Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 21/01/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP :…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2019
NUMARASI : …Esas … Karar
DAVACI : … – T.C NO:…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderleri maddi tazminatı.
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 21/01/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 22/01/2020
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara ilişkin davalı vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 16/07/2016 günü sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın kaldırımda yaya olarak bulunan müvekkili …’a çarptığını, kaza sonucu müvekkilinin ağır yaralandığını, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin kaza geçirdiği sırada İstanbul … Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenim gördüğünü, kazadan sonra bedensel zarara uğradığını ve ağır bir tedavi süreci yaşamak zorunda kaldığını, sürekli iş göremez hale geldiğini, davalının kazaya neden olan aracın tespit edilememesi durumunda zarar görenin bedensel zararları için sorumluluğunun doğduğunu ve açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik, 100,00 TL tedavi ve bakım giderleri olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacının müvekkiline davadan önce başvurmadığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri talebinin muhatabının müvekkili olmadığını, müvekkili kurumun ancak kalıcı maluliyet sebebi ile sorumlu tutulabileceğini, sorumluluğun motorlu araca atfedilen kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen 18/07/2019 tarihli kararı ile “Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; 16/07/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda davacının kusurunun bulunmadığı, trafik kazası neticesinde yaralanan davacının % 2 oranında sürekli işgöremez hale geldiği, iyileşmesinin 9 aya kadar uzayabileceği ve 4 ay boyunca bakıcı ihtiyacının bulunduğu, bu oran ve süreler dikkate alınarak düzenlenen 21/05/2019 tarihli hesap raporu ile davacının sürekli iş göremezlik zararının 34.558,12 TL, geçici iş göremezlik (efor kaybı) zararının 10.923,66 TL, bakıcı gideri zararının 5.203,96 TL ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri zararının 5.000,00 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davacının talebi ve anılan hesap raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davanın kabulü ile 34.558,12 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 10.923,66 TL geçici iş göremezlik (efor kaybı) tazminatı, 5.000,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri tazminatı ve 5.203,96 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 55.685,74 TL tazminatın 08/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve olay tarihi itibariyle geçerli ZMSS yaralanma teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce müvekkili kurum yasada aranan şekilde başvuru yapılmadığını, bu nedenle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin sorumlu olmadığı halde geçici iş göremezlik yönünden hesaplama yapıldığını ve karar verildiğini, teminat dışı istemlerin reddi gerekirken tazminat hesabına dahil edilerek kabulüne karar verilmesinin eksik inceleme ile karar verildiğinin göstergesi olduğunu, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunun hatalı düzenlendiğini, davacının öğrenci olduğunun dosyalardaki belgelerle sabit bulunmasına rağmen gelir elde eder gibi hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, bakıcı giderinin brüt tutar üzerinden hesaplanabilmesi için fiili bakıcı tutulduğunun da ispatının gerektiğini, kararda bu hususun gözetilmediğini, tahsiline karar verilen tazminat yönünden faiz başlangıcının da hatalı hesaplandığını, olayla ilgili hiçbir sözleşmesel ilişki içinde bulunmayan, kanundan doğan sorumluluğu olan müvekkilinin herhangi bir temerrüdünün söz konusu olamayacağını, bu nedenle faiz başlangıcının da hatalı olduğunu, ayrıca ıslah edilen tutara da ancak ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülebileceğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece verilen kabul kararına karşı davalı vekilinin istinaf itirazları doğrultusunda kararın ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi… Esas … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik ,bakıcı ve faturalandırılmayan tedavi gideri tazminat istemine ilişkindir.
1-Sigorta şirketine davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığı istinafı:
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde, 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde, 97.maddenin eski metninde, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi, dava açabilme hakkı mevcut iken 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda madde hükmü “Zarar görenin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 Sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” denilmiştir.
Yukarıda maddede yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMMS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacaklardır. Öncelikle sigortacıya tazminatın ödenmesi için genel şartlarda belirtilen belgeler ile yazılı olarak başvuracaklar ve yazılı başvurudan itibaren 15 gün içinde kendilerine cevap verilmez ya da verilen cevap hak sahibinin talebini karşılamaz ise, hak sahibi tazminat için dava açabileceği gibi tahkime de başvurabileceklerdir. Bu hali ile trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanlar sigortaya davadan açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvuruda bulunmak zorundadırlar. Dava açabilmeleri için yazılı başvurudan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerekmektedir. Bu sebeplerle davadan önce yazılı başvuruda bulunmak ve başvurudan itibaren 15 günlük sürenin geçmesi ZMMS sigortacısına tazminat davası açılmasının ön şartıdır. Bu husus anılan maddenin değişiklik gerekçesinde vurgulanmıştır.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114.maddesinin 2.fıkrasındaki düzenlemeye göre “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır”.
HMK 115. maddenin 1.fıkrasında ise, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” denilmiş,
2.fıkrada ise, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” düzenlemesi mevcut olup
6407 sayılı Kanunla değişik 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araç nedeniyle meydana gelen trafik kazasın nedeniyle davacıların, dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine belgeler ile birlikte 27/03/2017 tarihli başvuru dilekçesi ile başvurdukları, sigorta şirketinin 05/04/2017 tarihli eksik evrak yazısı ile sakatlık raporunun eksik olduğundan bahisle bunların gönderilmesinden sonra tazminat talebini değerlendireceğini bildirilerek yasal süre içerisinde talebin karşılanmayarak sonuçsuz bırakıldığının davalı vekili cevap dilekçesi ile de sabit bulunduğu, bilahare eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı sigortanın istediği belgeler Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde belirtilen belgelerden ise de KTK’nın 96. maddesi ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2. maddesinde geçen bu belgeler sigorta şirketinin ödeme tarihine(temerrüde) ilişkin olup dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmasına dair adı geçen yasanın 97. maddesinde bu belgelere yer verilmediği gibi davacının başvuru dilekçesinde eklenmesi gereken diğer tüm belgeleri ekleyerek başvuru yaptığı,davalı sigortanın cevabi ile dava tarihi arasında geçen süre de gözetildiğinde davalı sigortanın davacıya verdiği cevabın talebi karşılamadığı dolayısıyla davacının dava açmadan önce yasada öngörülen sigortaya başvuru koşulunu yerine getirdiği sonucuna ulaşıldığı,bu halde yasada belirtilen başvuruya ilişkin ön koşulun yerine getirildiği de açıktır. İstinaf itirazları yerindedir.
2-Davalı Sigorta Şirketinin Geçici iş göremezliğin teminat dışı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde:
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve … sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Bu halde davalı vekilinin geçici iş görmezlik tazminatının teminat dışı olduğuna yönelik istinaf itirazları yerine değildir.
3- Bakıcı giderinin ispat edilmesi gerektiğine yönelik itirazlar incelendiğinde ; Davalı vekilinin davacıya bakıcı tutulduğunun ispat edilmesi aksi halde aile içinde bakıldığının kabul edilmesi gerektiğine talebi değerlendirildiğinde; aile bireylerine böyle bir yükümlülük yüklenemeyeceği gibi, dışarıdan bir bakıcı tutulmuş olsa idi ne kadar zararının olduğu belirlenerek hüküm verilmesi gerekmektedir. Buna göre; olayda 6098 sayılı TBK md. 52 gereğince hakkaniyet indirimi şartları bulunmamaktadır.(17. Hukuk Dairesi 2017/1726 E 2017/11442 K )
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı vekilinin bakıcı giderlerine yönelik istinaf itirazları yerinde değildir.
4-Davacının öğrenci olduğu gelir elde etmediğine ilişkin itirazın incelenmesinde :
YARGITAY17. Hukuk Dairesi 2018/2850 E 2019/6255 K sayılı ilamında ;”Davacı kaza tarihinde 21 yaşında olup dava dilekçesine eklenen ve tarihi belli olmayan öğrenci belgesi fotokopisine göre … Üniversitesi Meslek Yüksekokulu kuyumculuk ve takı tasarımı bölümünde öğrencidir. Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda davacının ne iş yaptığı bilinmediğinden bahisle asgari ücret üzerinden maluliyet tazminatı hesaplaması yapılmış, davacı tarafça hesap raporuna süresi içerisinde itiraz edilmiştir. Davacının üniversite mezunu olması halinde, asgari ücretin üzerinde gelir elde edeceğinin kabulü gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece davacının iddia edildiği üzere 11.8.2012 kaza tarihinde üniversite öğrencisi olup olmadığı araştırılarak üniversite öğrencisi olması halinde, mezun olacağı/olduğu tarihin ilgili öğrenim kurumundan sorulması; ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirinin ne kadar olacağı gibi hususların sorulması; bu tespitlerden sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek tazminat hesabının yapılması için, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.”
Somut olayda davacının İstanbul … Üniversitesi hukuk fakültesinde kaza tarihi itibani ile öğrenci olduğu 18/09/2018 tarihinde okulu bitirdiği 21/12/2019 tarihi itibari ile avukat olarak İstanbul barosuna kayıtlı olarak çalışmaya başladığı anlaşılmakla davalı vekilinin itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
5-Faiz başlangıcına yönelik itirazın incelenmesinde :
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir.
Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Davacının davalı güvence hesabına davadan önce tazminat ödemesi için yazılı olarak başvurduğu, başvurunun 30/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının 2918 s. KTK’nin 99/1. maddesi gereğince 8 iş günü sonra 08/04/2017 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşılmakla itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Kararın mahiyeti gereği alınması gereken 3.803,89 TL harçtan istinaf dilekçesi ile yatırılan 951,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.852,89 TL eksik harcın istinaf eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri Yetmiş iki bin yetmiş (72.070,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 22/01/2020
…
Başkan
…
…
Üye
…
…
Üye
…
…
Katip
…