Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1328 E. 2020/66 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 21/01/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – T.C NO:…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … ANONİM TÜRK SİGORTA A.Ş – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : …
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 21/01/2020
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 22/01/2020
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara ilişkin davalı vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 04/12/2017 günü … adına kayıtlı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın trafik kurallarına aykırı olarak hız sınırlarını aşarak aynı yöne giden ve önünde bulunan … plakalı araca arkadan çarptığını, kaza sonucu müvekkilinin vücudunda kemik kırık ve çıkıkları oluşacak şekilde ağır yaralandığını, kazada … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin ev hanımı olduğunu ayrıca bahçe ve tarım işlerinde çalıştığını, kazadan sonra kazazedenin ne ev işlerini yapabildiğini ne de tarımcılık faaliyetlerini sürdürebildiğini, ameliyatlardan sonra yaklaşık iki ay yatarak fizik tedavi gördüğünü, tedavilerine halen devam edildiğini, defalarca ameliyat edilmesine ve fizik tedaviye rağmen sağlığına kavuşamadığını ve açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı lehine şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL sürekli iş göremezlik ve 100,00 TL tedavi ve bakım giderleri olmak üzere toplam 300,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; kaza tespit tutanağında “emniyet kemeri takıp takmadığı belirsiz” şeklinde ifade yer aldığını, bu durumun tazminat hesabında değerlendirilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin teminat kapsamında bulunmadığını, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu ve açıkladığı nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen 18/07/2019 tarihli kararı ile “Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; 04/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda … plaka numaralı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, bu araçta yolcu konumunda olan ve trafik kazası neticesinde yaralanan davacının % 45 oranında sürekli işgöremez hale geldiği, iyileşmesinin 12 aya kadar uzayabileceği ve 3 ay boyunca bakıcı ihtiyacının bulunduğu, bu oran ve süreler dikkate alınarak düzenlenen 21/05/2019 tarihli hesap raporu ile davacının sürekli iş göremezlik zararının 130.487,24 TL, geçici iş göremezlik zararının 17.254,18 TL, bakıcı gideri zararının 4.636,18 TL ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri zararının 10.000,00 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davacının talebi ve anılan hesap raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın kabulü ile 130.487,24 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 17.254,18 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 10.000,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri tazminatı ve 4.636,18 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 162.377,60 TL tazminatın 05/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve olay tarihi itibariyle geçerli ZMSS yaralanma teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın hukuk ve kanunlara aykırı olduğunu, davacı tarafından davadan önce zorunlu başvuru şartının yerine getirilmediğini, başvuru şartının yerine getirilmeden dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hakem kararında bu hususun dikkate alınmadığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, davacı tarafça talep edilen geçici iş göremezlik, geçici bakıcı gideri tazminatı taleplerinin trafik sigortası teminatı dışında olduğunu, bu talepler bakımından da başvurunun reddinin gerektiğini, adli tıp raporunda %45 maluliyet tespit edildiğini ancak raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelikte bahsedilen ve bildirilen değerlerle uyuşmadığını, belirlenen maluliyet oranının çok yüksek olduğunu, düzenlenen maluliyet oranını kabul etmediklerini, ayrıca düzenlenen raporda karşılanmayan tedavi giderleri olarak 10.000,00 TL hesap edilmesinin ve 3 aylık bakıcı gideri için net asgari ücrete göre uygulanacak nispet oranının %100 olarak hesaplama yapılması hususunun bildirilmesinin adli tıp hekimlerinin uzmanlık alanına girmediğini, başvuran tarafça dosyaya sunulan evrakları içerisinde başvurana SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin herhangi bir delilin de sunulmadığını, SGK tarafından yapılan rücuya tabi ödemelerin müvekkili şirkete rücu edilebileceğini, başvuran tarafa bu hususta dosyaya delil sunmak üzere kesin süre verilmesini gerektiğini, SGK tarafından yapılan rücuya tabi bir ödemenin tespiti halinde de bu ödemenin hesaplanacak tazminattan mahsubunun gerektiğini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, Yerel Mahkemece verilen kabul kararına karşı davalı vekilinin istinaf itirazları doğrultusunda kararın ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle geçici, sürekli iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Sigorta şirketine davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığı istinafı:
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde, 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde, 97.maddenin eski metninde, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi, dava açabilme hakkı mevcut iken 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda madde hükmü “Zarar görenin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 Sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” denilmiştir.
Yukarıda maddede yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMMS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacaklardır. Öncelikle sigortacıya tazminatın ödenmesi için genel şartlarda belirtilen belgeler ile yazılı olarak başvuracaklar ve yazılı başvurudan itibaren 15 gün içinde kendilerine cevap verilmez ya da verilen cevap hak sahibinin talebini karşılamaz ise, hak sahibi tazminat için dava açabileceği gibi tahkime de başvurabileceklerdir. Bu hali ile trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanlar sigortaya davadan açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvuruda bulunmak zorundadırlar. Dava açabilmeleri için yazılı başvurudan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerekmektedir. Bu sebeplerle davadan önce yazılı başvuruda bulunmak ve başvurudan itibaren 15 günlük sürenin geçmesi ZMMS sigortacısına tazminat davası açılmasının ön şartıdır. Bu husus anılan maddenin değişiklik gerekçesinde vurgulanmıştır.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114.maddesinin 2.fıkrasındaki düzenlemeye göre “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır”.
HMK 115. maddenin 1.fıkrasında ise, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” denilmiş,
2.fıkrada ise, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” düzenlemesi mevcut olup
6407 sayılı Kanunla değişik 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araç nedeniyle meydana gelen trafik kazasın nedeniyle davacıların, dava tarihinden önce davalı … şirketine belgeler ile birlikte 27/08/2018 tarihli başvuru dilekçesi ile başvurdukları, sigorta şirketinin ….. rapor no ile hasar dosyası açtığı davalı vekili cevap dilekçesi ile de sabit bulunduğu, bilahare eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı sigortanın istediği belgeler Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde belirtilen belgelerden ise de KTK’nın 96. maddesi ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2. maddesinde geçen bu belgeler sigorta şirketinin ödeme tarihine(temerrüde) ilişkin olup dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmasına dair adı geçen yasanın 97. maddesinde bu belgelere yer verilmediği gibi davacının başvuru dilekçesinde eklenmesi gereken diğer tüm belgeleri ekleyerek başvuru yaptığı,davalı sigortanın cevabi ile dava tarihi arasında geçen süre de gözetildiğinde davalı sigortanın davacıya verdiği cevabın talebi karşılamadığı dolayısıyla davacının dava açmadan önce yasada öngörülen sigortaya başvuru koşulunu yerine getirdiği sonucuna ulaşıldığı,bu halde yasada belirtilen başvuruya ilişkin ön koşulun yerine getirildiği de açıktır. Davalı vekilinin itirazı yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin Bakıcı gideri ve Geçici işgöremezliğin teminat dışı olduğuna ilişkin yapılan istinaf incelemesinde:
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder. (Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 09/12/2016 tanzim tarihli Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde davalı vekilinin geçici işgörmezlik ve bakıcı giderlerinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf itirazları yerine değildir.
3-Davalı … vekilinin Maluliyet raporuna yönelik istinaf itirazı ile ilgili olarak:
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur.
Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/15557 E, 2018/7758 K ), haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği,01.06.2015 tarihinden sonra ise, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A.5 maddesinin (c) bendi ikinci paragrafındaki “Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır” hükmü gereğince 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacının yaralanmasına neden olan kaza 04/12/2017 tarihinde meydana gelmiş davalı tarafından tanzim edilen sigorta poliçesi ise 09/12/2016-09/12/2017 arası dönem için tanzim edilmiştir. Buna göre davacının maluliyet raporunun 01/06/2015 gününde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarında belirtilen Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında yönetmelik hükümlerine uygun olarak Selçuk Üniversitesi Adli tıp ana bilim dalı tarafından verilen heyet raporu düzenlendiğinden ve raporda usul ve yasalara aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf istemi de nazara alınmamıştır.
Davalı vekili tedavi gideri ve bakıcı gideri hesaplamasının bilirkişilerin uzmanlık alanında olmadığını belirtmiş ise de bakım ihtiyacı ile oranı ve süresi hususlarında, teknik tespitler yapmaya ehil doktor bilirkişi heyetinden rapor alınması ve hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı davalı vekilinin itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır. (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2017/839 E 2019/8662 K )
4-Sgk tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığına ilişkin itirazın incelenmesinde :
İDM tarafından Sgk ya yazılan müzekkere cevabında rücuya bağlı herhangi bir gelir gelirin bağlanmadığı, geçici iş göremezlik ödemesinin olmadığı bildirilmiş olup davalı vekilinin itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Kararın mahiyeti gereği alınması gereken 11.092,01 TL harçtan istinaf dilekçesi ile yatırılan 2.773,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.319,01 TL eksik harcın istinaf eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi. 22/01/2020


Başkan


Üye


Üye


Katip