Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/230 E. 2019/252 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – TC: … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- … SİGORTA AŞ
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3- …TİC. LTD.ŞTİ
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle
Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : …
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davacı vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; 01/06/2011 tarihinde … plaka sayılı minübüsün karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkili davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır yaralandığını, müvekkilinin kaza sonrası %34 malül kaldığını, herhangi bir işte çalışamadığını, kazanın oluşumunda davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, kendisinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdili 500,00 TL maddi tazminatın davalıların tamamından, 50.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı … dışındaki davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın müvekkili açısından reddini talep ettiğini, kaza tespit tutanağındaki müvekkiline atfedilen kusuru kabul etmediklerini, kusur oranlarının tespiti bakımından yeniden bilirkişi raporunun alınmasının gerektiğini, davacının 01/06/2011 tarihindeki ifadesinde müvekkilinden davacı ve şikayetçi olmadığını beyan ettiğini, bu nedenle kaza sonrası müvekkilinden tazminat isteme hakkının da bulunmadığını, davayı kabul etmemekle birlikte davacının kazada yaralanmasına ilişkin maluliyetinin tespiti bakamından bilirkişi raporunun alınmasının gerektiğini, müvekkilinin emekli olup çalışmadığını, ekonomik durumunun oldukça kötü olduğunu, üzerine kayıtlı herhangi bir malvarlığının bulunmadığını , kazadan beş yıl geçmesi, müvekkilinin davacıya maddi ve manevi olarak yardımcı olması, müvekkilinin durumunun kötü olması , kazada kusurunun bulunmaması hususları gözönünde bulundurularak davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili sigorta şirketine başvurusunun bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, davanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğundan yetkisizlik nedeniyle reddini , zamanaşamı nedeniyle reddini talep ettiklerini, dava dilekçesi ekindeki delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, dava dilekçesinin HMK 119 madde şartlarını taşımadığını, davacının sigorta teminatı kapsamında olmadığını, KTK 90. Maddesi ve ZMMS Genel Şartları gereği müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kazanın oluşumunda davacının dikkatsiz ve özensiz davranışı ve kusuru taleplerini haksız hale getirdiğini, kazaya ilişkin kusur durumunun belirlenmesinin gerektiğini, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi gereği kusurlu davacının tazminat talebinin reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortacı gerçek zarardan kusuru oranında sorumlu olduğunu, geçici ve sürekli iş gücü kaybı ve tedavi giderlerinin teminat dışında bulunduğunu, maluliyet oranı ve maluliyet oranına bağlı meslekte kazanma gücü kaybı oranının Adli Tıp tarafından yapılmasının gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden faiz ve mahkeme masrafları yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, ceza davası açılmışsa bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davanın SGK’na ihbar edilmesi gerektiğini belirterek, davanın öncelikli usulden reddine, her halükarda esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen … tarihli kararı ile; “Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyası incelendiğinde; müştekisinin dosyamız davacısı, şüphelisinin ise dosyamız davalısı … olduğu, soruşturma konusunun 01/06/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasına ilişkin olarak şüpheli hakkında başlatılan taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu oluşturduğu, yapılan soruşturma neticesinde de şikayet yokluğu nedeniyle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava dosyasının rapor tanzim için Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. …’ye tevdii edildiği, bilirkişi … tarihli raporunda sonuç olarak; davacının dava konusu 01/06/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığı, kaza tarihi itibarı ile 50 yaşında olup, meslek grup numarasının 1 (düz işçi) olduğu, yaşına (E cetveline) göre %16 oranında kalıcı sakatlık (sürekli iş göremezlik) niteliğinde olduğu, 6111 Sayılı Kanun kapsamında tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığını, ancak fatura edilemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinin bulunabileceğini, yaralanmanın ağırlık ölçüsü de dikkate alındığında bu tür giderlerin 3.000,00 TL olarak değerlendirildiği, iyileşme süresinin 9 (dokuz) ayı bulabileceğini, bu sürede gelir getirecek işte çalışamayacağını, bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olduğunu, bu süre zarfında başka birisinin bakımına ihtiyaç duyabileceğini ve bu süre zarfında %100 (yüzde yüz) malul sayılacağını, toplam tedavi masraflarının 3.000,00 TL olduğunu ve bu 9 ay boyunca kazanç kaybının ve bakıcı giderlerinin de eklenmesi gerektiği şeklinde rapor düzenlemiştir.
… Tıp Fakültesi Başhekimliği’nin 06/12/2017 tarih, … sayılı raporunda sonuç olarak; davacının dava konusu 01/06/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığı, kaza tarihi itibarı ile 50 yaşında olup, meslek grup numarasının 1 (düz işçi) olduğu, yaşına (E cetveline) göre %16 oranında kalıcı sakatlık (sürekli iş göremezlik) niteliğinde olduğu, 6111 Sayılı Kanun kapsamında tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığını, ancak fatura edilemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinin bulunabileceğini, yaralanmanın ağırlık ölçüsü de dikkate alındığında bu tür giderlerin 3.000,00 TL olarak değerlendirildiği, iyileşme süresinin 9 (dokuz) ayı bulabileceğini, bu sürede gelir getirecek işte çalışamayacağını, bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olduğunu, bu süre zarfında başka birisinin bakımına ihtiyaç duyabileceğini ve bu süre zarfında %100 (yüzde yüz) malul sayılacağını, toplam tedavi masraflarının 3.000,00 TL olduğunu ve bu 9 ay boyunca kazanç kaybının ve bakıcı giderlerinin de eklenmesi gerektiği, bu hesaplanan giderin SGK tarafından karşılanmayacağını, giderlerin sigorta şirketi ve kusurlu tarafça kusur oranında paylaştırılmasının uygun olacağı şeklinde rapor düzenlemiştir.
Dava dosyasının kusur yönünden rapor tanzimi için Makine Mühendisi Bilirkişi …’ya tevdi edildiği, bilirkişi 30/04/2018 havale tarihli raporunda sonuç olarak; yaya …’ın olaydaki dikkatsizliği, tedbirsizliği ve olumsuz hareketiyle tali kusurlu olup, %25 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nin olayda asli kusurlu olup %75 oranında asli kusurlu olduğuna dair rapor düzenlemiştir.
Dava dosyasının tazminat hesabı bakımından Aktüer Bilirkişisi …’a tevdi edildiği, bilirkişi 01/06/2018 tarihli raporunda sonuç olarak; kusur ve maluliyet oranı göstelireke 41.030,55 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.489,44 TL geçici iş göremezlik tazminatı , 5.693,63 TL bakıcı gideri zararı hesaplandığını, dava tarihinden sonra 07/07/2017 tarihinde davalı … şirketince 89.339,00 TL tutarında ödeme yapıldığı ve ödeme açıklamasının “Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E nolu dosyaya ödeme ” şeklinde olduğu gözönünde bulundurularak, davacının bakiye maddi tazminat zararını bulunmadığına dair rapor düzenlediği anlaşılmıştır.
Dava, cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davasıdır.
Yukarıda izah edilenler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı … tarafından yargılama devam ederken 07.07.2017 tarihinde 89.338,00 TL ödemenin davacı tarafa yapıldığı, yapılan ödeme miktarının bilirkişi raporunda tespit edilen miktarı kapsadığı ve bu bakımdan ödeme ile konusuz kalmış olması nedeniyle maddi tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmetmek gerekmiştir. Manevi tazminat talebi yönünden ise tarafların olaydaki kusur durumları, davacının olay nedeniyle yaşadığı maluliyet durumu, davacı ile davalı … ve davalının çalıştığı davalı şirketin ekonomik ve sosyal durumları ve hak ve nesafet kuralları da dikkate alınmak suretiyle davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiş, tüm bu hususlar değerlendirilmekle maddi tazminat talebinin davalı … Sigorta A.Ş tarafından ödenmesi ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 10.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde maddi tazminat talebinin davalı … Sigorta A.Ş tarafından ödenmesi ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 10.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, maddi tazminat davası bakımından alınması gereken karar ve ilam harcı yeterli bulunduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili sunduğu istinafa başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu kazada davalı sürücünün kasıt boyutuna varacak düzeyde ağır kusurlu olduğunu, kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağına göre de davalı …’nin tam kusurlu sayıldığını, müvekkilinin kazada kusursuz olduğunu, müvekkilinin kazadan sonra ayağının 3 ay boyunca alçıda kaldığını ve neticede tam bir iyileşme sağlanamadığını, kaza sonrası çalışamadığını ve sağlık sorunlarının devam ettiğini, %34 oranında malul kaldığını, bu sağlık sorunları sonucunda ciddi manevi zarara uğradığını, müvekkilinin manevi anlamda halen büyük bir çöküntü yaşadığını, ayrıca kazaya konu taraflardan birisinin mobilya işyeri, diğerinin de minibüs şoförü olduğunu ve durumlarının müvekkiline göre iyi olduğunu, kusur durumu bakımından da karşı tarafa %75 kusur verildiğini, müvekkilinin haklılığı ve manevi zarara uğradığı sabit iken Yerel Mahkemece verilen 10.000,00 TL manevi tazminatın hukuka ve vicdana aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılması ile manevi tazminat taleplerinin tam kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı …’ye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemli davadır.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davacı vekilinin verilen manevi tazminatın azlığı yönünden istinafı;
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut dosyamızda;Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna, davacının kaza nedeniyle % 16 oranında meslekten kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşmesinin 9 ay olduğu gözetilip, 01/06/2011 tarihinde meydana gelen olayda, kusur oranları, olayın meydana geliş şeklinin davacı üzerindeki etkisi, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacı için belirlenen manevi tazminatın az olduğu, 15.000.00- TL manevi tazminat taktirinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı bu itibarla davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olduğu,
Bu gerekçeler ile; davacı vekilinin manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan kısımlar baki kalmak üzere, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 14.12.2018 tarih, … esas, … karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
1-Maddi Tazminat Yönünden;
Maddi tazminat talebinin davalı … Sigorta A.Ş tarafından ödenmesi ile dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Manevi Tazminat Yönünden açılan davanın Kısmen Kabul- Kısmen Reddi ile;
15.000,00-TL manevi tazminatın trafik kazasının meydana geldiği 01/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek YASAL faizi ile birlikte birlikte davalılar … ve … Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Maddi tazminat davası bakımından alınması gereken karar ve ilam harcı yeterli bulunduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Manevi tazminat davası bakımından alınması gereken 1.024,65 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 170,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 853,88 TL eksik harcın davalılar … ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 205,99 TL harç giderinin davalılar … ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 1.100,00 TL bilirkişi ücreti giderleri, 599,10 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.699,10 TL yargılama giderinin, manevi tazminat davasında kısmen kabule göre hesaplanan 509,73 TL nin davalılar … ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından yapılan 100,00 TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere yargılama giderinin, manevi tazminat davasında kısmen redde göre hesaplanan 70,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
8-Maddi tazminat davası bakımından ücreti vekalet hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Manevi tazminat davasında davacı vekili yararına, AAÜT’ne göre belirlenen ve kabul edilen miktara göre belirlenen edilen 2.725.00- TL ücreti vekaletin davalılar … ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından davalı yararına yürürlükteki AAÜT 10/2 maddesi uyarınca belirlenen ve takdir edilen 2.725.00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine.
11-Artan gider avansı olması halinde HMK m.333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden ;
12-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan başvurma harcı dışında kalan istinaf karar harçlarının talep halinde davacıya iadesine,
13-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 50,50- TL tebligat gideri, 121,30- TL başvurma harç gideri olmak üzere toplam 171,80- TL yargılama giderinin davalılar … ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
14-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
15-Harç ve tebliğ işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.362 uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. …


Başkan


Üye


Üye


Katip