazminat istemlerinin ayrı ayrı REDDİNE,
4-Alınması gereken 369,91 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 158,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 211,18 TL eksik harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından yatırılan 242,43 TL harç giderinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 710,00 TL bilirkişi ücreti ve 333,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.043,40 TL’den kabul edilen kısma göre hesaplanan 121,03 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacılara ödenmesine,
7-Davacılar için kabul edilen maddi tazminat davası yönünden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 1.415,31 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacılara ÖDENMESİNE,
8-Davacı … için kabul edilen manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ne göre tayin ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacılara ödenmesine; reddedilen manevi tazminat kısmı için de davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT 10. Maddeye göre 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Davacı … için red edilen manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ne göre tayin ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’ya ödenmesine,
10-Davacı … için red edilen manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ne göre tayin ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’ya ödenmesine,
11-Davacı …’ün davalı … şirketine yönelik maddi tazminat davasının reddi nedeniyle davalı … için AAÜT’ne göre tayin ve takdir edilen 1.415,31 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı … şirketine ödenmesine,
12-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
13-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan 161,00 TL’nin istek halinde davalı …’ya iadesine,
14-Davacılar tarafından alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
15-Davalı … tarafından yapılan 485,20 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalı …’ya verilmesine,
16-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
17-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
18-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri ellisekizbinsekizyüz (58.800) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. …


Başkan


Üye


Üye


Katip