Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/131 E. 2019/166 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : .. Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALILAR : …
..
VEKİLİ : ..
: ..
VEKİLİ : ..
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :..
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin davacı vekilinin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç içinde yolcu olarak bulunmakta iken davalılardan …’in sevk ve idaresindeki diğer davalılardan …’e ait diğer davalı tarafından sigortalanan aracın yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve bu trafik kazasında …’in öldüğünü, müvekkilinin ve…’nun yaralandığını, davalılardan …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç sürücüsü hakkında Konya …Ağır Ceza Mahkamesinin … esas sayılı dosyasında ceza davası açılmış olduğunu, sanık hakkında ceza kararı verildiğini, müvekkilinin kaza sebebiyle yaralandığını, tedavi masrafları olarak müvekkilinin 5.348,00 TL harcama yaptığını, kaza sebebiyle müvekkilinin kişilik haklarının rencide olduğunu, ruhsal sağlığının bozulduğunu bu sebeplerle 50.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkilinin tedavi giderleri için Medicana Hastanesine ödemiş olduğu 5.348,00 TL’nin faiziyle birlikte bütün davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, kaza tarihiden dava gününe kadar müvekkilinin çalışamadığı günler sebebiyle gelir kaybından şimdilik 500,00 TL’sinin bütün davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, duruşma da bu beyanını tekrar etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı araç müvekkil şirkete 25/07/2013/2014 tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Mali Trafik Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, şirket bünyesinde var olan poliçelerden sigortalının kusuru oranında olmak üzere 250.000,00 TL teminat limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat talepleri poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacının talep ettiği tedavi giderlerinin trafik poliçesi kapsamı dışında olduğundan tedavi giderlerine ilişkin davanın müvekkil şirket adına reddine karar verilmesini ve haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline atfedilen kusuru kabul etmediklerini, davacı …’nın aracında hatır taşıması için bulunduğunu, hatır taşımasının tespiti halinde bu hususun tazminat belirlenmesinde indirim sebebi olduğunu,… kullanımındaki aracın hız sınırlarını aştığını ve davacının manevi tazminat taleplerinin fahiş nitelikte olduğunu belirterek bu sebeplerle davanın reddini ve vekalet ücretinin müvekkil lehine hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesinin verdiği … tarihli kararı ile; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;davacının; dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak bulunmakta iken davalılardan …’in sevk ve idaresindeki diğer davalılardan …’e ait diğer davalı tarafından sigortalanan aracın yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucu yaralandığını beyan ederek, geçici işgöremezlik, sürekli işgöremezlik,tedavi gideri ve manevi tazminat talebinde bulunduğu Ankara Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı …’in % 100 kusurlu olduğu, Adli Tıp Genel Kurulundan alınan rapora göre davacının %22.2 oranında malul kalacak 9 ay iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı,davacının dava dilekçesinde sadece Medicana Hastanesine ödemiş olduğu tedavi giderlerini talep ettiği fatura edilemeyen diğer tedavi giderlerine yönelik bir talebinin olmadığı, dava dilekçesinde talep etmediği bir kalemi harç tamamlama dilekçesi ile talep edemeyeceği, alınan bilirkişi raporları ve harç tamamlama dilekçesine göre davacının 7.444,72 TL geçici iş göremezlik, 115.863,75 TL sürekli iş göremezlik ve 4.382,00 TL tedavi gideri talep edebileceği,Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/04/2014 tarih 2013/7135 esas 2014/6481 karar nolu ilamında da belirtildiği gibi karşı araç sürücüsünün işleteni ve sigortacısının hatır taşıması indiriminden faydalanamayacaklarını, davacının dava dilekçesinde faizin başlangıç tarihini göstermediği bu nedenle dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, davacının manevi tazminat talebinin incelenmesinde; olayın oluş biçimi, kusur durumları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanması amacı da olmadığı gözönüne alınarak takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklinde davacının maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; Davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kayıt ve şartı ile 7.444,72 TL geçici işgöremezlik, 115.863,75 TL sürekli işgöremezlik 4.382,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 127.690,47 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebinin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, müvekkilinin tedavi masrafları için yaptığı fark ödemeleri bulunduğunu, bu hususun eksik hesaplandığını, bunun yanı sıra hükme esas alınan aktüerya raporunda da müvekkilinin gelirinin asgari ücret olarak değerlendirildiğini ve bu doğrultuda hesaplama yapıldığını, bu rapora da itiraz edildiğini, dosyada mevcut emniyet araştırması ve dosyaya sundukları emsal ücretin dikkate alınmadığını, müvekkilinin kazadan dolayı ağır bir şekilde yaralandığını ve defalarca ameliyat olduğunu, bundan dolayı çok acılar çektiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının rencide olduğunu ve ruhsal sağlığının bozulduğunu, yaşama ve çalışma azmini yitirdiğini, takdir edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın da hakkaniyete aykırı olduğunu, duyulan acı ve ıstırabı hafifletecek nitelikte olmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen maddi tazminatın kısmi reddine dair kısmının kaldırılması ile taleplerinin tamamının kabulü ile manevi tazminatın kısmi reddine dair kısmının da kaldırılması ile taleplerinin tamamının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık konusu, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf itirazlarına ilişkindir.
DELİLLER :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası ve Konya … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.

Tedavi giderlerine yönelik talebinin eksik karşılandığı istinafı yönünden
6100 sayılı HMK’nun 26/1 maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. HMK’nun 176. maddesi (HUMK’nun 83. md.) ve devam maddelerinde ıslah müessesesi düzenlenmiş olup, bu yolla, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanı sağlanmıştır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Bu hale göre yargılaması devam eden bir dava içinde, ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Islahla, dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
Davacı taraf dava dilekçesinde müvekkilinin tedavi giderleri için Medicana Hastanesi’ne ödemiş olduğu masrafların iadesini istemiş doktor bilirkişi tarafından yapılan bilirkişi incelemesinde dosyaya sunulan 09/07/2015 tarihli rapor ve 27/05/2018 tarihli ek rapor uyarınca Medicana Hastanesine ödenen tedavi hizmet bedellerinin toplam 4.382,00 TL olduğu, bunun dışında davacı tarafça yara ağırlık ölçüsü dikkate alınarak kaçınılmaz masraf adı altında iyileşme süresi boyunca yapılan masrafların 2.000,00 TL olduğunu belirtilmesi neticesi bu kez davacı vekilinin dava dilekçesinde talep etmediği bu alacak talebini ıslahla talep ettiği anlaşılmaktadır.
İfade olunan ve yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda; dava dilekçesinde talep edilmeyen ve açıkça Medicana Hastanesinden yapılan tedavi giderlerinin ödenmesinin talep edilmesi ve bunun dışındaki kaçınılmaz tedavi giderlerine yönelik dava dilekçesinde talep edilmeyen bu alacak kaleminin ıslah dilekçesiyle talep edilmesinin mümkün olmadığı, bu yöndeki aksi bir kararın, dava dilekçesindeki talebin aşılması mahiyetinde ve ıslah müessesine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olacağı, bu haliyle ilk derece mahkemesince bu alacak kalemi yönünden talebin reddedilmesinin ve davanın bu nedenle bu alacak kalemi açısından kısmen kararı verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla davacı vekilinin buna yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
(Nitekim 17 hd nin 2014/23214 esas 2017/4406 karar,2015/7913 esas 2018/3722 karar sayılı ilamları)
Aktüerya hesabının asgari ücret üzerinden yapılmasının yanlış olduğu istinafı yönünden
6100 sayılı HMK’nun 26/1 maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı vekilinin müvekkilinin kendi iş yerine sahip olarak iç dekorasyon ve mobilya işiyle iştigal ettiği ve asgari ücretin üstünde kazancının bulunduğu ve bu durumu ispat için müvekkiline ait vergi ve muhasebe kayıtlarını sunacağını belirttiği davacı vekiline 23/11/2017 tarih 12 nolu celsede buna dair vergi levhası ve defterlerini sunmak üzere süre talep ettiği öte yandan 05/01/2018 UYAP havale tarihli dilekçesiyle her ne kadar mahkemece vergi levhası ve defterlerini sunmak için süre verilmiş olsa da müvekkilinin ücretini 2018 yılı asgari ücret tarifesine göre asgari ücret olarak kabul edilerek dosyanın hesap bilirkişisine gönderilmesini talep ve kabul etmesi neticesi davacı vekilinin bu talebi doğrultusunda dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdi edilip asgari ücret üzerinden hesaplama yapılarak rapor düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla davacı vekili açıkça müvekkilinin asgari ücret üzerinden aktüerya hesabı yapılmasını talep ve kabul ettiği gözetildiğinde mahkemenin davacının bu talebi ile bağlı kalınarak hesap yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığı zira bu durumun davalılar açısından kazanılmış hak teşkil ettiği de açık olup davacı vekiline ilk derece mahkemesinde asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasını talep ve kabul edip daha sonra istinaf mahkemesinde müvekkilinin asgari ücretin üstünde kazancı olduğunu belirterek bu durumu istinaf konusu yapması mümkün olmayıp asgari ücretten hesap yapılan miktarın davalılar lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği de açıktır. Bu halde davacı vekilinin buna yönelik istinaf itirazları yerinde değildir.
Manevi tazminatın az taktir edildiği istinafı yönünden;
İlk derece mahkemesinin alınan Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın 03/02/2015 tarihli kusur raporuna göre davalı taraf araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğu, aynı dosyada alınan İstanbul ATK Genel Kurul raporuna göre davacının bu kaza nedeniyle %22,2 oranında malul kalacak 9 ay iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı anlaşılmaktadır.
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri,davacının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna, davacının kaza nedeniyle % 22,2 oranında meslekten kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşmesinin 9 ay olduğu gözetilip olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu ,20.000 tl manevi tazminat taktirinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı bu itibarla davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olduğu, anlaşılmıştır.
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)…, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek manevi tazminatın 20.000 TL olarak belirlenip, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda manevi tazminat açısından kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle;
Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
Davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kayıt ve şartı ile ;
7.444,72 TL geçici işgöremezlik, 115.863,75 TL sürekli işgöremezlik 4.382,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 127.690,47 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
Davacının maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE
20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
Davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
İlk Derece yargılaması yönünden;
1-Alınması gereken 10.088,00 TL harçtan peşin ve tamamlama harcı ile alınan 446,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.641,52 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kaydıyla ve sigorta şirketinin manevi tazminatla sorumlu olmadığı dikkate alınarak bu harcın 6.845,00 tl si ile sınırlı sorumlu olamak üzere diğer davalılarla birlikte sorumlu olması, kalanından diğer davalıların sorumlu olması kaydıyla) her 3 davalıdan belirlenen sorumluluk miktarları uyarınca alınarak hazineye gelir kaydına
2- Davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 446,48 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kaydıyla)
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hükmedilen maddi tazminat üzerinden belirlenen 12.965,23 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kaydıyla)
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen maddi tazminat üzerinden belirlenen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hükmedilen manevi tazminat üzerinden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar … ve … kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat üzerinden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
7-Kabul ve red oranına göre davacı tarafından yapılan 29,00 TL ilk masraf, 720,00 bilirkişi ücreti gideri ve 481,76 TL yazışma ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.230,76 TL yargılama giderininden 1.008,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kaydıyla ve davalı sigorta şirketinin bu giderin 873,00 tl sinden sınırlı sorumlu olmak üzere diğer davalılarla birlikte sorumlu olması, kalanından diğer davalıların sorumlu olması kaydıyla) bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye fazla kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

İstinaf yargılaması yönünden;
10-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
11-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 73,10 TL tehir-i icra karar harcı,posta ve tebligat gideri 88,50 tl olmak üzere toplam 161,60 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,(davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kaydıyla)
12-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.28/02/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip