Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1288 E. 2019/1193 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … Sigorta A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – … Sigorta A.Ş.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
KARARIN YAZILMA TARİHİ : …

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili 19/03/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin miras bırakanı olan …’nin eşi … adına kayıtlı olan ve … idaresindeki … plakalı araçta yolcu konumunda iken Çumra ilçesinden Konya şehir merkezine giderken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu 31/12/2017 tarihinde meydana gelen kaza sonucunda vefat ettiğini; aynı kazada sürücü …’in de vefat ettiğini; söz konusu aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ve Genişletilmiş Kasko Sigortası ile davalı … şirketince sigortalı olduğunu; kaza sonucu tutulan tutanakta sürücünün kusurlu bulunduğunun tespit edildiğini; kaza sonucu açılan soruşturmada kazanın tek taraflı olması ve sürücünün de kazada vefat etmesi nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini; kaza sonucu davalı … şirketine başvuruda bulunduklarını; davalı şirketin müvekkillerinden … için ödeme yapmayacaklarını, küçük … için ise 24.707,00TL ödeme yaparak dosyanın kapatılmasını teklif ettiklerini; bu teklifi kabul etmeyerek eldeki davayı açtıklarını; murisin uzun süredir sigortalı olarak çalıştığını 2.500,00-2.600,00TL maaş aldığını; murisin ölümünden sonra geriye müvekkilleri olan 30 yaşlarındaki eşi … ile 10 yaşındaki çocuğu …’nin kaldığını; müvekkilleri … ve yaşı küçük … için ayrı ayrı fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00’er TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile KASKO poliçesinin 6. maddesinde manevi zararlar da teminat altına alınmış olduğundan teminat tutarı olan 50.000,00 TL.’den müvekkili … için 10.000,00 TL., küçük … için 40.000,00 TL. manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkilerine verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş; katıldığı duruşmalarda da dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiştir.
Davalı … vekili 11/05/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, davanın yetkili mahkemede açılmadığını; müvekkili sigorta şirketinin genel müdürlüğünün İstanbul İli Sarıyer İlçesinde olması nedeniyle davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu; bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesini talep ettilerini; müvekkilli şirketin kazaya konu aracın ZMMS kapsamında sigortalayanı olduğunu ve teminat limitleri ile sınırlı olarak sorumluluğu bulunduğunu; davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin hukuki dayanağının olmadığını; sigortalı aracın sürücüsünün alkollü olduğunu, müteveffanın da bu durumu bilerek iradesi ile araca bindiğini; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusur oranı ile sınırlı olduğunu; davacıların maddi tazminat talep edebilmeleri için murisin desteğine ihtiyaçlarının ispatlanması gerektiğini; davacıların SGK’dan kaza nedeniyle gelir ve aylık bağlanıp bağlanmadığının tespit edilerek varsa mahsup edilmesi gerektiğini beyanla öncelikle davanın reddine, masrafların ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, aksi halde dilekçelerinde belirttikleri sebepler göz önüne alınarak tazminatta indirim yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar tarihli gerekçeli kararı ile; ” davacı … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın 31/12/2017 tarihinde … isimli sürücünün sevk ve idaresinde Çumra – Konya karayolunda seyir halindeyken, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yol kenarındaki elektrik direğine ve sonrasında duvara çarpması sonucunda tek taraflı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiği; kaza sonucunda sürücüyle birlikte davacıların murisi …’nin de hayatını kaybettiği; kaza tarihi itibariyle söz konusu aracın davalı … tarafından hem Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası hem de Genişletilmiş Kasko Sigortası ile sigortalı olduğu; kazada sigortalı araç sürücüsünün tek ve tam kusurlu olduğu; davacıların kaza sonucu davalı … şirketine yaptıkları 05/02/2018 tarihli başvurunun davacı … yönünden kendisinin sigortalı aracın işleteni olması gerekçe gösterilerek tamamen reddedildiği; diğer davacı … yönünden ise fazlaya ilişkin haklardan feragat şartıyla 27.704,00 TL. ödeme teklifinde bulunulduğu; söz konusu teklifi kabul etmeyen davacıların eldeki davayı açtığı; davacıların desteği muris …’nin son olarak yıllık 25.978,47 TL. gelirle sigortalı olarak çalıştığı; davacı …’nin sigortalı aracın işleteni olması nedeniyle kendisine ait aracın sürücüsünün tam kusurlu ve tek taraflı olarak yaptığı kaza nedeniyle davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep etmeye hakkı olmadığı; aktüerya bilirkişisi tarafından yapılan hesaplamaya göre davacı …’nin uğradığı destekten yoksun kalma zararının 26.902,04 TL. olduğu; söz konusu araca ait 05/02/2017 başlangıç tarihli Genişletilmiş kasko sigorta Poliçesi ile manevi zararların da teminat altına alınmış olduğu anlaşılmakla davacı …’nin destekten yoksun kalma zararına ilişkin maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kabulüne; davacı …’nin hem destekten yoksun kalma zararına ilişkin maddi tazminat davasının hem de manevi tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve 1-Davacı …’nin destekten yoksun kalma zararına ilişkin ispatlanamayan maddi tazminat davasının reddine, 2-Davacı …’nin destekten yoksun kalma zararına ilişkin maddi tazminat davasının kabulü ile 26.902,04 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, poliçe teminat tutarı ile sınırlı olmak üzere, temerrüt tarihi olan 22/02/2018’den itibaren hesabedilecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davacı …’nin manevi tazminat davasının kabulü ile desteğinin vefatı nedeniyle 10.000 TL. manevi tazminatın poliçe teminat tutarı ile sınırlı olmak üzere, temerrüt tarihi olan 22/02/2018’den itibaren hesabedilecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı …’nin manevi tazminat davasının kabulü ile 40.000,00 TL. manevi tazminatın, poliçe teminat tutarı ile sınırlı olmak üzere, temerrüt tarihi olan 22/02/2018’den itibaren hesabedilecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, ” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı … 05/08/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; dava konusu kazada vefat edenin eşi olan …’nin maddi tazminat hakkı bulunmasına rağmen bu konuda yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulmasının doğru olmadığını, aktüer tazminat raporunda tazminat bedellerinin ödenmesi yönünde görüş bildirildiğini ve hatta davalı şirketin hukuk servisinin de tazminatın ödenmesinin gerekliliğini şirkete üzerinde not olarak bildirmiş olmasına ve kendilerine müracaat edilmesine rağmen tazminat bedelinin ödenmediğini, bunun dikkate alınmasını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının davacı … için maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemesinden dolayı kaldırılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı …Sigorta AŞ vekili 14/08/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davacılar lehine verilen manevi tazminatın usul ve yasaya aykırı olduğunu, genişletilmiş kasko sigortasında manevi tazminat teminat tutarının 12.500,00 TL olmasına rağmen toplamda 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, poliçe üstü karar tesisinin doğru olmadığını, davacılardan … için manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, araç maliki ve aracın işleteni ve sigorta ettireni olduğunu, davacılardan …’nin ise sigortalı aracın sürücüsü olduğunu, alkollü olduğunu, müteveffanın da bu durumu bilerek iradesi ile araca bindiğini, bu davacıya da manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle icranın tehirine, yerel mahkeme kararının manevi tazminat yönünden hukuka aykırı olması sebebiyle kaldırılarak dosyanın yeniden değerlendirilmesi ile manevi tazminat taleplerinin reddine, davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesine, davanın istinafta görülmesi mümkün değil ise hükmün bozularak ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava trafik kazası nedeniyle ZMMS SİGORTASINDAN destekten yoksun kalma tazminatı, genişletilmiş kasko poliçe sigortacısı davalıdan manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin itirazın incelenmesinde :
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kavramı, 18.10.1984 tarihinde yürürlüğe giren 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda yer almakta olup; anılan Kanunun 91 ila 111. ve 93.madde hükümleri uyarınca, Hazine Müsteşarlığınca çıkarılan “Karayolları Trafik Kanunu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında” konu ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Buna göre; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu, belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne zorunlu mali sorumluluk sigortası adı verilmektedir.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında, rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat, 2918 Sayılı Kanunun 91.maddesinin yollamasıyla aynı Kanunun 85.maddesine göre belirlenir. Sigortacı; sigorta ettiren işleten tarafından, motorlu aracın işletilmesi sırasında ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlardan sorumludur. (HGK.-19/06/2013 tarih ve 2012/10-1619 esas, 2013/863 karar)
Bilindiği üzere, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ( KTK )’nun 91. maddesi ile araç işletenlerine uygulamada “zorunlu trafik sigortası” olarak da adlandırılan “mali sorumluluk sigortası” yaptırma zorunluluğu getirilmiş; anılan maddenin birinci fıkrasında, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.
Maddede atıf yapılan aynı Kanun’un “İşleten ve Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı 85. maddesinin 1. fıkrasında ise: “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” düzenlemesi yer almaktadır.
Görülmektedir ki, zorunlu trafik sigortası, araç işleteninin üçüncü kişilere verdiği zararlardan doğan sorumluluğunu sigorta güvencesi kapsamına almaktadır. Eş söyleyişle, işleten “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası” ile üçüncü kişilere verdiği zararlardan dolayı “kendi sorumluluğunu” sigorta ettirmektedir. Bu hüküm uyarınca, işletenin sorumlu tutulduğu hallerde, zorunlu trafik sigortacısının da sorumluluğu ortaya çıkmakta; işletenin sorumlu tutulamadığı hallerde, sigortacısının da sorumluluğu söz konusu olmamaktadır.
Şu hale göre, sigortacının sorumluluğundan bahsedebilmek için, zorunlu trafik sigortası yapılan aracın üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazaya karışması ve bu kazada sigortalı araç işleteninin sorumluluğunun bulunması gerekir. Dolayısıyla, araç işletenin ve sürücüsünün kusursuz olduğu hallerde, sigortacısının da tazminat sorumluluğu ve ödeme yükümlülüğünden söz edilemeyecektir ( Mustafa Çeker, Sigorta Hukuku, 2. Bası, Adana 2004, s. 172 ).
Açıklanan yasal düzenlemelere paralel bir düzenleme de Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ( Trafik Sigortası ) Genel Şartlarının “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1/1. maddesinde yer almakta ve maddede aynen “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” denilmektedir.
Öte yandan, 2918 sayılı KTK.’nın 92. maddesinde sigorta teminatı dışında kalan durumlar düzenlenmiş; maddenin ( a ) bendinde; işletenin, KTK. uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği taleplerin, teminat dışı olduğu belirtilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ( Trafik Sigortası ) Genel Şartlarının “Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.3. maddesinin ( f ) bendi de, bu yasal düzenlemenin tekrarı niteliğindedir.
Az yukarıda da açıklandığı üzere; KTK.’nın 85/1. maddesine göre motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölmesi, yaralanması veya bir şeyin zarara uğraması halinde, işleten bu zararlardan sorumludur. Somut olayımızda ise işletenin kendisi zarar görmüştür. Dava zarar gören 3. Kişi tarafından açılmamış, bilakis işleten tarafından açılmıştır.
Diğer taraftan, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ( Trafik Sigortası ) Genel Şartlarının “Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.3. maddesinin ( b ) bendinde “İşleten tarafından ileri sürülecek tazminat talepleri”; ( f ) bendinde “İşletenin, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler”; ( g ) bendinde de “İşletenin aracına … gelecek zararlar nedeniyle ileri sürülecek talepler” teminat dışı bırakılmıştır.
Şu açıklamalar karşısında; davaya konu talebin, poliçe eki genel şartlar gereğince açık biçimde teminat dışında kaldığı belirgindir.(HGK.-15/04/2011 tarih ve 2011/17-13 esas, 2011/191 karar ,Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 25/03/2014 günlü 2014/5008-4320 esas- karar sayılı ilamı).Bu nedenle davacı vekilinin itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
2-Genişletilmiş kasko poliçesindeki manevi tazminat limiti :
Genişletilmiş kasko poliçesi incelendiğinde IMM KOMBİNE limitinin 50.000,00 TL ,ferdi kaza limitinin 5.000,00 TL ,ferdi kaza sürekli sakalık limitinin 5.000,00 Tl olduğu poliçenin 6. Sayfasında manevi tazminat taleplerinin olay başı ve yıllık ihtiyari mali mesuliyet şahıs başı ve /veya kombine limit tutarının %25 ‘i ile sınırlı olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Bu halde davalı … şirketinin en fazla kombine limit tutarının %25’i olan 12.500,00 TL den sorumlu olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin itirazının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
3-Davacı … yönünden manevi tazminatın teminat dışı olduğuna ilişkin itirazın incelenmesinde :
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasında sigortacı, işletenin 2918 sayılı KTK kapsamında hukuki sorumluluğunun zorunlu mali sorumluluk sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını üstlenmiştir. Buna göre, İMSS’nin amacı, trafik kazaları sonucu 3. kişilere verilecek zararların güvence altına alınmasıdır.
Ayrıca TTK’nin 92. ve ZMSS Genel Şartlarının A.3.b. maddesinde, “işleten tarafından ileri sürülecek tazminat taleplerinin” teminat kapsamı dışında kalacağı, İMSS Genel Şartlarının 3/a maddesinde, “sigortalının kendisinin uğrayacağı zararların” teminat kapsamı dışında kalacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olaya bakıldığında, davacı … , aynı zamanda … plaka sayılı (sigortalı) aracın işleteni (ve gerek Zorunlu Trafik Sigortası gerekse GENİŞLETİLMİŞ Kasko Sigortası-İMSS- poliçelerinde sigortalı konumunda) olduğundan, davalı … karşısında 3. kişi olarak kabul edilemez. Bir başka deyişle işleten davacının, işleten olarak kendi sorumluluğunu üstlenen davalı … şirketinden tazminat talebinde bulunması hukuken mümkün değildir. Zira ZMSS ve İMSS sigortacısı, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına almaktadır.(YARGITAY17. Hukuk Dairesi 2014/22983 e 2017/4900 k )
Bu nedenle mahkemece, davalı … Sigorta Şirketi hakkındaki MANEVİ TAZMİNAT yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir.
4-Davacı … yönünden manevi tazminatına hükmedilmemesi gerektiğine müterafik kusur ve manevi tazminatın fazla olduğuna ilişkin itirazın incelenmesinde :
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda müteveffa sürücü …’in ceza soruşturmasında gelen Ankara grup başkanlığı toksikoloji şube müdürlüğünün 31/03/2018 tarih … sayılı raporuna göre sürücü …’in kanında alkol bulunmadığı ,idrarında ise esrar etkin maddesi THC metaboliti THC-COOH bulunduğu anlaşılmaktadır .

Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre,Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.(YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2015/8043 E 2018/1639 K )
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370).
Mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu müteveffanın ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, müteveffanın alkollü olması nedeni ile müterafik kusuru ve kusur oranları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı … için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminatın fazla olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin itirazının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.(HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Bu nedenle , davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davacı …’nin destekten yoksun kalma zararına ilişkin MADDİ TAZMİNAT DAVASININ REDDİNE,
2-Davacı …’nin destekten yoksun kalma zararına ilişkin MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KABULÜ ile 26.902,04 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, poliçe teminat tutarı ile sınırlı olmak üzere, temerrüt tarihi olan 22/02/2018’den itibaren hesabedilecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı …’nin MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ REDDİNE,
4-Davacı …’nin MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KABULÜ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın, poliçe teminat tutarı ile sınırlı olmak üzere, temerrüt tarihi olan 22/02/2018’den itibaren hesabedilecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
5-Kararın mahiyeti gereği alınması gereken 2.520,78 TL karar ve ilam harcından başta peşin ve ıslahla yatırılan toplam 266,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.254,17 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 218,71 TL. ilk harç ve 89,00 TL. tamamlama harcı olmak üzere toplam 307,71 TL. harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacılar tarafından sarfedilen 400,00 TL. bilirkişi ücreti, 197,50 TL. posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 597,50 TL. yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 282,62 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, kalan kısmın davacı … üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından sarfedilen 28,00 TL. posta ve tebligat giderinin davanın kabul ve red oranına göre 14,73 TL.’lık kısmının davacı …’den alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.228,24 TL. avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
10-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00 TL. avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
11-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca davacı …’nin reddedilen maddi tazminat davası yönünden 1.000,00 TL. avukatlık ücretinin adı geçen davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca davacı …’nin reddedilen manevi tazminat davası yönünden 2.725,00 TL. avukatlık ücretinin adı geçen davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca davacı …’nin reddedilen manevi tazminat davası yönünden 2.725,00 TL. avukatlık ücretinin adı geçen davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
14-Artan gider avansı olması halinde HMK m.333 hükmü uyarınca karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
15-İstinaf eden davacı … tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
16-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davalıya iadesine,
17-İstinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacının kendisi üzerinde bırakılmasına,
18-İstinaf eden davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 242,60 TL başvurma harcı masrafının davalı …’den tahsili ile davalıya ödenmesine,
19-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
20-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.362 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi….


Başkan


Üye


Üye


Katip